GÜLÇİN
Daimi Üye
E tipi aşk...
Ellerin üşümüş hercai eylül
Hadi uzat ellerini
Göğsümde yanan şiire
Uzak menzillerden geliyorum
Kayıp oğlunu arayan
Annemin öldüğü gecenin kokusunu sürdüm göğsüme
Sönmez bu şiir
Uzat ellerini korkma
Ekmeğimin içindeki zeytin tanelerine sardım
Gözlerimi
Öldüğümü kimseler bilmiyor
Seherin çardağına astığım
Gözyaşlarımdan başka
Üzerimize bir kuşkanadı örtecek rüzgâr
Belki gene düşeceğiz
Dizlerimiz kanayacak elbet
Bayramlıklarımız yine eskiyecek
Çaldığımız çağlaların ekşisi yine yakacak
Çocukluğumuza kanayan dudaklarımızı
Sen uzat ellerini ellerime
Korkma
Sorma bana bunca zamanın sorgusunu
Sorma ne olur
Sorgu odalarında
Aşkımı elektiriğe verdiler
Ölgün duvarlara
Hayat vermek adına
‘’Bağımsız Türkiye’’yazarken
Gecenin içinde yediğim gümüş sustalının
Akıttığı kan bulaştı
Bana verdiğin mendile
Kanını temizleyemedi
Marmara
Bakma öyle yüzüme kesik kesik
Yüzüm hücrelerde doğan bir intihar sabahı
Dil tarihin bahçesine ektiğim
Gül ağacı kadar soluk
Ben sana
E tipinden geliyorum
Hadi uzat ellerini
Eylül
Göğsümde yanan şiire
Belki bir sabah çocukluğumuzun
Bayram sabahlarına gideriz
"Alıntı"
Ellerin üşümüş hercai eylül
Hadi uzat ellerini
Göğsümde yanan şiire
Uzak menzillerden geliyorum
Kayıp oğlunu arayan
Annemin öldüğü gecenin kokusunu sürdüm göğsüme
Sönmez bu şiir
Uzat ellerini korkma
Ekmeğimin içindeki zeytin tanelerine sardım
Gözlerimi
Öldüğümü kimseler bilmiyor
Seherin çardağına astığım
Gözyaşlarımdan başka
Üzerimize bir kuşkanadı örtecek rüzgâr
Belki gene düşeceğiz
Dizlerimiz kanayacak elbet
Bayramlıklarımız yine eskiyecek
Çaldığımız çağlaların ekşisi yine yakacak
Çocukluğumuza kanayan dudaklarımızı
Sen uzat ellerini ellerime
Korkma
Sorma bana bunca zamanın sorgusunu
Sorma ne olur
Sorgu odalarında
Aşkımı elektiriğe verdiler
Ölgün duvarlara
Hayat vermek adına
‘’Bağımsız Türkiye’’yazarken
Gecenin içinde yediğim gümüş sustalının
Akıttığı kan bulaştı
Bana verdiğin mendile
Kanını temizleyemedi
Marmara
Bakma öyle yüzüme kesik kesik
Yüzüm hücrelerde doğan bir intihar sabahı
Dil tarihin bahçesine ektiğim
Gül ağacı kadar soluk
Ben sana
E tipinden geliyorum
Hadi uzat ellerini
Eylül
Göğsümde yanan şiire
Belki bir sabah çocukluğumuzun
Bayram sabahlarına gideriz
"Alıntı"