“İslam kültürel olarak Osmanlı Devletiyle zirveye çıkmıştır. Bu zirvede kalış İslamın kültürel olarak gelişmesini de sağlamıştır. Ancak İslami ruh kaybedilmiştir çünkü kendilerinin dini yaşamasına engel olabilecek hiçbir güç odağı yoktur. Bu rakipsizlik İslami ruhun körelmesine neden olmuştur. İslam teoride kalıp pratiğe dökülememiştir.
Osmanlı İmparatorluğunun yıkılışından sonra İslami Kültür zirveden inmiş zaten ruhsuz olan Müslüman kültürsüzde kalınca Müslüman dolayısıyla İslam tarihin sayfalarına gömülmüştür.
İşte bu siliniş İslam ümmetini yeni bir dirilişe gebe bırakmıştır. Hem öyle bir diriliş ki İslami ruhun zirveye ulaştığı bir çağ başlamıştır.”
Hasan el-Benna 1906 yılında dünyaya gelir. Babası dindar bir müslümandır. Hasan el-Benna ilk eğitimini babasından alır. Özellikle ülkesi olan Mısırın İngiliz hegomanyası altında oluşu Hasan el-Benna’yı derinden etkiler. Yetiştiği mahallenin İslami bir yer olması Onun yetişmesindeki önemli etkilerden biridir.
Küçük yaşlarda düşünce dünyasını etkileyen iki önemli eser İmam Malikin Muvattas’ı , İmam Şafiin ve Ahmet bin Hanbelin Müsned’leridir.
Daha küçük yaşlarda arkadaşlarıyla tebliğ çalışmalarına başlar. Erkeklerin altın takmaması ve ipek giyinmemesi için bir bildiri yayınlarlar.
On altı yaşına gelince babası Onu öğretmen yetiştiren Darul-Ulum’a verir. Okumak için Kahire’ye gittiği tarih İslamın çöküş yıllarıdır (1923-1927).
Hasan el-Benna bu çöküş yıllarında yazdığı iki esriyle düşünce dünyasını açığa vurmuştur. Artık O bazı yanlışları görmekle kalmamış Muhammedi (SAV) çağrıya uyarak yanlışların düzeltilmesi için sesini de yükseltmiştir.
İlki Taha Hüseyin’in hadise ve vahiye saldırdığı “İslam Öncesi Şiir” kitabına yazdığı reddiyedir. Diğeri ise laikliğin ve bununla birlikte İslamın hayat dışında kalmasının savunulduğu “İslam ve Hükümet İlkeleri” adlı Ali Abdurrazık ’ın kitabı için yazdığı reddiyedir.
Hasan el-Benna 1927 yılında Darul-Ulum’dan birincilikle mezun olur. İslaniye şehrine öğretmen olarak tayini çıkar. Bundan bir yıl sonra aralarında işçi esnaf ve öğrencilerin bulunduğu altı arkadaşıyla “İhvan-i Müslimin Teşkilatını” kurar. Gece kondu mahallesinde kurulan bu teşkilat İslam’ın o zirve döneminden sonra Müslümanların yüreklerini incitir.
Teşkilatın genel amacı yeniden dine dönmedir.Allah’a iman,sünneti öğrenme,namaz kılma,oruç tutma,zekat verme…gibi konular teşkilatın işlediği başlıca konulardır.Buda gösteriyor ki halk bütün İslami birikimini yitirmiştir.
Bildiriler yayınlayıp şehirlere,mahallelere yollamışlardır. Kahvelere gidip dini anlatmışlardır. İslam kişilerde evlerde mahallelerde şehirlerde yayılmaya başlamıştır. Teşkilatı şubeleri giderek artmıştır. Merkezini Kahire’ye taşıyan İhvan artık büyük bir güç olmuştur.
