İnternet kabusa çevirecek planlar
Dev bir istihbarat operasyonu var. Hedef ülkelerin en zayıf yönü vuruluyor. Ortadoğu boyun eğmez, para ve kaynaklarını vermeyi reddederse karanlığı gömülecek....
08 Şubat 2008 07:33
Yazı boyutunu büyütmek için
İbrahim Karagül'ün köşe yazısı
Denizlerde neler oluyor! Bu soru çok önemli ve inanıyorum çokça soracağız bundan sonra. Çünkü okyanusların derinliklerinde olağandışı gelişmelere tanık oluyoruz. Birbirinden bağımsız gibi görünen, birbirinden çok uzak noktalarda meydana gelen ama nedense aynı sonuçlara yönelen zincirleme olaylar, bize göre, son derece korkutucu bir geleceğe ışık tutuyor.
İnsanoğlunun; devletler, ekonomi, siyaset, güvenlik, üretim ve tüketim üzerindeki bağımlılığının en yoğun olduğu bir çağda, bu bağımlılığın en zayıf halkasını hedef alan, bildiğimiz savaş örneklerinin çok dışında bir savaşın, enformasyon savaşının ayak seslerini işitiyoruz.
Birileri, denizlerin altında, o zifiri karanlıkta, en az o kadar karanlık şeylerle meşgul. Üstelik bu karanlık operasyonun tek hedefi, küresel savaş çağında, kapsamı ve süresi belli olmayan bu savaş çağında, yine aynı coğrafya. Bu yeni tür savaş, içinde bulunduğumuz coğrafyayı karanlığa gömmenin, diz çöktürmenin, dünyanın geri kalanıyla bütün iletişimini agresif biçimde kontrol etmenin, “hayır” diyebileceklere gözdağı vermenin tatbikatı niteliğinde..
Salı günü “Denizde ABD-İsrail sabotajı” başlığı altında özetledim. Başta İran olmak üzere, İsrail ve Irak dışında bütün bölge ülkeleri etkileyen, dünya ile iletişimini zora sokan, 30 Ocak'ta başlayıp hala devam eden, “kaza” olarak açıklanan ama kimsenin inanmadığı bir denizaltı operasyonunu haber verdim.
Dünyanın belli başlı bölgelerinde, birbirinden çok uzaklarda, Müslüman ülkelerin dünya ile iletişimini sağlayan fiber optik kablolar birbiri ardına kesilir oldu. O yazıda dört günde beş kablonun kesildiğini haber vermiştim. Ama sabotajlar devam ediyor. Şu ana kadar bilinen dokuz ayrı bölgede fiber optik kablolar kesildi. Hepsi de Kuzey Afrika'dan Malezya'ya kadar bütün ülkeleri etkileyecek nitelikte kablolar. Bu bölgelerin dünya ile iletişimin sağlayan hatlar.
30 Ocak: Mısır'ın İskenderiye açıklarında iki kablo kesiliyor. Aynı zamanda yine aynı bölgeden geçen, Fransa'nın Marsilya kıyılarına yakın bir kablo daha kesiliyor. Bu daha başlangıç. 1 Şubat: Süveyş Kanalı'ndan geçen kablo kesiliyor. İki gün sonra Basra Körfezi'nde Dubai'nin 55 kilometre açığında bir başka kablo kesiliyor. 3 Şubat: Katar ile Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) arasındaki kablo kesiliyor. 4 Şubat: Basra Körfezi'nde Bandar Abbas yakınından geçen fiber optik kablo kesiliyor. Aynı gün Malezya'nın Penang adası açığından geçen fiber optik kablo kesiliyor.
Yani: Dünyanın en önemli iletişim hatlarından olan, internetten telefona, bankacılıktan havacılığa bütün iletişimi sağlayan şu hatların aynı günlerde kesilmesine ne diyebiliriz?
1-Marsilya-Fransa. 2- İskenderiye açıklarında iki kablo. 3- Dubai açıklarında bir fiber optik kablo. 4- Katar ve BAE arasındaki kablo. 5- Süveyş Kanalı'ndaki kablo. 6-Malezya, Penan açıklarından geçen kablo. Şu an bilinen dokuz tane fiber optik kablonun kesildiği. Daha rapor edilmeyen bir çok sabotaj olduğu söyleniyor.
Hepsi Müslüman ülkelerin iletişimini sağlıyor. Hepsi Müslüman ülkelere yakın denizlerde oluyor. İkisi hariç hepsi Müslüman ülkelere ait denizlerde oluyor.
Sonuç: İran'ın iletişimi tamamen durdu. BAE'de 1. 7 milyon, Hindistan'da 60 milyon, Pakistan'da 12 milyon, Mısır'da 6 milyon, S. Arabistan'da 4.7 milyon kişinin iletişimi kesildi.
Bütün bunların kaza olduğuna inanmıyoruz. Bunun mümkün olmadığını herkes biliyor. O zaman bunu adını ne koyacağız? Müslüman ülkeleri ve onların dünyanın belli merkezleriyle iletişimini hedef alan sabotajlar zinciri bu. Sanki ilk yoklama. Ne kadar yapılabileceğini, nasıl sonuçlar alınabileceğini, ne tür zararlar verilebileceğini ölçmek için denemeler.
