Sağlam ilişkinin temeli: Kayıtsız şartsız sevgi
Eğer sevgi olmasaydı; annelik ve babalık insanı çaresizliğe sürükleyecek bir yük haline gelirdi...
[SIZE=+0]
Sevgi, sizin ve çocuğunuzun hangi noktalarda olduğunu, disiplin dahil her alanda ne yapmanız gerektiğine işaret eden göstergeler oluşturacaktır. Eğer sevgi olmasaydı; annelik ve babalık insanı çaresizliğe sürükleyecek bir yük haline gelirdi. Çocuğunuzu sevgiden ve sevgi göstergelerinizden mahrum bırakmayın. Her ortamda, her fırsatta sevginizin ve desteğinizin varlığını hissettirin. Bu sayede gerekli sabrı gösterebilir ve çaresizlikten doğan rahatsızlıklarınızın çıkışlarını da bulabilirsiniz.
Ruh sağlığı güçlü yetişen bir gençlik, başarılı ve mutlu bir toplum oluşturur. Bu nedenle evde anne-baba olarak yapabildiğiniz tüm özverilerinizi tekrar gözden geçirmeniz, kendi eksikliklerinizi ya da yanlış gördüğünüz davranışlarınızı değerlendirmeniz, sizin ve çocuğunuzun sürekli gelişimini sağlayacaktır.
Hepimiz bu çocukluk döneminden geçtik belki, ancak; gelişen ve değişen yaşam standartlarımız yeni neslin farklı olmasına sebep olabiliyor. "Ben senin yaşındayken..." diye başlayan hiç bir cümle akılda kalmaz, bilakis yeni nesli sıkar ve bocalamalarına neden olabilir. Bu aşamada çocuğunuzun ruhsal gelişmesine yapabileceğiniz en büyük yardımlardan biri, kendi manevi hayatınızı çocuğunuzun gelişim düzeyine göre paylaşmanızdır. Çocuğunuzun ruhsal gelişimine yardımcı olabilecek olayları sonradan değil de o anda yaşanırken paylaşmak; çocuğunuzun kendi deneyimleri ile öğrenmesine yardımcı olacağı gibi sizin deneyimlerinize de katılmasından dolayı aranızdaki bağın kuvvetlenmesini sağlayacaktır.
Bir çocuk duygusal açıdan doymak için anne ve babası ile (ve başkalarıyla) göz iletişiminden yararlanır. Anneler ve babalar, çocuklarıyla ne kadar çok gözle iletişim kurarlarsa, o çocuk o kadar çok sevgiye doyar, duygu dağarcığı da aynı oranda gelişir. Gözle iletişim; çocuğunuz ile kurabileceğiniz en önemli kontak yöntemidir. Bu sayede sözlerinizi, duygularınızı, amaçlarınızı vb. ona aktarabilirsiniz. Onunla iletişim kurmaktan korkmayın.
Çocuklarımız bizden farklı ve ayrı bir kişilik geliştirebilirler. Bunu makul ve olgun karşılamak, hoşgörü ve sevgi ile yaklaşmak, bazen de bocalamalarında onlara destek olmak, güven aşılamak gerekir. Sözcüklerle anlatılan bir hayat felsefesinin, deneme ve yanılma ile öğrenmenin yanında daha az etkili olduğunu düşünürsek; burada amacımızın yanılma paylarını en aza indirgemek ve başarı sağlayarak onlara güven duygusunu aşılamaktır. Doğal olarak hata yapacaklardır. Her ortamda kollanan, yapma sorumluluğu ona verilen ancak sizlerin tamamladığı davranışlarının sonuçlarını yaşayarak görüp öğrenmesini sağlayın.
Çocuklarımızın dünyasının, bizim yaşadığımız gerçek dünyadan farklı olduğunu her zaman sezinleriz; ancak onların dünyasına inmeye bir türlü cesaret edemeyiz... Çocuklarımızla tam bir yetişkin gibi konuşur, hatalarımızı kabul etmeyiz. Çocuklarımızda kendi hatalarımızı görmemek için var gücümüzle uğraşırız. Bazen de onlara ağır ithamlarda bulunabiliriz. Eğer yetişkin hatasız ve doğru ise çocuğun da bu ithamların gereklerini yerine getirmesi çok doğaldır. Bunun yanında özür dileyen, hatalarını kabul ederek, doğruyu birlikte tartışarak bulmaya çalışan yetişkin, çocuğunun dünyasına inebilmiş demektir. O zaman sorunlar birlikte tartışılarak, çözüm formülü birlikte keşfedilir.
