rüzgar gülü
Daimi Üye
Ey İnananlar! Andolsun ki, sizin için, Allah'a ve âhiret gününe kavuşmayı umanlar ve Allah'ı çok anan kimseler için Rasûlullah en güzel örnektir.”
Muhakkak ki Allah’a ve âhiret gününe inananlar için Allah’ın Resûlünde sizin için güzel bir örnek vardır. Allah’ı çok çok zikreden kimseler için. Rasûlullah nasıl Allah için bir hayat yaşıyorsa siz de yaşayın. O nasıl Allah yolunda savaşıyorsa siz de savaşın. Allah düşmanı müttefik güçlere karşı O nasıl direnç gösteriyorsa siz de öylece sabır ve direnç gösterin.
Evet Rasûlullah efendimizin tüm hayatı bizim için en güzel bir örnektir. Çünkü Allah’ın Resûlü örnek kuldur, form dilekçedir. Allah bizden istediği kulluğu Onun şahsında örneklemiştir. Size gönderdiğim bu elçim gibi bir hayat yaşayın buyurmuştur. Tabii Rasûlullah efendimizin örnekliği sadece kendi dönemi ashabını değil, kıyâmete kadar tüm mü’minleri bağlayacaktır.
Üsve, arkasından gidilecek, takip edilecek nümune-i imtisâl demektir. Evet Allah’ın Resûlü tüm sözlerinde, tüm fiillerinde, tüm ha-yatında mü’minler için takip edilmesi gereken bir örnektir. Önceki derslerimizde bu konuda çok şey söyledik. Bakın Onun hayatını örnek alan mü’minlerin durumlarını Rabbimiz şöylece ortaya koyuyor:
22. “İnananlar, düşman birliklerini gördükleri zaman: İşte bu, Allah ve peygamberinin bize vaad ettiğidir; Allah ve peygamberi doğru söylemiştir" dediler. Bu onların ancak imanını ve teslimiyetini artırdı.”
Ne zaman ki o mü’minler Ahzâb’ı gördüler hemen dediler ki işte Allah ve Resûlünün bize vaad ettiğidir, şüphesiz ki Allah ve Resûlü doğru söylemiştir dediler. Evet önceki âyetlerde ne buyurmuştu Rabbimiz münâfıklar hakkında? Onlar da bu Ahzâb’ı, birleşik orduları gördükleri zaman demişlerdi ki Allah ve Resûlü bizi aldatmıştır. Allah ve Resûlü bize boş şeyler vaad etmiştir demişlerdi değil mi? Bunlar Rasûlullah’ı örnek almayan, âhiret endişesi taşımayan, hesaba çekileceklerinin şuurunda olmayan, Allah’ı çokça zikretmeyen, Allah’ın âyetlerini hafızalarında canlı tutmayan, Allah’ın yasalarını gündemlerine almayan kimselerdi.
Ama Allah’ı çokça zikreden, Allah’ın âyetleriyle yol bulmaya çalışan, Allah’ın elçisini takip eden mü’minler bu müttefik güçleri gördükleri zaman ne diyorlar? Onlar da tıpkı örnekleri gibi dimdik düşman karşısında durup işte Allah ve Resûlünün bize vaad ettiği budur. Allah ve Resûlü ne söylemişse doğru söylemiştir. Allah ve Resûlü bizden nasıl bir tavır istemişse doğru istemiştir dediler ve bu ordular ancak onların imanlarını artırmıştır. Bu durum ancak onların Allah ve Resûlüne karşı teslimiyetlerini artırmıştır.
Gerçekten bu mü’minler Allah ve Resûlüne gönülden inanan kimselerdi. Allah ve Resûlünün kendilerini kesinlikle zafere ulaştıracağına güvenleri tamdı. Allah ve Resûlünün vaadinden dönmeyeceğine itimatları tamdı. Allah’ın kaza ve kaderine imanları mükemmeldi. Kâfirlerin her bir yandan kendilerini kuşattığı, münâfıkların kendilerini terk ettiği, daha önce kendileriyle anlaşma yapmış Yahudilerin kendilerini arkadan hançerleme kararı aldıkları bir ortamda, sıkıntılı anlar yaşadıkları halde bu müslümanlar Allah ve Resûlünün kendilerine vaad ettiği zaferin çok yakın olduğunu, bundan sonra bu kâfirlerin asla bir daha Medine’ye hücum edemeyeceklerini biliyorlar, iman ediyorlardı. Aynen peygamberlerinin vaad ettiği gibi artık bundan sonra hücum sırasının kendilerine geleceğine, Bizans ve İran’ın, hattâ tüm dünya devletlerinin, tüm dünya şehirlerinin fethedileceğine imanları tamdı. Kesinlikle biliyor ve inanıyorlardı ki bundan sonra tüm zaferler, tüm fetihler kendilerinin olacaktı.
