elma şekeri
Daimi Üye
Aile içinde ve dışında kadınlara yönelik şiddet davranışları, “örtük” kalan önemli bir sorundur. Bu sorunun psikolojik ve sosyal yansımaları toplumun her kesimini ilgilendirmekte ve etkilemektedir. Bir çok kadın yaşadığı şiddeti “normal” sayarak destek aramamaktadır. Bu kişilerin büyük kısmı psikosomatik şikayetler için ya da yaşadıkları sıkıntı günlük yaşamlarını aksatmaya başladığında destek aramaktadırlar.
ŞİDDETİN TANIMI
Şiddet sözcüğü genel olarak akla ilk olarak fiziksel şiddeti getirmektedir. Oysa şiddet farklı kaynaklarda, bireylerin yaralanmasına, sindirilmesine, öfkelendirilmesine veya duygusal baskı altına alınmasına yol açan fiziki veya herhangi bir şekildeki hareket, davranış veya muamele olarak tanımlanmaktadır. Kadına yönelik şiddet ise, duygusal, sözel, ekonomik, cinsel ve fiziksel olarak başlıklara ayrılmaktadır. Duygusal şiddet, duyguların ve duygusal ihtiyaçların, karşı tarafa baskı uygulayabilmek için tutarlı bir şekilde istismar edilmesi, bir yaptırım ve tehdit aracı olarak kullanılmasıdır. Sevgi, şefkat, ilgi, onay, destek gibi duygu ve duygusal ihtiyaçların göz ardı edilmesi, küçümsenmesi, inkar edilmesi bunlara örnektir.
Sözel şiddet, söz ve hareketlerin düzenli bir şekilde korkutma, sindirme, cezalandırma ve kontrol etme aracı olarak kullanılmasıdır. Kişinin değer verdiği konularda sistematik olarak çok ağır hakaret ve sözler söylemek, güven sarsmak, küçük düşürücü adlar takmak, sık sık olumsuz şekilde eleştirmek ve alay etmek örnekler arasında sayılabilir.
Ekonomik şiddet, ekonomik kaynakların ve paranın, kadın üzerinde bir yaptırım, tehdit ve kontrol aracı olarak sistematik bir şekilde kullanılmasıdır. Kadının çalışmasına ya da işinde ilerlemesine engel olmak; maaşına, gelirine veya mal varlıklarına el koymak; çalışmayı reddedip kadının gelirini harcamak; gelirini içkiye kumara yatırmak, ailenin geçimini sadece kadının kazandıklarıyla sürdürmeyi istemek ekonomik şiddet örnekleridir.
Cinsel şiddet, kadının isteği veya onayı dışındaki her türlü istek, talep ve davranışta bulunmak; cinselliğin bir tehdit, sindirme ve kontrol aracı olarak kullanılmasıdır. Ensest, evlilik içi tecavüz, cinsel şiddetin yaygın yaşanan türleri olarak bilinmektedir. Bunun dışındaki cinsel şiddet örnekleri, aşırı kıskançlık ve şüphecilik göstermek, kadının cinsel istek ve ihtiyaçlarını önemsememek, dikkate almamak veya alay etmek, “frijit” gibi isimler takmak, cinselliği cezalandırma yöntemi olarak kullanmak, tacizde bulunmak, tecavüz etmek, özellikle cinsel bölgelere aletle işkence etmek gibi sadist davranışlarda bulunmak, fuhuşa zorlamak, duygusal veya fiziksel şiddet kullanarak cinsel ilişkiye zorlamak sayılmaktadır.
Fiziksel şiddet, kaba kuvvetin, bir tehdit, sindirme ve yaptırım aracı olarak kullanılmasıdır. Bilinen örneklerin dışında bıçak, silah gibi aletlerle tehdit etmek veya saldırmak; sigara söndürmek, yakmak, bağlayarak dövmek gibi işkence türleri sayılabilmektedir.
ŞİDDETİN KADINLAR ÜZERİNDEKİ PSİKOLOJİK ETKİLERİ
Kadınların yaşadıkları şiddetin, kadınlar üzerinde derin etkiler bıraktığı bilinmektedir. Bu etkiler arasında, şiddet yaşanırken kadının şiddet üzerinde kontrol sağlayamaması ve bunun yarattığı çaresizlik duygusu, şiddeti mümkün olduğunca geciktirebilmek için tetikleyici olabilecek olayları engellemeye ve kontrol etmeye çalışmak, hayatta kalmaya yönelik taktikler geliştirmek, yaşadığı günü en az şiddetle geçirmeye çalışmaktan dolayı, olaylara, geleceğe uzun vadeli ve geniş açıdan bakabilme becerisini yitirmek sayılabilir. Kadınların yaşadıkları belirtiler arasında, travmatik stres tepkileri, depresyon ve diğer anksiyete rahatsızlıklarını da kapsayan belirtiler şunlardır:
a. yoğun, korku ve panik ve buna bağlı çaresizlik, güvensizlik ve ümitsizlik
b. kabuslar, tetikte uyumak, uykusuzluk
c. aşırı yeme
d. mide ve baş ağrısı, baş dönmesi, bayılma gibi somatik ve psikosomatik şikayetler
e. ölüm isteği, intihar düşünceleri ve girişimleri
f. suçluluk duygusu
g. utanç
h. öfke
i. patolojik ümit (şiddetin bir gün biteceğine dair)
j. düşük özgüven, değersizlik ve yetersizlik duygusu
k. insanlara güvensizlik, yakın ilişkilerde zorluk
l. dissosiyatif belirtiler
m. toplum ve çevreden soyutlanma ya da sosyal izolasyon
Alıntıdır
ŞİDDETİN TANIMI
Şiddet sözcüğü genel olarak akla ilk olarak fiziksel şiddeti getirmektedir. Oysa şiddet farklı kaynaklarda, bireylerin yaralanmasına, sindirilmesine, öfkelendirilmesine veya duygusal baskı altına alınmasına yol açan fiziki veya herhangi bir şekildeki hareket, davranış veya muamele olarak tanımlanmaktadır. Kadına yönelik şiddet ise, duygusal, sözel, ekonomik, cinsel ve fiziksel olarak başlıklara ayrılmaktadır. Duygusal şiddet, duyguların ve duygusal ihtiyaçların, karşı tarafa baskı uygulayabilmek için tutarlı bir şekilde istismar edilmesi, bir yaptırım ve tehdit aracı olarak kullanılmasıdır. Sevgi, şefkat, ilgi, onay, destek gibi duygu ve duygusal ihtiyaçların göz ardı edilmesi, küçümsenmesi, inkar edilmesi bunlara örnektir.
