- Thread Starter
- #21
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
ehlimana neler okuyor:))))
- Konbuyu başlatanehlimana
- Başlangıç tarihi
- Konunun Bağlantısını Kopyala Konunun Bağlantısını Kopyala
- Thread Starter
- #22
jojo moyes- senden önce ben
gerçekten büyük haksızlık ettiğim çok müthiş bir kitap.
kendisini birkaç gün elimde süründürme hatasında bulundum.
keşke kendimi daha fazla verseydim. mükemmeldi.
biraz tokat gibi oldu ama hayattaki birçok; şükre sebep sahip olduğum şeyleri görmemi sağladı.
kitabın sonunda tuttuğum nefesi birkaç damla gözyaşı ile verdim(evet itiraf ediyorum ağladım ben de diğer okuyucular gibi)
kitaba mı ağladım kendime mi bilmiyorum.
kesinlikle diğerlerini boşverin ve bu kitabı ilk sıraya koyun hemen başlayın.
bir kutu mendil hazır bulundurun.
ne zaman duygularınızı vuracağı belli olmuyor.
neyse biraz kendime geleyim şöyle sonu belli buram buram mç mıç aşk dolu bir kitaba geçeyim.
r.l. stevenson- dr. jekyll ve mr. hyde
evet bu kitapla birlikte anladım ki klasikler hemen bitirilmesi gerekenlerden.
tadi damağında kalsın diye. ayrıca kopukluk olunca kendimi veremediğimi fark ettim.
bu kitapta elimden sürünenlerden.
agatha christie nin sıkıcı klasiği gibiydi.
bir avukatımız ve gizemli bir doktorumuzun arasındaki anlaşma ve avukatın yükümlülüklerini yerine getirirken yaşadığı gizemli olayı çözmesi konu edilmiş.
hiç beklemediğim bir şey çıktı.
iyi ki özeti ya da yorumları okumadan başlamışım yoksa kesinlikle okumazdım.
gerçekten büyük haksızlık ettiğim çok müthiş bir kitap.
kendisini birkaç gün elimde süründürme hatasında bulundum.
keşke kendimi daha fazla verseydim. mükemmeldi.
biraz tokat gibi oldu ama hayattaki birçok; şükre sebep sahip olduğum şeyleri görmemi sağladı.
kitabın sonunda tuttuğum nefesi birkaç damla gözyaşı ile verdim(evet itiraf ediyorum ağladım ben de diğer okuyucular gibi)
kitaba mı ağladım kendime mi bilmiyorum.
kesinlikle diğerlerini boşverin ve bu kitabı ilk sıraya koyun hemen başlayın.
bir kutu mendil hazır bulundurun.
ne zaman duygularınızı vuracağı belli olmuyor.
neyse biraz kendime geleyim şöyle sonu belli buram buram mç mıç aşk dolu bir kitaba geçeyim.
r.l. stevenson- dr. jekyll ve mr. hyde
evet bu kitapla birlikte anladım ki klasikler hemen bitirilmesi gerekenlerden.
tadi damağında kalsın diye. ayrıca kopukluk olunca kendimi veremediğimi fark ettim.
bu kitapta elimden sürünenlerden.
agatha christie nin sıkıcı klasiği gibiydi.
bir avukatımız ve gizemli bir doktorumuzun arasındaki anlaşma ve avukatın yükümlülüklerini yerine getirirken yaşadığı gizemli olayı çözmesi konu edilmiş.
hiç beklemediğim bir şey çıktı.
iyi ki özeti ya da yorumları okumadan başlamışım yoksa kesinlikle okumazdım.
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
- Thread Starter
- #23
evet dediğimi yapıp daha öncelerden kütüphaneden alıp okuduğum kitaplarımı hesapladım ve şimdiye kadar olan birikim:212tl
demek ki kütüphaneler ve ödünç kitap almak cebimde bu kadar para kalmasına yaradı.
dediğim gibi her ay ödünç/takas alınan; kütüphaneden veya arkadaştan alınan kitap fiyatları hesaplanıp kumbaramıza o kadar para birikim için atılacak:kayris:
demek ki kütüphaneler ve ödünç kitap almak cebimde bu kadar para kalmasına yaradı.
dediğim gibi her ay ödünç/takas alınan; kütüphaneden veya arkadaştan alınan kitap fiyatları hesaplanıp kumbaramıza o kadar para birikim için atılacak:kayris:
- Thread Starter
- #24
bir noel şarkısı- charles dickens
noel de evinde oturan, somurtkan, memnuniyetsiz scrooge. bir gece ölmüş ortağının evini ziyaretiyle kendine gelmeyi öğrendi. kendinize gelmeniz için okumanız lazım. ben kitabı okurken şunu düşündüm sürekli '' insanlar hep yüzümüze gülüyor, sorsak herkes iyi ya biz yanlarında olmayınca hakkımızda ne düşünüyorlar? ya da biz aslında nasılız?'' scrooge zalim, açgözlü, acımasız ama hepimizden şanslı çünkü onu kendine getiren ölmüş bir dostu var.