Kısaca; okullarda verilen eğitim-öğretim çalışmalarının, ailedeki eğitim ve öğretim ile desteklenmesi gerektiğini ve çocuğunuzun başarısında sizin de çok önemli katkılarınızın olduğunu kabul etmeniz; sevgi, ılımlı yaklaşım, güven ve destekle adımlarını daha sağlam atmasına yardımcı olabileceğinizi bilmeniz çok önemlidir. Bu doğrultuda getirebileceğimiz birkaç öneri aşağıda sıralanmıştır.
• Çocuğunuzu iyi tanıyın, onun yapabileceği düzeyde verim bekleyin. Kapasitelerinin üzerinde çalışmalarını beklemeyin. Verimli olarak ders çalışabilmesi için çalışma ve dinlenme saatlerinin programlanması gerekmektedir. Planlı olarak çalışılan dersler, bilinçli olarak öğrenmeyi oluşturur. Çocuğunuz ezberlemeden, not için değil de öğrenmek için çalışmayı bilmeli. Ondan not istemeyin, neler öğrendiğini sorun. Kazanılan bir bilgi ancak bir sonraki bilgiye aktarılabilirse öğrenilmiş olur.
• Çocuklarınızın sınıf geçmesi önemli değildir. Önemli olan bir üst öğretim ve eğitime kendini hazır görerek güçlü bir şekilde geçmesidir. Çocuklarımız temelsiz yetişirse, bir sonraki eğitimlerine de hazırlıksız devam ederler. Bunun da ne denli sağlıklı bir gençlik oluşturacağı tartışma konusudur. Özellikle bu yaşlarda yönlendirilen çocuklar; ilgi, yetenek ve çeşitli alanlara göre kaydırılmalı, alternatiflerini belirlemelerinde yardımcı olunmalı, başarılı olabilecekleri iş yaşantılarına yönlendirilmeleri sağlanmalıdır.
• Anne ve baba olarak ortak kararlar alınız ve davranışlarınızda her zaman doğru ve tutarlı olunuz. Çelişkili davranışlarınızla çocuğunuz her zaman bocalayacak ve doğruyu bir başkasında arayacaktır.
• Aile içi problemlerin ve tartışmaların yansıtılması nedeniyle huzurlu bir ortamda yetişemeyen çocuklar, geleceklerini de bu doğrultuda düzenleme eğiliminde olurlar. Çocuklar önünde yapılan tartışmalar, okul ve öğretmenler hakkındaki eleştiriler çocukta bocalamaya, hatta öğretmenlerini eleştirme hakkına sahip olduğunu düşünmeleri, başarısızlıklarına ve okuldan soğumasına neden olacaktır.
• Çocuğunuzun devam durumunu ve okul ile ev arasındaki geliş-gidiş saatlerini sürekli kontrol altında tutun. Zararlı alışkanlıklar hakkında iyi bir örnek olun ki söyledikleriniz sadece lafta kalmasın. Ülkemizde zararlı alışkanlıklara başlama yaşı bir hayli inmiştir. Bu yaşlarda uyarılan ve gerekli tedbirleri alınan çocuklarımızın sağlıklı bir gençlik oluşturması için tüm imkanlarımızı zorlamalıyız.
• Çocuğunuzun derslerinde ve davranışlarında daha iyiye yöneltilebilmesi için öğretmenleri ile sıkı bir ilişkiye girmeli, toplantılara mutlaka katılmalı, çocuğunuzun gelişimi ile ilgili konularda takipçi olmalısınız. Öğretmenlerin alınmasını istediği ders araç ve gereçlerin zamanında temin edilmesine önem veriniz. Çocuğunuzun kılık ve kıyafetine, temizliğine özen gösteriniz.
• Çocuğunuza yeteri kadar harçlık veriniz. Harçlığını mümkünse aylık veya haftalık olarak belirleyiniz. Böylelikle kendisini yönetmeyi öğrenecek, sorumluluk kazanacaktır.
