Yetişin bitiyor nefesim. Yetişin tutun ellerimden şöyle dostça, bitiyor, gidiyor avuçlarımın arasından her şey. Tutun yetişin ve sarın beni veremediğiniz neler varsa verin bana.
Yetişin, bitiyor her şey, gizli bir el çalışıyor her geçen gün yavaş yavaş: başladığım noktadan: çoktan çok uzaklardayım. Kaybediyorum iyi ve güzel adına ne varsa yaşamımda. Yetişin tutun beni galiba gidiyorum. Gidiyorum, gitmem gerektiğine inandığım için gidiyorum, ama neden böylesine acı çekiyorum.
Yetişin değişiyor bende, beni ben yapan her şey, dört elle sarılsam da tümüne, önce damlalar halindeyken dönüyorlar, çağlayana bırakıyorlar beni, tutamıyorum. Yetişin ne olur kayboluyorum, eriyip gidiyorum zamanların içinde. Her şey yabancılaşıyor bana. Nerede niçin olduğumu bilemiyorum.
Yetişin, hiç olmadığınız kadar sıcak, hiç olmadığınız kadar sevgi dolu yaklaşın bana. Etrafını çepe çevre sarmış dumanları, bulutları dağıtın, güneşleri çağırın eski günler gibi. Yetişin ve bir şeyleri paylaşın benimle. Kalabalıklar içinde yalnızlığı oynatmayın bana. Bitiyor ve gidiyorum. Dönün de son kez bakın buraya.
Yetişin, ağırlaşan yükümü tutun da ucundan taşımama yardım edin alayım onları da içeri. Onları da çekeyim, çekeyim sonra beni de alın götürün çok uzaklara, yaşamak istediğim günlere, istemediklerimden çok öteye.
Yetişin tutun yaşamımdan bir ipi! Salın beni engin derinliklere, dolanıp geleyim, çekin beni geriye. Dipsiz kuyularda bırakmayın, aşılmaz yokuşlara vurmayın beni çağırın da geleyim. Tükendim artık tüketmeyin beni. Boşalanları doldurun da kendimi bulayım. Yetişin, yetişin var olduğunuzu bileyim. Benden aldıklarınızı helal edeyim.
Yetişin! Son kereleri vuruyor kalbim, sanki vurmayacakmışı oynuyor. Biri var bakış kadar yakın, bir nefes kadar sıcak ensemde. Alıp götürecek beni bilinmezlere, yetişin tutun beni sıkıca, sıkın ki; yüreğimdeki eli çözebileyim, olun ki olanı göndereyim. Yetişin hiç değilse ölürken bir kerecik göreyim.
YETİŞİN, YETİŞİN...