Atatürk Günlüğü - Tarihte Bu Gün Atatürk Ne Yapmış ? ( Güncellenecektir )

Lilav

Daimi Üye
Katılım
28 Haziran 2010
Mesajlar
22.427
Tepki
21.987
Puan
113
Yaş
41
Konum
Almanya
11 MART - MARCH 11
Tarihte Bugün - Today in History

018_02.jpg

1915
Anafartalar Kahramanı M. Kemal,
İstanbul'dan gelen milletvekillerine muharebelere ilişkin bilgi veriyor
1938 - Atatürk'ün, Etimesgut Türkkuşu Meydanı'nda, uçuşları izlemesi ve uçuş yapan gençleri tebrik edişi.
1936 - Atatürk'ün, İstanbul'dan Ankara'ya gelişi.
1934 - Atatürk'ün, akşamüzeri Ankara Orduevi'ni ziyareti.
1922 - Atatürk'ün, sabah Aziziye'den hareketle saat 11.00'de 3. Tümen'i teftişi ve subaylara kısa söylevi: "...Bugünkü Türkiye ordusu, eski ordulardan faziletçe daha yüksektir. ...Muvaffak olacaksınız. Geleceğin ilk şerefli subayları olacaksınız!"
Atatürk'ün, 3. ve 7. Tümenleri teftişten sonra tekrar Aziziye'ye dönüşü.
Cemal Paşa'nın, Paris'ten Atatürk'e mektubu: "...Bütün dışardaki girişimlerimde Ankara'dan ilham almayı ve her teşkilâtımı Ankara'ya bağlamayı öteden beri meslek edindiğim gibi gelecekte de ruhen ve cismen Ankara'ya bağlı olarak çalışacağımı bildiririm."
1921 - Batum Doğu Cephesi'ne bağlı milli kuvvetler tarafından geri alındı.
Londra Konferansı'nda Bekir Sami Bey, Fransız Başbakanı Briand ile anlaşma imzalaması.
(TBMM tarafından kabul edilmemiştir)
1921 - Fransa İtilafnâmesi.
Güneydeki çarpışmalara son vermek için Londra'da imzalanan Fransa ile uzlaşma görüşmesi. Türkiye Dışişleri Bakanı Bekir Sami Kunduh ile Fransa delegesi Briand arasında imzalanmıştır. Çarpışmaya son vermek, genel af, Suriye hududu, ekonomide Fransa'nın katılması gibi konular ele alındı. TBMM bunları kabul etmedi.
1920 - Rauf (Orbay) Bey'in, İstanbul'dan Atatürk'e, Londra'da alınan karar gereğince İtilâf Devletleri temsilcileri tarafından, İstanbul'daki Kuva-yi Milliye ileri gelenlerinin tutuklanması veya Meclisin kapatılması ihtimalini bildiren telgrafı: "...Tabiî her ihtimale karşı da buradan hiçbir yere gidilmeyecek, işin sonuna kadar namus vazifesi yerine getirilecektir!"
Atatürk'ün, Rauf Bey'in 11 Mart 1920 tarihli telgrafına cevabı: "İngilizlerin tutuklama kararına, muhaliflerin yaygaralarına karşı Meclis'in cesurane nihayete kadar vazifesine devamı pek yararlı ve parlaktır. Ancak sizinle beraber vücutları ilerki girişim ve hareketlerimiz için gerekli olan arkadaşların, neticede bize katılmaları hususu mutlaka sağlanmış olmalıdır! ...Sizlerin hemen buraya gelmeleri çok gereklidir!"
1920 (11-12) - Atatürk'ün, Kâzım Karabekir'e telgrafı: "...Yeni kabinenin Meclis'çe itimata erişip erişmemesi hususunda ekseriyet grubunda hiçbir görüş ileri sürmeyerek serbest bırakmayı tercih ediyoruz." [Kocatürk]
1919 - Atatürk'ün, resmî elbisesiyle Sanasaryen Hanı'nın taraçasında -bir gün evvel tutuklanan- Fethi (Okyar) ve diğer bazı kişileri ziyareti.
Atatürk'ün, Bahriye Nazırı Avni Paşa'yı makamında ziyareti (Bu ziyarette Atatürk, Avni Paşa'dan kendisini hükümeti oluşturan kişilerle tanıştırmasını istemiş, Avni Paşa "Elbette, tabiî!" cevabını vermiştir). (Kaynaklarda bu ziyaretin tarihi belirtilmemiştir).[Kocatürk]
1917 - Irak cephesinde İngiliz birliklerinin, Bağdat'ı ele geçirmeleri.
1917 - Baghdad falls to British General Sir Frederick Maude.
Members of the 1st ANZAC Wireless Signal Squadron attached to Lieutenant General Stanley Maude's force of two British Army Corps and one Indian Cavalry Division occupy Baghdad.
1916 - Atatürk'ün, Karargâhı Diyarbakır'a nakledilmesi kararlaştırılan 16. Kolordu Komutanlığına atanması.
Başkomutan Vekili Enver Paşa, bugün Atatürk'e telgraf çekerek Kolordu Karargâhıyla Resülayn (Ceylanpınar) üzerinden hemen Diyarbakır'a hareket etmesini istemiştir.
Atatürk'ün, -16. Kolordu karargâhının Edirne'den Diyarbakır'a kaydırılması kararı üzerine- beraberinde Kurmay Başkanı İzzettin (Çalışlar) Bey ve karargâh mensupları olmak üzere saat 11.00'de Edirne'den trenle İstanbul'a hareketi ve akşam İstanbul'a gelişi.
1914 - Atatürk'e, Fransız hükümeti tarafından Şövalye Rütbesi'nden "Legion d'honneur" nişanı verilmesi. Kaynak:
1912 - 11 Mart 1912 Tarihinde Derne Kumandanlığı'na tayin edilmiştir.
1912 - Mustafa Kemal appointed Commander of Derne sector in Cyrenaica.
1905 - Atatürk'ün, Şam'da staj yapmakta olduğu süvari alayıyla beraber Dürzî harekâtını bastırmak üzere Havran'a gidişi (Atatürk burada 4 ay kalarak tekrar Şam'a dönmüştür. [Kocatürk]
 

Lilav

Daimi Üye
Katılım
28 Haziran 2010
Mesajlar
22.427
Tepki
21.987
Puan
113
Yaş
41
Konum
Almanya
12 MART - MARCH 12
Tarihte Bugün - Today in History

"İstiklal Marşı Günü"

İstiklal Marşı'nın kabulü ve Mehmet Akif Ersoy'u Anma Günü

12MartIstiklalMarsiMeh****kifErsoyAnmaGunu.bmp

1921
İstiklal Marşı'nın TBMM'de kabulü.
IstiklalMarsiMilliSairMeh****kifErsoyMuzeEviTaceddinDergahi.jpg
Meh****kifErsoyIstiklalMarsiMilliSair.jpg

İstiklal Marşı'nın yazıldığı ev, "Mehmet Akif Ersoy Müze Evi."