• Çocuğunuzun gerekli tüm sorunları için sınıf ve okul rehber öğretmenlerine başvurunuz. Bu konuda size yapılan çağrılara mutlaka uyunuz. Kendisini de, sorunlarını gerektiğinde sınıf ve okul rehber öğretmenlerine anlatması için teşvik ediniz. Sizin ve çocuğunuzun sorunlarınızın gizliliğe önem verilerek çözülmeye çalışılacağından emin olunuz.
• Sürekli “dersine çalış” ikazı olumsuz etki yapabileceği gibi aynı zamanda çocuğunuzun çalışma azmini de kıracaktır. Çocuğunuzun programlı çalışmaya alıştırılması, dinlenme ve eğlence saatlerini planlaması için yönlendirilmesi gerekmektedir. Kendisine dersi öğrenmesi için çalışması gerektiği aşılanmalıdır. Aksi takdirde saatlerce bilinçsiz olarak çalışılan bir konu sadece zaman israfıdır. Ders öğrenmek için çalışılır, öğrenme de ancak bir başka öğrenilen bilgiye transfer edilirse pekişir. Planlı çalışma her zaman düzeni ve bilgiyi oluşturur.
• Çocuklarımız, kendilerine güvensiz olmaktan ve sosyalleşememekten rahatsızlar. Çocuğunuza değer verdiğinizi, ona güvendiğinizi, sorumluluklarını yerine getirebileceğinden emin olduğunuzu her fırsatta belirtin. Ona ve fikirlerine değer verin, onu dinleyin, sosyal yaşantısında faal olması için onu destekleyin. Okul ve çevresindeki sosyal faaliyetlere katılması için teşvik edin. Ona değer verdiğinizi, güvendiğinizi her ortam ve fırsatta övgülü sözlerle dile getirin. Çocuğunuzun şımarmasından korkmayın; bilakis size ve düşüncelerinize layık olmaya çalışacaktır. Ona olan güveninizi gösteremezseniz, ondan nasıl güven bekleyebilirsiniz ki?
• Çocuğunuzun ders çalışma ortamını hazırlamasına yardımcı olunuz.
Mümkünse bir çalışma odası oluşturunuz. Eş dost toplantılarınızı onun programına uygun hale getirmeye gayret ediniz, ev işlerini ya da alış-veriş sorumluluklarını ders çalışma saatlerinin dışında oluşturunuz. Başarabildiği bir boş zaman etkinliğinin mutluluğunu birlikte paylaşın, onunla gurur duyduğunuzu her fırsatta belirtin.
• Çocuğunuzun arkadaş çevresi, onun gelişimi ve sosyal hayatının oluşumunda çok büyük etkendir. Okul dışı zararlı arkadaşlıklar, farklı problemleri de beraberinde getirir. Zararlı alışkanlıkların bu yaşlarda büyük merak konusu olduğunu, kişiliklerinin oluşma döneminde yanlış yönlendirilebileceklerini unutmayınız. Çocuğunuzun arkadaş edinmesi ve bu arkadaşlıklarda beklentilerini aza indirgeyerek mutlu arkadaşlıkların oluşumunu gerçekleştirebileceklerdir.
• Çocuğunuzun okul yaşantısı ile ilgileniniz. Anlattıklarını büyük bir sabırla dinlemeye çalışınız. Mutluluklarını veya mutsuzluklarını onunla paylaşınız. Son olarak; çocuğunuz sürekli bir büyüme ve gelişme içinde olduğunu unutmayınız. Sizin çocuğunuz olsa da; sizden farklı bir kişilik geliştirmekte. Onlara karşı sabırlı, soğukkanlı ve anlayışlı olunuz. Deneme ve yanılma yolu ile öğreneceklerdir. Kusurları ve olumsuz hareketleri olacaktır. Çocuklarımız, bizim gibi düşünüp bizim hareket ve tavırlarımızı gösteriyor olsalardı, ailede ve okulda eğitime gerek kalmazdı.
Okuldaki eğitim ve öğretim çalışmalarının aile tarafından desteklenmesi gerektiğini, çocuğunuzun başarısında sizin de çok önemli katkılarınızın olabileceğini kabul etmeniz ve ona gereken yardımları yapmanız, çocuğunuzun başarısını olumlu yönde etkiler.
