E
esmanur
Misafir
Peygamberimiz (s.a.s) adaleti ile tüm insanlik alemine örnek bir insandı. Doğruluk ve adalet gibi iki güzel hasletin timsali bir insan olup kimsenin haksızlığa uğramasına müsaade etmezdi.
Hz. Muhammed(sav), hem müslümanlar arasında verdiği hükümler, hemde farklı din, dil, ırk ve kavimlerden olan kişilere karşı adil ve hoşgörülü tutumu tüm insanlar için çok büyük bir örnektir.
Allah(cc), Kuran-ı Kerim’de şöyle buyurmaktadır.
Şüphesiz, Allah adaletle hüküm yürütenleri sever. (Maide Suresi, 42)
Peygamberimiz(sav) cahiliye devri arapların ve diğer kavimlerin oluşturduğu toplum içinde dahi, Allah’ın emrine uymuş ve hiç bir zaman adaletten taviz vermemiştir. Her zaman,
Rabbim adaletle davranmayı emretti.(Araf Suresi, 29)
diyerek her devirde insanlara örnek olmuştur.
Peygamberimiz (sav)’in yaşadığı coğrafyada farklı topluluklar bir arada yaşıyordu. Bu topluluklar küçük bir sözden veye tavırdan dolayı bir grup diğerine karşı hemen öfkelenip saldırabiliyordu. Ancak Peygamberimiz(sav)’in adaleti müslümanlar için olduğu kadar bu topluluklar içinde bir huzur ve güvence kaynağı olmuştur. Asr-ı Saadet döneminde Arabistan Yarımadasında hıristiyan, musevi, putperest ayırt etmeksizin herkese adil davranılmıştır.
Sevgili Peygamberimiz (sav), Allah (cc)’ın
Dinde zorlama (ve baskı) yoktur. (Bakara Suresi, 256)
Ayetine uyarak herkese hak dini anlatmış ve seçimleri konusunda onları serbest bırakmıştır.
Peygamberimiz (sav)’in Kuran ahlakına uyarak gösterdiği bu güzel tavır, bugün farklı dinlerden insanların birbirlerine karşı tutumları konusunda örnek olmalıdır.
Peygamberimiz (sav)’in adaleti, farklı ırklardan insanlar arasında da uzlaşma sağlamıştır. Peygamberimiz(sav) bir çok sohbetinde hatta Veda Hutbesi’nde ırkların birbirine karşı bir üstünlülüğünün olamayacağını, Allah’ın emrine uyarak üstünlüğün takvaya göre olacağını bildirmiştir.
Allah (cc), Kuran-ı Kerim’de şöyle buyurmaktadır.
Şüphesiz, Allah katında sizin en üstün olanınız,(ırk yada soyca değil) takvaca en ileride olanınızdır. (Hucurat Suresi, 13)
Peygamberimiz(sav) aynı konu ile ilgili olarak,
Sizin soyunuz, sopunuz kimseye üstünlük ve kibir taslamaya vesile değildir. Ey insanlar! Hepiniz Adem’in çoçuklarısınız. Adem ise topaktan yaratılmıştır. İnsanlar ırkları ile övünmeyi bıraksınlar
Peygamberimizi herkes ”el emin” yani güvenilir kişi olarak bilirdi. Hak konusunda hatır gönül dinlemezdi. Allah (cc), Peygamberimiz(sav)’e Kuran-ı Kerim’de
Emrolunduğu gibi dosdoğru hareket et. (Hud Suresi, 112)
Buyurmuş, Peygamberimiz(sav) de hayatı boyunca sırati müstakimden hiç ayrılmamıştır.
Peygamberimiz(sav) zamanında, hatırlı bir aileye mensup bir kadın hırsızlık yapmıştı. Bu yüzden kureyşliler bu kadının ceza görmesini istememişler ve Hz. Üsame’yi de cezasının affedilmesi için Peygamberimize(sav) göndermişlerdi. Çünkü Peygamberimiz(sas) Üsame’yi çok severdi. Peygamberimiz(sav) Üsame’yi dinledilten sonra şöyle buyurdu:
İsrailoğulları adaletsiz oldukları için helak oldular. Onlar fakirlere şiddetli cezalar uygular, nufuzlu ve zengin olanları cezasız bırakırlardı… diyerek Şayet kızım Fatıma aynı suçu işleseydi aynı cezayı onada verirdim demiştir.
Peygamberimiz (sav)’in hıristiyan, yahudi ve diğer müşrik topluluklarla imzaladığı Medine Vesikası da önemli bir adalet örneğidir.
Farklı inançlara sahip topluluklar arasında adaletin sağlanması ve her topluluğun haklarının gözetilmesi için hazırlanan bu vesika sayesinde yıllarca düşmanlık içinde yaşayan topluluklara barış getirilmiştir. Medine Vesikası’nın en önemli özelliği inanç özgürlüğünü sağlamasıdır. Bu konu ile ilgili maddede;
Yahudilerin dinleri kendilerine, Müslümanların dinleri kendilerinedir. Bize tabi olan yahudiler, hiçbir haksızlığa uğramadan yardım ve desteğimizi kazanacaklardır.
Asr-ı Saadet döneminin barış, huzur ve güvenlik içinde geçmesinin en önemli nedenlerinden biri, Kuran ahlakına uyan Peygamberimiz(sav)’in adaletli tutumudur.