Hasan el-Benna bir ıslahat programı hazırlar ve bunu krala yollar. Kraldan istedikleri şeyleri şöyle sıralayabiliriz:Kadın erkek karışıklığına hem sosyal hem de eğitim alanında son verilmeli. İçki, kumar şans oyunları yasaklanmalı. Gece kulüpleri ve sinemalar kapatılmalı. Gazeteler kadın resimleri basmaya son vermeli, eğitim Marksist düşüncelerden bir an önce arındırılmalı ve Avrupa taklitçiliğinden vazgeçilmelidir…
İkinci dünya savaşı sırsında İhvan adeta devlet içinde devlet olmuştur. Mısırın her yanında okullar,camiler, ticaret merkezleri yapmışlardır. Çıkardıkları gazete ve dergi gibi yayınlar tiraj üstüne tiraj kırmıştır.
Bu yakarış ve kıyam yalnız Mısır ile sınırlı kalmamış, Suriye, Lübnan, Filistin, Ürdün, Tunus ve Fas’ta da yankı bulmuş ve İhvan buralarda da şubeler açmıştır.
Hasan el-Benna İngilizlere karşı cihad ilan eder. İngilizlerin Süveyş Kanalından çekilmesini ister. 1948 yılında İsrail devletinin kurulmasından sonra Filistin’e gönüllü İhvan birlikleri gider. Ancak bu birlikler Mısır Devleti ile işbirliği ile gönderilmesi ve devlettin eski silahları dağıtması nedeniyle birlikler yenilir.
İhvan artık Mısır için büyük bir tehdittir. Ve Mısır İhvana savaş açar. Binlerce İhvan üyesi Müslüman tutuklanır ve 12 Şubat 1949 yılında Hasan el–Benna uğradığı suikast sonucu şehit edilir Ama bu kıyımla akan kanlardan daha da güçlü bir birlik çıkar adeta Hasan el-Benna ‘nın kanıyla yerden bilinçli ve devrimci gençler filizlenir.Nitekim bunlardan biride Şehit Seyyit Kutub ’tur.
İhvan ruhu Hasan el-Benna ile yoğrulmuştur. Ve bu ruh haklıyı ve Hakkı savunmuştur. Ve bu ruhla tarihe itilen İslam YÜCELEN İSLAM olmuştur.
Şehit Hasan el-Benna’ yı Rahmet ve gıpta ile anıyoruz.
“GAYEMİZ ALLAH,
ÖNDERİMİZ PEYGAMBER,
YOLUMUZ CİHAD,
EN BÜYÜK ARZUMUZ ALLAH YOLUNDA ŞEHADETTİR.”
Şehit Hasan el-Benna
Osmanlı İmparatorluğunun yıkılışından sonra İslami Kültür zirveden inmiş zaten ruhsuz olan Müslüman kültürsüzde kalınca Müslüman dolayısıyla İslam tarihin sayfalarına gömülmüştür.
İşte bu siliniş İslam ümmetini yeni bir dirilişe gebe bırakmıştır. Hem öyle bir diriliş ki İslami ruhun zirveye ulaştığı bir çağ başlamıştır.”
Hasan el-Benna 1906 yılında dünyaya gelir. Babası dindar bir müslümandır. Hasan el-Benna ilk eğitimini babasından alır. Özellikle ülkesi olan Mısırın İngiliz hegomanyası altında oluşu Hasan el-Benna’yı derinden etkiler. Yetiştiği mahallenin İslami bir yer olması Onun yetişmesindeki önemli etkilerden biridir.
Küçük yaşlarda düşünce dünyasını etkileyen iki önemli eser İmam Malikin Muvattas’ı , İmam Şafiin ve Ahmet bin Hanbelin Müsned’leridir.
Daha küçük yaşlarda arkadaşlarıyla tebliğ çalışmalarına başlar. Erkeklerin altın takmaması ve ipek giyinmemesi için bir bildiri yayınlarlar.
On altı yaşına gelince babası Onu öğretmen yetiştiren Darul-Ulum’a verir. Okumak için Kahire’ye gittiği tarih İslamın çöküş yıllarıdır (1923-1927).
Hasan el-Benna bu çöküş yıllarında yazdığı iki esriyle düşünce dünyasını açığa vurmuştur. Artık O bazı yanlışları görmekle kalmamış Muhammedi (SAV) çağrıya uyarak yanlışların düzeltilmesi için sesini de yükseltmiştir.
