Sayılmayan nimetler

FUNDA

Daimi Üye
Katılım
15 Ekim 2008
Mesajlar
400
Tepki
302
Puan
63
Yaş
39
Konum
istanbul

Sual: Çok sıkıntıları olan bir Müslümanın, yine de şükretmesi gerekir mi?

CEVAP

Müslüman olmak en büyük nimete sahip olmak demektir. Bu nimete ne kadar şükretsek azdır. Müslüman olan, nimetler içindedir. Kur’an-ı kerimde mealen buyuruldu ki:

(Allah’ın nimetlerini saymaya kalksanız, bitiremezsiniz.) [Nahl 18]

Allahü teâlâ, (Rahmetim gazabımı aştı) buyuruyor. (Deylemi)

Bu bakımdan, her işte müminin kârı çok olur. Birkaç örnek verelim:

1- Günahlar bire bir yazılırken, sevablar en az bire on yazılır. Bire 700’e kadar çıkar, hatta daha da fazla karşılık verilir. Bir âyet-i kerime meali:

(Bir iyilik yapana on katı sevab verilir; bir kötülük ise ancak misli ile [bire bir] cezalandırılır; kimseye haksızlık yapılmaz) [Enam 160]

Bir hadis-i şerif meali de şöyledir:

(Kim bir iyilik yapmayı düşünür de yapamazsa Allahü teâlâ, ona tam iyilik etmiş gibi sevab yazar. Eğer o iyiliği yaparsa; 10, 700 ve çok daha fazla sevab yazar. Eğer kötülüğü düşünür de yapmazsa, tam bir sevab yazar. Eğer o kötülüğü yaparsa, sadece bir günah yazar.) [Buhari, Müslim]

2- İyilik yapmaya imkânı olmayan bir mümin, samimi olarak, (Şu dağ altın olsa da, herkese dağıtsam) diye düşünse, sanki dağıtmış gibi sevaba kavuşur; ama imkânım olsa şöyle hırsızlık ederdim, şöyle günah işlerdim diye düşünse, o günahları işlemedikçe günah yazılmaz. Hatta günah işlemeye karar verip, sonra Allah rızası için vazgeçse, sevab da alır.

3- Mümin hastalanıp ibadet edemez hale gelince, ona yine lütuflar yağmaya başlar. Hastayken doğru dürüst yapamadığı amellere daha çok sevab kazanır. Bir hadis-i şerif meali şöyledir:

(Mümin, hastalanıp ibadet edemeyince, Allahü teâlâ, günahları yazan soldaki meleğe, “Onun günahlarını yazma” emri verir. Sevabları yazan sağdaki meleğe de, “Ona sıhhatliyken yaptığı amellere verilen sevabların en güzelini yaz, ben onun durumunu bilirim ve onu ben bu hale getirdim” buyurur.) [İbni Asakir]

4- İnsanların amellerini yazan ikişer melek, her sabah akşam değişir. Eğer kul sabah ve günün sonunda iyi iş işlemişse, aradaki günahlara bakılmadan affedilir. Bu ne büyük bir ihsandır! Bir hadis-i şerif meali şöyledir:

(Melekler, insanların amel defterlerini götürdükleri zaman, başında ve sonunda iyi iş yazılı ise, gün ortasında yapılanları ona bağışlarlar.) [Ebu Ya’la]

5- Sevab veya günah yazılırken de melekler mümine lütufta bulunur. Mümin, birkaç günah işler, sağdaki âmir olan melek soldakine günahları yazdırmaz, biraz bekle, belki bir iyilik işler der. Kul, bir iyilik işleyince, şimdi yazalım der. Bir iyiliğe on sevab verilir, o kişi üç günah işlemişse, ondan üçü çıkar, geriye 7 sevab yazılır. Bir hadis-i şerif meali:

(Sağdaki melek, soldaki meleğin âmiridir. Kul, bir iyilik yapınca, on sevab yazar. Kötülük yapınca, sağdaki melek, soldaki meleğe (Bekle) der; o da, 6 saat bekler. Eğer kul, istiğfar ederse, hiç günah yazmaz. İstiğfar etmezse, tek bir günah yazar.) [Taberani, Beyheki]

6- Dört rekâtlık namazda yanılıp üç mü, dört mü kıldım diye şüphelenince, üç kabul eder, bir rekât daha kılar. Secde-i sehv eder. Peygamber efendimiz, böyle yapan kimse için, (Eğer beş rekât kılmışsa, melekler, bir rekât daha ekleyip o namazı altı rekât olarak yazarlar) buyuruyor. (Müslim)

Bir rekât fazla kıldığı namaz boşa gitmiyor, yanına bir daha eklenerek iki rekât namaz olarak takdim ediliyor. Hep böyle, müminin lehine hareket edilmektedir. Bir kimse Allah’a bir adım yaklaşırsa Allahü teâlâ ona on adım yaklaşıyor. Hep nimet içindeyiz.

