Hz.Aişenin Rasullullah ile ilişkilerini seviyeli bir düzeyde götürdüğünü görüyoruz. Rasllallahın hizmetinde kusur etmez, Rasulallahın hem peygamber hem de liderlik yükünün ağırlığını paylaşmaya çalışır. Hz.Aişeyi Rasullullahın vefatına kadar hep yanında görüyoruz. Hatta o son günlerini Hz.Aişenin hanesinde geçirir.
Hz.Aişeyi Rasullullah ile gece namazlarında, yolculuklarda, savaşlarda hep beraber görüyoruz. Rasulallahın Hz.Aişeye olan sevgisini iki örnekle verebiliriz. Rasulallah kızı Fatımaya şöyle der: Ey Fatıma benim sevdiğimi sevmek istemez misin? Fatıma Evet cevabını verince , Öyleyse Aişeyi sev ben onu seviyorum der.
Yine sahabenin Ya Rasulallah sana insanlardan en sevimli kim? sorusu üzerine. Rasulallah Aişe diye cevaplıyor. Ondan sonra kim sorusuna ise Onun babası diyordu.
Okuduğum birçok kaynakta Hz.Aişenin üstünlüğü konusunda çok gereksiz zorlamalar olduğunu gördüm. Öncelikle üstünlük ölçüsü olarak Rabbimiz takva ölçüsünü koymuş ki bunu da ancak Allah bilir.
Değerli olan insanları üstünlük yarışına sokmaya gerek yok. Herkes hak ettiği değeri kendisinden alır. Haticede üzerine düşeni yaptı, Aişede. Sormamız gereken Hz.Aişeyi Rasullullaha sevgili yapan neydi? Neden Rasullullah Hz.Aişenin yanında daha fazla kalmak istiyordu? Sanırım Hz.Aişeyi Rasulallah gözünde özel kılan şey Rasulallahı çok iyi anlaması idi. O peygamberin acısını, sancısını, sevincini, hüznünü paylaşıyordu. Değil mi ki her şey paylaştıkça azalır veya çoğalır. Bu paylaşım onu Rasullullaha sevgili yaptı. Hz.Aişenin de Rasullullaha olan sevgisindeki samimiyeti Rasulallahın vefatından sonra daha net görüyoruz. Hz.Aişenin hizmetçisi anlatıyor: O Rasulallahın vefatından sonra Rasulallahın sevdiği şeylere bakmıyor. Onun hayatta iken sevipte yiyemediği nimetleri O bunu severdi fakat hiçbir zaman doyası yiyemedi diyerek ağlardı ve yemezdi. Sevgi bundan daha güzel nasıl ifade edilebilir ki?
Hz.Aişe annemiz kendisini açık ve net bir şekilde ifade ediyor olması kendisine olan öz güveninden kaynaklanmaktadır.
Hal dilini çok iyi kullanan annemiz Rasullullaha olan ilgisini tavır ve davranışları ile çok güzel sergilediğini görüyoruz. Bir gün Hz.Aişe Rasullullaha Ya Rasullullah sen bir vadiye insen, orada iki çeşit ağaç bulsan üzerinde mahsulü olanı mı yoksa üzerinden mahsulü yenmiş olanı mı tercih edersin diye sorar. Rasulullah Üzerinde mahsulü bulunanı tabi ki diye cevap verince Hz.Aişe Ben işte o ağacım diyerek kendisi ile kız olarak evlendiğini kasteder.
Rasulallahın diğer hanımlarına karşı kıskançlığı onu bazen üzer bazen meraklandırır. Rasullullah efendimiz Hayber Seferi dönüşü yanında Safiye annemizle dönüyordu. Hz.Aişe yola çıkarak kalabalığın içine dalıp Rasullullah ve Safiye annemize bakıyordu. Rasulallah kendisini fark etmesi üzerine Safiyenin güzel bir kadın olduğunu söylediler bende merakımı gidermek için geldim diyor.
Rasulallahın ilgisini çekmek için birçok fırsatı değerlendiriyor. Hz.Aişe Habeşlilerin gösterisini Mescid-i Nebevinin avlusunda seyretmek ister. Rasulallahdan bunu istemesi üzerine Rasulallah izin verir ve Peygamberin omuzlarına kollarını dayayarak uzun bir süre seyreder. Rasulallah bir iki sefer yeter mi ya Aişe demesine rağmen biraz daha ya Rasulallah diyerek süreyi uzatır. Ve daha sonra bu olayı şöyle anlatır: Aslında Habeşlilerin oyunu uzun süre seyredecek kadar ilgimi çekmiyordu. Fakat Rasulallahın ilgisini göstermek için uzun süre izledim. Rasullullaha bunu ifade ettiğinde Rasullullah ben bunu biliyordum fakat senin gönlünü hoş tutmak için bilmezlikten geldim der. İşte ashabına, ailesine Rasulallahı sevdiren insani yönü o tüm insanlığa örnek ahlak abidesidir.
