Kristen Stewart
Daimi Üye
yunanistan’da piyasaya çıkan “Kırmızı ve Yeşil Hat” isimli kitapta, Kıbrıs’ta Türk askerine karşı savaşan Yunan askerlerin anıları anlatılıyor.
Bir Yunan askeri, Kocatepe’yi Türk jetlerinin yanlışlıkla batırması gibi Rumların da Yunan uçaklarını vurduğunu söyleyip, kendilerini en çok ‘dehşete düşüren’ anılarını da şöyle özetliyor: “Çoğunun tüfeği omzunda, namlusu aşağı bakıyordu. Bilemiyorum subayları Türk askerlerine ne demişti, sanki gezmeye çıkmış gibiydiler. Biri düşüyor arkasından başkası çıkıyordu. Türk askerleri bitmek bilmiyordu.”
Kitaptan bir paragraf: “Tamam Türkler, Kocatepe muhribini Yunan muhribi Lesvos sanıp batırdılar. Ancak Kıbrıslı Rumlar da, Lefkoşa Havaalanı’nı korurken, öğle vakti paraşütçüler indirip Kıbrıs üzerinde cirit atan Türk uçaklarını vuracakları yerde, karanlıkta bir güzel Yunan uçaklarını vurdular. İki-üç uçağı yaraladılar, birini de düşürdüler. İçinde A. Bölüğü’nün çocukları (Yunan askerleri) vardı”: Nikos Letsis.. 1974 Kıbrıs olaylarında yeralan Yunan askeri.
Yoksa vurduğumuzu mu zannediyoruz
Atina’da piyasaya yeni sürülen avukat Vasilis Guroyiannis’in 456 sayfalık “Kırmızı ve Yeşil Hat” isimli kitabında, dönemin Kıbrıs’taki Yunan askerlerinin anlattıkları roman şeklinde okuyucuya aktırılıyor. Yunan askeri Letsis’in bir başka anısı da şöyle:
“Geri çekilmemiz emri verildi. Çoğumuz bu emirden habersizdik. Yunan subayları geri çekilmiş, buna karşı askerler hâlâ savaşıyordu. Türkler çok kalabalıktı. Hiçbir desteğe ihtiyaç duymadan üzerimize doğru geliyorlardı. Hatta bazıları silahlarını omuzlarında taşıyordu, namlular aşağı bakıyordu. Bilemiyorum subayları Türk askerlerine ne demişti, sanki gezmeye çıkmış gibiydiler. Yaklaşmalarını bekledik. Ateş açtık. Biri düşüyor arkasından başkası çıkıyordu. Türk askerleri bitmek bilmiyordu. Türk askerleri ya ölümsüzdü ya da bir şeyler içmişlerdi. Hatta bir ara, ya bizim gözlerimiz bozuk da Türk askerlerini vurduğumuzu mu zannediyoruz diye düşündüm”.
Türkler golleri atmıştı
Kitapta yer alan bir diğer Yunan askerinin anlattıkları ise şöyle:
“Kıbrıs’ta savaştığımı söylemekten utanıyorum. Eğer bir futbol maçına benzeteceksek, Türkiye ile Yunanistan, Kıbrıs’ta top oynayacaktı. Yunan takımı daha sahaya girmeden Türkler, bütün golleri atmışlardı”.
Bir başka Yunan askerinin anlattıkları: “Bizler Kıbrıs’ta Yunanistan’ın ayıbı idik. Cuntacı sayılıyorduk, Rumlar bizi istemiyorlardı. Sonra pek de anlamadığımız ve beklemediğimiz bir şekilde karşımızda Türkleri bulduk. Bir anda etrafımızda rahatça dolaşan tanklar ve uçaklar gördük”.
Kitapta, “Yordan” isimli bir asker şunları söylüyor: “Ayağıma iki mermi isabet etmişti. Lefkoşa havalanından hastaneye götürülecektim. Az ilerde bir Yunan uçağı duruyordu. Rum askerleri gelip baltalarla uçağı parçalamaya başladılar. Sonradan öğrendiğim kadarıyla, Türkler Girit’ten Kıbrıs’a Yunan uçağı geldiğini kanıtlamasınlar diye tahrip ediliyorlardı”.