7- Allah dostlarını sadece seven bile kurtulur. Silsile-i aliyye büyüklerinden, Kâbe-yi muazzamayı görünce, (Ya Rabbi, bizi seveni dostun yap) diye dua edenler oldu ve bu duaları kabul oldu. Demek ki, bu büyükleri seven kurtulur. Bir hadis-i şerif meali de şöyledir:

(Dini sual sormakla dört kişi sevabda ortaktır:

a- Sual soranlar,

b- Cevap verenler,

c- Dinleyenler,

d- Bunları sevenler.) [Ebu Nuaym]

Gazetede, maillerde bunları okuyanlar, radyoda ise dinleyenler de, sevaba ortak olur. Bir de, bir kimse gazete alamıyordur yahut bilgisayarı, maili yoktur, okuyamıyordur. Radyoyu o saatte dinleyemiyordur. Fakat gazete alsaydım veya bilgisayarım olsaydı da, bu sual ve cevapları okusaydım yahut radyoda konuşulurken o saatte müsait olsaydım da dinleseydim diyordur. Böyle diyenler de, diğerleri gibi sevaba kavuşur. Mesela, Osman Ünlü hoca konuşuyor, bir mazeretle dinleyemeyen biri, (Ne iyi, nakle uygun suallere cevap veriliyor, Osman hocadan ve ona bu imkânı verenlerden Allah razı olsun) derse, yine sevaba ortak olur.

8- Ramazana kavuşmak büyük nimettir. Bir hadis-i şerif meali şöyledir:

(Allahü teâlâ, Ramazanın ilk gecesi, müminlere rahmet eder. Rahmetle baktığı kuluna da artık hiç azap etmez. Ramazanın son günü, oruç tutan müminlerin hepsini affeder) [Beyheki] (Allahü teâlânın sıfatları da ebedi olduğu için, razı olması, affetmesi de ebedidir. Bir defa rahmetle bakarsa, bir defa affederse artık ona hiç azap etmez.)

9- Yatağa abdestli giren ölürse, şehit olur. Namaza kalkmak yahut yarın faydalı işler yapmak niyetiyle uyuyanın uykusu ibadet olur. İki hadis-i şerif meali:

(Âlimlerin uykusu ibadettir.) [İ. Gazali]

(Oruçlunun uykusu ibadettir.) [Deylemi]

10- Camiye giren bile nimete kavuşuyor. Bir hadis-i şerif meali şöyledir:

(Camiye giren, o andan itibaren namazda sayılır.) [İbni Ebi Şeybe]

11- Cuma günü ölen mümin bile kurtulur. Bir hadis-i şerif meali de şöyledir:

(Cuma günü ölen mümin, şehit olur ve kabir azabından kurtulur.) [Ebu Nuaym]

12- Ömründe bir kere günahtan sakınan, sonunda cennete gider. Bir hadis-i şerif meali:

(Ömründe bir defa Allahü teâlâyı anan veya Ondan korkan Müslüman, Cehennemden çıkar.) [Tirmizi]

13- İman eden kâfirin, kâfirken yaptığı iyilikler boşa gitmediği gibi, yaptığı bütün günahları da affolur, hatta sevaba çevrilir. Bir âyet-i kerime meali:

(Allahü teâlâ, kâfirken tevbe edip iman eden ve salih amel işleyenlerin seyyiatını hasenata [günahlarını sevablara] çevirir. Allah çok affedici ve çok merhamet sahibidir.) [Furkan 70] (Allahü teâlâ, (Affettiğim kimseyi artık asla kınamam) buyuruyor.)

Bir hadis-i şerif meali de şöyledir:

(Tevbe eden, hiç günah işlememiş gibi olur.) [İbni Mace]

14- Allahü teâlânın affetmediği günah yoktur. Bir âyet-i kerime meali:

(Allah bütün günahları affeder.) [Zümer 53]

15- Allahü teâlâ, ahirette bile, yapılan cömertlikten veya başka iyilikten dolayı kulunu affeder. Mahşer günü bir tek sevabı kalan mümin, tek sevaba ihtiyacı olan başka mümine bağışlayınca Allahü teâlâ, ikisini de cennete koymuştur. Cehennemden sorgu için çıkarılan bir kimseye, (Haydi tekrar cehenneme) dendiği zaman, o mümin, ayağındaki zincirlerle koşarak cehenneme gider. Cehenneme gidilirken koşulur mu diye sorulduğu zaman, (Dünyada ne başımıza gelmişse, söz dinlememekten ileri gelmiştir, bari burada söz dinleyeyim diye koşuyorum) demiş. Bu söz Allahü teâlânın hoşuna gider ve onu Cennete götürün buyurur.
 

sadiye

Admin
Admin
Katılım
4 Mayıs 2010
Mesajlar
60.967
Tepki
56.317
Puan
113
Yaş
43
Konum
Almanya
İyilik yapmaya imkânı olmayan bir mümin, samimi olarak, (Şu dağ altın olsa da, herkese dağıtsam) diye düşünse, sanki dağıtmış gibi sevaba kavuşur; ama imkânım olsa şöyle hırsızlık ederdim, şöyle günah işlerdim diye düşünse, o günahları işlemedikçe günah yazılmaz. Hatta günah işlemeye karar verip, sonra Allah rızası için vazgeçse, sevab da alır.

Dinimiz ne kadar degerli.
 

Şu anda bu konu'yu okuyan kullanıcılar

    Üst