bu kitap kütüphaneden aldıklarımdan yani birikimime 10 tl daha katılmış oldu)))
noel de evinde oturan, somurtkan, memnuniyetsiz scrooge. bir gece ölmüş ortağının evini ziyaretiyle kendine gelmeyi öğrendi. kendinize gelmeniz için okumanız lazım. ben kitabı okurken şunu düşündüm sürekli '' insanlar hep yüzümüze gülüyor, sorsak herkes iyi ya biz yanlarında olmayınca hakkımızda ne düşünüyorlar? ya da biz aslında nasılız?'' scrooge zalim, açgözlü, acımasız ama hepimizden şanslı çünkü onu kendine getiren ölmüş bir dostu var.
bu kitap kütüphaneden aldıklarımdan yani birikimime 10 tl daha katılmış oldu
)))- Thread Starter
- #25
TÜKETİM TOPLUMU
Tüketim, doğal ihtiyaçların rasyonel olarak tatmin edilmesi midir? Tüketim daha ziyade, ilerleme ve mutluluk anlamına mı gelir? Tüketimin yaygınlaşması sınıf farklarının giderilmesi midir? Uluslararası markaların tüm dünyaya yayıldığı, yeni alışveriş merkezlerinin en geleneksel toplumların tüketim alışkanlıklarını bile değiştirdiği, insani ilişkilerin yerini giderek nesnelerle ilişkiye bıraktığı ve kitle iletişiminin tüm bu süreci yönlendirdiği çağımızı Baudrillard bu sorular aracılığıyla tartışıyor. Baudrillard'a göre günümüzde tüketim, doğal ihtiyaçların mal ya da hizmet aracılığıyla tatmin edilmesi olarak değil, kodlar ve kurallarla düzenlenmiş glo-bal ve tutarlı bir göstergeler sistemi olarak yorumlanmalıdır. Bu sistemde ih-tiyaç ve hazların olumsal dünyasının, doğal ve biyolojik düzenin yerini, bir toplumsal değerler ve sınıflandırmalar düzeni almıştır. Gerçek ihtiyaçlar ile sahte ihtiyaçlar arasındaki ayrımın ortadan kalktığı tüketim toplumunda birey tüketim mallarını satın almanın ve bunları sergilemenin toplumsal bir ayrıcalık ve prestij getirdiğine inanır. Böylece genel bir toplumsal farklılaşma mantığı ortaya çıkar. İhtiyaç artık tikel bir nesneye duyulan ihtiyaçtan çok, bir farklılaşma ihtiyacıdır. Toplumsal olarak üretilmiş rasyonel ve hiyerarşik ihtiyaçlar sisteminde tüketici tek tek nesnelere değil, mal ve hizmetler sistemini bütünüyle satın almaya yönlendirilir; bu süreçte bir yandan kendini toplumsal olarak diğerlerinden ayırt ettiğine inanırken, bir yandan da tüketim toplumuyla bütünleşir. Dolayısıyla tüketmek birey için bir zorunluğa dönüşür. Çünkü temel toplumsal etkinlik ve bütünleşme biçimi, geçerli ahlâk, tüketim etkinliğinin ta kendisidir. Bu anlamda tüketim bireyin özgür bir etkinliği değildir. Tersine hem ihtiyaçlar sistemini üreten ve yönlendiren üretim düzeninin, hem de birer gösterge olarak tüketim mallarının kazandırdığı görece toplumsal prestiji ve değeri belirleyen anlamlandırma düzeninin zorlaması altındadır. Sonunda bu yabancılaşma o kadar kapsayıcı olur ki, tüketim toplumunun yapısı haline gelir.
İşte bu kuramsal tabanda, günlük alışverişten lüks tüketime, beden bakımından cinselliğe, reklamdan Pop Art'a ve bireylerin dinlenme biçimlerine kadar tüm yönleriyle tüketim toplumunu çözümlüyor Baudrillard. Bu aşırı emek ve tüketim baskısına muhalefetin beklenmedik biçimlerde, örneğin kronik yorgunluk ya da irrasyonel şiddet olarak ortaya çıktığını ve bu muhalefetin öngörülemeyecek yepyeni biçimler bulacağını da ekliyor.
(Tanıtım Bülteninden)
bu kitabımızda kütüphaneden yani cebimize 14 tl kalıyor.