Mehmet Akif Ersoy’un Ankara’da bir süre yaşadığı Taceddin Dergahı.
016_01.jpg

1915
Çanakkale

Anafartalar Grubu Komutanı Mustafa Kemal ve emrindeki subaylar.
1938 - Atatürk'ün, İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyelerinden Prof. Dr. Frank tarafından -davet üzerine- muayenesi.
Atatürk'ün, akşam Başbakan Celâl Bayar'ın evine gidişi, akşam yemeğini burada yemesi.
1937 - Atatürk'ün, saat 16.30'daTürk Dil Kurumu'na gelişi, dil çalışmalarına başkanlık yapışı, saat 23.00'de Çankaya'ya dönüşü.
1933 - Atatürk'ün, Erzurum'un kurtuluş günü nedeniyle İstanbul Halkevi'nde toplantı düzenleyen Erzurumlu gençlerin saygı ve bağlılık telgrafına cevabı: "Erzurum'un kurtuluşunun yıldönümünü ben de sizinle beraber kutlar, saygıdeğer halka hakkımda gösterdikleri sevgiden dolayı teşekkür ederim."
1931 - Atatürk'ün, Paris'te kurulan "Hitit Cemiyeti"nin Fahrî Başkanlığı'nı kabul etmesi.
1930 - Atatürk'ün, sabah Antalya'dan otomobille hareket ederek öğleyin Burdur'a gelişi, Valiliği ve Belediye'yi ziyareti, öğleden sonra Ankara'ya hareketi.
1928 - Atatürk'ün, "Le Matin" gazetesi muhabirine bir kısım basının sağlığı ve hastalığı hakkında kasıtlı yayını ile ilgili demeci: "...Ölüme doğru en çok atılanlardan biriyim. Kurşun ve gülle yağmuru altında birçok muharebelere iştirak ettim. Hatta ölüm bir defa kalbimin yanından sıyırarak geçti. Kalbimin üzerinde bir saat vardı ve bu saat mermi parçasının şiddetini kırdı. Sağlığım tamamen yerinde, kuvvetim de daha iyiye gitmekte. Ölmeye asla niyetim yok!"
1925 - Atatürk'ün, Çankaya'da İtalya Elçisi Montagna Giulio Cesare'ın güven mektubunu kabulü ve Elçi'nin söylevine cevap konuşması.
1922 - Atatürk'ün, Yakup Şevki Paşa ve Albay Kemalettin Sami Bey'le beraber sabah Aziziye'den hareketle Afyonkarahisar'ın kuzeyinde Derben köyüne gelişi, askerî kuvvetleri teftişini takiben Bolvadin'e gelişi ve geceyi burada geçirişi.
1921 -'nın TBMM'de kabulü.
İstiklal Marşı'nın kabulü ve Mehmet Akif Ersoy'u Anma Günü.
Milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy tarafından kaleme alınan ve 12 Mart 1921 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi’nce de resmen İstiklal Marşı olarak kabul edilen on kıtalık şiir Türk milletinin düşman işgaline uğradığı yıllarda, vatan sevgisi ve inancını ayakta tutmak için kaleme alınmıştır.
Ülkemizin en zor günlerini geçirdiği işgal yıllarında kaleme alınan ve milli birliğin sembolü olan İstiklâl Marşımızın kabulü yıldönümünde yurdun dört bir yanında etkinlikler yapılmaktadır.
1921 - The Turkish national anthem was adopted on this day in 1921 in Parliament. Today is also the day of commemoration of Mehmet Akif Ersoy (1873-1936), the national poet who wrote the anthem.
1921 - Londra Konferansı'nın sona erişi ve İtilaf Devletleri'nin barış önerisi. Londra Konferansı sonuçsuz kalarak dağıldı.
Bekir Sami Bey'le İtalyan Dışişleri Bakanı Siforza arasında Londra'da anlaşma imzalanması (TBMM tarafından kabul edilmemiştir.)
1921 - Ankara'da TBMM'de güftesini Mehmet Akif'in yazdığı ve daha sonra bestelenecek olan İstiklal Marşı kürsüden Hamdullah Suphi tarafından ayakta dinlendi ve alkışlar arasında kabul edildi.
Atatürk'ün, Papa 15. Benoit'in -Kardinal Gasparri aracılığıyla gönderdiği- 5 Şubat 1921 tarihli telgrafına cevabı:".. .Kardinal Gasparri, Kafkasya ve Anadolu Hristiyanları lehine isteklerinizi bana bildirdi. Cins ve mezhep ayırımı yapmaksızın bütün memleketimiz sakinlerinin güven ve refahını temin zorunluğu, insanlık hislerimizin ve yüce İslâm dininin bize emrettiği bir borçtur. Bu nedenle Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin nüfuz ve hâkimiyetinin kapsadığı bölgelerin tümündeki Hristiyanların, tam bir huzurdan nimetlenmeleri için dün olduğu gibi bugün de her türlü önlem alınmıştır. Sınırlarımız içinde herhangi bir yabancı ordusunun kıyım ve yıkım yapmadığı yerlerde geçerli olan barış ve güvenlik, bu sözlerimizin reddedilemez bir delilidir." [Kocatürk]
1920 - Mustafa Kemal, İstanbul'un işgal edileceği yolunda alınan haberlere karşılık tutuklanmalar olabileceğini, buna direnilmesini, mebusların Ankara'ya gelmesini istedi.
1919 - Bahriye Nazırı Avni Paşa'nın, Dahiliye Nazırı Mehmet Ali Bey'le beraber Atatürk'ü Şişli'deki evinde ziyareti (Görüşme esnasında Mehmet Ali Bey'in, "Paşa Hazretleri, bizimle işbirliği yapar mısınız?" sorusuna Atatürk'ün cevabı: "Niçin etmeyeyim; eğer siz memleketi bugün içine düşmüş olduğu badireden kurtarmaya azmetmiş insanlar iseniz..." Mehmet Ali Bey ayrılırken, ertesi gün için Atatürk'ü Cercle d'Orient'a öğle yemeğine davet etmiştir). (Kaynaklarda bu ziyaretin tarihi belirtilmemiştir. Ata ve i., s. 159'da bu tarih 23 Nisan 1919 olarak düşünülmüştür).[Kocatürk]
1918 - Erzurum'un Kurtuluşu.
1917 - Atatürk'ün, akşam saat 20.OO'de Şam'dan Diyarbakır'a dönüşü.
1917 - The United States declares war on Germany.
1916 - Atatürk'ün, 16. Kolordu'nun Edirne'den Diyarbakır'a kaydırılması üzerine, Edirne'den İstanbul'a hareketi.
1915 - Kitchener'in General Sir Ian Hamilton'a kara kuvvetlerinin kullanılması konusunda yönerge vermesi (Hamilton Fransız ve İngiliz Kara Kuvvetleri başkumandanlığına tayin edildi).
1915 - General Sir Ian Hamilton is appointed commander of the Mediterranean Expeditionary Force by the Secretary of State for War, Horatio Kitchener.
1912 - Türk Hava Kuvvetleri'nin kuruluşu:
1910 Yılı Ocak ayında harbiye bakanı ve Genel Kurmay başkanı görevine gelen Mahmut Şevket Paşa'nın emri ve genel kurmay 2. Şubesinde görevli Kurmay Yarbay Süreyya Bey'in (İlmen) girişimleri üzerine 1911 yılı içerisinde pilot yetiştirme ve uçak alımı çalışmaları başlatıldı. 29 Haziran 1911 günü yapılan sınav sonucu belirlenen iki subay pilotaj öğrenimi için Fransa'ya gönderildiler. Aralık ayı içerisinde de Deperdussin firmasına iki uçak siparişi verildi. Bu uçaklar 12 Mart 1912 günü İstanbul'a geldiler aynı ay içerisinde Ayastefanos (bu günkü Yeşilköy) kuzeyinde hava meydanı ve uçuş okulu yeri saptanarak hangar yapımına başlandı. Fransız R.E.P firmasına dört uçak sipariş edildi ve yedi pilot adayı ile makinist-marangoz olarak yetiştirilecekler bu fabrikanın okuluna gönderildiler.
Kaynak:
 

Lilav

Daimi Üye
Katılım
28 Haziran 2010
Mesajlar
22.427
Tepki
21.987
Puan
113
Yaş
41
Konum
Almanya
13 MART - MARCH 13
Tarihte Bugün - Today in History

- 13 Mart 1899 -
Atatürk'ün Kara Harp Okulu'na öğrenci olarak girişinin yıl dönümü

HarpOkuluOgrencisiMustafaKemal.jpg

Harp Okulu öğrencisi Mustafa Kemal
CanakkaleSavasi1.jpg

CanakkaleSavasi2.jpg

1915 Çanakkale Savaşı

1938 - Atatürk'ün, Çankaya'da özel hekimi Prof. Dr. Neşet Ömer İrdelp'i kabulü ve görüşmesi.
1937 - Atatürk'ün, I. Çekirdeksiz Üzüm Millî Kongresi'nin saygı ve bağlılık telgrafına cevabı: "İhracat ürünlerimiz arasında önemli bir yeri olan kuru üzümün standart tiplerini tespit için toplanan kongrenin yüksek hislerini bildiren telgrafı büyük memnuniyetle aldım. Teşekkür eder, değerli çalışmanızda verimli başarılar dilerim."
1930 - Atatürk'ün, Antalya'dan Ankara'ya dönüşü.
1926 - Atatürk'ün, Falih Rıfkı (Atay) ve Mahmut (Soydan) Beylere anlattığı hayatına dair hatıraların kısaltılmış şeklinin Milliyet gazetesinde yayımlanması: "...Büyüklük odur ki, hiç kimseye iltifat etmeyeceksin, hiç kimseyi aldatmayacaksın, memleket için gerçek ülkü neyse onu görecek, o hedefe yürüyeceksin! Herkes senin aleyhinde bulunacaktır, herkes seni yolundan çevirmeye çalışacaktır. İşte sen bunda mukavemeti yok eden olacaksın. Kendini büyük değil, küçük, zayıf, vasıtasız, hiç telâkki ederek, kimseden yardım gelmeyeceğine inanarak bu engelleri aşacaksın. Ondan sonra sana büyüksün derlerse, bunu diyenlere de güleceksin!"
Atatürk'ün, Çankaya'da Arnavutluk Elçisi Rauf Bey'in güven mektubunu kabulü ve Elçi'nin söylevine cevap konuşması.
1923 - Mustafa Kemal, Konya, Adana, Mersin ve Tarsus'u içine alan bir yurt gezisine çıktı.
Atatürk'ün, Latife Hanımla beraber Adana'ya gitmek üzere trenle Ankara'dan hareketi.
1922 - Atatürk'ün, rahatsızlığı sebebiyle günü yatakta istirahatle geçirmesi.
1919 - Dahiliye Nazırı Mehmet Ali Bey'in, Cercle d'Orient'da Atatürk'e öğle yemeği vermesi (Bu yemekte Bahriye Nazırı Avni Paşa da bulunmuştur).[Kocatürk]
Kazım Karabekir Erzurum'daki 9.Ordu Komutanlığı'na atandı.
1917 - Atatürk'ün, 2. Ordu birliklerine yazısı: "...Allah'ın yardımı ve beni seven kalplerin sevgi ve güvenine dayanarak başarılı olacağımıza tam bir inançla 2. Ordu'nun emir ve komutasını üzerime aldım. Sayın komutan ve bütün kahraman silâh arkadaşlarımı saygı ve samimiyetle selâmlarım."
Atatürk'ün, 2. Ordu bölgesindeki vali ve mutasarrıflarla Diyarbakır Posta ve Telgraf Başmüdürlüğü'ne yazısı: "Allah'ın izniyle Diyarbakır'a gelerek 2. Ordu'nun emir ve komutasını üzerime aldım. Öteden beri olduğu gibi ordunun başarısına ait olan yardımlarınızın devamını temenni ile en samimi saygılarımı tekrar ederim." [Kocatürk]
1916 - 13 Mart 1916 Anafartalar'daki hidemat-ı hasenesinden dolayı iki sene seferi kıdem zammı ita kılınmıştır.
Kaynak:
1915 - Atatürk'ün, 19. Tümen birliklerine yazısı: "ilk fırsat çıktığında, bütün subay arkadaşlarımın en büyük taltiflere hak kazanacak kahramanlıklar göstereceklerine inanıyorum."
1915 - Dardanelles: Abortive attempt to sweep mines from Dardanelles channel.
Commodore Roger Keyes attempts another night-time minesweeping operation with the British battleship Canopus.
1914 - Atatürk'ün, Sofya'dan Madam Corinne'e Fransızca mektubu: "Yarbaylığa yükselişim münasebetiyle yolladığımız çok sevimli tebrikler beni derinden derine duygulandırdı. Son zamanlarda Sofya, Belgrad ve Petinya ataşemiliterliklerine atanmam üzerine son derece meşguldüm." [Kocatürk]
1899 - Atatürk'ün Kara Harp Okulu'na öğrenci olarak girişi (13 Mart 1899). Mustafa Kemal'in Harbiye'ye adımını attığı ilk gün.
Mustafa Kemal'in Manastır Askeri İdadisi'ni bitirerek, İstanbul'da Harp Okuluna girişi.
Atatürk'ün okul numarası: 1283.