Sözel şiddet, söz ve hareketlerin düzenli bir şekilde korkutma, sindirme, cezalandırma ve kontrol etme aracı olarak kullanılmasıdır. Kişinin değer verdiği konularda sistematik olarak çok ağır hakaret ve sözler söylemek, güven sarsmak, küçük düşürücü adlar takmak, sık sık olumsuz şekilde eleştirmek ve alay etmek örnekler arasında sayılabilir.
Ekonomik şiddet, ekonomik kaynakların ve paranın, kadın üzerinde bir yaptırım, tehdit ve kontrol aracı olarak sistematik bir şekilde kullanılmasıdır. Kadının çalışmasına ya da işinde ilerlemesine engel olmak; maaşına, gelirine veya mal varlıklarına el koymak; çalışmayı reddedip kadının gelirini harcamak; gelirini içkiye kumara yatırmak, ailenin geçimini sadece kadının kazandıklarıyla sürdürmeyi istemek ekonomik şiddet örnekleridir.
Cinsel şiddet, kadının isteği veya onayı dışındaki her türlü istek, talep ve davranışta bulunmak; cinselliğin bir tehdit, sindirme ve kontrol aracı olarak kullanılmasıdır. Ensest, evlilik içi tecavüz, cinsel şiddetin yaygın yaşanan türleri olarak bilinmektedir. Bunun dışındaki cinsel şiddet örnekleri, aşırı kıskançlık ve şüphecilik göstermek, kadının cinsel istek ve ihtiyaçlarını önemsememek, dikkate almamak veya alay etmek, “frijit” gibi isimler takmak, cinselliği cezalandırma yöntemi olarak kullanmak, tacizde bulunmak, tecavüz etmek, özellikle cinsel bölgelere aletle işkence etmek gibi sadist davranışlarda bulunmak, fuhuşa zorlamak, duygusal veya fiziksel şiddet kullanarak cinsel ilişkiye zorlamak sayılmaktadır.
Fiziksel şiddet, kaba kuvvetin, bir tehdit, sindirme ve yaptırım aracı olarak kullanılmasıdır. Bilinen örneklerin dışında bıçak, silah gibi aletlerle tehdit etmek veya saldırmak; sigara söndürmek, yakmak, bağlayarak dövmek gibi işkence türleri sayılabilmektedir.
ŞİDDETİN KADINLAR ÜZERİNDEKİ PSİKOLOJİK ETKİLERİ
Kadınların yaşadıkları şiddetin, kadınlar üzerinde derin etkiler bıraktığı bilinmektedir. Bu etkiler arasında, şiddet yaşanırken kadının şiddet üzerinde kontrol sağlayamaması ve bunun yarattığı çaresizlik duygusu, şiddeti mümkün olduğunca geciktirebilmek için tetikleyici olabilecek olayları engellemeye ve kontrol etmeye çalışmak, hayatta kalmaya yönelik taktikler geliştirmek, yaşadığı günü en az şiddetle geçirmeye çalışmaktan dolayı, olaylara, geleceğe uzun vadeli ve geniş açıdan bakabilme becerisini yitirmek sayılabilir. Kadınların yaşadıkları belirtiler arasında, travmatik stres tepkileri, depresyon ve diğer anksiyete rahatsızlıklarını da kapsayan belirtiler şunlardır:
a. yoğun, korku ve panik ve buna bağlı çaresizlik, güvensizlik ve ümitsizlik
b. kabuslar, tetikte uyumak, uykusuzluk
c. aşırı yeme
d. mide ve baş ağrısı, baş dönmesi, bayılma gibi somatik ve psikosomatik şikayetler
e. ölüm isteği, intihar düşünceleri ve girişimleri
f. suçluluk duygusu
g. utanç
h. öfke
i. patolojik ümit (şiddetin bir gün biteceğine dair)
j. düşük özgüven, değersizlik ve yetersizlik duygusu
k. insanlara güvensizlik, yakın ilişkilerde zorluk
l. dissosiyatif belirtiler
m. toplum ve çevreden soyutlanma ya da sosyal izolasyon
Alıntıdır