Milliyet
Eğer sevgi olmasaydı; annelik ve babalık insanı çaresizliğe sürükleyecek bir yük haline gelirdi...
[SIZE=+0]
Sevgi, sizin ve çocuğunuzun hangi noktalarda olduğunu, disiplin dahil her alanda ne yapmanız gerektiğine işaret eden göstergeler oluşturacaktır. Eğer sevgi olmasaydı; annelik ve babalık insanı çaresizliğe sürükleyecek bir yük haline gelirdi. Çocuğunuzu sevgiden ve sevgi göstergelerinizden mahrum bırakmayın. Her ortamda, her fırsatta sevginizin ve desteğinizin varlığını hissettirin. Bu sayede gerekli sabrı gösterebilir ve çaresizlikten doğan rahatsızlıklarınızın çıkışlarını da bulabilirsiniz.
Ruh sağlığı güçlü yetişen bir gençlik, başarılı ve mutlu bir toplum oluşturur. Bu nedenle evde anne-baba olarak yapabildiğiniz tüm özverilerinizi tekrar gözden geçirmeniz, kendi eksikliklerinizi ya da yanlış gördüğünüz davranışlarınızı değerlendirmeniz, sizin ve çocuğunuzun sürekli gelişimini sağlayacaktır.
Hepimiz bu çocukluk döneminden geçtik belki, ancak; gelişen ve değişen yaşam standartlarımız yeni neslin farklı olmasına sebep olabiliyor. "Ben senin yaşındayken..." diye başlayan hiç bir cümle akılda kalmaz, bilakis yeni nesli sıkar ve bocalamalarına neden olabilir. Bu aşamada çocuğunuzun ruhsal gelişmesine yapabileceğiniz en büyük yardımlardan biri, kendi manevi hayatınızı çocuğunuzun gelişim düzeyine göre paylaşmanızdır. Çocuğunuzun ruhsal gelişimine yardımcı olabilecek olayları sonradan değil de o anda yaşanırken paylaşmak; çocuğunuzun kendi deneyimleri ile öğrenmesine yardımcı olacağı gibi sizin deneyimlerinize de katılmasından dolayı aranızdaki bağın kuvvetlenmesini sağlayacaktır.
Bir çocuk duygusal açıdan doymak için anne ve babası ile (ve başkalarıyla) göz iletişiminden yararlanır. Anneler ve babalar, çocuklarıyla ne kadar çok gözle iletişim kurarlarsa, o çocuk o kadar çok sevgiye doyar, duygu dağarcığı da aynı oranda gelişir. Gözle iletişim; çocuğunuz ile kurabileceğiniz en önemli kontak yöntemidir. Bu sayede sözlerinizi, duygularınızı, amaçlarınızı vb. ona aktarabilirsiniz. Onunla iletişim kurmaktan korkmayın.
Çocuklarımız bizden farklı ve ayrı bir kişilik geliştirebilirler. Bunu makul ve olgun karşılamak, hoşgörü ve sevgi ile yaklaşmak, bazen de bocalamalarında onlara destek olmak, güven aşılamak gerekir. Sözcüklerle anlatılan bir hayat felsefesinin, deneme ve yanılma ile öğrenmenin yanında daha az etkili olduğunu düşünürsek; burada amacımızın yanılma paylarını en aza indirgemek ve başarı sağlayarak onlara güven duygusunu aşılamaktır. Doğal olarak hata yapacaklardır. Her ortamda kollanan, yapma sorumluluğu ona verilen ancak sizlerin tamamladığı davranışlarının sonuçlarını yaşayarak görüp öğrenmesini sağlayın.
Çocuklarımızın dünyasının, bizim yaşadığımız gerçek dünyadan farklı olduğunu her zaman sezinleriz; ancak onların dünyasına inmeye bir türlü cesaret edemeyiz... Çocuklarımızla tam bir yetişkin gibi konuşur, hatalarımızı kabul etmeyiz. Çocuklarımızda kendi hatalarımızı görmemek için var gücümüzle uğraşırız. Bazen de onlara ağır ithamlarda bulunabiliriz. Eğer yetişkin hatasız ve doğru ise çocuğun da bu ithamların gereklerini yerine getirmesi çok doğaldır. Bunun yanında özür dileyen, hatalarını kabul ederek, doğruyu birlikte tartışarak bulmaya çalışan yetişkin, çocuğunun dünyasına inebilmiş demektir. O zaman sorunlar birlikte tartışılarak, çözüm formülü birlikte keşfedilir.