Atatürk'ün, İstanbul'da Harp Okulu'nun piyade sınıfına yazılışı.
Genç Mustafa Kemal, Manastır Askerî İdadîsi'ni bitirdikten sonra İstanbul'a gelerek Harp Okulu'na girdi ve 3 senelik başarılı bir öğrenimden sonra bu okulu bitirerek Harp Akademisi'ne devam etti. [Kocatürk]
1899 - Mustafa Kemal enters infantry class of War College in Istanbul.
 

Lilav

Daimi Üye
Katılım
28 Haziran 2010
Mesajlar
22.427
Tepki
21.987
Puan
113
Yaş
41
Konum
Almanya
14 MART - MARCH 14
Tarihte Bugün - Today in History

016_01.jpg

1915 Çanakkale
Anafartalar Grubu Komutanı Kur. Alb. Mustafa Kemal ve emrindeki subaylar
1933 - Atatürk'ün, Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Roosevelt'e göreve başlaması nedeniyle tebrik telgrafı.
Atatürk'ün, öğleden sonra otomobille şehirde bir gezinti yapması.
1932 - Atatürk'ün, akşamüstü Cumhuriyet Halk Partisi Genel Merkezi'ne gelişi, bir süre kaldıktan sonra Çankaya'ya dönüşü.
1926 - Atatürk'ün, Falih Rıfkı (Atay) ve Mahmut (Soydan) Beylere anlattığı hayatına ait hatıraların ilk tefrikasının Hâkimiyet-i Milliye gazetesinde yayımlanması: "Ben harbin müttefiklerimiz için iyi netice vereceğine inanmıyordum. Fakat olupbittiden sonra bulunduğum cephelerde harbi başarıya ulaştırmaya çalıştım. Başka cephelerde ise sanki aksine müsabaka vardı."
1925 - T.B.M.M.'de 9 Şubat'ta vurulan Kars mebusu Halit Paşa öldü (tartıştığı Afyon mebusu Ali Bey Çetinkaya tarafından T.B.M.M.'de vuruldu).
Atatürk'ün, Belçika Elçisi Baron Jean de Villenfagne'nin güven mektubunu kabulü ve Elçi'nin söylevine cevap konuşması.
1923 - Atatürk'ün, trenle Konya'dan geçişi ve istasyonda karşılanışını takiben Adana'ya hareketi.
1922 - Atatürk'ün, saat 11.00'de trenle Bolvadin'den Akşehir'e hareketi, Çay istasyonunda trende Ali İhsan Paşa ile görüşmesi, saat 14.20'de Akşehir'e gelişi.
1921 - Koçkiri Ayaklanması büyüdü. İsyanı bastırmak için görevlendirilen Nurettin Paşa, fesat çıkaranların şiddetle cezalandırılacağını bildirdi.
Doğu Cephesi'nde milli kuvvetlerin Ahılkelek'i ele geçirmesi.
Atatürk'ün, "Seferberlik ve cephe zamları hakkındaki kanun" münasebetiyle Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde konuşması: "...Umumî Karargâhtan başlayarak ta süngüsünü düşmana yöneltmiş erlere kadar cephe zammı vermek lâzımdır."
1919 - Atatürk'ün, Hukuk-u Beşer gazetesinde ordu kumandanlarını suçlayan bir yazı yayımlanması sebebiyle Harbiye Nezareti'ne yazısı: "...Vatan ve millet için temiz ve masum duygularla ve her türlü mahrumiyet ve müşkilât içinde namus vazifesini hakkıyla yapan Osmanlı ordularını haydut ve aynı mahrumiyet ve müşkilâta maruz ve yegâne dayanağı namus ve haysiyetinden ibaret olan adı geçen ordular komutanlarını sefil ve haydutbaşılıkla nitelemek ve teşhir etmek ne büyük ahlâksızlık ve ne sefil vicdansızlıktır. Osmanlı ordularını, onun namuslu komutanlarını bu suretle teşhir edebilmek kabiliyeti, ancak vatan ve milletin çöküşünü ve yok olmasını arzu eden bir alçakta bulunabilir."
1916 - Atatürk'ün, beraberinde Kurmay Başkanı İzzettin (Çalışlar) Bey olmak üzere, Harbiye Nezareti'nde Doğu cephesindeki yeni göreviyle ilgili temaslarda bulunması, daha sonra Akaretler'deki evine gelişi.
1915 - Atatürk'ün, 19. Tümen Kurmay Başkanlığı'na atanan Binbaşı İzzettin (Çalışlar) Bey'e, Edirne'den gelişini beklediğini bildiren telgrafı.
1914 - Osmanlı-Sırbistan İstanbul Barış Antlaşması.
Osmanlı Devleti'nin, Balkan Savaşı sonunda Sırbistan'la İstanbul Antlaşması'nı imzalaması.
1909 - Kamil Paşa kabinesi düşürüldü.
 

Lilav

Daimi Üye
Katılım
28 Haziran 2010
Mesajlar
22.427
Tepki
21.987
Puan
113
Yaş
41
Konum
Almanya
15 MART - MARCH 15
Tarihte Bugün - Today in History


15 Mart 1923
Adana seyahatinde

Gazi Mustafa Kemal 15 Mart 1923 günü,
Adana'ya yaptığı zafer sonrası ilk gezide
Adanalı izcilerin ayakta gösterilerini izlerken

15 Mart 1923
Adana zafer takı altında karşılanışı

15 Mart 1923
Adana'da Mustafa Kemal'i karşılayanlar arasında öğretmenler
ve öğrenciler de bulunuyordu
ata-51_k.jpg

15 – 17 Mart 1923
Gazi Mustafa Kemal, eşi Latife Hanım’la Adana’da

ata-52_k.jpg

15 – 17 Mart 1923
Gazi Mustafa Kemal, eşi Latife Hanım’la Adana’da

1938 - Atatürk'ün, Başbakan Celâl Bayar'ı kabulü ve onun yabancı hekim getirilmesi isteğini tekrarlaması üzerine cevabı: "Çocuk, ne yapacaksan çabuk yap; ben hastayım!"[Kocatürk]
1937 - Atatürk'ün, Çankaya'da Japon Büyükelçisi Toshihiko Taketomi'nin güven mektubunu kabulü.
1936 - Atatürk'ün, akşamüzeri İsmet İnönü'nün köşküne gidişi, akşam Çankaya'ya dönüşü.
1934 - Atatürk'ün, akşam Ankara Halkevi'nde Meclis Başkanı Kâzım (Özalp) Paşa'nın kızının düğününü şereflendirmesi.
1932 - Atatürk'ün, akşamüzeri Kılıç Ali Bey'in, daha sonra Şükrü Kaya Bey'in evlerine uğrayışı, geç saatlerde Çankaya'ya dönüşü.
1931 - Yeni Avukatlık Kanunu TBMM’de kabul edildi.
Atatürk'ün, Ankara'da Türkiye İş Bankası Merkezi'ni ziyareti ve incelemeleri.
1923 - Atatürk'ün, Lâtife Hanımla beraber Adana'ya gelişi ve Türkocağı'nda konuşması "...Efendiler, bende bu olayların ilk girişim hissi bu memlekette, bu güzel Adana'da olmuştur. Bilirsiniz ki Suriye felâketinden sonra ben, Yıldırım Orduları Grubu Komutanlığı'nı almak üzere buraya gelmiştim. O zaman burada bütün memleketin, bütün milletin nasıl bir geleceğe sürüklenmekte olduğunu görmüştüm. Buna engel olabilmek için derhal girişimde bulunmuştum. Fakat, girişimimi o zaman için sonuca götürmek mümkün olamadı."
Atatürk'ün, Adana Türkocağı hatıra defterine yazdıkları: "Bu ocağın ateşi çok, pek çok eskidir. Onu, asırlarca, söndürmeye çalışmaktan uzak kalmadılar. Fakat buna her girişenin ocağı söndü."
Atatürk'ün, Adana Belediyesi'nin şerefine verdiği ziyafette konuşması: "Düşmanlarımızın hakkımızda uzun asırlarla yoğunlaşan hislerini yalnız bugünkü hadiseler ile silebileceğimizi zannetmek, gerçeği ifade etmek olmaz. Biz bunu zaferlerle değil, ancak bugünkü ilerlemeyi kabul, bugünkü bilimin ve uygarlığın istediği hususların hepsine başvurmak ve bütün uygar milletlerin kültür seviyelerine gerçekten erişmekle yapacağız." [Kocatürk]
1922 - Atatürk'ün, Akşehir'de Batı Cephesi Karargâhı'na gidişi, öğle ve akşam yemeklerini İsmet Paşa ile yemesi.
Bulgaristan Savunma eski Bakanlarından General Kleman Boyaciyef'in, Viyana yakınlarında Baden'den Atatürk'e mektubu: "Elde edeceğiniz başarılar sayesinde zulüm görmüş bütün milletlerin zorla alınmış haklarının geri verileceği zamanın geleceğini ümit ediyorum. Galibiyet tacıyla taçlanacak olan kahraman ordunuz, böylece yalnız vatanınıza değil, ortak düşmanlarımızın her gün artan zulümleri altında inlemekte olan Doğu'ya, barış ve kurtuluş nimetlerini geri vermiş ve temin etmiş olacaktır."
1921 - Talât Paşa'nın, Berlin'de bir Ermeni tarafından vurularak şehit edilmesi.
İttihat ve Terakki'nin önderlerinde Talat Paşa Berlin'de Ermeni bir genç tarafından öldürüldü.
1920 - İngilizler, İstanbul'da yüz elli Türk aydınını tutukladı.
1920 - İtilaf Devletleri'nin İstanbul'da sivil ve asker 150 Türk aydınını tutuklamaları.
Türkiye'deki genel durum hakkında İtilaf Devletlerinin gizli raporu:
"...Bütün politik kuvvet, milliyetçi liderdedir. Halkın çoğunluğu savaşlardan yorgundur. Bununla birlikte vatanlarını korumak için müthiş bir şekilde savaşacaklardır. Bütün ordu birlikleri milliyetçilerle birleşmişlerdir."
İtilaf Kuvvetleri komutanı general Winson'un İstanbul'daki durum hakkında raporu:
"Meclis-i Milli'nin Anadolu'ya kaçması beklenebilir."
1916 - Atatürk'ün, Kurmay Başkanı İzzettin (Çalışlar) Bey ve diğer Karargâh mensuplarıyla beraber, Diyarbakır'daki görevine gitmek üzere saat 16.30'da Haydarpaşa'dan trenle hareketi.
1916 - Avusturya-Macaristan'ın Portekiz'e savaş açması.
 

Lilav

Daimi Üye
Katılım
28 Haziran 2010
Mesajlar
22.427
Tepki
21.987
Puan
113
Yaş
41
Konum
Almanya
17 MART - MARCH 17
Tarihte Bugün - Today in History

r60.jpg

17 Mart 1923
Atatürk Mersin’de kendsini karşılayanlar arasında gördüğü çocukları severken

While being welcomed in Mersin Atatürk shows his affection for children,
who are the future inheritors of the Turkish Republic (March 17 1923)
r61.jpg

17 Mart 1923
Mersin’de Millet Bahçesinde Mersinlilere hitap ederken

Addressing the local people of Mersin in the National Garden (March 17 1923)
ata-51_k.jpg

15 – 17 Mart 1923
Gazi Mustafa Kemal, eşi Latife Hanım’la Adana’da...

ata-52_k.jpg

15 – 17 Mart 1923
Gazi Mustafa Kemal, eşi Latife Hanım’la Adana’da...

17Mart1923.jpg


17 Mart 1923
T.B.M.M. Başkanı Gazi Mustafa Kemal, Adana'dan Mersin'e giderken
17Mart1923Mersin.jpg

17 Mart 1923
T.B.M.M. Başkanı Gazi Mustafa Kemal, Mersin Millet Bahçesi'nde halkla konuşurken
1937 - Atatürk'ün, Çankaya'da Romanya Dışişleri Bakanı Antonesco'yu kabulü.
Atatürk'ün, gece Romanya Dışişleri Bakanı Antonesco şerefine Ankara Palasla verilen ziyafette konuşması: "...Milletler gam ve keder bilmemelidir. Şeflerin vazifesi, hayatı neşe ve şevkle karşılamak hususunda milletlerine yok gös­termektir! Bütün insanlığın varlığını kendi şahıslarında gören adamlar mutsuzdur. Herhangi bir şahsın, yaşadıkça memnun ve mesut olması için lâzım gelen şey, kendisi için değil, kendisinden sonra gelecekler için çalışmaktır. Hayatta tam zevk ve mutluluk, ancak gelecek nesillerin şerefi, varlığı, mutluluğu için çalışmakta bulunabilir."
1935 - Atatürk'ün, gece Karpiç'e gidişi, geç saatlerde Çankaya'ya dönüşü.
1933 - Atatürk'ün, gece Çankaya'da film izlemesi.
1923 - Atatürk'ün, Lâtife Hanımla beraber Adana'dan hareketle Mersin'e gelişi, Hükümet Konağı'nı, Belediye'yi, Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti'ni ziyareti ve Millet Bahçesi'nde -Türkocağı'nın tertiplediği-toplantıda konuşması: "...Gerçek refah ve mutluluğa sahip olabilmek için, asıl bundan sonra çalışmak lâzımdır. Sizin için, zafer ve ilerleme sahası iktisadiyatta, ticarettedir. Bunu takdir ediyorsanız, çok çalışmaya mecbursunuz."
Atatürk'ün, Lâtife Hanım'la beraber akşam Mersin'den Tarsus'a gelişi ve geceyi burada geçirişi.
1922 - Atatürk'ün, beraberinde İsmet Paşa olduğu halde Tayyare Bölüğü'nü teftişi, Fazıl Bey ve diğer bir pilotun uçuşlarını izlemesi.
1921 (17-18) - Gürcü Hükümeti'nin Batum'u terk etmesi ve Albay Kazım Bey'in Batum Mutasarrıfı olarak göreve başlaması.
1920 - Atatürk'ün, İstanbul'un işgali nedeniyle İslâm âlemine bildirgesi: "...Bu onur kırma ve tecavüz darbesinin düşmanlar tarafından tahmin edildiği gibi maneviyatı bozmak değil, belki bütün şiddetiyle mucizeler gösterecek bir kabiliyeti geliştirmek neticesini doğuracağına şüphemiz yoktur!"
Mustafa Kemal, tüm devletlere ve Millet Meclislerine, ve İslâm dünyasına bir bildiri yayınlayarak, milli hareketin desteklenmesini istedi. (Yabancı Devletlere Yaptığım Protesto -)
1920 (16-17) - Atatürk'ün, Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Merkez Heyetlerine bildirisi: "İçinde bulunduğumuz olağanüstü durumun ne derecelerde sağduyu ve birliği gerektirdiği açıktır. Merkez Heyetlerimizin bir taraftan milleti düşünce ve amaç birliğine yönelterek en alt düzeydeki insanlara kadar, giriştiğimiz mücadelenin kutsallığını ve haklılığını duyurmaları, diğer yandan bulundukları yerlerin askerî ve sivil yöneticileriyle bütün işlerde birlikte hareket etmeleri kesinlikle gereklidir."
1920 - Atatürk'ün, İstanbul ile resmî ve hususî bütün telgraf haberleşmelerinin ve telgraf memurlarının kendiliklerinden gizli yazışmalarının yasaklandığına dair bütün illere, kolordu komutanlıklarına, müstakil livalara, Posta ve Telgraf Başmüdürlüklerine genelgesi: "...Özellikle İstanbul'dan düşman bildirilerini alıp Anadolu içine yayanlar ve Anadolu haberleşmelerini İstanbul'a verenler casus kabul edilerek, bu hareketlerinin gerçekleşmesi halinde derhal ve şiddetle cezalandırılacaklardır."
Kastamonu Valisi Cemal Bey'in Atatürk'e telgrafı: "...Bugünden itibaren Kastamonu Vilâyeti'nin, Heyet-i Temsiliye'yi hükümet merkezi sayarak emirlerine girdiğini ve alacağı her emri tereddütsüz yapacağını arz ederim!" [Kocatürk]
İngilizler, Eskişehir ve Afyon'dan çekildiler. (24 Nisan'da Şile'ye asker çıkardılar)
1919 - İzmir'de Müdafaa-ı Hukuk-ı Osmaniye Cemiyeti'nin kongresi başladı.
1916 - Diyarbakır'a gitmekte olan Atatürk'ün, trenle öğleyin Konya'ya gelişi, öğle yemeğini Kurmay Başkanı İzzettin Bey'le beraber Konya istasyonundaki Bağdat Oteli'nde yemesi.
 