Hz.Aişe annemizi savaşlarda Rasullullah yanında olduğunu ve savaş esnasında askerlere hizmet verirken görüyoruz.
İlme ve hizmete gönül veren bu annemiz her kadın gibi süs eşyalarına karşı olan ilgisi de dikkatimizi çekiyor. Mesela hayatında yaşadığı iki farklı olayında oluşmasına sebep olan unsur gerdanlığı olmuştur. Teyemmüm ayetinin inişine sebep olan olay, bugün inananlara hala acı veren hadise; İfk Hadisesi.
Allahın koymuş olduğu sınırları çok iyi kavrayan bu annemizi gece Rasullullah ile beraber saatlerce gece namazı kıldığını görüyoruz. Ve Rasulallah başını Hz.Aişenin dizine koymuş vaziyette uyur iken Aişe annemizin gözlerinden Allah korkusundan bir damla yaş peygamberimizin yüzüne düşer. Rasulallah gözelerini açar ve Neden ağlıyorsun ey Aişe diye sorunca Aişe annemiz Ya Rasullullah o son günün korkusundan ağlıyorum. Düşünüyordum da acaba sen o gün bana yardımcı olabilir misin? diye sorunca Ey Aişe vallahi üç yerde senin için bir şey yapamam: Sıratta, mizanda, hesapta.
Fakat insan olmanın özellikle kadın olmanın gereği kendi odasında cariyeler şarkı söyler Aişe annemizde onları dinler. Hatta birinde babası Ebubekir cariyeler şarkı söylerken üzerine gelir, Aişe annemizi azarlar. Sedirin üzerinde arkasını dönmüş uzanan Rasullullah Bırak onu ya Ebubekir der. Bu örnekte Rasulallahın insanlara dünya ve ahiret arasında nasıl denge kurduğunu görüyoruz. Kendi takvasını eşi de olsa dayatmıyor.
Rasulallah vefat ettiğinde Aişe annemiz çok gençti. Rasullullah ile dokuz sene evli kaldı. Rasullullah efendimiz vefat edince Hz.Aişe annemizin odasına defnedilir. Bu oda üç kişiliktir. Hz.Ebubekir vefat ettiği zaman Rasulallahın yanına gömülmek istediğini söyler ve buraya defnedilir. Daha sonra Aişe annemiz Hz.Ömerin de bu isteğini duyunca kendi yerini de Hz.Ömere verir.
Rasulallah vefatından sonra Hz.Aişe annemiz 47 yıl daha yaşar. Medinede yatsı namazından sonra vefat eder. Kendi vasiyeti üzerine hiç bekletilmeden toprağa verilir. Ebu Hüreyrenin kıldırdığı cenaze namazının ardından hemen o gece binlerce insanın katılımıyla Cennetül Baki mezarlığına defnedilir.
Hz.Aişeyi Rasullullah ile gece namazlarında, yolculuklarda, savaşlarda hep beraber görüyoruz. Rasulallahın Hz.Aişeye olan sevgisini iki örnekle verebiliriz. Rasulallah kızı Fatımaya şöyle der: Ey Fatıma benim sevdiğimi sevmek istemez misin? Fatıma Evet cevabını verince , Öyleyse Aişeyi sev ben onu seviyorum der.
Yine sahabenin Ya Rasulallah sana insanlardan en sevimli kim? sorusu üzerine. Rasulallah Aişe diye cevaplıyor. Ondan sonra kim sorusuna ise Onun babası diyordu.
Okuduğum birçok kaynakta Hz.Aişenin üstünlüğü konusunda çok gereksiz zorlamalar olduğunu gördüm. Öncelikle üstünlük ölçüsü olarak Rabbimiz takva ölçüsünü koymuş ki bunu da ancak Allah bilir.
Değerli olan insanları üstünlük yarışına sokmaya gerek yok. Herkes hak ettiği değeri kendisinden alır. Haticede üzerine düşeni yaptı, Aişede. Sormamız gereken Hz.Aişeyi Rasullullaha sevgili yapan neydi? Neden Rasullullah Hz.Aişenin yanında daha fazla kalmak istiyordu? Sanırım Hz.Aişeyi Rasulallah gözünde özel kılan şey Rasulallahı çok iyi anlaması idi. O peygamberin acısını, sancısını, sevincini, hüznünü paylaşıyordu. Değil mi ki her şey paylaştıkça azalır veya çoğalır. Bu paylaşım onu Rasullullaha sevgili yaptı. Hz.Aişenin de Rasullullaha olan sevgisindeki samimiyeti Rasulallahın vefatından sonra daha net görüyoruz. Hz.Aişenin hizmetçisi anlatıyor: O Rasulallahın vefatından sonra Rasulallahın sevdiği şeylere bakmıyor. Onun hayatta iken sevipte yiyemediği nimetleri O bunu severdi fakat hiçbir zaman doyası yiyemedi diyerek ağlardı ve yemezdi. Sevgi bundan daha güzel nasıl ifade edilebilir ki?
Hz.Aişe annemiz kendisini açık ve net bir şekilde ifade ediyor olması kendisine olan öz güveninden kaynaklanmaktadır.
