Sevgi ve nefret arasında çok yakın bir ilişki vardır. İki zıt duygunun bu derece yakın olması, beynin merkezinde dip dibe durmaları yüzünden olabilir mi?
Sevginin sürekli gelişmeye ve kendini yenilemeye ihtiyacı vardır. Sevgi sabit duramaz. Sevgi kendini geliştirmek ve büyümek zorundadır. Bunu yapamadığında ölür!
Hiçbir canlı durağan değildir. Sürekli değişir ve yenilenir. Her gün derimizde bile farkına varmadığımız bir değişim yaşarız. Canlılık yenilenme ister.
Sevginin de özünde yenilenme ve değişim vardır. Sürekli kendini tekrar ederse, ölür. Dönüşüm, güzelliği ve mutluluğu beraberinde getirir.
Sevgi kendini geliştiremediğinde, yenilenip çiçek veremediğinde solmaya başlar. Kendini tekrar etmekten hoşlanmayan sevgi, bir zorlamanın içine girer. Zorlama, nefreti üretir.
Sevgi, kendini yenilediği ve büyüyebildiği sürece özgürdür. Zorlanan sevgi ise, özgürlüğünü kaybeder. Nefret baskın gelir.
Ruhun direnci sevgi ve nefret arasında durur. Sevginin canlılığı engellendiğinde, ruh ve beden buna karşı gelip, direnmeye başlar. Nefret, sevginin yaşamaktan umudunu kesmesiyle ortaya çıkar.
Sevginin kendini tekrar etme gibi bir varoluş şekli yoktur. O yenilenmedikçe, gelişmedikçe ölüme yakın duracaktır.
Sonuç olarak, birini sevdiğinizde içinizdeki o güzel duygu beslenmez ve sürekli engellenirse, bir müddet sonra sevginin ölümü yaklaşır ve sahneye nefret çıkar. Bu yüzden çoğu sevginin gömüldüğü yer, nefretin ortasıdır.
Candan Ünal
Sevginin sürekli gelişmeye ve kendini yenilemeye ihtiyacı vardır. Sevgi sabit duramaz. Sevgi kendini geliştirmek ve büyümek zorundadır. Bunu yapamadığında ölür!
Hiçbir canlı durağan değildir. Sürekli değişir ve yenilenir. Her gün derimizde bile farkına varmadığımız bir değişim yaşarız. Canlılık yenilenme ister.
Sevginin de özünde yenilenme ve değişim vardır. Sürekli kendini tekrar ederse, ölür. Dönüşüm, güzelliği ve mutluluğu beraberinde getirir.
Sevgi kendini geliştiremediğinde, yenilenip çiçek veremediğinde solmaya başlar. Kendini tekrar etmekten hoşlanmayan sevgi, bir zorlamanın içine girer. Zorlama, nefreti üretir.
Sevgi, kendini yenilediği ve büyüyebildiği sürece özgürdür. Zorlanan sevgi ise, özgürlüğünü kaybeder. Nefret baskın gelir.
Ruhun direnci sevgi ve nefret arasında durur. Sevginin canlılığı engellendiğinde, ruh ve beden buna karşı gelip, direnmeye başlar. Nefret, sevginin yaşamaktan umudunu kesmesiyle ortaya çıkar.
Sevginin kendini tekrar etme gibi bir varoluş şekli yoktur. O yenilenmedikçe, gelişmedikçe ölüme yakın duracaktır.
Sonuç olarak, birini sevdiğinizde içinizdeki o güzel duygu beslenmez ve sürekli engellenirse, bir müddet sonra sevginin ölümü yaklaşır ve sahneye nefret çıkar. Bu yüzden çoğu sevginin gömüldüğü yer, nefretin ortasıdır.
Candan Ünal