Türkçe'miz ''Turkche'' leşmesin...

Şahmaran.

Admin
Admin
Katılım
9 Temmuz 2008
Mesajlar
38.082
Tepki
50.397
Puan
113
Türkçe,"Turkche"leşiyor!.. Diline sahip çık!

{a,b,c,ç,d,e,f,g,ğ,h,ı,i,j,k,l,m,n,o,ö,p,r,s,ş,t,u,ü,v,y,z}

Mail değil İleti
Fonksiyon değil İşlev
Avantaj değil üstünlük
Antipatik değil sevimsiz
Dizay değil tasarım
Analiz değil çözümleme
Bye bye değil hoşça kal

Türkçe'de "yalnış" olmaz... YANLIŞa düşme!

Ya Türkçe konuş ya da sus!

Etkinliğe destek olmak için "Turkce" değil Türkçe konuş!
 
OP
Ş

Şahmaran.

Admin
Admin
Katılım
9 Temmuz 2008
Mesajlar
38.082
Tepki
50.397
Puan
113
İngilizce’nin 500-600 senelik bir geçmişi olmasına karşılık Türkçe, Çince gibi dillerin 10.000 seneye varan bir geçmişi vardır. Türkçe’nin temel yapısı diyebileceğimiz ana kuralları vardır.(Küçük ünlü uyumu, Büyük ünlü uyumu, hecelerin oluşumu vb). Bu kurallar yapılarını hala korumaktadırlar. Türkçe’nin matematiksel bir yapısı vardır. Her şey bir kurala dayanır, her şeyin bir izahı vardır. Kelime türetme yeteneği de sonsuzdur. Mesela bellek kelimesi, bellemek fiilinin, fiilden isim yapma eklerinden biri olan –k ekini almasıyla oluşmuş şeklidir.

Hiç bilmeyen, cahil bir Türk’e bellek deseniz, bellemekle, hafızayla ilgili bir laf ettiğinizi en azından tahmin eder. Halbuki, cahil bir Amerikalıya veya İngiliz’e RAM deseniz, koyunun erkeğinden bahsediyorsunuz zanneder.

Baş harflerden oluşturulan böyle kelimelere akronim denir. Dilbilimcilere göre, bir dilde akronim kelime ne kadar fazla ise, o dilin gücü o kadar azdır. Güçlü dillerde, böyle meydana getirilen harf topluluğuna kısaltma denir; Türkçe’de olduğu gibi.

Türkçe’de yeni kavramlara karşılıklar, dilin özellikleri iyi öğrenilmişse kolayca bulunur. Tabii, dilini, bilimiyle, fenniyle, edebiyatıyla iyi öğrenmek, onu iyice bilmek, onun eşsiz yetenek ve inceliklerine âşık olmak bahtiyarlığına ermek içinse, her konuda eğitimi Türkçe olarak görmüş olmak gerekir. En az bir tane başka dili öğrenmenin hem bilim için hem karşılaştırma sonucu kendi dilini de daha iyi idrak etmek açısından faydası vardır. Her düzgün ülkede dil, mesleğine yardımcı olacak kadar, ayrıca yabancı dil derslerinde öğrenilir. Eğitim dili resmi dil veya anadilden olmazsa, o kişi değil Türkçe kelimelerden terimler türetmek, konuşurken, yazarken aklına mevcut Türkçe sözcükler bile gelmez, hâlâ tam anlamadığı yarım yamalak İngilizce laflar söyleyiverir. Hele bir de öyle garip bir eğitim düzeni içine sokulan aşağılık duygusunu önleyememişse, telafi kabilinden, bu çirkin İngilizce lafları kullanmakla da böbürlenir. İşte yabancı dille eğitim tuzağının sonunda, bir nesil içinde, güvercin İngilizce’si (Anglomanlıca), yani 250 kelimelik Tarzanca dil ortaya çıkar.
 
OP
Ş

Şahmaran.

Admin
Admin
Katılım
9 Temmuz 2008
Mesajlar
38.082
Tepki
50.397
Puan
113
Millî kimlik, Amerika’nın son yıllarda bize yutturmaya çalıştığı gibi bir ırk meselesi değil, bir gelenek, görenek, kültür, töre ve özellikle bir gönül ve onu, gemiyi yüzdüren su gibi, batmadan üstünde tutan d i l meselesidir. Dilini unutan kavimlerin tarihten adları bile silinir gider. Anadolu, böyle yok olmuş kavimlerin binlerce yıl sonra kazılarda bulunan çanak çömlek kırıntıları ile doludur




OSMANLICA - ÖZ TÜRKÇE vs.

1055 yıllık İslamî dönemde bazı Arapça ve Farsça kökenli sözcükler veya bunların Türkçe’ye uyarlanmış şeklinin Türkçe halk diline kadar girmiş ve Türkçe’ye mal olmuş olması olağandır. Böyle kelimeleri Kazak, Başkır, Özbek, Karaçay, Çeçen, Uygur Türkleri de kullanıyor. Kelime, laf, tabiat, sohbet de Türkçe’dir; sözcük, söz, doğa, söyleşi de Türkçe’dir.



Dil ve edebiyat üstatlarımız ve kimi duyarlı vatandaşlarımız “kelime mi?” “sözcük mü?” ; “soru mu?”, “sual mi?” gibi tartışmaların içindedir. Halbuki Türkçe’nin karşısındaki asıl tehlike İngilizce’dir.
 
OP
Ş

Şahmaran.

Admin
Admin
Katılım
9 Temmuz 2008
Mesajlar
38.082
Tepki
50.397
Puan
113
Yabancı dil öğretimi; yabancı dille öğretim, yabancı öğretim haline gelmemeli, Türk dilinin yerine geçerek, onu yıkma, eritme, zayıflatma vesilesi olmamalıdır. Yabancı diller, Türklük şuuru ve benliği içinde, teknik ilerlemede bir araç olmalıdır. Türk devlet ve milletine hizmet etmeyecekse,yabancı dil neden öğrenilsin? ABD’nin kendi kültürünü yaymak ve iç düzenini korumak için hazırladığı filmleri, kendi dillerinde izleyip, kültürlerini daha çabuk almak için mi? Yoksa örütbağda dolaşırken, yine bizi her alanda pazar olarak gören Amerikan ve İngiliz kültür ve mallarını pazarlayan reklam yığınlarını daha iyi anlamak için mi?

Birkaç derste eğitim dilinin İngilizce olması, Türk çocuklarının İngilizce’yi daha iyi öğrenmesini sağlamaz mı?

Öyle şey olmaz. Yabancı dil öğrenmenin böyle bir yolu yoktur. Mesela fen veya sadece fiziği ele alalım. Çocuk aynı anda zaten zor olan fiziği mi öğrensin, İngilizce’yi mi? İkisini de öğrenemez, sadece ezberci olur. Kendi dilinde düşünemeyen, her an dolaylı da olsa, kendi dil ve kültürünün değersiz olduğu kendisine telkin edilen çocukta kimlik, benlik, haysiyet duyguları nasıl gelişir? zaten böyle bir şey, birkaç sömürgeyi saymazsak, dünyanın hiçbir ülkesinde yoktur.

Mesela;
Coelenterates
Coelentares are aquatic animals most of which live in the sea. Their bodies, usually circular and arranged around a central axis, are either vase-shaped (sessile polyps) or inverted as a bowl shape (mobile medusae). Coelentares are characterised by the presence of a digestive cavity with only one opening. This opening serves as both mouth and anus. (High Scholl Biology 1 – Oran (Syf:127), Ahmet ARIK, Rahim POLAT)
Şimdi, anadili İngilizce olmayan bir çocuk, bunu bir okumada nasıl öğrenecek. Okuduğunu Türkçe’ye çevirmeye mi uğraşsın? En iyi, en çabuk, en faydalı öğrenme anadille olur. Yukarıdaki bilgi, neden ama neden Türkçe verilemesin? Türkçe’nin bunu ifade etme gücü yok mu yoksa? Bu, duyarlı her insanın tüylerini diken diken edecek bir durumdur.
 
OP
Ş

Şahmaran.

Admin
Admin
Katılım
9 Temmuz 2008
Mesajlar
38.082
Tepki
50.397
Puan
113
Dil, bir Milletin ortak paydası, iletişimin, etkileşimin, düşüncenin temel aracıdır. Geleneklerin gelecek kuşaklara aktarılmasındaki en önemli araçtır.

Ana dilimiz Türkçe, yeryüzünün en eski ve 12 milyon km2lik alanda konuşulan, gelişmiş, zengin bir kültür, bilim ve sanat dilidir. Tüm lehçeleri de ele alındığında dünyada en çok konuşulan 5.dil olma özelliğini taşımaktadır. Türk Dil Kurumu’nun çıkarmış olduğu güncel sözlükteki kelime sayısı 100.000’i geçmiş durumdadır.

Bugün birçok dilin olduğu gibi Türkçenin de sorunları bulunmaktadır. Bu sorunlardan en önemlisi dilde yabancılaşmadır. Özellikle İngilizcenin etkisi ile başta işyerleri olmak üzere yabancı isim kullanmak son derece yaygınlaşmış, konuşma dili de bu olumsuzluktan nasibini almaya başlamıştır.

Gezerken iş yerlerinin isimlerine bakın, sattıkları mallara, reklâmlara bakın. Ne görüyorsunuz? Gördüğünüz, ne kadar yabancı kelimenin iş yeri ismi ya da ürün olarak kullanıldığıdır değil mi? ?İş yerlerinin reklâmını yapmamak için buraya yazmayayım. Ama Erciyes Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatında yapılan bir araştırmaya göre bu cadde üzerindeki iş yeri isimlerin yaklaşık 1/3 yabancı kelimelerden oluşmaktadır.

Terimlere diyecek bir lafım yok. Adam bulduğu her şeyi kendi adlandırıyor( Gerçi Fransa, Almanya gibi ülkeler terimleri de kendi dillerine çevirerek kullanıyorlar ). Ona söyleyecek pek fazla sözümüz olamaz.

Çocukların satın aldıkları cipslerin tamamı, sütten yapılan çocuk ürünlerinin neredeyse hepsi, çikolata ve gofretlere verilen isimlerin çoğu Türkçe değil. Ya çizgi filmler… Hangisinin ismi Türkçe hatırlıyor musunuz?

Giydiğiniz ürünlerin etiketlerinde small-medium-large yazıyor. Küçük boy ya da orta boy tarihe karıştı.Kotlar artık jeans, lokantalar fastfood oldu.


Bir de dillerden düşmeyen bir kelime duyulur oldu bugünlerde: mortgage. Ne anlıyorsunuz bu kelimeden? Ben anladığımı aktarayım ölüm kapısı ya da ölünce ev sahibi olursunuz. Daha bunun gibi o kadar çok anlamı ile bile uygun kullanılmayan ama kullananları garip duruma düşüren kelimelerden örnekler :

Trend-millenyum-timeout-light-natural-show-konsensus--post modernizm-dialog, store, shop vb.

Türkçesi varken yabancı kaynaklı sözleri kullanmak özentiden başka bir şey değildir. Her dilde yabancı kökenli söz vardır. Hiçbir dil saf değildir. Türkçe de pek çok dile söz vermiş, pek çok dilden söz almıştır. Türkçenin İngilizceye verdiği sözler de vardır. Bunlardan bir tanesi son günlerde gündeme getirilen kiosk’tur. Bu söz Türkçeden İngilizceye geçen köşk sözüdür. İngilizcede kiosk biçimine dönüşmüş ve bizim sözümüz bu defa farklı bir anlamda karşımıza çıkmıştır.

Bir başka gariplik ise yabancı imla kuralları ile kelimelerin yazılmasıdır.Alfabemizde olmayan kelimelerin kullanılmasıdır. Efendy, taxi, weli, derichi, simitchi, taxim, dönerchi, pahsa, wc, flash … gibi.

Dildeki yabancı sözlerin bir ölçüsü olmalıdır. Bu ölçü dilin kimliğini bozacak derecede olmamalıdır. Dil gerek duyduğu sözleri, karşılık bulunmaması durumunda yabancı dillerden ses değişikliğine uğratarak zaten alacaktır.

Konfiçyus diyor ki: "Bir memleketin idaresini ele alsaydım, yapacağım ilk iş, hiç şüphesiz dilini gözden geçirmek olurdu. Çünkü dil kusurlu ise, kelimeler düşünceyi iyi ifade edemez. Düşünce iyi ifade edilmezse, vazife ve hizmetler gerektiği gibi yapılamaz.

Türkçemizin doğru ve güzel kullanımında duyarlı ve bilinçli olması gereklidir. Bize düşen görev; dünyanın en güzel dilini yaşatmak için çabalamak olmalıdır, kendi dilimiz ile düşünmek, kendi dilimiz ile görmek, düşündüklerimizi, gördüklerimizi kendi dilimiz ile anlatmaktır.

Şairin dediği gibi “Türkçe, ses bayrağımızdır”. Gelecek kuşaklara, Türk’e yakışır bir Türkçe, bir bayrak bırakmak gereklidir. Türk genci her şartta bu bayrağa sahip çıkmalıdır.
 
OP
Ş

Şahmaran.

Admin
Admin
Katılım
9 Temmuz 2008
Mesajlar
38.082
Tepki
50.397
Puan
113
DİL konusunda, Namık Kemal'in çok doğru bir tesbiti var.


Diyor ki:


- İnsan cemiyetlerinin gelişmesi, dil ve edebiyatlarının ilerlemesine bağlıdır. Mezhep, din, milliyet ayrılıkları, ticaret, ziraat, sanat sahalarındaki gerilik, bir çöküntünün sebebi değil neticesidir.

Asıl sebep, dildeki kusurdur, geriliktir. Osmanlı'nın çöküş sebebi, dildeki bozukluktan doğmuştur. Eski âlimler, yalnız Arapça'ya, Farsça'ya önem verdiler. Türkçe bir gramer bile hazırlamadılar. Maarifi, geniş bir alana yayamadılar. Böylece, milleti harab ettiler.


Rumeli'de, memleketlerimiz bulundu ki, âlimleri dil ilmini Arapça tahsil eder, halka Rumca anlatırlardı. Hülasa, lisansızlık muvaffakiyetsizliği, muvaffakiyetsizlik ise kuvvetsizliği doğurdu!
Dil, bir insanın ve bir milletin hayatında bir şahdamar gibidir.

Dili budanan, yontulan, zayıflatılan, kurutulan bir insanın ve bir milletin milliyeti de bitmiş demektir. Nitekim, siyasi istiklâlini kaybeden milletler, dillerini kaybetmedikleri takdirde, günün birinde yeniden tarih sahnesine çıkarak hür ve bağımsız olabilmişlerdir. Ama dillerini kaybeden milletlerin, yeniden derlenip toparlandıklarına dair tarihlerimizde bir örnek bile yoktur.

Dilin, kişi ve millet hayatındaki büyük önemini bilen Batılı devletler, çocuklarını çok zengin bir dil dünyası içinde yetiştirmektedirler.

Nitekim İngiltere, Fransa, Almanya gibi ülkelerde, 8 yıllık ilk eğitimden geçen çocukların ders kitapları, 71 bin kelimeyle yazılmıştır. Bu rakam, Japonya'da 44 bin, İtalya'da ise 32 bin civarındadır.


Türkiye'de ise Milli Eğitim Bakanlığımız, zaman zaman Öztürkçe hastalığına yakalanarak, çocuklarımızın ders kitaplarını 6-7 bin kelimeyle hazırlatmaktadır.


Çocuklarımız da, bu 6-7 bin kelimenin yüzde 10'uyla düşünüp konuşmaktadırlar. Geriliğimizin, felâketimizin en büyük sebebi işte bu dil kısırlığından doğmaktadır.


Dilimiz Türkçe'dir


ŞİMDİ burada açıklanması gereken çok önemli bir soru var...

Batı Dünyası neden bizim önümüzde?

Batı Edebiyatı neden bizim edebiyatımızdan daha zengin? Sebebi ayan beyan ortadadır. Çünkü insanların ve milletlerin gelişmeleri zengin bir dille mümkündür. İnsanlar, dünyanın her yerinde kelimelerle düşünür, kelimelerle konuşurlar.
71 bin kelimeyle düşünen, konuşan, yazan, araştıran milletlerle 6-7 bin kelime içine sıkışıp kalan milletler elbette bir olamazlar.
 
Katılım
11 Temmuz 2008
Mesajlar
8.210
Tepki
8.216
Puan
113
Konum
istanbul
Turkce____Turkche_by_osurukchichei.jpg


Turkce_Eriyor_by_korpsemessiah.jpg
 

ELDA

Daimi Üye
Katılım
13 Temmuz 2008
Mesajlar
3.785
Tepki
4.389
Puan
113
Yaş
48
Konum
izmir
paylaşımın için sagol canım güzel bir konuydu...
 

Şu anda bu konu'yu okuyan kullanıcılar

    Üst