Peygamberimiz eşlerine nasıl davranırdı?

Oruc

Daimi Üye
Katılım
17 Temmuz 2008
Mesajlar
2.598
Tepki
2.379
Puan
113
Yaş
49
Konum
izmir
Peygamberimiz eşlerine nasıl davranırdı?


Son peygamberin evi, yeryüzünde kurulan, gelmiş ve geçmiş bütün evlerin en mesudu, en hürmete layık olanıydı. Onun, hane-i saadetleri, kaynayan bir aşkla her dem saadet kokardı. Allah’ın yarattığı kullar içerisinde hiçbir kadın, Efendimizin hanımlarını sevdiği gibi sevilmemiştir.

Son peygamberin evi, yeryüzünde kurulan, gelmiş ve geçmiş bütün evlerin en mesudu, en hürmete layık olanıydı. Onun, hane-i saadetleri, kaynayan bir aşkla her dem saadet kokardı. Allah’ın yarattığı kullar içerisinde hiçbir kadın, Efendimizin hanımlarını sevdiği gibi sevilmemiştir. Yaratılan kullar içerisinde hiçbir erkek de Hz Peygamber (sav) gibi sevilmemiştir. Mecnun, onun katresinden dökülen bir parça bile değildi. Bu sevgi kaynağının elbette en önemli sebebi, Allah Resulünün, hanesinde bulunanlara uyguladığı terbiye usulüydü. Bu usulle, etrafındaki herkesin kalbinde O’na karşı sonsuz bir hürmet ve bağlılık oluşmuştu. O’nun her adımını taklit etmekle, insanlık hem şeref hem huzur bulacaktır. O’nun aile reisi olarak çizdiği portre de hayranlıkla izlenecek mükemmelliktedir. Sabrın, merhametin, şefkatin, anlayışın, inceliğin ve hoşgörünün timsaliydi Efendimiz. Bu faziletler, tarih boyunca hiç kimsede bu denli coşkun ifade olanağı bulamamıştı.

Hz. Peygamber hayatının her alanında büyük bir örnektir!

“Müminlerin iman bakımından en kusursuzu, ahlâkı en güzel olanıdır. Ahlâkı en güzel olanınız da, kadınlarına en güzel davrananınızdır” [Ebu Davud]

Hanımlarına faziletlerini söylemesi, sevdiğini ifade etmesi, bineğine alması, aynı kabın suyu ile müştereken yıkanılması, hanımının hayvana binmesinde yardımcı olması ve dizine bastırarak bindirmesi, kendisine yapılan yemek davetine “hanım da olursa” kaydıyla icabet etmesi, bir sıkıntıyla kederlenip ağlayanın gözyaşlarını elleriyle silerek teselli etmesi gibi Resulullah’ın (sav) pek çok davranışı hanımlarını memnun etmeye yöneliktir.

Eşinin meseleleriyle alakadar olurdu

Hz. Peygamber, günlük ziyaretlerini aksatmadan yapar, onlarla sohbet eder, hal ve hatırlarını sorar ve dertleriyle ilgilenirdi. Ondaki bu incelik, bütün hanımlarına yansımıştır. Bir gün savaşta, babasını ve yakınlarını kaybeden Safiye annemizin yanında, Hz. Peygamber hiç uyumamış, sabaha kadar kendisiyle sohbet edip, ilgilenmiştir.

Hz. Peygamber hastalandığında “keşke senin uğradığın hastalığa ben uğrasaydım, senin yerinde yatan ben olsaydım” deyince diğer hanımlar birbirlerine göz kırparlar. Bunu gören Resulullah, “Safiyye bu sözünde sâdıktır” buyurur. İnsan fıtratında var olan eğlenme ve şakalaşma ihtiyacını bilen Resulullah (sav) buna da imkân tanımış ve bizzat eşleriyle şakalaşmıştır. Muhtelif seferlerde Hz. Aişe ile koşu yarışması yaptığını validemiz kendisi söyler.