Kısaca; okullarda verilen eğitim-öğretim çalışmalarının, ailedeki eğitim ve öğretim ile desteklenmesi gerektiğini ve çocuğunuzun başarısında sizin de çok önemli katkılarınızın olduğunu kabul etmeniz; sevgi, ılımlı yaklaşım, güven ve destekle adımlarını daha sağlam atmasına yardımcı olabileceğinizi bilmeniz çok önemlidir. Bu doğrultuda getirebileceğimiz birkaç öneri aşağıda sıralanmıştır.
• Çocuğunuzu iyi tanıyın, onun yapabileceği düzeyde verim bekleyin. Kapasitelerinin üzerinde çalışmalarını beklemeyin. Verimli olarak ders çalışabilmesi için çalışma ve dinlenme saatlerinin programlanması gerekmektedir. Planlı olarak çalışılan dersler, bilinçli olarak öğrenmeyi oluşturur. Çocuğunuz ezberlemeden, not için değil de öğrenmek için çalışmayı bilmeli. Ondan not istemeyin, neler öğrendiğini sorun. Kazanılan bir bilgi ancak bir sonraki bilgiye aktarılabilirse öğrenilmiş olur.
• Çocuklarınızın sınıf geçmesi önemli değildir. Önemli olan bir üst öğretim ve eğitime kendini hazır görerek güçlü bir şekilde geçmesidir. Çocuklarımız temelsiz yetişirse, bir sonraki eğitimlerine de hazırlıksız devam ederler. Bunun da ne denli sağlıklı bir gençlik oluşturacağı tartışma konusudur. Özellikle bu yaşlarda yönlendirilen çocuklar; ilgi, yetenek ve çeşitli alanlara göre kaydırılmalı, alternatiflerini belirlemelerinde yardımcı olunmalı, başarılı olabilecekleri iş yaşantılarına yönlendirilmeleri sağlanmalıdır.
• Anne ve baba olarak ortak kararlar alınız ve davranışlarınızda her zaman doğru ve tutarlı olunuz. Çelişkili davranışlarınızla çocuğunuz her zaman bocalayacak ve doğruyu bir başkasında arayacaktır.
• Aile içi problemlerin ve tartışmaların yansıtılması nedeniyle huzurlu bir ortamda yetişemeyen çocuklar, geleceklerini de bu doğrultuda düzenleme eğiliminde olurlar. Çocuklar önünde yapılan tartışmalar, okul ve öğretmenler hakkındaki eleştiriler çocukta bocalamaya, hatta öğretmenlerini eleştirme hakkına sahip olduğunu düşünmeleri, başarısızlıklarına ve okuldan soğumasına neden olacaktır.
• Çocuğunuzun devam durumunu ve okul ile ev arasındaki geliş-gidiş saatlerini sürekli kontrol altında tutun. Zararlı alışkanlıklar hakkında iyi bir örnek olun ki söyledikleriniz sadece lafta kalmasın. Ülkemizde zararlı alışkanlıklara başlama yaşı bir hayli inmiştir. Bu yaşlarda uyarılan ve gerekli tedbirleri alınan çocuklarımızın sağlıklı bir gençlik oluşturması için tüm imkanlarımızı zorlamalıyız.
• Çocuğunuzun derslerinde ve davranışlarında daha iyiye yöneltilebilmesi için öğretmenleri ile sıkı bir ilişkiye girmeli, toplantılara mutlaka katılmalı, çocuğunuzun gelişimi ile ilgili konularda takipçi olmalısınız. Öğretmenlerin alınmasını istediği ders araç ve gereçlerin zamanında temin edilmesine önem veriniz. Çocuğunuzun kılık ve kıyafetine, temizliğine özen gösteriniz.
• Çocuğunuza yeteri kadar harçlık veriniz. Harçlığını mümkünse aylık veya haftalık olarak belirleyiniz. Böylelikle kendisini yönetmeyi öğrenecek, sorumluluk kazanacaktır.