Lilav

Daimi Üye
Katılım
28 Haziran 2010
Mesajlar
22.427
Tepki
21.987
Puan
113
Yaş
41
Konum
Almanya
18 MART - MARCH 18
Tarihte Bugün - Today in History
18 Mart 1915
Çanakkale Deniz Zaferi ve Şehitleri Anma Günü



mkemalcanakkale.jpg


1915 Çanakkale
Albay Mustafa Kemal "Anafartalar Grup Komutanı"
"Size ben taarruz emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum.
Biz ölünceye kadar geçecek zaman zarfında,
yerimize başka kuvvetler ve komutanlar geçebilir”
* * *
The famous photograph of Lieutenant-Colonel Mustafa Kemal
observing the battlefield
"I am not giving you an order to attack. I am ordering you to die."

18 Mart 1915
Çanakkale Deniz Zaferlerinin Kazanıldığı Gün
* * *
March 18 1915
The Turkish Naval Victory at the Dardanelles
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]Türk'ü dünyaya tanıtan destan

016_01.jpg

Cumhuriyetimizi kuran Büyük Önderimiz ATATÜRK’ün aziz hatırası önünde
bir kez daha saygıyla eğiliyor, vatan topraklarının kurtarılmasında canlarını feda eden
şehitlerimizi rahmetle ve minnetle, gazilerimizi şükranla anıyoruz.
3.JPG

Mustafa Kemal 3. Ordu Erkanı ile
1MustafaKemalCanakkale.JPG

Düsman Çıkarmasını önledikten sonra Anafartalar Grup Komutanlığına getirilen
Albay M. Kemal Gr.Kh. önünde arkadaşları ile birlikte
5.JPG

Anafartalar Kahramanı M. Kemal, İstanbul'dan gelen milletvekillerine
muharebelere ilişkin bilgi veriyor
017_01.jpg

1915
Kurmay Albay Mustafa Kemal, Çanakkale’de
017_02.jpg

1915
Kurmay Albay Mustafa Kemal, Gelibolu Yarımadası
6.JPG

Mustafa Kemal Çanakkale'de
CanakkaleKahramani.jpg


18 Mart 1915, Çanakkale deniz savaşlarında
215 okkalık (275 kg) top mermisini taşıyan Edremit-Havanlı Mehmet oğlu Seyit Onbaşı
Corporal Seyit from Edremit-Havanlı, who carried a 275 kg shell for a gun battery
during the Gallipoli naval attack on March 18, 1915

1915HepsiSehitOlmus.jpg

"Siz vatanı için, milleti için, namusu için canını
ortaya koyan böyle insanları bu kadar mı tanıyorsunuz?
Eğer onları tanımazsanız; geleceğinizi göremezsiniz,
hedeflerinizi bilemezsiniz."

Mustafa Kemal Atatürk

DurYolcuCanakkale.bmp


Bir Yolcuya

Dur yolcu! Bilmeden gelip bastığın,
Bu toprak, bir devrin battığı yerdir.
Eğil de kulak ver, bu sessiz yığın,
Bir vatan kalbinin attığı yerdir.

Bu ıssız, gölgesiz yolun sonunda,
Gördüğüm bu tümsek, Anadolu’nda,
İstiklal uğrunda, namus yolunda,
Can veren Mehmed’in yattığı yerdir.

Bu tümsek, koparken büyük zelzele,
Son vatan parçası geçerken ele,
Mehmed’in düşmanı boğduğu sele,
Mübarek kanını kattığı yerdir.

Düşün ki, hasrolan kan, kemik, etin
Yaptığı bu tümsek, amansız, çetin,
Bir harbin sonunda, bütün milletin,
Hürriyet zevkini tattığı yerdir.
NECMETTİN HALİL ONAN
CanakkaleSehitlerAbidesi1.jpg

Çanakkale'yi simgeleyen "Şehitler Abidesi"
Çanakkale Savaşları sırasında büyük cesaret gösteren şehit olan
birlikler ve şahıslar adına bugün Gelibolu Yarımadası'nda çok sayıda şehitlik vardır.
Her biri ayrı bir kahramanlık örneği olan bu şehitliklerin en önemlisi Morto Koyu'nda,
Hisarlık Tepe üzerinde tüm şehitlerimizin anısına dikilen Çanakkale Şehitler Abidesi'dir.
CanakkaleSehitlerAbidesi.jpg

CanakkaleZaferi90Yildonumu1.jpg


Çanakkale Zaferi'nin 90. Yıldönümü

Siperler.jpg


Çanakkale Türk siperleri
axgun01.jpg

Nusrat Mayın Gemisi


CanakkaleSavasi1.jpg


Atatürk ve Kurtuluş Savaşı Müzesi
Çanakkale Savaşı


18 Mart 1923
Atatürk, Tarsus'ta Çağlayan Bahçesi'nde
Ataturk during a visit to Tarsus on March 18 1923
1936 - Atatürk'ün, akşamüzeri ismet İnönü'yle beraber Gazi Orman Çiftliği'ne gidişi, akşam Çankaya'ya dönüşü.
1934 - İçişleri Bakanı Şükrü Kaya'nın, Çanakkale şehitleri için yapılan törende, hayatlarını kaybeden diğer millet askerlerine de hitap edilmek üzere Atatürk'ün yazdırdığı söylevi okuması: "...Bu memleketin topraklan üstünde kanlarını döken kahramanlar! Burada bir dost vatanın toprağındasınız. Huzur ve sükûn içinde uyuyunuz. Sizler, mehmetçiklerle yan yana, koyun koyunasınız. Uzak diyarlardan evlâtlarını harbe gönderen analar! Gözyaşlarınızı dindiriniz, evlâtlarınız bizim bağrımızdadır. Huzur içindedirler ve huzur içinde rahat rahat uyuyacaklardır. Onlar, bu toprakta canlarını verdikten sonra, artık bizin evlâtlarımız olmuşlardır." (Kaynaklarda bu olayın yılı belirtilmesine rağmen ayı ve günü gösterilmemiştir. 1934 yılına ait gazetelerde de -Şükrü Kaya'nın başka bir görevle Gelibolu'ya gidişi dışında- açıklayıcı bir bilgi bulunmamaktadır. Biz gerçek tarih tespit edilinceye kadar bu konuşma tarihini ihtiyatla- 18 Mart 1934 olarak kabul ediyoruz). [Kocatürk]
1923 - Atatürk'ün, Tarsus Çiftçiler Yurdumda konuşması: "...Memleketimiz şu iki şeyin memleketidir; biri çiftçi, diğeri asker. Biz çok iyi çiftçi ve çok iyi asker yetiştiren bir milletiz, iyi çiftçi yetiştirdik; çünkü topraklarımız çoktur. İyi asker yetiştirdik; çünkü o topraklara kasteden düşmanlar fazladır."
Atatürk'ün, Tarsus Gençlik Yurdu'nda konuşması: "...Muhterem gençler, hayat mücadeleden ibarettir. Hayatta yalnız iki şey vardır: Galip olmak, mağlup olmak. Size, Türk gençliğine bıraktığımız vicdanî emanet, yalnız ve daima galip olmaktır ve eminim daima galip olacaksınız!"
1922 - Atatürk'ün, Akşehir'de, posta ile gelen İstanbul ve Avrupa gazetelerini okuması.
1921 (17-18) - Gürcü Hükümeti'nin Batum'u terk etmesi ve Albay Kazım Bey'in Batum Mutasarrıfı olarak göreve başlaması.
Diyarbakır'a gelen Şeyh Sunusî'nin, Atatürk'e teşekkür telgrafı: "Salimen Diyarbakır'a vardım."
Ermeni Misak Torlakyan, Azerbaycan İçişleri Bakanı Cevanşir Han'ı, Tepebaşı'ndaki Pera Palas Oteli önünde öldürdü.
1920 - Meclis-i Mebusan'ın son toplantısını yaparak çalışmalarına ara verme kararı.
Meclis-i Mebusan, bir kapanış toplantısı yaparak ebediyen faaliyetlerine son verdi.
Meclis-i Mebusan reisi Celalettin Arif, Halide Edip (Adıvar), Dr. Adnan (Adıvar) ve Çerkez Reşit gibi kişiler ise kılık değiştirerek, Anadolu'ya kaçmaya başladı.
Atatürk'ün, komutanlara Ankara'da bir meclis toplanması hakkında acele görüş isteyen telgrafı: "...Görüşünüzü makine başında bekliyoruz. Bu konuda acele karar vermek ve hemen gereğine başlamak zorunluğunu hissediyoruz."[Kocatürk]
İngilizler tarafından tutuklanan 30 kadar Türkün İstanbul'dan Malta'ya gönderilmesi.
İngilizler aralarında Rauf Bey, eski Harbiye nazırı Mersinli Cemal Paşa, Çürüksulu Mahmut Paşa, Esat Paşa, Galatalı Şevket, Vasıf Bey ve Numan Usta gibi kişilerin olduğu mebusları bir gemi ile Malta'ya götürdü.
Balıkesir'de, Kastamonu'da, İstanbul'un işgalini protesto mitingleri yapıldı.
1920 - Ottoman parliament adjourns.
1917 - Mustafa Kemal, Diyarbakır'daki 2. Ordu Komutanlığı'na asil olarak atanması.
1917 - Mustafa Kemal is appointed Commander of the 2nd Army. Meets with Colonel İsmet (later İnönü), Chief of Staff of the 2nd Army.
1916 - Diyarbakır'a gitmekte olan Atatürk'ün, trenle sabah Pozantı'ya gelişi, trenin saat 11.00'de Pozantı'dan hareketi, saat 17.00'de Gülek istasyonuna gelişi, burada diğer bir trene aktarma yaparak saat 18.20'de Mamure'ye hareketi ve 18/19 Mart gecesi saat 01.00'de Mamure'ye gelişi.
1915 - Çanakkale Boğazı'nı geçmeye teşebbüs eden Amiral J.de Robeck komutasındaki İngiliz ve Fransız donanmalarının, ağır zayiat vererek başarısız kalışı (Düşman donanması 7 saat süreyle tüm boğaz tahkimatını ateş altına almışsa da, bu girişim, kıyı topçusunun etkili karşı ateşi sayesinde sonuçsuz kalmıştır. Bugünkü deniz savaşında Nusret mayın gemisinin döşediği mayınlar düşman donanmasına ağır kayıplar verdirmiştir).
Atatürk'ün, Maydos (Eceabat)'a gelen Çanakkale Müstahkem Mevki Komutanı Cevat (Çobanlı) Paşa ile -Seddülbahir kıyı bölgesinin korunmasında aldığı önlemleri göstermek üzere- Kirte'ye gidişi, daha sonra tekrar Maydos'a dönüşleri (Kirte'de iken düşman donanmasının boğaz girişini ateş altına aldığını görmüşlerdir).