Muhakkak ki Allah’a ve âhiret gününe inananlar için Allah’ın Resûlünde sizin için güzel bir örnek vardır. Allah’ı çok çok zikreden kimseler için. Rasûlullah nasıl Allah için bir hayat yaşıyorsa siz de yaşayın. O nasıl Allah yolunda savaşıyorsa siz de savaşın. Allah düşmanı müttefik güçlere karşı O nasıl direnç gösteriyorsa siz de öylece sabır ve direnç gösterin.
Evet Rasûlullah efendimizin tüm hayatı bizim için en güzel bir örnektir. Çünkü Allah’ın Resûlü örnek kuldur, form dilekçedir. Allah bizden istediği kulluğu Onun şahsında örneklemiştir. Size gönderdiğim bu elçim gibi bir hayat yaşayın buyurmuştur. Tabii Rasûlullah efendimizin örnekliği sadece kendi dönemi ashabını değil, kıyâmete kadar tüm mü’minleri bağlayacaktır.
Üsve, arkasından gidilecek, takip edilecek nümune-i imtisâl demektir. Evet Allah’ın Resûlü tüm sözlerinde, tüm fiillerinde, tüm ha-yatında mü’minler için takip edilmesi gereken bir örnektir. Önceki derslerimizde bu konuda çok şey söyledik. Bakın Onun hayatını örnek alan mü’minlerin durumlarını Rabbimiz şöylece ortaya koyuyor:
22. “İnananlar, düşman birliklerini gördükleri zaman: İşte bu, Allah ve peygamberinin bize vaad ettiğidir; Allah ve peygamberi doğru söylemiştir" dediler. Bu onların ancak imanını ve teslimiyetini artırdı.”
Ne zaman ki o mü’minler Ahzâb’ı gördüler hemen dediler ki işte Allah ve Resûlünün bize vaad ettiğidir, şüphesiz ki Allah ve Resûlü doğru söylemiştir dediler. Evet önceki âyetlerde ne buyurmuştu Rabbimiz münâfıklar hakkında? Onlar da bu Ahzâb’ı, birleşik orduları gördükleri zaman demişlerdi ki Allah ve Resûlü bizi aldatmıştır. Allah ve Resûlü bize boş şeyler vaad etmiştir demişlerdi değil mi? Bunlar Rasûlullah’ı örnek almayan, âhiret endişesi taşımayan, hesaba çekileceklerinin şuurunda olmayan, Allah’ı çokça zikretmeyen, Allah’ın âyetlerini hafızalarında canlı tutmayan, Allah’ın yasalarını gündemlerine almayan kimselerdi.
Ama Allah’ı çokça zikreden, Allah’ın âyetleriyle yol bulmaya çalışan, Allah’ın elçisini takip eden mü’minler bu müttefik güçleri gördükleri zaman ne diyorlar? Onlar da tıpkı örnekleri gibi dimdik düşman karşısında durup işte Allah ve Resûlünün bize vaad ettiği budur. Allah ve Resûlü ne söylemişse doğru söylemiştir. Allah ve Resûlü bizden nasıl bir tavır istemişse doğru istemiştir dediler ve bu ordular ancak onların imanlarını artırmıştır. Bu durum ancak onların Allah ve Resûlüne karşı teslimiyetlerini artırmıştır.
Gerçekten bu mü’minler Allah ve Resûlüne gönülden inanan kimselerdi. Allah ve Resûlünün kendilerini kesinlikle zafere ulaştıracağına güvenleri tamdı. Allah ve Resûlünün vaadinden dönmeyeceğine itimatları tamdı. Allah’ın kaza ve kaderine imanları mükemmeldi. Kâfirlerin her bir yandan kendilerini kuşattığı, münâfıkların kendilerini terk ettiği, daha önce kendileriyle anlaşma yapmış Yahudilerin kendilerini arkadan hançerleme kararı aldıkları bir ortamda, sıkıntılı anlar yaşadıkları halde bu müslümanlar Allah ve Resûlünün kendilerine vaad ettiği zaferin çok yakın olduğunu, bundan sonra bu kâfirlerin asla bir daha Medine’ye hücum edemeyeceklerini biliyorlar, iman ediyorlardı. Aynen peygamberlerinin vaad ettiği gibi artık bundan sonra hücum sırasının kendilerine geleceğine, Bizans ve İran’ın, hattâ tüm dünya devletlerinin, tüm dünya şehirlerinin fethedileceğine imanları tamdı. Kesinlikle biliyor ve inanıyorlardı ki bundan sonra tüm zaferler, tüm fetihler kendilerinin olacaktı.