Tüketim, doğal ihtiyaçların rasyonel olarak tatmin edilmesi midir? Tüketim daha ziyade, ilerleme ve mutluluk anlamına mı gelir? Tüketimin yaygınlaşması sınıf farklarının giderilmesi midir? Uluslararası markaların tüm dünyaya yayıldığı, yeni alışveriş merkezlerinin en geleneksel toplumların tüketim alışkanlıklarını bile değiştirdiği, insani ilişkilerin yerini giderek nesnelerle ilişkiye bıraktığı ve kitle iletişiminin tüm bu süreci yönlendirdiği çağımızı Baudrillard bu sorular aracılığıyla tartışıyor. Baudrillard'a göre günümüzde tüketim, doğal ihtiyaçların mal ya da hizmet aracılığıyla tatmin edilmesi olarak değil, kodlar ve kurallarla düzenlenmiş glo-bal ve tutarlı bir göstergeler sistemi olarak yorumlanmalıdır. Bu sistemde ih-tiyaç ve hazların olumsal dünyasının, doğal ve biyolojik düzenin yerini, bir toplumsal değerler ve sınıflandırmalar düzeni almıştır. Gerçek ihtiyaçlar ile sahte ihtiyaçlar arasındaki ayrımın ortadan kalktığı tüketim toplumunda birey tüketim mallarını satın almanın ve bunları sergilemenin toplumsal bir ayrıcalık ve prestij getirdiğine inanır. Böylece genel bir toplumsal farklılaşma mantığı ortaya çıkar. İhtiyaç artık tikel bir nesneye duyulan ihtiyaçtan çok, bir farklılaşma ihtiyacıdır. Toplumsal olarak üretilmiş rasyonel ve hiyerarşik ihtiyaçlar sisteminde tüketici tek tek nesnelere değil, mal ve hizmetler sistemini bütünüyle satın almaya yönlendirilir; bu süreçte bir yandan kendini toplumsal olarak diğerlerinden ayırt ettiğine inanırken, bir yandan da tüketim toplumuyla bütünleşir. Dolayısıyla tüketmek birey için bir zorunluğa dönüşür. Çünkü temel toplumsal etkinlik ve bütünleşme biçimi, geçerli ahlâk, tüketim etkinliğinin ta kendisidir. Bu anlamda tüketim bireyin özgür bir etkinliği değildir. Tersine hem ihtiyaçlar sistemini üreten ve yönlendiren üretim düzeninin, hem de birer gösterge olarak tüketim mallarının kazandırdığı görece toplumsal prestiji ve değeri belirleyen anlamlandırma düzeninin zorlaması altındadır. Sonunda bu yabancılaşma o kadar kapsayıcı olur ki, tüketim toplumunun yapısı haline gelir.
İşte bu kuramsal tabanda, günlük alışverişten lüks tüketime, beden bakımından cinselliğe, reklamdan Pop Art'a ve bireylerin dinlenme biçimlerine kadar tüm yönleriyle tüketim toplumunu çözümlüyor Baudrillard. Bu aşırı emek ve tüketim baskısına muhalefetin beklenmedik biçimlerde, örneğin kronik yorgunluk ya da irrasyonel şiddet olarak ortaya çıktığını ve bu muhalefetin öngörülemeyecek yepyeni biçimler bulacağını da ekliyor.
(Tanıtım Bülteninden)
bu kitabımızda kütüphaneden yani cebimize 14 tl kalıyor.
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
- Thread Starter
- #27
EŞEKLİ KÜTÜPHANECİ
Sıcak bir yaz günü, peribacaları diyarına Yunanistan'ın Larisa şehrinden Dimitrios Katsikas adında biri gelir. Bu genç adam, yıllar önce bu topraklardan göçe zorlanan büyükbaba ve büyükannelerinin izini sürmek, bir daha buraya dönemeyen akrabalarının yerine bu güzel yerleri gezmek istemiştir. Tesadüfler karşısına yörenin sevilen şahsiyetlerinden "Baba" lakaplı Aziz Güzelgöz'ü çıkarır. Aynı yaşlardaki bu iki genç kısa sürede kaynaşır. Dimitrios, Aziz'in evine konuk olunca, bu büyüleyici diyarda inanılmaz bir adamla tanışır. Aziz'in babası Mustafa Güzelgöz'dür bu kişi; namı diğer Eşekli Kütüphaneci.
Ürgüp'teki kitaplığı yönetirken otuzdan fazla köyün halkına eşekle kitap taşıdığı için takılmıştır bu ad ona. Herkes, özellikle de kadınlar, kitap okusun diye yıllarca çırpınmıştır Mustafa Güzelgöz.
Dimitrios ile Eşekli Kütüphaneci arasındaki sevgi köprüsü yöreyi birlikte gezerlerken iyiden iyiye pekişip güçlenir. Bu arada kan kardeşi olan Aziz ile Dimitrios'un aklına, Ürgüp ile Larisa'yı "kardeş şehir" yapma fikri düşmüştür. Ama bu o kadar da kolay olmayacaktır...
