Evli kalabilmek için aşk yeterli mi? sorusunun cevabı elbette “hayır” olacaktır. Çünkü aşk zaten ulaşamamak kavuşamamak anlamına gelmiyor mu? “Sahip olduktan sonra cazibesini yitirmek” diye bir söz duymadınız mı siz hiç? Düşünün bir kere, ne hayaller ile aldığınız evinizden sıkılabiliyorsanız evliliğinizden sıkılmanızda çok doğal. Bazen geriye bakıp düşündüğünüzde “âşık olduğum adam bu adam olamaz” dediğiniz çok oluyordur, ancak evet “âşık olduğunuz adam gerçekten de bu adam”.
Evlilik için gerekli olan sadece aşk değildir. Tabi ki aşkta gerekir eşlerin birbirini sevmesi ve arada çekim oluşması önemlidir, ancak tek başına bir evliliği yürütmek için aşk yeterli olmamaktadır. Uzun ömürlü evlilikler incelendiği zaman aşktan daha ziyade saygı duymak ve sorumluluk almanın evlilik için ne kadar önemli olduğu fark edilmektedir. İnsan karşısındaki insandan değer görmek ve ilgisini üzerinde hissetmek ister. Eğer karşısındaki kendisine hak ettiği değeri vermiyorsa başlarda ağlar, sızlanır, üzülür ve mutsuz olur. Bu noktaya kadar her şey normaldir. Çünkü bir kadının bir erkek için ağlaması onu ne kadar önemsediğini ve kendisinin de aynı şekilde önemsenmek istediğini ifade eder. Ancak bir noktadan sonra kadın artık eşinin ilgisizliğini ve umarsızlığını umursamaz, oda aynı şekilde karşısında eşi, hayat arkadaşı yokmuş gibi davranır ve evlilikler bu aşamada kopma noktasına kadar gelir.
Uzun ömürlü evlilikler için aşk kadar saygınında önemli olduğunu belirttik. Diğer önemli bir noktada sadakattir, eşlerin hem birbirlerine karşı hem de evlilik kurumuna karşı saygısını ifade eden sadakat, evliliğin en önemli direklerinden birsidir. Eğer ki bir evlilikte sadakatsizlik olmuş ise bu erkek ya da kadın hiç fark etmez, hiçbir zaman eskisi gibi bir evlilik olmayacaktır.