dün kahvaltı hazırlarken eşim çağırdı odaya gittim baktım. bakmaz olaydım. benim yatağım japon yatak yere çok yakın ve yanları biraz irice.
eşim yatağı yorganı ne varsa atmış yere sinirden gülüyor. bi baktım yatağın altı olduğu gibi küf ve su... bildiğiniz su. parke sular içinde

şoka girdim... hani biraz daha farketmese yeminle mantar bile yetişir o denli küf rutubet yapmış yatağın altı.
bizim evler yeni demiştim, benim evin altı da boş şu an. market yapılacakmış o yüzden o katın duvarlarını daha örmemişler. denize de çok yakın olduğundan dışarısı soğuk evin içi sıcak duvarlar terleme yapmış meğersem. eşim de duvardaki hafif renk değişikliğini farketmiş demiş bi bakayım rutubet mi yapıyor diye bakar bakmaz da bu manzarayla karşılaşıyor.
derken yavruma yaptırdığım gardoropun altına baktık; göl. kilere baktık; göl.

oraların küfünü sil, ufoyla duvarları kurut, yerleri domestosla, yatağı balkona çıkar yeni yatak sipariş et.
meğersem; benim kalçamla sırtım çok agrıyor ya bu ara, eşimde de başlamış omuzları sırtı agrımaya. demiş bu işte bi iş var duvarın rengini de hafif değişik gorunce anlıyor

hep o yüzdenmiş agrılarım kankalar. çünkü bu kadar şiddetli ve bu kadar uzun da sürmezdi benim ağrılar. velhasıl pazar günüm berbat geçti. saat 12 den akşam 6ya kadar evi temizledik. ütü mütü derken akşam oldu zaten.
gece de midem çok bulandı, yatmadan elevitle demir hapı içtim. ondan mı acaba bi desancı gibi bişiyler oldu ödüm koptu

:acep: