Iste yalnizligin en cok dokundugu anlar-
-akşam yemeğini yalnız başına yerken birden anlatmak, paylaşmak istediğin binlerce cümle olduğunu
ve bu cümlelerin boğazına dizildiğini anladığın an...
-hastalandiğinizda bir tas çorba pişireniniz yoksa, ameliyata girerken cüzdanınızı hastabakıcıya birakip
hakkını helal et diyorsanız yalnızliği iliklerinize kadar hissedebilirsiniz.
-arkadaslarla icmek varken, yanliz basina bilgisayarin basinda ictigin an
-iceriden nefis yemek kokularinin gelmedigi,
hosgeldin oglum/kizim/ sevgilim/ arkadasim seklinde karsilanmadigin, bir eve adim attiginda.
-yolda hicbiryere yetisme geregi olmadan yürürken, birden yavas yavas yagmur baslar.
kisi aliskanlik olarak adimlarini hizlandirir. sonra hatirlar ki nasilsa görecek,
seni umursayan, sirilsiklam olmus olmana üzülecek, seni seven biri yok.
adimlari tekrar yavaslatir,
evine yalniz basina aksam yemegini yemek üzere en uzun yoldan döner.
-gözlerinizden yas düserken kendi mendilinizi kendiniz aldiginiz an.
-etrafinizi deli gibi dagitmaniza ragmen kimselerin size laf soylemedigi, kimselerin o daginiklarinizi toplamadigi anlar.
daginik olmak hos ama, bu noktada anlasilan yalnizlik en az o esyalar kadar dagitir, toparlanamaz hale getirir insani.
-sevdigin sarkiyi senin kadar sevebilecek hickimsenin yaninda olmadigi an.
-digerlerinden olmadıgın, biraz daha farklı oldugun icin arkadaslarının seni terkettigini anladıgın anlar...
-evde şaşkın bi vaziyette salya sümük ağlarken uzun uzun kimi arasam diye düsündügünüz ve isteginiz gibi bi isim bulamadıgınız zamanlar
-istiklalde yalnız başınıza yürüdüğünüz zaman
-iş dönüşü kapıyı anahtarla açıp karanlık eve girdiğinizde "ben geldim" diyecek kimse olmadığında.
hatta daha beteri, kimse olmadığını bile bile "ben geldim ulan evim, nasıl geçti günün beyav" dediğinizde.
evle, bilgisayarla, televizyonla, puzzle'la, müzikle, mutfak penceresiyle yüksek sesle konuştuğunuzda.
-gece çok geç olmuş sanıp yatarken saatin daha 12 bile olmadığı anlaşılan ve kendi kendine gülerek "tavuk gibi erken mi yatacaksın" denilen an.
-elektriklerin kesildiği gecelerde daha net hissedilir. ne tv ne de bilgisayar olduğundan minderle ya da kolonya sisesi ile konuşulan anlardır.
-bir bayram sabahı, ailece yaşayan karşı komşunuzun sizin yalnızlığınıza çare olsun diye 'istersen gel beraber kahvaltı yapalım' çağrısını duyduğunuz an
-hastayken, nane-limon yapacak, atesinize bakacak, üzerinizi örtecek ve sefkat gösterecek kimsenin olmadigi anlar.
-heves edip aldığınız tüm yiyeceklerin en küçük boy olmalarına rağmen bitmeden bayatlayıp atıldığı anlardır.
-evinizde müzik dinlerken sevdiginiz bir sarkinin ciktigi bir anda, gaza gelip bagira bagira sarkiyi soylediginiz ve igrenc sesiniz yüzünden kimseden firca yemeyeceginizi anlayip kedere boguldugunuz andir.
-güzel bir yemek yaparsın tek başına yerken halıya bir parça dökülür eğilip sorarsın "nasıl güzel olmuş mu?" işte yalnızlığını anladığın an o andır.
-televizyondaki sipiker sunumunu bitirip iyi akşamlar dediğinde "sanada" diye karşılık verme ihtiyacı duyduğun an.
-yılbaşı akşamı eve gelirken sokaklardaki neşeli kalabalığı izlemek sonrasında boş evde yapacak birşey bulamamak ...
peki yaa sizin icin yalnizligin en dokundugu anlar ne zamandir???