Hal dilini çok iyi kullanan annemiz Rasullullaha olan ilgisini tavır ve davranışları ile çok güzel sergilediğini görüyoruz. Bir gün Hz.Aişe Rasullullaha Ya Rasullullah sen bir vadiye insen, orada iki çeşit ağaç bulsan üzerinde mahsulü olanı mı yoksa üzerinden mahsulü yenmiş olanı mı tercih edersin diye sorar. Rasulullah Üzerinde mahsulü bulunanı tabi ki diye cevap verince Hz.Aişe Ben işte o ağacım diyerek kendisi ile kız olarak evlendiğini kasteder.
Rasulallahın diğer hanımlarına karşı kıskançlığı onu bazen üzer bazen meraklandırır. Rasullullah efendimiz Hayber Seferi dönüşü yanında Safiye annemizle dönüyordu. Hz.Aişe yola çıkarak kalabalığın içine dalıp Rasullullah ve Safiye annemize bakıyordu. Rasulallah kendisini fark etmesi üzerine Safiyenin güzel bir kadın olduğunu söylediler bende merakımı gidermek için geldim diyor.
Rasulallahın ilgisini çekmek için birçok fırsatı değerlendiriyor. Hz.Aişe Habeşlilerin gösterisini Mescid-i Nebevinin avlusunda seyretmek ister. Rasulallahdan bunu istemesi üzerine Rasulallah izin verir ve Peygamberin omuzlarına kollarını dayayarak uzun bir süre seyreder. Rasulallah bir iki sefer yeter mi ya Aişe demesine rağmen biraz daha ya Rasulallah diyerek süreyi uzatır. Ve daha sonra bu olayı şöyle anlatır: Aslında Habeşlilerin oyunu uzun süre seyredecek kadar ilgimi çekmiyordu. Fakat Rasulallahın ilgisini göstermek için uzun süre izledim. Rasullullaha bunu ifade ettiğinde Rasullullah ben bunu biliyordum fakat senin gönlünü hoş tutmak için bilmezlikten geldim der. İşte ashabına, ailesine Rasulallahı sevdiren insani yönü o tüm insanlığa örnek ahlak abidesidir.
Hz.Aişe annemizi savaşlarda Rasullullah yanında olduğunu ve savaş esnasında askerlere hizmet verirken görüyoruz.
İlme ve hizmete gönül veren bu annemiz her kadın gibi süs eşyalarına karşı olan ilgisi de dikkatimizi çekiyor. Mesela hayatında yaşadığı iki farklı olayında oluşmasına sebep olan unsur gerdanlığı olmuştur. Teyemmüm ayetinin inişine sebep olan olay, bugün inananlara hala acı veren hadise; İfk Hadisesi.
Allahın koymuş olduğu sınırları çok iyi kavrayan bu annemizi gece Rasullullah ile beraber saatlerce gece namazı kıldığını görüyoruz. Ve Rasulallah başını Hz.Aişenin dizine koymuş vaziyette uyur iken Aişe annemizin gözlerinden Allah korkusundan bir damla yaş peygamberimizin yüzüne düşer. Rasulallah gözelerini açar ve Neden ağlıyorsun ey Aişe diye sorunca Aişe annemiz Ya Rasullullah o son günün korkusundan ağlıyorum. Düşünüyordum da acaba sen o gün bana yardımcı olabilir misin? diye sorunca Ey Aişe vallahi üç yerde senin için bir şey yapamam: Sıratta, mizanda, hesapta.
Fakat insan olmanın özellikle kadın olmanın gereği kendi odasında cariyeler şarkı söyler Aişe annemizde onları dinler. Hatta birinde babası Ebubekir cariyeler şarkı söylerken üzerine gelir, Aişe annemizi azarlar. Sedirin üzerinde arkasını dönmüş uzanan Rasullullah Bırak onu ya Ebubekir der. Bu örnekte Rasulallahın insanlara dünya ve ahiret arasında nasıl denge kurduğunu görüyoruz. Kendi takvasını eşi de olsa dayatmıyor.
Rasulallah vefat ettiğinde Aişe annemiz çok gençti. Rasullullah ile dokuz sene evli kaldı. Rasullullah efendimiz vefat edince Hz.Aişe annemizin odasına defnedilir. Bu oda üç kişiliktir. Hz.Ebubekir vefat ettiği zaman Rasulallahın yanına gömülmek istediğini söyler ve buraya defnedilir. Daha sonra Aişe annemiz Hz.Ömerin de bu isteğini duyunca kendi yerini de Hz.Ömere verir.
Rasulallah vefatından sonra Hz.Aişe annemiz 47 yıl daha yaşar. Medinede yatsı namazından sonra vefat eder. Kendi vasiyeti üzerine hiç bekletilmeden toprağa verilir. Ebu Hüreyrenin kıldırdığı cenaze namazının ardından hemen o gece binlerce insanın katılımıyla Cennetül Baki mezarlığına defnedilir.