KraLiçe
Daimi Üye
![699033585439.jpg](/forum/proxy.php?image=http%3A%2F%2Fi.sabah.com.tr%2Fsbh%2F2011%2F12%2F18%2FHaber%2F699033585439.jpg%3F88976731121&hash=1b1c8a181a304d5a111cb71d30af1c66)
'Seksi' diye anılmak çok canımı acıttı!
Müzikteki 20'nci yılını 22 Aralık'ta başlayacak bir dizi konserle kutlamaya hazırlanan Sibel Tüzün, bir dönem adının 'seksi popçu'ya çıkmasından çok rahatsız olduğunu söylüyor: Beğenilmek herkesin hoşuna gider ama göbek adım haline gelince çok canımı acıttı
Müzik kariyerindeki 20'nci yılını, bir dizi konserle kutlayacak olan şarkıcı, söz yazarı ve besteci Sibel Tüzün, konserlerin ilkini 22 Aralık'ta Ghetto'da verecek. Geçen 20 yılda müziğinin de, kendisinin de çok değiştiğini söyleyen Tüzün ile konser projesini ve kariyerini konuştuk...
Bu 20 yıl nasıl geçti?
Çabuk geçmiş! Aslında insan 20 yıl olmuş gibi hissetmiyor; sayıya bakınca fark ediyorsunuz bunu. Ama güzel geçmiş bu yıllar. Bu 20 yılı; bir şekilde hep istediklerini gerçekleştirerek, hayallerinin peşinden koşarak, 97 yılından beri de prodüktör ve şarkı yazarı olarak, tek başına çalışarak geçirmek güzel bir şey. İnsana keyif veriyor açıkçası.
Tek başınıza ayakta kalmaya çalışırken kendinizi Don Kişot gibi hissetmediniz mi?
Çok hissettim. Ama Don Kişot olmak da güzel bir şey... Sıradan ve başkalarına bağlı hayatlar yaşayacağınıza kendi kararlarını verebilmek, biraz daha cesur olmak, bunun sıkıntılarını da çekmek ama kimseye müdananız olmadan yaşayan bir kadın olarak hâlâ ayakta durabilmek bence iyi bir şey. Bu anlamda kızıma da iyi bir örnek olacağım herhalde.
ÜRETEREK MUTLU OLUYORUM
Şimdi gülümseyerek anlatıyorsunuz ama herhalde çok kolay geçmemiştir geride kalan yıllar...
Belirli bir yaştan sonra, eğitimini bitirip profesyonel iş hayatına atıldığında herkesin yaşadığı sıkıntılar muhakkak var. Ama müzik yapabilmek, bir şeyler üretmek, o sözleri birlikte söylemek güzel şeyler. Bunları düşününce yorgunluklar falan çok kalmıyor akılda. Ama tabii ki işimiz her zaman parlak ışıklardan oluşmuyor. Benim hayatım çok yoğun geçiyor. Ama bundan da mutluyum; ben çalışarak ve üreterek mutlu olan bir kadınım.
Peki, bu 20 yılda müziğinizde nasıl bir değişim oldu?
90'ların başı, hepimizin hayatında birçok şeyin değiştiği bir dönem. Türk pop müziği de 90'larda ciddi şekilde değişti. O yıllarda benimle birlikte Aşkın Nur Yengi, Harun Kolçak, Sertab Erener, Levent Yüksel, rahmetli Ajlan gibi isimler çıktı. Biz zaten müzikle pişmiş insanlardık; hepimizin ya konservatuvardan ya da piyasadan alt yapısı vardı. O dönem prodüktörler büyük isimlerin yanı sıra bize de albüm yapmaya karar verdi. Çok naif albümler yaptık. Ne yaptığımızı biliyor muyduk? Bilmiyorduk. Sevdiğimiz ve istediğimiz şarkıları koyduk o albümlere. Hepsi de sound olarak yüzü Batı'ya dönük işlerdi. Sonra yavaş yavaş hep beraber büyüdük, hepimizin müziğe bakış açısı gelişti, değişti ve herkes kendi tarzını buldu.
O ilk albüme baktığınızda, "Nasıl yapmışım, beni hiç yansıtmıyor aslında" diyor musunuz?
Hayır, demiyorum. Belki de beni en çok yansıtan albümdü o. Hiçbir şey bilmeden, tamamen hissettiklerimizle yapmıştık çünkü. Hepimizin duyguları çok naifti. Belki de o yüzden hepimiz tekrar geriye dönmek, şu anki tecrübemizle o günleri yeniden yaşayabilmek istiyoruz.
Sonra siz rock'a yöneldiniz...
Aslında ben sadece yorumcu olmakla yetinmedim ve müzik üretmeye karar verdim. Çünkü söyleyeceğim sözlerim, aklımdan geçen bir sürü melodi vardı. Onları üretirken de, bu bilinçli bir tercih değildi, rock parçalar çıktı ortaya. Ki zaten benim müzikal altyapımda rock vardı. Bir de ben müziği çok farklı tarzlara bölünmüş, ayrılmış şekilde görmüyorum. Müzik üreten birisi her tarzı üretebilir ve bunu yorumlayabilir bence. Bir de hiçbirimiz aynı kalamayız, zaten de kalmamalıyız. 16 yaşımızdaki gibi kalsaydık korkunç bir durum olurdu! Dolayısıyla değişik projelere imza atmak beni heyecanlandırıyor ve besliyor.
ÖYLE BİR EMEK HARCAMADIM
Sibel Tüzün deyince akla gelen ilk algılardan biri de "Çok güzel, çok seksi kadın..." Siz bundan hiç rahatsızlık duydunuz mu?
Çok sıkıldım! Çünkü benim uğraşım güzel olabilmek adına değil. Benim işim modellik olsa ya da görsellikle ilgili başka bir iş yapıyor olsam, o zaman ona emek harcıyor olurdum. Onun sonucunda da böyle bir şey söylenmesi insanın hoşuna giderdi. Ama benim öyle bir yönüm olmadığı için çok sıkıldım. Bir dönem göbek adım gibi olmuştu, 'Seksi popçu Sibel Tüzün' şeklinde anılıyordum. Bir-iki kere söylenince beğenilmek herkesin hoşuna gider ama böyle göbek adı haline gelince gerçekten çok canımı acıttı, hiç hoşlanmadım.
O zaman vücudunuza yaptırdığınız dövmeler biraz da isyanınızın, başkaldırınızın sonucu olabilir mi? Olabilir. Oturup da psikiyatristle "Bu neden böyle?" falan diye konuşmadım ama olabilir tabii, çok sıkılmıştım çünkü. Benim uğraştığım, inandığım işten çok başka bir yere gitti olay.
Aslında bunun ekmeğini çok güzel yiyebilirdiniz...
Yenirdi herhalde de niye istemediğiniz, tercih etmediğiniz ve hoşlanmadığınız bir hayatı yaşayasınız ki?