18 Mart 1915 - Çanakkale Deniz Zaferi ve Şehitleri Anma Günü
BayrakTurkiye.gif

İngiliz-Fransız Donanması'nın Boğaz'a hücumu, ağır kayıplarla geri çekilmesi.
Çanakkale Boğazı'nı geçme girişiminde bulunan İngiliz ve Fransız donanmalarının, ağır kayıplar vererek başarısız kalışı.
ÇANAKKALE DENİZ SAVAŞLARI
(19-ŞUBAT 1915 18 MART 1915)
I. Dünya Savaşı'nda çarpışmaların ve kahramanlıkların en üst düzeyde gösterildiği Çanakkale Cephesi Savaşları Türk ve Dünya tarihleri arasında önemi yadsınamayacak bir yere sahiptir.Kuşkusuz tarihte hiçbir cephe Çanakkale Cephesi gibi dünya tarihinin akışını değiştirmemiştir.Bağımsız Türk Cumhuriyeti'nin kurulmasının temel taşlarından birini teşkil eden ayrıca Emperyalizme karşı verilen bu üstün direnişin tarihi Türk milletinin cesareti sayesinde zaferle sonuçlanmıştır.
BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞINDA
ÇANAKKALE CEPHESİ VE DENİZ SAVAŞLARI
(19 ŞUBAT 1915-18 MART 1915)
Birinci Dünya Savaşı, 19. yüzyıl ile 20. yüzyılın başlarında meydana gelen olay ve gelişmelerin bir sonucudur. Bu bakımdan sebeplerini bu dönemde aramak gerekir.
Birinci Dünya Savaşı, Avrupa'da dört merkezi devlete karşı, Avrupa ve diğer kıtalarda bulunan yirmi beş devletin giriştiği, o tarihe kadar görülmemiş ilk dünya savaşıdır. I. Dünya Savaşı Avrupa'da ittifak ve merkezi devletler diye adlandırılan Almanya, Avusturya-Macaristan, Osmanlı Devleti ile itilaf devletleri diye adlandırılan İngiltere, Fransa, Rusya, İtalya, Yunanistan, Sırbistan, Karadağ, Belçika, Portekiz, Romanya, A.B.D, Brezilya vb. meydana gelmiştir.
I. Dünya savaşının genel ve özel olmak üzere iki nedeni vardır.

a) GENEL NEDENLER:
Fransız ihtilalinin getirdiği yeni anlayış ve görüşler siyasi ve sosyal hayatta büyük
değişiklikler yapmıştı. Milliyetçilik düşüncesi özellikle 20. yüzyılın başlarında etkisini göstermiştir. 1815 yılında Viyana Kongresi ile Avrupa'ya yeni statü getirilmiş ve buna göre de güçler dengesi kurulmuştu. Özellikle 1870 Sedan Savaşı ile Alman ve İtalyan birliklerinin kurulması ve bu devletlerin girişimlerde bulunmaları Viyana Kongresi statüsünü ve güçler dengesini büyük ölçüde değiştirmiştir.
19. yüzyıl içinde önem kazanmış diğer bir gelişmede sanayileşmedir. Sanayileşme sonuç olarak sömür geliciliği doğurmuş, büyük devletlerin çıkar çatışmaları Afrika, ve Uzakdoğu'ya kadar yayılmıştır. Hammadde ve Pazar arayışı hızlanmış, bütün devletler sömürge yarışına girmiştir. Bazı devletlerin siyasi birliklerini geç kurmaları blokları ortaya çıkmasına neden olmuştur. Bloklar hızla silahlanarak yeni bir savaşın şartlarını hazırlamıştır.

b) ÖZEL NEDENLER:
Devletlerin izledikleri politikalar ve çeşitli çıkarlar özellikle bu devletleri karşı karşıya
getirmiştir. Rekabet ittifak ve itilaf devletleri arasında meydana gelmiştir. Savaş öncesi devletlerin durumuna bakıldığında ;

Almanya:
Siyasal birliklerini kurduktan sonra (1871) ekonomisinde büyük bir canlanma meydana gelmiştir. Biriliğini geç kurduğundan dolayı sömürgeciliği geç başlamıştır. Özellikle İngiltere ile rekabete girişmiştir.

İngiltere:
Almanya'nın siyasal ve ekonomik açıdan güçlenmesinden rahatsız olmuştur. Kendisine rakip olabilecek güçlerden kurtulmayı istemektedir. Buna karşı deniz kuvvetlerini arttırmıştır.

Fransa:
1870 Sedan Savaşı ile Almanya'ya kaptırdığı Alsance-Loren bölgelerini geri almak istemektedir. Bundan dolayı Almanya'ya karşı bir düşmanlık içindedir.

Rusya:
Rusya, Panislavizm'i gerçekleştirme amacındadır.

İtalya:
Sömürgecilikte geri kalmıştır. Amacı yeni sömürgeler ele geçirmektir.

Avusturya-Macaristan:
En büyük tehlikesi Rusya'dır. Panislavizm'e karşı mücadele etmiştir.

SAVAŞIN BAŞLAMASI:
Avusturya BÜYÜK Sırbistan'ı kurmak isteyenlere gücünü göstermek üzere 1914 yılı Haziran ayında Bosna da bir manevra yapmaya karar vermiştir. Buna katılmak üzere veliaht Ferdinant da Saray Bosna'ya gelmiştir. Ancak veliaht 28 haziran 1914 günü bir Sırplı tarafından öldürülür. Buda I. Dünya savaşına yol açan olayın başlangıcı olur. Avusturya bu olaya Sırbistan'a savaş açarak karşılık verir. Bunun üzerine Almanya, Avusturya-Macaristan'ın, Rusya da Sırbistan'ın yanında yer alır. Böylece savaş kısa bir zaman içinde bütün Avrupa'yı etkilemiştir.
I. Dünya savaşına Osmanlı Devletinin Almanya'nın yanında girmesinin nedenleri ilk bakışta devletin ileri gelenlerinin Alman hayranlığı ve daha sonra Trablusgarp ve Balkan savaşlarında kaybedilen yerlerin geri alınabileceği, Kars, Ardahan ve Batum'un yeniden alınabileceği, Mısır'ın yarım yeniden İngiltere'den alınabileceği, Rus, Mısır ve İngiltere sömürgeleri olan Türk ve İslam ülkelerinin istiklale kavuşabileceği, Girit ve Kıbrıs adalarının tekrar devlete bağlanabileceği gibi düşünceler mevcuttu. Osmanlı Devleti bu toprak beklentilerinin yanı sıra yalnızlıktan da kurtulma istiyordu. Almanya ile 2 ağustos 1914 te gizli bir ittifak anlaşılmasının yapılması, Alman desteği ile ülkenin kalkınabileceği ve iki Alman gemisinin (yavuz ve Midilli) Osmanlı topraklarına sığınması savaşa girmemizde etkili olmuştur.

Almanya'nın Osmanlı Devleti'ni Savaşa sokmak istemesinin Nedenleri:
Almanya, Avrupa'nın Doğusunda Rusya, Batısında ise İngiltere tarafından sıkıştırılmıştır. Bundan dolayı Avrupa'daki savaş yükünü hafifletmek, Osmanlı Devleti'nin Jeopolitik konumundan yararlanmak istiyordu. Almanya özellikle geçiş yollarının tutularak Rusya'ya ulaşılmasına engel olmak düşüncesindeydi.

OSMANLI DEVLETİ'NİN SAVAŞA GİRMESİ:
Osmanlı Devleti'nin tarafsız kalması en çok itilaf devletleri istemekteydiler. Özellikle Rusya boğazların kullanılması ve kendisine yardımın kolay yapılabilmesi için bu durumun devam etmesini istiyordu.
Almanya, ittifak anlaşmasından sonra Osmanlı Devleti üzerindeki baskılarının savaşa girmesi yönünde arttırmaya başladı. Bu arada Alman askeri heyetinden bazı subaylar Osmanlı ordusunda önemli bazı görevlere getirilmişlerdi.
Sonuçta, Yavuz (Goesa) ve Midilli (Breslav) gemileri Amiral Sovchen komutasında 28-29 Ekim 1914 gecesi Rusya'nın Odessa ve Sivastopol Limanlarını topa tutması fiilen Osmanlı Devletini savaşa sokmuş oldu.
Bu olay üzerine önce Rusya ardından İngiltere ve Fransa Osmanlı Devleti'ne savaş açtılar. Böylelikle savaşa resmen katılan Osmanlı Devleti I Dünya savaşında bir çok cephede savaşmıştır. Savunma Cephesi olarak kurulan ve oldukça öneme sahip bulunan Çanakkale Cephesi'nin açılmasının nedenleri ve meydana gelen Deniz savaşları üzerinde duracağız.

