- Thread Starter
- #141
Günün Nostaljisi
Kartal Tibet anlatıyor Adile hanımla beraber yine bir film çalışmasındayız. Yoğun bir çalışma ve çok yorgunuz. İşten dönerken birbirimize söz verdik, işle alakalı konuşmayacağız diye. E napıcaz Adile hanımla uğraşacağız elbette
.
Bu şakaları defalarca tekrar etmiştik. Sonunda bir gün arabada ben, Tarik, Münir Özkul, Halit ve Adile hanım işten çıktık gidiyoruz.
.
Her zamanki gibi arka cam açıldı, Tarık kolunu dışarı çıkarıp arabanın kaputuna bam diye vurdu.
Münir abi; 'Eyvah zelzele oluyor. Napıcaz Kartal' dedi. Ben frene bastım bir sağ bir sol yapıyorum. 'Fren patladı' dedim. Adile hanım başladı ağlamaya. O arada Halit, Adile hanımın papuclarina kapandı ve 'bu kediyi buraya kim koydu' dedi ve güya kaldırıp kediyi üstüne attı. Sonra bende direksiyonun korna yerini çıkartıp Adile'nin üstüne attım. Ortalık birbirine girdi. Adile çığlık çığlığa 'dur yapma' felan derken camı açtı ve 'imdatttt ben Adile Naşit, beni kaçırıyorlar' diye bağırmaya başladı.
.
'Dur Adile napıyorsun?' deyip içeri çektik onu. Adile de; 'bir değil beş değil böyle yaparsanız böyle olur' dedi. Tamam tamam bir daha yapmıcaz dedik söz verdik.
.
Zannediyorum Divan Oteli önüne geldiğimizde polis bizi durdurdu ve 'herkes dışarı' dedi. Hepimiz aşağı indik. 'Noluyor' dedik. 'Bir kaçırma olayı varmış' dediler. Hepimiz Adile'ye bakıyoruz birşeyler söylesin diye. Adile'de demez mi 'eevet beni kaçırıyorlar' diye.
.
Polisler bizi tanıdı tabi ama biraz suçlu gibi bakıyorlar ve birşeylerin olduğunun da farkındalar. Adile hanım tekrar 'beni kaçırıyorlar' deyince polisin biri olayı ciddiye aldı. Ve zabıt tutmaya kalktı.
.
Biraz sonra neyse ki olay anlaşıldı ama trafiği ihlal ettiğimiz için ceza yedik. E ödeme yapmak lazım ama hiçbirimizde de para yok, birbirimizin suratına bakıyoruz.
O parayı yine Adile anamız ödedi...
@nk83
Kartal Tibet anlatıyor Adile hanımla beraber yine bir film çalışmasındayız. Yoğun bir çalışma ve çok yorgunuz. İşten dönerken birbirimize söz verdik, işle alakalı konuşmayacağız diye. E napıcaz Adile hanımla uğraşacağız elbette
.
Bu şakaları defalarca tekrar etmiştik. Sonunda bir gün arabada ben, Tarik, Münir Özkul, Halit ve Adile hanım işten çıktık gidiyoruz.
.
Her zamanki gibi arka cam açıldı, Tarık kolunu dışarı çıkarıp arabanın kaputuna bam diye vurdu.
Münir abi; 'Eyvah zelzele oluyor. Napıcaz Kartal' dedi. Ben frene bastım bir sağ bir sol yapıyorum. 'Fren patladı' dedim. Adile hanım başladı ağlamaya. O arada Halit, Adile hanımın papuclarina kapandı ve 'bu kediyi buraya kim koydu' dedi ve güya kaldırıp kediyi üstüne attı. Sonra bende direksiyonun korna yerini çıkartıp Adile'nin üstüne attım. Ortalık birbirine girdi. Adile çığlık çığlığa 'dur yapma' felan derken camı açtı ve 'imdatttt ben Adile Naşit, beni kaçırıyorlar' diye bağırmaya başladı.
.
'Dur Adile napıyorsun?' deyip içeri çektik onu. Adile de; 'bir değil beş değil böyle yaparsanız böyle olur' dedi. Tamam tamam bir daha yapmıcaz dedik söz verdik.
.
Zannediyorum Divan Oteli önüne geldiğimizde polis bizi durdurdu ve 'herkes dışarı' dedi. Hepimiz aşağı indik. 'Noluyor' dedik. 'Bir kaçırma olayı varmış' dediler. Hepimiz Adile'ye bakıyoruz birşeyler söylesin diye. Adile'de demez mi 'eevet beni kaçırıyorlar' diye.
.
Polisler bizi tanıdı tabi ama biraz suçlu gibi bakıyorlar ve birşeylerin olduğunun da farkındalar. Adile hanım tekrar 'beni kaçırıyorlar' deyince polisin biri olayı ciddiye aldı. Ve zabıt tutmaya kalktı.
.
Biraz sonra neyse ki olay anlaşıldı ama trafiği ihlal ettiğimiz için ceza yedik. E ödeme yapmak lazım ama hiçbirimizde de para yok, birbirimizin suratına bakıyoruz.
O parayı yine Adile anamız ödedi...
@nk83