Meleğim'den seçme şiirler

OP
meleğim

meleğim

Daimi Üye
Katılım
21 Ağustos 2010
Mesajlar
745
Tepki
457
Puan
63
Konum
istanbul
Parmak aralarımda, tarihten kalma çizgiler,
Yasa boğulmuş ellerimi dizginler,
Üryan bir yalnızlık eşliğinde,
Bu ben,
Sen ah sen çeken,
Hasrete yanık türküler çalar,
Nöbete durmuş sinsi gecelerde...

Kısık gözlerimle,
İsli tavana eşkâlini çizerken,
Zemheri ayazlarda kalan yalnızlık üşür,
Bir serüveni yaşarken aşk,
Güz mevsiminin özünde,
Düş kırıklığı batıyor şimdi kalbimin gözlerine...

Ay tutulurken geceye,
Yalnızca sana tütsülüyorum,
Ağır ağır akan gözyaşlarımı sakince...

Bitimsiz bir sızının tınısı, seni silmek için uğraşırken,
Düşüyor ellerimden karanlığın girdabına "aşk"
Hırçın bir ayazda tükeniyor düşlerim,
Ve sanki sana öfkeli serçeler,
Tek tek yarınsızlıklara konuyor...

Ufalıyorum kendimden her sabah,
Güneşin nefesine isyanlarımı yolluyorum,
Eğer gitmeseydi, diyorum içimden,
Aynadaki puslu terli yüze,
İsmini heceliyorum sessizce,
Avuntularımın eşliğinde...

Duvar kanıyor, tırnaklarım ızdırapta,
Çitiliyorum karanlığı tenimin beyazlığında,
Döşümde saklı hasret, yangın çıkarmakta,
Ölüme yağmur yağdırıyor susuşlarım,
Kırmızıydı zaten hep vurgunlarım...

Anlayamadığım sen,
Kaç tövbe çiğnedi şu yüreğin,
Söyle; gam tutmaz mı senin bedenin,
Zaman keşide karaltılarından duyguları,
Sürüklemiş meğer izbe ruhuna,
Ve kıvrımlarında saklamışsın yitikliğini,
Haberin yok(mu)...

Şimdi;
Mahrem düşlerden yanık izler düşer,
Gizliden gizliye saçlarıma,
Tüm bedenime sıçramadan sen,
Ruhuma sarıldı ayrılık sarmaşığı,
Kırık bir kemanın sesinde,
Her bitiş yeni bir başlangıçtır diyerek,
Yitik aşkın son deminde dinlenmekteyim...

Yarından önce ve bugünden sonra,
Sensiz olmanın gururuyla,
Ayrılığın salası okunurken,
Ben mavi bir filmi izlemekteyim...
 
OP
meleğim

meleğim

Daimi Üye
Katılım
21 Ağustos 2010
Mesajlar
745
Tepki
457
Puan
63
Konum
istanbul
Hiç yaşamadığı bir duygu
Tanımadığı bir korkuyla
Gelip yüreğine oturmuştu

Oysa çaresiz di adam
Söylemek istedikleri vardı
Boğazın da düğümlenen
Bir türlü konuşamadığı

Düşleri hep yarım kalmıştı

Başladığı işleri bitirmek için
Verdiği kavga
Bir de ailesi
Sorumluluğunu taşıdığı

Ne kadar uzaktı mutluluk
Beklide korktuğundan
Her seferin de geceye saklanırdı

Bu yolculuklar bir bitse
Her şey değişecekti
Yorulmuştu artık
Durmadan ve uyumadan
Saatlerce uzanan kilometreleri saymaktan

Bir de ağrısı vardı sağ tarafın da
Ara sıra yoklardı
En çok ta bu yüzden susardı
Tuttu mu bırakmazdı lanet
Ne ses çıkar ne soluk kalırdı

Oysa daha çok çalışmalıydı
Bir sevdiği vardı artık
Bir de ona verdiği sözler
Ya olamazsa yanın da
Ya buğulanırsa o güzel gözler
Bütün yorgunluğa inat
Ayak ta kalmalıydı

Anlamıştı aslın da adam
Kadının gözleri
Hiçbir zaman derinden bakmamıştı
Gözlerinin yeşiline

Ama olsun bir sevdiği vardı
Nasıl da heyecanlanırdı
Her telefon çaldığın da
Kalbi
Yerinden çıkacakmış gibi atardı
Yeşillenirdi her yanı
Üşütmüyordu onu
Ne körfezin poyrazı
Ne bozkırın ayazı
Hatta
Yağmurların da aralığın
İnip denizin kıyısına
Şiirler okurdu körfezin sularına
Sabaha karşı
Hiç sevilmediğini bildiğ hal de
O mükemmel kadına aşıktı
__________________
:dertli::dertli::dertli::dertli::dertli:
 
OP
meleğim

meleğim

Daimi Üye
Katılım
21 Ağustos 2010
Mesajlar
745
Tepki
457
Puan
63
Konum
istanbul
Sence seni sevmem bir hata mıydı
Ya da işlediğim en büyük günah mıydı
Seni sevdim de gözlerim yaşlarla doldu
Gencecik yaşım da gençliğim soldu
Ne olduysa seni sevdiğim de oldu
Neydi benim günahım Allahım.