SAVAŞ ÖNCESİ DÜŞÜNCE VE İTİLAF DEVLETLERİNİN SAVAŞ PLANLARI:

1) Baltık Denizine Egemen Olmak Planı:
"Baltık Denizine egemen olmak ve hem Ruslara silahla cephane yetiştirmek, hem de Almanya'nın mesafelerce düz kumluk halinde bulunan Pomeranya kıyılarına, Berlin'den 150-200 km uzaklıkta olan yerlere, büyük bir Rus ordusu çıkarmak. Lora Fiser'e göre ayrıca üç yere üç ordu çıkarılacak biri asıl çıkış ordusu, diğer ikisi gösteriş ve şaşırtma orduları olacaktır.
Planın esaslarına göre İngiliz donanması, Almanya Frizon (Frize) adalarından Batı'da bulunan Bordum adasını ele geçirip onu Çanakkale önündeki Limni, İmroz ve Bozcaada gibi bir üs olarak kullanacak, o bölgede denize dökülen Alman ırmaklarının ağızlarını tıkayacak, Kiel kanalını tahrip edecek ve genel olarak Almanya'nın kuzey deniz kıyılarını torpille kuşatacaktır.

2) LOYD CORC Planı:
Loyd Corcc planının esası ilkbaharda kuvveti 700 bin kişiye varacak olan yeni birliklerin Fransa'da Batı cephesine gönderilmeyip Balkanlar'da kullanılmasıdır. Loyd Corc ayrıca Türklerin Süveyş kanalına saldırdıkları sırada, Suriye'ye 100 bin kişilik bir kuvvet çıkararak 80 bin kişilik Türk ordusunu mağlup etmeyi'de düşünmüştür. Böylelikle Suriye ele geçirilmiş ve Kafkasya ile sıkışık durumda bulunan Ruslara yardım edilmiş olunur.
Amiral Fişer Batı cephesini Baltık yolu ile Kuzeyden çevirmeyi, Loyd Corc ise aynı işi Balkanlar'dan veya Adriyatik kıyılarından yapmayı istemektedir.

3) JOFR Planı:
Bu düşüncede olanlar her şeyi bir kenara bırakarak ilk olarak Almanya'yı ezmeyi istemektedirler. Buna klasik düşünce ve plan denilebilir. Bunu isteyenler, elde edilecek bütün kuvvetlerini, yani en çok İngiltere'de önce gönüllü sonra mecburi olarak silah altına alınan ve alınacak olan birkaç milyon askerin hepsini veya hemen hepsini Batı cephesine yığmak ve Alman ordusunu kemire kemire ezmek düşüncesindedirler. Bu düşünceler ileri sürenlerin başında Fransız orduları başkomutanı Jofr ile İngiltere İmparatorluk genel kurmay başkanı General (sonra mareşal) Robertson bulunmaktadır.

4) Çörçil-Hankey'in Boğazları Zorlama Planı:
Baltık denizine girmek planı da kısmen deniz bakanının düşünceleri arasında olmakla birlikte Çörçil, hemen bütün gücünü Çanakkale'nin zorlanması üzerinde toplayacaktır. O sırada İngiltere'de Osmanlı Devleti, düşmanların en zayıfı sayılıyordu. O, Almanya'dan damla damla ve adeta kaçak gibi Romanya ve Bulgaristan yolu ile silah ve cephane alabiliyordu, dolaysıyla Türk'ün kahramanlığını göz önünde tutmayanlar Boğazları zorlamayı nispeten kolay sayabilirlerdi.
Uzlaşma Devletleri Çanakkale'ye denizden saldırıya girişecekleri sırada Osmanlı Devleti'nin durumu onlar açısından böyle bir saldırı için elverişli görüntüdeydi. Osmanlıların Sarıkamış üzerine yaptıkları büyük saldırı bozgunla sonuçlanmıştı. Mısır'ı İngilizlerden kurtarmak amacıyla giriştikleri kanal harekatları umulanları getirmemişti. Bu arada Balkan Devletlerinden Bulgaristan, Romanya ve Yunanistan'la Dünya Savaşı'nın başlamasından beri bir antlaşmaya varılması için sürüp gelen siyasal görüşmelerden de olumlu bir sonuç alamamıştı.
Bulgarların çekingen davranışı Almanya ile Osmanlı arasında doğrudan bir bağlantının kurulmasını engellediğinden Osmanlı ordusunun yoksun bulunduğu Modern savaş gereçleri ile donatılmaması da gecikmekteydi.
Bu durum uzlaşma Devletleri'nin Osmanlılara karşı bir saldırıya geçmelerine elverişli gibi görünmekteydi. Ne var ki aralarında bu maksatla hazırlanmış bir harekat alanları yoktu.savaş sonucunun batı cephesinde ve kısa bir zamanda alınacağına inanılmaktaydılar. Üstelik İngiltere'nin büyük bir kara ordusu kurmak için giriştiği hazırlıklar da tamamlanmış değildi. Çanakkale üzerine bir saldırı için ilgililer arasında kesin bir antlaşmaya henüz varılmamıştı.

ÇANAKKALE'YE SALDIRI FİKRİ
Çanakkale'ye saldırı fikrinin bir Rus sorunu ile bir olup-bitti olarak ortaya çıktığı görülmektedir. Sarıkamış saldırısının Osmanlı çıkarına geliştiği sırada Rus Orduları Başkomutanı Grandük Nicolar, İngiliz Harbiye Nazırı Kitchner'den Osmanlı kuvvetlerinden bir kısmının Kafkas cephesinden uzaklaştırılmasını sağlayacak bir kara veya deniz gösterisinin yapılmasının mümkün olup olmadığını sormuştur (Aralık sonları 1914). Grandük böyle bir gösteri için Çanakkale'den söz etmemişti. Grandük'ün sorusu Londra'ya ulaştığı sırada, Çanakkale seferi düşüncesi çoktan doğmuş bulunuyordu. Tartışılan yanı yapılacak seferin yalnız savaş gemileriyle mi yoksa aynı zamanda bunların kara kuvvetleri tarafından desteklenmesi suretiyle mi yapılacağıydı.
1908'de İngiltere İmparatorluğu Ulusal Savunma Konseyi Boğazların yalnız savaş gemileriyle aşılması konusunu etüt etmiş ve XIX. Yüzyıl başlarında Lora Nelson'un bu konuda öne sürmüş olduğu bir fikre saplanıp kalmıştı. Nelson, "Bir kara kuvveti tarafından desteklenmeden istihkamlara saldıran gemici delidir" demişti. Fakat birinci dünya savaşı başladığı sırada İngiltere'de Nelson'un düşüncesini paylaşmayan bir insan yetişmiş bulunuyordu: Churchill

Churchill ve Çanakkale
Churchill düşüncesini Dünya Savaşı'ndan birkaç yıl önce Londra'yı ziyaret etmiş ve onunla görüşmüş olan Enver Paşa'ya şöyle anlatmaktadır; "Londra'da bulunduğum sırada Churchill ile bir dünya savaşı çıkması durumunu tartışmıştım. Böyle bir savaşta Türkiye'nin ne yapacağını bana sordu. Ve arkasındanda şunu dedi: "Eğer Türkiye Almanya tarafını tutarsa İngiliz filosu Çanakkale Boğazı'nı zorlayıp geçecek ve İstanbul'u alacaktır."
Churchill'in Çanakkale seferi ile ilgili çalışmaları İngiltere'nin Osmanlı İmparatorluğuna savaş açmasından önce başlar. Churchill 1 Eylül 1914'te İngiliz filosunun Çanakkale'yi zorlamasına ve Yunanistan'ın Gelibolu'ya asker çıkarmasına dayanan bir tasarı hazırlar. Fakat Bulgarlardan kuşkulanan Yunanistan, tarafsızlığından ayrılıp İngiltere'ye yanaşmadığı için bu tasarı suya düşer. Ayrıca Churchill, Mısır'ın en iyi biçimde savunulmasının Gelibolu'ya saldırmakla mümkün olduğu yolundaki düşüncesini de savaş komitesi tarafından çok kuvvete ihtiyaç duyulacağı için iltifat görmez.
Yukarıdaki sözü edilen Rus orduları Başkomutanının Osmanlı İmparatorluğu'nun her hangi bir yerinde bir gösteri yapılması isteğinin Londra'ya varması üzerine (31 Aralık) Churchill'in Başvekile sunduğu bir raporda "Savaşın duyurulmasından beri Gelibolu'ya saldırılmasını istemekte idim" demektedir. Bu kez Lloyd George ile Savaş komitesi genel sekreteri Hanway, Harbiye nazırı Kitchner ve Lord Fisher de Churchill'in fikrine katılmışlardır. Şu şartla ki kara kuvvetleri sağlanmadığı takdirde Çanakkale Boğazı sadece savaş gemileriyle zorlanacaktır. Bu suretle Rusya'nın "gösteri" isteği de yerine getirilmiş olacaktır.
3 Ocak'ta Churchill, Çanakkale'yi abluka altında bulunduran Amiral Garden'den Boğazın yalnız denizden zorlanmasını mümkün görüp görmediğini sorar. Sorusuna bu iş için eski savaş gemilerinin kullanılacağını ve sağlanacak sonuçların, uğranılacak kayıpları haklı göstereceğini de ekler.
5 Ocak'ta Amiral Garden'in cevabı gelir: Bir baskınla Çanakkale Boğazı'nın zorlanabileceğini sanmadığını fakat esaslı bir plana dayanılarak sayısı fazla gemilerle bunun yapılabileceğini bildirir. Bu cevap savaş komitesi üyelerini tatmin eder. Bu suretle Churchill'in Çanakkale seferi ile ilgili hazırlıkları başarı ile sonuçlanır. Bundan sonra 20 Ocak'a kadar sürecek bir zaman içinde sefer planı hazırlıklarına geçilir. Bu sırada sefere Fransa'nın da katılması sağlanır. Churchill, Fransa'dan önemli bir yardım dilemediklerini bu devletten ancak işbirliği, saldırı tasarısı üzerinde anlaşma ve onu birlikte hazırlama dileğinde bulundukların belirtmiştir.