-akşam yemeğini yalnız başına yerken birden anlatmak, paylaşmak istediğin binlerce cümle olduğunu
ve bu cümlelerin boğazına dizildiğini anladığın an...
-hastalandiğinizda bir tas çorba pişireniniz yoksa, ameliyata girerken cüzdanınızı hastabakıcıya birakip
hakkını helal et diyorsanız yalnızliği iliklerinize kadar hissedebilirsiniz.
-arkadaslarla icmek varken, yanliz basina bilgisayarin basinda ictigin an
-iceriden nefis yemek kokularinin gelmedigi,
hosgeldin oglum/kizim/ sevgilim/ arkadasim seklinde karsilanmadigin, bir eve adim attiginda.
-yolda hicbiryere yetisme geregi olmadan yürürken, birden yavas yavas yagmur baslar.
kisi aliskanlik olarak adimlarini hizlandirir. sonra hatirlar ki nasilsa görecek,
seni umursayan, sirilsiklam olmus olmana üzülecek, seni seven biri yok.
adimlari tekrar yavaslatir,
evine yalniz basina aksam yemegini yemek üzere en uzun yoldan döner.
-gözlerinizden yas düserken kendi mendilinizi kendiniz aldiginiz an.
-etrafinizi deli gibi dagitmaniza ragmen kimselerin size laf soylemedigi, kimselerin o daginiklarinizi toplamadigi anlar.
daginik olmak hos ama, bu noktada anlasilan yalnizlik en az o esyalar kadar dagitir, toparlanamaz hale getirir insani.
-sevdigin sarkiyi senin kadar sevebilecek hickimsenin yaninda olmadigi an.
-digerlerinden olmadıgın, biraz daha farklı oldugun icin arkadaslarının seni terkettigini anladıgın anlar...
-evde şaşkın bi vaziyette salya sümük ağlarken uzun uzun kimi arasam diye düsündügünüz ve isteginiz gibi bi isim bulamadıgınız zamanlar
-istiklalde yalnız başınıza yürüdüğünüz zaman
-iş dönüşü kapıyı anahtarla açıp karanlık eve girdiğinizde "ben geldim" diyecek kimse olmadığında.
hatta daha beteri, kimse olmadığını bile bile "ben geldim ulan evim, nasıl geçti günün beyav" dediğinizde.
evle, bilgisayarla, televizyonla, puzzle'la, müzikle, mutfak penceresiyle yüksek sesle konuştuğunuzda.
-gece çok geç olmuş sanıp yatarken saatin daha 12 bile olmadığı anlaşılan ve kendi kendine gülerek "tavuk gibi erken mi yatacaksın" denilen an.
-elektriklerin kesildiği gecelerde daha net hissedilir. ne tv ne de bilgisayar olduğundan minderle ya da kolonya sisesi ile konuşulan anlardır.
-bir bayram sabahı, ailece yaşayan karşı komşunuzun sizin yalnızlığınıza çare olsun diye 'istersen gel beraber kahvaltı yapalım' çağrısını duyduğunuz an
-hastayken, nane-limon yapacak, atesinize bakacak, üzerinizi örtecek ve sefkat gösterecek kimsenin olmadigi anlar.
-heves edip aldığınız tüm yiyeceklerin en küçük boy olmalarına rağmen bitmeden bayatlayıp atıldığı anlardır.
-evinizde müzik dinlerken sevdiginiz bir sarkinin ciktigi bir anda, gaza gelip bagira bagira sarkiyi soylediginiz ve igrenc sesiniz yüzünden kimseden firca yemeyeceginizi anlayip kedere boguldugunuz andir.
-güzel bir yemek yaparsın tek başına yerken halıya bir parça dökülür eğilip sorarsın "nasıl güzel olmuş mu?" işte yalnızlığını anladığın an o andır.
-televizyondaki sipiker sunumunu bitirip iyi akşamlar dediğinde "sanada" diye karşılık verme ihtiyacı duyduğun an.
-yılbaşı akşamı eve gelirken sokaklardaki neşeli kalabalığı izlemek sonrasında boş evde yapacak birşey bulamamak ...
peki yaa sizin icin yalnizligin en dokundugu anlar ne zamandir???