Bugünde dünyamızın barış ve huzur içinde yaşaması için Allah (cc)’ın adaletine ve Peygamberimizin(sav) ahlakına ne kadar çok ihtiyacı var değilmi??
TURKNAVY
Hz. Muhammed(sav), hem müslümanlar arasında verdiği hükümler, hemde farklı din, dil, ırk ve kavimlerden olan kişilere karşı adil ve hoşgörülü tutumu tüm insanlar için çok büyük bir örnektir.
Allah(cc), Kuran-ı Kerim’de şöyle buyurmaktadır.
Şüphesiz, Allah adaletle hüküm yürütenleri sever. (Maide Suresi, 42)
Peygamberimiz(sav) cahiliye devri arapların ve diğer kavimlerin oluşturduğu toplum içinde dahi, Allah’ın emrine uymuş ve hiç bir zaman adaletten taviz vermemiştir. Her zaman,
Rabbim adaletle davranmayı emretti.(Araf Suresi, 29)
diyerek her devirde insanlara örnek olmuştur.
Peygamberimiz (sav)’in yaşadığı coğrafyada farklı topluluklar bir arada yaşıyordu. Bu topluluklar küçük bir sözden veye tavırdan dolayı bir grup diğerine karşı hemen öfkelenip saldırabiliyordu. Ancak Peygamberimiz(sav)’in adaleti müslümanlar için olduğu kadar bu topluluklar içinde bir huzur ve güvence kaynağı olmuştur. Asr-ı Saadet döneminde Arabistan Yarımadasında hıristiyan, musevi, putperest ayırt etmeksizin herkese adil davranılmıştır.
Sevgili Peygamberimiz (sav), Allah (cc)’ın
Dinde zorlama (ve baskı) yoktur. (Bakara Suresi, 256)
Ayetine uyarak herkese hak dini anlatmış ve seçimleri konusunda onları serbest bırakmıştır.
Peygamberimiz (sav)’in Kuran ahlakına uyarak gösterdiği bu güzel tavır, bugün farklı dinlerden insanların birbirlerine karşı tutumları konusunda örnek olmalıdır.
Peygamberimiz (sav)’in adaleti, farklı ırklardan insanlar arasında da uzlaşma sağlamıştır. Peygamberimiz(sav) bir çok sohbetinde hatta Veda Hutbesi’nde ırkların birbirine karşı bir üstünlülüğünün olamayacağını, Allah’ın emrine uyarak üstünlüğün takvaya göre olacağını bildirmiştir.
Allah (cc), Kuran-ı Kerim’de şöyle buyurmaktadır.
Şüphesiz, Allah katında sizin en üstün olanınız,(ırk yada soyca değil) takvaca en ileride olanınızdır. (Hucurat Suresi, 13)
Peygamberimiz(sav) aynı konu ile ilgili olarak,
Sizin soyunuz, sopunuz kimseye üstünlük ve kibir taslamaya vesile değildir. Ey insanlar! Hepiniz Adem’in çoçuklarısınız. Adem ise topaktan yaratılmıştır. İnsanlar ırkları ile övünmeyi bıraksınlar
Peygamberimizi herkes ”el emin” yani güvenilir kişi olarak bilirdi. Hak konusunda hatır gönül dinlemezdi. Allah (cc), Peygamberimiz(sav)’e Kuran-ı Kerim’de
Emrolunduğu gibi dosdoğru hareket et. (Hud Suresi, 112)
Buyurmuş, Peygamberimiz(sav) de hayatı boyunca sırati müstakimden hiç ayrılmamıştır.
Peygamberimiz(sav) zamanında, hatırlı bir aileye mensup bir kadın hırsızlık yapmıştı. Bu yüzden kureyşliler bu kadının ceza görmesini istememişler ve Hz. Üsame’yi de cezasının affedilmesi için Peygamberimize(sav) göndermişlerdi. Çünkü Peygamberimiz(sas) Üsame’yi çok severdi. Peygamberimiz(sav) Üsame’yi dinledilten sonra şöyle buyurdu:
İsrailoğulları adaletsiz oldukları için helak oldular. Onlar fakirlere şiddetli cezalar uygular, nufuzlu ve zengin olanları cezasız bırakırlardı… diyerek Şayet kızım Fatıma aynı suçu işleseydi aynı cezayı onada verirdim demiştir.
Peygamberimiz (sav)’in hıristiyan, yahudi ve diğer müşrik topluluklarla imzaladığı Medine Vesikası da önemli bir adalet örneğidir.
Farklı inançlara sahip topluluklar arasında adaletin sağlanması ve her topluluğun haklarının gözetilmesi için hazırlanan bu vesika sayesinde yıllarca düşmanlık içinde yaşayan topluluklara barış getirilmiştir. Medine Vesikası’nın en önemli özelliği inanç özgürlüğünü sağlamasıdır. Bu konu ile ilgili maddede;
Yahudilerin dinleri kendilerine, Müslümanların dinleri kendilerinedir. Bize tabi olan yahudiler, hiçbir haksızlığa uğramadan yardım ve desteğimizi kazanacaklardır.
Asr-ı Saadet döneminin barış, huzur ve güvenlik içinde geçmesinin en önemli nedenlerinden biri, Kuran ahlakına uyan Peygamberimiz(sav)’in adaletli tutumudur.
Bugünde dünyamızın barış ve huzur içinde yaşaması için Allah (cc)’ın adaletine ve Peygamberimizin(sav) ahlakına ne kadar çok ihtiyacı var değilmi??
TURKNAVY