Türk Malı’na yapılan aşı da tutmadı
Memet Güler yazdı...
Diziler, doğru transferlerle ellerini güçlendirir, eksiklerini giderir, seyircilerinin karşısına daha güçlü şekilde çıkmayı amaçlarlar. Çoğu zaman da iyi hesaplanmış hamlelerle, bu hedeflerine ulaşırlar.
Kıvanç Tatlıtuğ’un yeni sezonun ilk dört bölümünde Ezel’e kattığı ivme, hâlâ hafızalarda tazeliğini koruyor. Türk Malı da bu sene aynı yolu izledi. Şafak Sezer ile Binnur Kaya’nın sırtlandığı diziye, iki usta isim, Melek Baykal ile Özkan Uğur eklendi.
Ben de onlara transfer yapmalarını tavsiye etmiştim; hatırlarsınız. Ama Binnur - Sezer ikilisine enerji katacak, onlarla paslaşıp dizinin lezzetini iyice tatlandıracak Engin Günaydın gibi bir isim önermiştim. Elbette ne Melek Baykal’ın, ne de Özkan Uğur’un oyunculuklarını tartışacak değilim. Ama olmadı; bu iki ismin transferi, Türk Malı’nda tutmadı.
Tam da aksine Binnur ile Şafak’ın rollerinin azalmasına ve dizinin matematiğinin bozulmasına yol açtı. Ve pazartesi gecelerine damga vuran dizide, yeni sezonun ilk haftasından itibaren reytinglerde bariz bir düşüş yaşandı. Her geçen hafta daha da artan bir düşüş...
Bana sorarsanız önlerinde durumu toparlamak için birkaç haftaları var. Ya yeni isimlerle eskileri kaynaştırmayı başarıp kadim seyircilerini yeniden kazanacaklar. Ya da reytingin aslanın midesinde olduğu pazartesi gecesinde, dizi savaşında arada kaybolup, hoş bir ekran hatırası olarak kalacaklar. Zor, gerçekten de işleri şimdi çok zor.
'ÖYLE BİR GEÇER ZAMAN Kİ' BU SEZONUN EN BAŞARILI İKİNCİ İŞİ
Suçu Ne diye. Kendini ilk olarak onlar ispatlamıştı. Bu yılın bir diğer en başarılı işi de, şimdiden adını reyting listelerinin en tepesine, seyircinin yüreğinin ta içine yazdırmayı başardı: Öyle Bir Geçer Zaman ki... Bunu, bütün oyuncularıyla adeta tam saha pres yapan müthiş oyunculuklarla başardılar her şeyden önce. Anlattıkları öyküye seyirciyi inandırdılar.
Kanal D ile atv arasındaki dizi savaşında, Kanal D adına çok önemli bir iş yaptılar. Etrafınıza bakın, şu sıralar herkes onlardan bahsediyor. Bir dizinin başarılı olmasının yolu da, her şeyden önce fısıltı gazetesinde manşete çıkmaktan geçiyor. İşte bunu başardı Öyle Bir Geçer Zaman ki... Emeği geçenlerin ellerine sağlık, başka ne demeli...
Memet Güler yazdı...
Diziler, doğru transferlerle ellerini güçlendirir, eksiklerini giderir, seyircilerinin karşısına daha güçlü şekilde çıkmayı amaçlarlar. Çoğu zaman da iyi hesaplanmış hamlelerle, bu hedeflerine ulaşırlar.
Kıvanç Tatlıtuğ’un yeni sezonun ilk dört bölümünde Ezel’e kattığı ivme, hâlâ hafızalarda tazeliğini koruyor. Türk Malı da bu sene aynı yolu izledi. Şafak Sezer ile Binnur Kaya’nın sırtlandığı diziye, iki usta isim, Melek Baykal ile Özkan Uğur eklendi.
Ben de onlara transfer yapmalarını tavsiye etmiştim; hatırlarsınız. Ama Binnur - Sezer ikilisine enerji katacak, onlarla paslaşıp dizinin lezzetini iyice tatlandıracak Engin Günaydın gibi bir isim önermiştim. Elbette ne Melek Baykal’ın, ne de Özkan Uğur’un oyunculuklarını tartışacak değilim. Ama olmadı; bu iki ismin transferi, Türk Malı’nda tutmadı.
Tam da aksine Binnur ile Şafak’ın rollerinin azalmasına ve dizinin matematiğinin bozulmasına yol açtı. Ve pazartesi gecelerine damga vuran dizide, yeni sezonun ilk haftasından itibaren reytinglerde bariz bir düşüş yaşandı. Her geçen hafta daha da artan bir düşüş...
Bana sorarsanız önlerinde durumu toparlamak için birkaç haftaları var. Ya yeni isimlerle eskileri kaynaştırmayı başarıp kadim seyircilerini yeniden kazanacaklar. Ya da reytingin aslanın midesinde olduğu pazartesi gecesinde, dizi savaşında arada kaybolup, hoş bir ekran hatırası olarak kalacaklar. Zor, gerçekten de işleri şimdi çok zor.
'ÖYLE BİR GEÇER ZAMAN Kİ' BU SEZONUN EN BAŞARILI İKİNCİ İŞİ
Suçu Ne diye. Kendini ilk olarak onlar ispatlamıştı. Bu yılın bir diğer en başarılı işi de, şimdiden adını reyting listelerinin en tepesine, seyircinin yüreğinin ta içine yazdırmayı başardı: Öyle Bir Geçer Zaman ki... Bunu, bütün oyuncularıyla adeta tam saha pres yapan müthiş oyunculuklarla başardılar her şeyden önce. Anlattıkları öyküye seyirciyi inandırdılar.
Kanal D ile atv arasındaki dizi savaşında, Kanal D adına çok önemli bir iş yaptılar. Etrafınıza bakın, şu sıralar herkes onlardan bahsediyor. Bir dizinin başarılı olmasının yolu da, her şeyden önce fısıltı gazetesinde manşete çıkmaktan geçiyor. İşte bunu başardı Öyle Bir Geçer Zaman ki... Emeği geçenlerin ellerine sağlık, başka ne demeli...