Bir Yunan askeri, Kocatepe’yi Türk jetlerinin yanlışlıkla batırması gibi Rumların da Yunan uçaklarını vurduğunu söyleyip, kendilerini en çok ‘dehşete düşüren’ anılarını da şöyle özetliyor: “Çoğunun tüfeği omzunda, namlusu aşağı bakıyordu. Bilemiyorum subayları Türk askerlerine ne demişti, sanki gezmeye çıkmış gibiydiler. Biri düşüyor arkasından başkası çıkıyordu. Türk askerleri bitmek bilmiyordu.”
Kitaptan bir paragraf: “Tamam Türkler, Kocatepe muhribini Yunan muhribi Lesvos sanıp batırdılar. Ancak Kıbrıslı Rumlar da, Lefkoşa Havaalanı’nı korurken, öğle vakti paraşütçüler indirip Kıbrıs üzerinde cirit atan Türk uçaklarını vuracakları yerde, karanlıkta bir güzel Yunan uçaklarını vurdular. İki-üç uçağı yaraladılar, birini de düşürdüler. İçinde A. Bölüğü’nün çocukları (Yunan askerleri) vardı”: Nikos Letsis.. 1974 Kıbrıs olaylarında yeralan Yunan askeri.
Yoksa vurduğumuzu mu zannediyoruz
Atina’da piyasaya yeni sürülen avukat Vasilis Guroyiannis’in 456 sayfalık “Kırmızı ve Yeşil Hat” isimli kitabında, dönemin Kıbrıs’taki Yunan askerlerinin anlattıkları roman şeklinde okuyucuya aktırılıyor. Yunan askeri Letsis’in bir başka anısı da şöyle:
“Geri çekilmemiz emri verildi. Çoğumuz bu emirden habersizdik. Yunan subayları geri çekilmiş, buna karşı askerler hâlâ savaşıyordu. Türkler çok kalabalıktı. Hiçbir desteğe ihtiyaç duymadan üzerimize doğru geliyorlardı. Hatta bazıları silahlarını omuzlarında taşıyordu, namlular aşağı bakıyordu. Bilemiyorum subayları Türk askerlerine ne demişti, sanki gezmeye çıkmış gibiydiler. Yaklaşmalarını bekledik. Ateş açtık. Biri düşüyor arkasından başkası çıkıyordu. Türk askerleri bitmek bilmiyordu. Türk askerleri ya ölümsüzdü ya da bir şeyler içmişlerdi. Hatta bir ara, ya bizim gözlerimiz bozuk da Türk askerlerini vurduğumuzu mu zannediyoruz diye düşündüm”.
Türkler golleri atmıştı
Kitapta yer alan bir diğer Yunan askerinin anlattıkları ise şöyle:
“Kıbrıs’ta savaştığımı söylemekten utanıyorum. Eğer bir futbol maçına benzeteceksek, Türkiye ile Yunanistan, Kıbrıs’ta top oynayacaktı. Yunan takımı daha sahaya girmeden Türkler, bütün golleri atmışlardı”.
Bir başka Yunan askerinin anlattıkları: “Bizler Kıbrıs’ta Yunanistan’ın ayıbı idik. Cuntacı sayılıyorduk, Rumlar bizi istemiyorlardı. Sonra pek de anlamadığımız ve beklemediğimiz bir şekilde karşımızda Türkleri bulduk. Bir anda etrafımızda rahatça dolaşan tanklar ve uçaklar gördük”.
Kitapta, “Yordan” isimli bir asker şunları söylüyor: “Ayağıma iki mermi isabet etmişti. Lefkoşa havalanından hastaneye götürülecektim. Az ilerde bir Yunan uçağı duruyordu. Rum askerleri gelip baltalarla uçağı parçalamaya başladılar. Sonradan öğrendiğim kadarıyla, Türkler Girit’ten Kıbrıs’a Yunan uçağı geldiğini kanıtlamasınlar diye tahrip ediliyorlardı”.