Tam bu sırada bazıları gözlerini ABD'ye dikiyor. Tabi en yakın müttefiki İsrail'e. Özellikle USS Jimmy Carter isimli dev denizaltıya. Bu denizaltının benzer operasyonlara göre dizayn edildiği, şu an nerde olduğunun bilinmediği, Deniz Kuvvetleri'nin sitelerindeki bilgilerinin silindiği, Seewolf sınıfı diğer denizaltılardan çok daha büyük yapıldığı, denizaltı gözetleme ve benzer operasyonlara göre donatıldığı belirtiliyor.
Bir denizaltı istihbarat merkezi olan bu denizaltının bütün iletişimi kesebilecek ve yönlendirebilecek kapasitede olduğu belirtiliyor. Ancak operasyonun çok daha kapsamlı olduğu, bazı telekomünikasyon şirketleri, İsrail ve ABD istihbaratlarının ortak çalışmalarını içerdiği de iddia ediliyor. Tam da bu sırada, ABD Savunma Bakanlığı'nın “enformasyon savaşı”na ilişkin raporu dışarı sızıyor. Ne rastlantı!
Tam da bu sırada: İran Şubat ayında doların geçersiz olacağı petrol borsasını açacak. Petrol zengini ülkelerden oluşan Körfez İşbirliği Konseyi ortak para birliğini geçme kararı aldı. ABD'nin petrol zengini müttefikleri dolar rezervlerini azaltma kararı aldı. Rusya, kendi denizlerinde kablolarını korumak için askeri harekatlara başladı. Ekonomik savaş, dolar savaşı alabildiğine tehdit edici noktalara tırmandı.
İkinci Dünya Savaşı sırasında İngilizler'in Alman hatlarını kestiği gibi, Soğuk Savaş döneminde ABD'nin, Kuril Adaları'nda Sovyetler'e yapmaya çalıştığı gibi bir operasyon var ortada. Ama tarihte hiç bu kadarı olmamıştı. Bir adım sonrasında ne var?
Dev bir istihbarat operasyonu yapılıyor. Hedef ülkelerin en zayıf yönü vuruluyor. Bu, şimdilik bir tatbikat. Gerilim tırmanırsa çok daha kapsamlı olacak. Ortadoğu boyun eğmezse, parasını ve kaynaklarını vermeyi reddederse karanlığı gömülecek. Böyle bir tehdit bu. Ve bazıları için İran'a saldırının habercisi.
Dev bir istihbarat operasyonu var. Hedef ülkelerin en zayıf yönü vuruluyor. Ortadoğu boyun eğmez, para ve kaynaklarını vermeyi reddederse karanlığı gömülecek....
08 Şubat 2008 07:33
Yazı boyutunu büyütmek için
İbrahim Karagül'ün köşe yazısı
Denizlerde neler oluyor! Bu soru çok önemli ve inanıyorum çokça soracağız bundan sonra. Çünkü okyanusların derinliklerinde olağandışı gelişmelere tanık oluyoruz. Birbirinden bağımsız gibi görünen, birbirinden çok uzak noktalarda meydana gelen ama nedense aynı sonuçlara yönelen zincirleme olaylar, bize göre, son derece korkutucu bir geleceğe ışık tutuyor.
İnsanoğlunun; devletler, ekonomi, siyaset, güvenlik, üretim ve tüketim üzerindeki bağımlılığının en yoğun olduğu bir çağda, bu bağımlılığın en zayıf halkasını hedef alan, bildiğimiz savaş örneklerinin çok dışında bir savaşın, enformasyon savaşının ayak seslerini işitiyoruz.
Birileri, denizlerin altında, o zifiri karanlıkta, en az o kadar karanlık şeylerle meşgul. Üstelik bu karanlık operasyonun tek hedefi, küresel savaş çağında, kapsamı ve süresi belli olmayan bu savaş çağında, yine aynı coğrafya. Bu yeni tür savaş, içinde bulunduğumuz coğrafyayı karanlığa gömmenin, diz çöktürmenin, dünyanın geri kalanıyla bütün iletişimini agresif biçimde kontrol etmenin, “hayır” diyebileceklere gözdağı vermenin tatbikatı niteliğinde..
Salı günü “Denizde ABD-İsrail sabotajı” başlığı altında özetledim. Başta İran olmak üzere, İsrail ve Irak dışında bütün bölge ülkeleri etkileyen, dünya ile iletişimini zora sokan, 30 Ocak'ta başlayıp hala devam eden, “kaza” olarak açıklanan ama kimsenin inanmadığı bir denizaltı operasyonunu haber verdim.
Dünyanın belli başlı bölgelerinde, birbirinden çok uzaklarda, Müslüman ülkelerin dünya ile iletişimini sağlayan fiber optik kablolar birbiri ardına kesilir oldu. O yazıda dört günde beş kablonun kesildiğini haber vermiştim. Ama sabotajlar devam ediyor. Şu ana kadar bilinen dokuz ayrı bölgede fiber optik kablolar kesildi. Hepsi de Kuzey Afrika'dan Malezya'ya kadar bütün ülkeleri etkileyecek nitelikte kablolar. Bu bölgelerin dünya ile iletişimin sağlayan hatlar.