• Çocuğunuzun gerekli tüm sorunları için sınıf ve okul rehber öğretmenlerine başvurunuz. Bu konuda size yapılan çağrılara mutlaka uyunuz. Kendisini de, sorunlarını gerektiğinde sınıf ve okul rehber öğretmenlerine anlatması için teşvik ediniz. Sizin ve çocuğunuzun sorunlarınızın gizliliğe önem verilerek çözülmeye çalışılacağından emin olunuz.
• Sürekli “dersine çalış” ikazı olumsuz etki yapabileceği gibi aynı zamanda çocuğunuzun çalışma azmini de kıracaktır. Çocuğunuzun programlı çalışmaya alıştırılması, dinlenme ve eğlence saatlerini planlaması için yönlendirilmesi gerekmektedir. Kendisine dersi öğrenmesi için çalışması gerektiği aşılanmalıdır. Aksi takdirde saatlerce bilinçsiz olarak çalışılan bir konu sadece zaman israfıdır. Ders öğrenmek için çalışılır, öğrenme de ancak bir başka öğrenilen bilgiye transfer edilirse pekişir. Planlı çalışma her zaman düzeni ve bilgiyi oluşturur.
• Çocuklarımız, kendilerine güvensiz olmaktan ve sosyalleşememekten rahatsızlar. Çocuğunuza değer verdiğinizi, ona güvendiğinizi, sorumluluklarını yerine getirebileceğinden emin olduğunuzu her fırsatta belirtin. Ona ve fikirlerine değer verin, onu dinleyin, sosyal yaşantısında faal olması için onu destekleyin. Okul ve çevresindeki sosyal faaliyetlere katılması için teşvik edin. Ona değer verdiğinizi, güvendiğinizi her ortam ve fırsatta övgülü sözlerle dile getirin. Çocuğunuzun şımarmasından korkmayın; bilakis size ve düşüncelerinize layık olmaya çalışacaktır. Ona olan güveninizi gösteremezseniz, ondan nasıl güven bekleyebilirsiniz ki?
• Çocuğunuzun ders çalışma ortamını hazırlamasına yardımcı olunuz.
Mümkünse bir çalışma odası oluşturunuz. Eş dost toplantılarınızı onun programına uygun hale getirmeye gayret ediniz, ev işlerini ya da alış-veriş sorumluluklarını ders çalışma saatlerinin dışında oluşturunuz. Başarabildiği bir boş zaman etkinliğinin mutluluğunu birlikte paylaşın, onunla gurur duyduğunuzu her fırsatta belirtin.
• Çocuğunuzun arkadaş çevresi, onun gelişimi ve sosyal hayatının oluşumunda çok büyük etkendir. Okul dışı zararlı arkadaşlıklar, farklı problemleri de beraberinde getirir. Zararlı alışkanlıkların bu yaşlarda büyük merak konusu olduğunu, kişiliklerinin oluşma döneminde yanlış yönlendirilebileceklerini unutmayınız. Çocuğunuzun arkadaş edinmesi ve bu arkadaşlıklarda beklentilerini aza indirgeyerek mutlu arkadaşlıkların oluşumunu gerçekleştirebileceklerdir.
• Çocuğunuzun okul yaşantısı ile ilgileniniz. Anlattıklarını büyük bir sabırla dinlemeye çalışınız. Mutluluklarını veya mutsuzluklarını onunla paylaşınız. Son olarak; çocuğunuz sürekli bir büyüme ve gelişme içinde olduğunu unutmayınız. Sizin çocuğunuz olsa da; sizden farklı bir kişilik geliştirmekte. Onlara karşı sabırlı, soğukkanlı ve anlayışlı olunuz. Deneme ve yanılma yolu ile öğreneceklerdir. Kusurları ve olumsuz hareketleri olacaktır. Çocuklarımız, bizim gibi düşünüp bizim hareket ve tavırlarımızı gösteriyor olsalardı, ailede ve okulda eğitime gerek kalmazdı.
Okuldaki eğitim ve öğretim çalışmalarının aile tarafından desteklenmesi gerektiğini, çocuğunuzun başarısında sizin de çok önemli katkılarınızın olabileceğini kabul etmeniz ve ona gereken yardımları yapmanız, çocuğunuzun başarısını olumlu yönde etkiler.
Milliyet