Turizm cenneti Antalya'da iki otelin verdiği ilana bakın da görün.. Güler misiniz ağlar mısınız gerisini siz düşünün artık!
Biri ilanında, “Bizde her şey dahile gerçekten her şey dahil” demiş, diğeri ise “Bizde her şey dahile dürüstlük de dahil” diye ilan vermiş ve vermiş veriştirmiş.. İşi öyle ilerletmiş ki vay vay vay..
İşte bir turizm ilanından inciler;
* Örneğin biz beleş gözleme uğruna “hamarat eller” diyerek, çevredeki Gıdıklı köyünden boklu Naciye'yle, bitli Makbule'ye hamur açtırmıyoruz.
* Örneğin biz “sertifalı usta masör” adı altında, eski kaportacı Cemil'in otuzbirci kalfası Kamil'in nasırlı ellerini müşterilerimizin karısına kızına ellettirmiyoruz.
* Örneğin biz yörenin çingene gençlerini toplayıp, saçlarını oksijenli suyla sarartıp onlara Coni Moni gibi isimler vererek, müşterilerimizi “Avrupai eğlence” vadeleriyle kandırmıyoruz. Goodbye Beach Belek'te tatil yaparken, havuz kenarında size “Eha-Lööev” diye denyo şakaları yapan hanzolar göremezsiniz.
Eee, ne diyeyim.. İşte Türkiye, işte Türk insanı mantığı..
Aynı şey Kıbrıs'ta da geçerli.. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde..
Bir yatırımcı kalkmış dünya yatırım yapmış, Kuzey Kıbrıs'a bir güzellik katmış, dünya starlarını getirmek için uğraşıyor, üstüne yine dünya paralar veriyor ama dedikodunun bini bin para!
En son gittiğimde “Kafes Döğüşü” var dediler.. 500 bin dolarık bir iş.. Amerika'da müthiş ilgi gören bir spor.. Las Vegas'ta da yapılıyor.. Onlarca döğüşçü, dansçı kızlar, uçak biletleri, oteller vs. ayarlanmış gelmişler ama müsaade yok!
Döğüş günü 60 polis bastı oteli.. Sebep? İzin alınmamış.. Otel yönetimi “Başvurduk ama sebepsiz vermediler oyalandılar bizi” diyor ama polis nuh diyor peygamber demiyor!
Tanju Çolak'la ben ister istemez olaya müdahil olduk, tansiyonlar yükseldi. Tavra üzüldük. Tabi ki her şey kanunlara uygun olmalı ve ona göre yapılmalı. Ama “ne yapılabilir, nasıl orta yol bulunur?” şeklinde yaklaşılmalı. 60 polisle basarak değil.
Sonuçta ne oldu? Birileri devreye girdi ve “Kafes Döğüşü”, gösteri ve tanıtım amaçlı yapıldı, 70 ülkede yayınlandı, Kuzey Kıbrıs TC.'nin adı geçti.
Yine Şahan'ın anlattığı esprideki gibi birileri şikayet etmese böyle olur muydu? Olmazdı tabi ki.. “Biz yapamadık, o da yapmasın” mantığı.. Hep yerinde sayılsın, hiçbir şey yapılmasın, kimse de çıkıp yapmasın, yaparsa da bozarız şeklindeki Türk mantığı.
İşte o yüzden bizden bir şey olmuyor.. Bu kafayla da olmaz.
Biri ilanında, “Bizde her şey dahile gerçekten her şey dahil” demiş, diğeri ise “Bizde her şey dahile dürüstlük de dahil” diye ilan vermiş ve vermiş veriştirmiş.. İşi öyle ilerletmiş ki vay vay vay..
İşte bir turizm ilanından inciler;
* Örneğin biz beleş gözleme uğruna “hamarat eller” diyerek, çevredeki Gıdıklı köyünden boklu Naciye'yle, bitli Makbule'ye hamur açtırmıyoruz.
* Örneğin biz “sertifalı usta masör” adı altında, eski kaportacı Cemil'in otuzbirci kalfası Kamil'in nasırlı ellerini müşterilerimizin karısına kızına ellettirmiyoruz.
* Örneğin biz yörenin çingene gençlerini toplayıp, saçlarını oksijenli suyla sarartıp onlara Coni Moni gibi isimler vererek, müşterilerimizi “Avrupai eğlence” vadeleriyle kandırmıyoruz. Goodbye Beach Belek'te tatil yaparken, havuz kenarında size “Eha-Lööev” diye denyo şakaları yapan hanzolar göremezsiniz.
Eee, ne diyeyim.. İşte Türkiye, işte Türk insanı mantığı..
Aynı şey Kıbrıs'ta da geçerli.. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde..
Bir yatırımcı kalkmış dünya yatırım yapmış, Kuzey Kıbrıs'a bir güzellik katmış, dünya starlarını getirmek için uğraşıyor, üstüne yine dünya paralar veriyor ama dedikodunun bini bin para!
En son gittiğimde “Kafes Döğüşü” var dediler.. 500 bin dolarık bir iş.. Amerika'da müthiş ilgi gören bir spor.. Las Vegas'ta da yapılıyor.. Onlarca döğüşçü, dansçı kızlar, uçak biletleri, oteller vs. ayarlanmış gelmişler ama müsaade yok!
Döğüş günü 60 polis bastı oteli.. Sebep? İzin alınmamış.. Otel yönetimi “Başvurduk ama sebepsiz vermediler oyalandılar bizi” diyor ama polis nuh diyor peygamber demiyor!
Tanju Çolak'la ben ister istemez olaya müdahil olduk, tansiyonlar yükseldi. Tavra üzüldük. Tabi ki her şey kanunlara uygun olmalı ve ona göre yapılmalı. Ama “ne yapılabilir, nasıl orta yol bulunur?” şeklinde yaklaşılmalı. 60 polisle basarak değil.
Sonuçta ne oldu? Birileri devreye girdi ve “Kafes Döğüşü”, gösteri ve tanıtım amaçlı yapıldı, 70 ülkede yayınlandı, Kuzey Kıbrıs TC.'nin adı geçti.
Yine Şahan'ın anlattığı esprideki gibi birileri şikayet etmese böyle olur muydu? Olmazdı tabi ki.. “Biz yapamadık, o da yapmasın” mantığı.. Hep yerinde sayılsın, hiçbir şey yapılmasın, kimse de çıkıp yapmasın, yaparsa da bozarız şeklindeki Türk mantığı.
İşte o yüzden bizden bir şey olmuyor.. Bu kafayla da olmaz.