30 Ocak: Mısır'ın İskenderiye açıklarında iki kablo kesiliyor. Aynı zamanda yine aynı bölgeden geçen, Fransa'nın Marsilya kıyılarına yakın bir kablo daha kesiliyor. Bu daha başlangıç. 1 Şubat: Süveyş Kanalı'ndan geçen kablo kesiliyor. İki gün sonra Basra Körfezi'nde Dubai'nin 55 kilometre açığında bir başka kablo kesiliyor. 3 Şubat: Katar ile Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) arasındaki kablo kesiliyor. 4 Şubat: Basra Körfezi'nde Bandar Abbas yakınından geçen fiber optik kablo kesiliyor. Aynı gün Malezya'nın Penang adası açığından geçen fiber optik kablo kesiliyor.
Yani: Dünyanın en önemli iletişim hatlarından olan, internetten telefona, bankacılıktan havacılığa bütün iletişimi sağlayan şu hatların aynı günlerde kesilmesine ne diyebiliriz?
1-Marsilya-Fransa. 2- İskenderiye açıklarında iki kablo. 3- Dubai açıklarında bir fiber optik kablo. 4- Katar ve BAE arasındaki kablo. 5- Süveyş Kanalı'ndaki kablo. 6-Malezya, Penan açıklarından geçen kablo. Şu an bilinen dokuz tane fiber optik kablonun kesildiği. Daha rapor edilmeyen bir çok sabotaj olduğu söyleniyor.
Hepsi Müslüman ülkelerin iletişimini sağlıyor. Hepsi Müslüman ülkelere yakın denizlerde oluyor. İkisi hariç hepsi Müslüman ülkelere ait denizlerde oluyor.
Sonuç: İran'ın iletişimi tamamen durdu. BAE'de 1. 7 milyon, Hindistan'da 60 milyon, Pakistan'da 12 milyon, Mısır'da 6 milyon, S. Arabistan'da 4.7 milyon kişinin iletişimi kesildi.
Bütün bunların kaza olduğuna inanmıyoruz. Bunun mümkün olmadığını herkes biliyor. O zaman bunu adını ne koyacağız? Müslüman ülkeleri ve onların dünyanın belli merkezleriyle iletişimini hedef alan sabotajlar zinciri bu. Sanki ilk yoklama. Ne kadar yapılabileceğini, nasıl sonuçlar alınabileceğini, ne tür zararlar verilebileceğini ölçmek için denemeler.
Tam bu sırada bazıları gözlerini ABD'ye dikiyor. Tabi en yakın müttefiki İsrail'e. Özellikle USS Jimmy Carter isimli dev denizaltıya. Bu denizaltının benzer operasyonlara göre dizayn edildiği, şu an nerde olduğunun bilinmediği, Deniz Kuvvetleri'nin sitelerindeki bilgilerinin silindiği, Seewolf sınıfı diğer denizaltılardan çok daha büyük yapıldığı, denizaltı gözetleme ve benzer operasyonlara göre donatıldığı belirtiliyor.
Bir denizaltı istihbarat merkezi olan bu denizaltının bütün iletişimi kesebilecek ve yönlendirebilecek kapasitede olduğu belirtiliyor. Ancak operasyonun çok daha kapsamlı olduğu, bazı telekomünikasyon şirketleri, İsrail ve ABD istihbaratlarının ortak çalışmalarını içerdiği de iddia ediliyor. Tam da bu sırada, ABD Savunma Bakanlığı'nın “enformasyon savaşı”na ilişkin raporu dışarı sızıyor. Ne rastlantı!
Tam da bu sırada: İran Şubat ayında doların geçersiz olacağı petrol borsasını açacak. Petrol zengini ülkelerden oluşan Körfez İşbirliği Konseyi ortak para birliğini geçme kararı aldı. ABD'nin petrol zengini müttefikleri dolar rezervlerini azaltma kararı aldı. Rusya, kendi denizlerinde kablolarını korumak için askeri harekatlara başladı. Ekonomik savaş, dolar savaşı alabildiğine tehdit edici noktalara tırmandı.
İkinci Dünya Savaşı sırasında İngilizler'in Alman hatlarını kestiği gibi, Soğuk Savaş döneminde ABD'nin, Kuril Adaları'nda Sovyetler'e yapmaya çalıştığı gibi bir operasyon var ortada. Ama tarihte hiç bu kadarı olmamıştı. Bir adım sonrasında ne var?
Dev bir istihbarat operasyonu yapılıyor. Hedef ülkelerin en zayıf yönü vuruluyor. Bu, şimdilik bir tatbikat. Gerilim tırmanırsa çok daha kapsamlı olacak. Ortadoğu boyun eğmezse, parasını ve kaynaklarını vermeyi reddederse karanlığı gömülecek. Böyle bir tehdit bu. Ve bazıları için İran'a saldırının habercisi.