İlki Taha Hüseyin’in hadise ve vahiye saldırdığı “İslam Öncesi Şiir” kitabına yazdığı reddiyedir. Diğeri ise laikliğin ve bununla birlikte İslamın hayat dışında kalmasının savunulduğu “İslam ve Hükümet İlkeleri” adlı Ali Abdurrazık ’ın kitabı için yazdığı reddiyedir.
Hasan el-Benna 1927 yılında Darul-Ulum’dan birincilikle mezun olur. İslaniye şehrine öğretmen olarak tayini çıkar. Bundan bir yıl sonra aralarında işçi esnaf ve öğrencilerin bulunduğu altı arkadaşıyla “İhvan-i Müslimin Teşkilatını” kurar. Gece kondu mahallesinde kurulan bu teşkilat İslam’ın o zirve döneminden sonra Müslümanların yüreklerini incitir.
Teşkilatın genel amacı yeniden dine dönmedir.Allah’a iman,sünneti öğrenme,namaz kılma,oruç tutma,zekat verme…gibi konular teşkilatın işlediği başlıca konulardır.Buda gösteriyor ki halk bütün İslami birikimini yitirmiştir.
Bildiriler yayınlayıp şehirlere,mahallelere yollamışlardır. Kahvelere gidip dini anlatmışlardır. İslam kişilerde evlerde mahallelerde şehirlerde yayılmaya başlamıştır. Teşkilatı şubeleri giderek artmıştır. Merkezini Kahire’ye taşıyan İhvan artık büyük bir güç olmuştur.
Hasan el-Benna bir ıslahat programı hazırlar ve bunu krala yollar. Kraldan istedikleri şeyleri şöyle sıralayabiliriz:Kadın erkek karışıklığına hem sosyal hem de eğitim alanında son verilmeli. İçki, kumar şans oyunları yasaklanmalı. Gece kulüpleri ve sinemalar kapatılmalı. Gazeteler kadın resimleri basmaya son vermeli, eğitim Marksist düşüncelerden bir an önce arındırılmalı ve Avrupa taklitçiliğinden vazgeçilmelidir…
İkinci dünya savaşı sırsında İhvan adeta devlet içinde devlet olmuştur. Mısırın her yanında okullar,camiler, ticaret merkezleri yapmışlardır. Çıkardıkları gazete ve dergi gibi yayınlar tiraj üstüne tiraj kırmıştır.
Bu yakarış ve kıyam yalnız Mısır ile sınırlı kalmamış, Suriye, Lübnan, Filistin, Ürdün, Tunus ve Fas’ta da yankı bulmuş ve İhvan buralarda da şubeler açmıştır.
Hasan el-Benna İngilizlere karşı cihad ilan eder. İngilizlerin Süveyş Kanalından çekilmesini ister. 1948 yılında İsrail devletinin kurulmasından sonra Filistin’e gönüllü İhvan birlikleri gider. Ancak bu birlikler Mısır Devleti ile işbirliği ile gönderilmesi ve devlettin eski silahları dağıtması nedeniyle birlikler yenilir.
İhvan artık Mısır için büyük bir tehdittir. Ve Mısır İhvana savaş açar. Binlerce İhvan üyesi Müslüman tutuklanır ve 12 Şubat 1949 yılında Hasan el–Benna uğradığı suikast sonucu şehit edilir Ama bu kıyımla akan kanlardan daha da güçlü bir birlik çıkar adeta Hasan el-Benna ‘nın kanıyla yerden bilinçli ve devrimci gençler filizlenir.Nitekim bunlardan biride Şehit Seyyit Kutub ’tur.
İhvan ruhu Hasan el-Benna ile yoğrulmuştur. Ve bu ruh haklıyı ve Hakkı savunmuştur. Ve bu ruhla tarihe itilen İslam YÜCELEN İSLAM olmuştur.
Şehit Hasan el-Benna’ yı Rahmet ve gıpta ile anıyoruz.
“GAYEMİZ ALLAH,
ÖNDERİMİZ PEYGAMBER,
YOLUMUZ CİHAD,
EN BÜYÜK ARZUMUZ ALLAH YOLUNDA ŞEHADETTİR.”
Şehit Hasan el-Benna