Eşinin fikrini uygulayan peygamber

Hudeybiye anlaşması, Müslümanlara çok ağır gelmişti. Kâbe’ye varamadan geri döneceklerdi. Anlaşmayı yazma işinden çıkınca, Resulullah, ashabına: “Kalkın kurbanlarınızı kesin, sonra da tıraş olun!” buyurdu. Ancak (müşriklerle yapılan bu antlaşmadan hiç kimse memnun değildi. Bu sebeple) kimse kalkamadı. Resulullah (sav), emrini üç kere tekrar etti. Yine kalkan olmayınca Ümmü Seleme’nin çadırına girdi. Ona halktan maruz kaldığı bu hali anlattı. O, kendisine: “Ey Allah’ın Resulü! Bunu (yani halkın kurbanını kesip, tıraşını olmasını) istiyor musun? Öyleyse çık, ashaptan hiçbiriyle konuşma, deveni kes, berberini çağır, seni tıraş etsin!” dedi. Hz. Peygamber kalktı, hiç kimse ile konuşmadan bunların hepsini yaptı: Devesini kesti, berberini çağırdı, tıraş oldu. Ashab bunları görünce kalktılar kurbanlarını kestiler, birbirlerini tıraş ettiler”

İslam tarihindeki bu müthiş olay, üzerine durulup düşünülmesi gereken bir konudur. Kim, eşine bu denli iltifatkar olabilir. Kaç aile reisi, en sıkıntılı anlarında hanımıyla istişare yapabilir? Kaç kişi en zor zamanlarında, hanımının sözünü dinler ve ona değer verir ki?
 
OP
Oruc

Oruc

Daimi Üye
Katılım
17 Temmuz 2008
Mesajlar
2.598
Tepki
2.379
Puan
113
Yaş
49
Konum
izmir
“En hayırlılarınız, aileniz için hayırlı olanlarınızdır”

Peygamberimiz (sav): “En hayırlılarınız, ailesi için hayırlı olanınızdır. Bana gelince ben, aileme karşı sizden en hayırlı olanınızım” buyurmuştur. O ailesiyle birlikte olduğunda, onlarla sohbet eder, vakit geçirir, hal ve hatırlarını sorar, şakalaşır ve onları büyük bir ciddiyetle eğitirdi.

Efendimiz (sav)’ın hayatından öğrendiğimiz, O’nun ailesine karşı iki istikameti olduğudur. Birincisi; aile fertlerinin her biri şahsen teması ve özel sohbeti… İkincisi; aile fertlerinin tamamının birbirleriyle teması ve sohbeti…

Resulullah, bu prensiplerini bozmamak için, bunlara çok ihtimam gösterir, dikkat ederdi. Ayrıca her sabah mescitten çıktıktan sonra ve her ikindi namazını kıldıktan sonra, hanımlarına uğrar, belirli sürelerde onlarla sohbet ederdi.

Ailesini özellikle bir araya toplardı

Resulullah (sav), aile fertlerinin bir araya toplanmasını sağlamak gayesiyle her akşam, bütün hanımları, Efendimiz o gece kimde geceleyecekse, onun evine toplanır ve topluca sohbet ederlerdi. Bu sohbetlerde, Efendimizin zevcelerine ibretli kıssalar anlattığı, güldürücü şakalar yaptığı rivayet edilmiştir.

İlgilenme ve değer verme

Kendisini, muhatabının fikrine saygı duyma ve önerilerini dikkate almada da gösterir. Ve tabii ki Hz. Peygamber bu konuda da örnek teşkil eder bugünün erkeklerine ve tüm insanlara. Özellikle eşinin sözüne ve düşüncesine, doğrudan hanımını ilgilendiren konularda bile müracaat etmeyen aile reisleri, Hz. Peygamber’in (sav) yaşayışı göz önüne alındığında en yakın arkadaşlarına haksızlık etmektedirler. Oysa Hz. Peygamber çok kritik anlarda eşlerinin fikrini almış ve uygulamıştır.
 

-sumeyye

Daimi Üye
Katılım
3 Aralık 2009
Mesajlar
5.596
Tepki
4.990
Puan
113
Yaş
45
Konum
İstanbul
Allah (CC) Razı olsun Yüceler Yücesi Rabbim bizi HZ Peygember efendimiz (s.a.s) yolundan ayırmasın inşah
 

Şu anda bu konu'yu okuyan kullanıcılar

    Üst