Fakir Baykurt'un, klasik anlatımının tüm olanaklarından yararlanarak, gücü yetene, hatta bitene dek, hasta yatağında yazdığı bu son romanında, sevgi, kardeşlik, azim, cesaret gibi duygular yine okuru sarıp sarmalıyor.
(Tanıtım Bülteninden)
Kendilerini çok duydum o kadar ki kütüphanede görünce hemen aldım.
biraz başlama fırsatım oldu. hoş bir başlangıcı var merak uyandırıyorum.
bundan da kumbarama 9 tl giriyor.
Sıcak bir yaz günü, peribacaları diyarına Yunanistan'ın Larisa şehrinden Dimitrios Katsikas adında biri gelir. Bu genç adam, yıllar önce bu topraklardan göçe zorlanan büyükbaba ve büyükannelerinin izini sürmek, bir daha buraya dönemeyen akrabalarının yerine bu güzel yerleri gezmek istemiştir. Tesadüfler karşısına yörenin sevilen şahsiyetlerinden "Baba" lakaplı Aziz Güzelgöz'ü çıkarır. Aynı yaşlardaki bu iki genç kısa sürede kaynaşır. Dimitrios, Aziz'in evine konuk olunca, bu büyüleyici diyarda inanılmaz bir adamla tanışır. Aziz'in babası Mustafa Güzelgöz'dür bu kişi; namı diğer Eşekli Kütüphaneci.
Ürgüp'teki kitaplığı yönetirken otuzdan fazla köyün halkına eşekle kitap taşıdığı için takılmıştır bu ad ona. Herkes, özellikle de kadınlar, kitap okusun diye yıllarca çırpınmıştır Mustafa Güzelgöz.
Dimitrios ile Eşekli Kütüphaneci arasındaki sevgi köprüsü yöreyi birlikte gezerlerken iyiden iyiye pekişip güçlenir. Bu arada kan kardeşi olan Aziz ile Dimitrios'un aklına, Ürgüp ile Larisa'yı "kardeş şehir" yapma fikri düşmüştür. Ama bu o kadar da kolay olmayacaktır...
Fakir Baykurt'un, klasik anlatımının tüm olanaklarından yararlanarak, gücü yetene, hatta bitene dek, hasta yatağında yazdığı bu son romanında, sevgi, kardeşlik, azim, cesaret gibi duygular yine okuru sarıp sarmalıyor.
(Tanıtım Bülteninden)
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
Kendilerini çok duydum o kadar ki kütüphanede görünce hemen aldım.
biraz başlama fırsatım oldu. hoş bir başlangıcı var merak uyandırıyorum.
bundan da kumbarama 9 tl giriyor.
- Thread Starter
- #29
hoşbuldum teşekkür ederim:cilgindans:
arada kendi kendime çalıp söylüyorum hissine kapılıyorum ama zamanla gelenim gidenim oluyor.
siz de hoşgeldiniz beğendiyseniz ne mutlu bana-alkis
- Thread Starter
- #30
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
bunu bitirdim. pek de okunması gereken bir kitap demiyorum. daha iyileri var. beni hayal kırıklığına uğrattı açıkçası
slm ehlimana,yok aslında sürekli uğruyorum buraya kitaplarına bakıyorum ama yazmaya tembellik ettim biraz
seni tebrik ediyorum ,kitap konusunda okuma konusunda çok istikrarlısın
bende okumaya çalışıyorum ama tarzlarımız biraz farklı sanki
- Thread Starter
- #33
teşekkür ederimumarım bir katkım olur. gerçekten kitaba alerjisi olan bir milletiz. en son kitaplık yaptırdım adam dedi ki ''ne yapacan bu kaaaa kitabı at gitsin ya da millete ver.'' o anda elindeki matkapla kafasını delesim geldi. şükretsin şiddete karşıyım
- Thread Starter
- #34
- Thread Starter
- #35
bu arada ben şimdi fark ettim: teşekkür etmeyi unutmuşum:acep:
teşekkürler faydalandığım bir paylaşım oldu:cilgindans:
- Thread Starter
- #36
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
bu ktabı bitirdim. ben bir Agatha Christie hayranıyım. tüm kitaplarını bitirmek istiyorum. bu kitabımızın da içinde 6 tane hikaye vardı. kahramanımız Hercule Poirot iş başındaydı. kitabın en sonunda da Agatha teyzemiz bizimle noel keki tarifi paylaşmış
Rica ederim ne demek :buyrun:
- Thread Starter
- #38
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
kızlar bu kitabı bitirmek üzereyim. çok faydalı bir kitap. evet biraz yüzeysel ama gerek hadislerle gerek hikayelerle çok güzel noktalara değinilmiş.dinimizde kadının özellikle annenin yeri ve önemi açıklanmış.
- Thread Starter
- #40