Birini sevmek bana yasak mıydı
Çektiğim bu çile bana müstehak mıydı
Neden bu yaşta umudum kırıldı
Yaşamak bile günlerim ile daraldı
Artık ömür diye bir şeyim de kalmadı
Neydi benim günahım Allahım.

Bu acıyı çekmek kolay mı sayorsun
Öyle bir anda atlatır mıyım diyorsun
Gözlerim de yaşlar bitti kanlar akıyor
Bak hayat yine bana tokatını atıyor
Belki de felek bunu bile bile yapıyor
Neydi benim günahım Allahım.

Bir daha mutlu olabilir miyim
Aynı sevinci yaşayabilir miyim
Ummadığım anda mutluluğum gitti
Giden mutluluk hayatımı mahvetti
Bir de sevmek canıma yetti
Neydi benim günahım Allahım.

Emrah'a mutluluğu çok gördüler
Sen delisin sevemezsin dediler
Her söylenen söz canımı yaktı
Geceleri çileler ruhuma aktı
Sonunda hayat gemim yarı yol da battı
Neydi Allahım neydi benim günahım :aglayan::aglayan::aglayan::aglayan:
 
OP
meleğim

meleğim

Daimi Üye
Katılım
21 Ağustos 2010
Mesajlar
745
Tepki
457
Puan
63
Konum
istanbul
Gözlerdeki demin aktığı bir şiir olsun bu!
Gönlümün bütün renklerini yansıtsın.
Lalezarlar oluşsun bütün vücudumda
Sarı yalnızlığı,kırmızı içimdeki ateşi,
Beyaz sevgimin yüceliğini anlatsan,
......................................sizlere.

Ömrümde ki sevginin anlamını yakalamışken,
.............................................bu şiirlerde.
Toz olsun yalnızlığım,pembelere karışsın.
Ben deli sevdalarımı yazarken ,
Bir mürekkeple bir kalemin peşinden.
Yar diye beklediğim,
Şiir olsun,cümlelerime söz olsun.

Sözlerime kılık bulduğum,
............................bu şiirlerim,
Muharrem'den şiir sevenlere,
Bir ahenk,düşünmece,
bir gönül kapılarını çan bilmece,
sevgiyi anlatan (aşk)tek hece ,
yani! siz dostlara!
Bir armağan olsun.
:fisfis::fisfis::fisfis:
 
OP
meleğim

meleğim

Daimi Üye
Katılım
21 Ağustos 2010
Mesajlar
745
Tepki
457
Puan
63
Konum
istanbul
İstanbul'a ezan sesi düşerdi giderken sen
ve bir ambülans ölümü haykırırdı çığlık çığlığa.
Tüylerim ürperirdi bu insan suskunluğuna,
şaşırırdım...

Şaşırmıyorum artık hiç bir ayrılığa,
sanırım gün be gün büyüyorum sana...

Hiç bir kadın doyuramadı beni aşka,
hiç bir dudak nefes nefese bırakamadı,
hiçbiri sen gibi olamadı.
Yerini dolduramadı kimse; sen gibi...

Kalabalıkların en mahşerisinde,
yapayalnızım şimdi.

Yudumladığım sabahın ilk çayını
ve güneşi yolcu ederken yaktığım sigarayı,
bir basıma içiyorum...

Derken;

yalın ayak bir mısra uğrar dudaklarıma;
gül ve gamzelerini iliştir yanaklarına

ve bütün akşamları hapset sabahın ilk ısıklarına,
bütün ağlamaklı gözler ağmalıktan dem vursun,
gülen gözlerin seyrine dalsın gözler;

mısralarında...
 
OP
meleğim

meleğim

Daimi Üye
Katılım
21 Ağustos 2010
Mesajlar
745
Tepki
457
Puan
63
Konum
istanbul
Onu gördüğümde kaldırımda oturmuş,
Sessiz ve usulca ağlıyordu...
Nedenini sorduğumda ;
"Uçurtmamı rüzgar aldı götürdü,
Şuram acıdı" deyip,
Sol yanını gösterdi ya,
Onunla birlikte ağlamamak için kendimi zor tuttum o an...
Şimdi düşünüyorum da,
O an gözlerimde biriken hüzün bulutlarına izin vermeliydim,
Ağlamak için bundan güzel bir sebep bulamam belki bir daha...
Çocuk yüreğine hüzün yakışmaz oysa,
Ne kadar masum bir sebepti onun ki...
Onun adına dilekler tuttum,
Yüreğimdeki adak ağacından...
"Dilerim güzel çocuk ;
Ömrünce gözyaşı dökeceğin,
Tüm sebepler bu kadar masum,
Bu kadar acısız,
Ve bunca düzeltilebilir olsun..."
Ama o an onun yüreğinin acısını,
6 yaşındaki Deniz çok iyi hissetti...
Onun en azından,
Birkaç saatlikte olsa ,
Göklerde süzüldüğünü gördüğü,
Yediveren renklerle bezeli bir uçurtması olmuştu...
Bense ondan çok daha küçükken,
Kırmızı bir uçurtma için,
Günlerce ağladığımı bilirim...
Şimdi döktüğüm gözyaşlarıma bakıyorum da,
Keşke hep böyle masum şeylere akıtsaydım onlar :aglayan::aglayan::aglayan:
 

Şu anda bu konu'yu okuyan kullanıcılar

    Üst