GARDEN'İN PLANI
Çanakkale'yi geçme planı Amiral Garden tarafından hazırlanmış ve 13 Ocak'ta Savaş komitesi tarafından onaylanmıştı. Plan önemli deniz kuvvetlerinin kullanılmasını öngörmeliydi. 12 zırhlı, 3 savaş kruvazörü, 3 hafif kruvazör, 12 destroyer, 6 deniz uçağı, 12 torpil tarayıcı gemisi ve daha bir çok başka çeşit gemiler.
Plana göre ilkin boğaz'ın girişini savunan dış bataryalar uzun mesafelerden bir ateşle tahrik edilecekti. Dış bataryaların ikisi boğazın Anadolu yakasında bulunan Orhaniye ile Kumkale'den, diğer ikisi de Rumeli yakasındaki Ertuğrul ile Seddülbahir'den ibaretti. Boğaz'ın bunlar arasındaki genişliği 4 km kadardı. Bundan sonra Boğaz'a girilerek Anadolu yakasında Kepez, Rumeli Kilitbahir'e kadar olan ve merkez savunma sistemi denilen tahkimatla bataryalar bombardıman edilerek tahrip edilecekti. Bu işte son bulunca, Çanakkale ile Nara arasındaki savunma sisteminin son kısmı ateş altına alınarak zararsız duruma getirilecek ve Marmara'ya girilerek İstanbul yolu tutulacaktı. Bu bombardıman aşamalarının her birinde savaş gemileri yol almaya başlamadan önce torpil tarlaları ayıklanmış olacaktı. Planın yürütülmesi için 15 şubat saptanması başarı ümitleri de havaların iyi gitmesine; yol, cephane sağlanmasına ve Türklerin savunmada göstereceği yılgınlığa bağlanmıştı.

ENVER PAŞA VE BOĞAZLARI SAVUNMA SİSTEMİ:
Türk Başkumandanlığı Boğazın savunma sisteminde mayından faydalanmaya büyük önem vermiştir. Bundan ötürü mayın hatları kurulmuştur. Bunların bir kısmı sabitti. Ana mayın hatları Çanakkale Boğazı'nın 1,5 km genişliğinde bulunan en dar yerini korumak maksadıyla Soğanlıdere - Dardonos önünden başlamıştı. 9 mayın hattı meydana getirilmişti. Kıyılarda da bu hatları koruyacak gizli obüs bataryaları yuvalanmış bulunuyordu.
Ender Paşa yalnız denizden yapılacak bir saldır ile Çanakkale'nin geçilmezsinin olanaksızlığını göstermekteydi. Bu nedenle İstanbul'da halk arasında dedikoduların uyandırmış olduğu korku, kuşku ve telaşına anlamıyordu. Ona göre, düşman büyük istihkamları uzaktan ateş hattına olabilir, tahrip de edebilirdi. Fakat mayın tarlalarını savunma bataryaları tahrip etmek için bataryaların üzerine kadar gelmesi gerekliydi. Gelecek olan gemiler ufaksa, kolaylıkla batırılabilirdi. Büyük savaş gemileri ise batmak korkusundan oraya kadar yaklaşamayacaklardı. Şayet düşman donanması mayın tarlalarına geçip Çanakkale şehri önüne Boğazı kıvrılarak Nara'ya dönüp, Marmara'ya geçmeye girişirse karşısında bizim donanmamızı bulacaktı. Bizim donanmamız ufak olduğu halde büyük top düşmanın teker teker geçmeye mecbur olan gemilerine karşı üstündü. Düşman gemileri bu dönüş esnasında bizim gemilerimize karşı ancak 2 topla ateş edebileceği halde 5 kilometreden fazla olmayan etki menzili içinde bizim en aşağı 30 topumuz, onların karşılayabilecekti. Bu durumda en büyük dretnotlar bile batırılacaktı.

ÇANAKKALE DENİZ SEFERİNDEN BEKLENENLER
Enver Paşa'nın Çanakkale deniz kuvvetleriyle zorlanamayacağı hususundaki düşünceleri, birinci Dünya savaşı başlarında İngiltere'de de aşağı kabul edilmişti. Fakat Charebill'in ilkin Mısır'ın savunması için ortaya atılan bu fikri zamanla kök tutmuş ve bunun eyleme konulup başarılmasıyla şu önemli istifadelerin sağlanabileceği İngilizlerce hayal edilmeye başlanmıştı:
İstanbul'un Ruslar tarafından ele geçirilmesi önlenerek İngiliz hakimiyetine geçecektir. Bu durumda Osmanlı Devleti toprakları ve ordusu ikiye bölünmüş olacağından barış yapmak zorunda kalacaktı. Buna yanaşmadığı taktirde de kısa zamanda savaş dışı bırakılacağına şüphe yoktu. Bu durumda Rusya ile batık dost devletler arasında bağlantı sağlanacak, karşılıklı ekonomisel ve savaşsal yardımlaşama sağlanacaktı. Bütün bunlardan başka Dünya savaşı'nın başlangıcından beri tarafsızlıkları ile sallantıda bulunan Bulgaristan ve Romanya, İngiltere ile Fransa'nın yanında savaşa gireceklerdi. Girince ve Almanya ile Avusturya'nın etrafındaki çember tamamlanmış ve kuvvetlenmiş olacaktı. Sözün kısası " can boğazdan gelir" atasözüne uygun olarak dünya savaşının bitirme yolu, Çanakkale Boğazından geçmekteydi.
SAVAŞIN BAŞLAMASI (ŞUBAT 19)
Yukarıda sözü geçen Gordon planının eylemine 19 şubat saat 10'da başladı. Bu tarih 1807 yılında İngiliz filosuna başarı ile sonuçlanan Boğaz zorlaması 108. yıl dönümüne rastlamaktadır. Saldırı amacı ilkin boğazın girişini koruyan Anadolu yakasındaki Kumkale ile Orhaniye'de ,Rumeli yakasında Ertuğrul ile Seddülhisar'deki tabyaları yok etmekti. İkinci Fransız dördü İngiliz olmak üzere altı zırhlı bu işi başarmak için görevlendirilmişti. Bu gemiler 12.000 ile 10.000 metreden bataryalar üzerine ateşe başlamışlardı.
İlk ateşi açan HMS Cornwasllis zırhlısının topçu subayı Yüzbaşı Harry Minchin, bunu büyük babasına yazdığı bir mektupta gururla anlatmaktadır. İlk topa ateş emrini verdim ve daha ilk ateşte isabet kaydettik. Onların menzillerini dışında olduğumuzdan ateş oranı çok ağardı, dakikada bir mermi falan. Öğlene kadar buna devam ettik. Öğleden sonra biz ve Vengeance 8.00 ile 5.000 yarda kadar yaklaştık ve Vengeance epey yoğun bir ateş altına girdi. Biz hemen onu desteklemeye koştuk ve gemideki bütün toplarla kaleye ateşe başladık. Her top yaklaşık olarak dakikada iki mermi atıyordu. Bu numaralı tabya sır taşı, duman, alev ve toz yığını halinde havaya uçtu. Ondan sonra başka bir tabyada üzerimize ateş başlayınca hemen o yana döndük ve yaşamım boyunca bu kadar eğlendiğimi hatırlamıyorum. Birkaç kere çok yaklaştıysa da biz hiç isabet almadık. Ateş hızımız onların şaşırtmış olmalıydı. İnsanın çevresine dakikada 1500 kilo mermi yağması epey sinir bozucu olmalı.
Türk bataryaları menzillerinin kısalığından susmak zorunda kaldılar. Saat 12'den sonra zırhlılar kıyılara yaklaşarak 7000 metreden ateş etmeye başlayınca bataryalar da karşıt ateşe geçtiler. Ateş şiddetliydi iki gemi isabet aldı. Amiral Garden saat 17:30 da geri çekilme emri verdi. Dış bataryaları bir günde tahrip etmek ümidi bu suretle suya düşmüş oluyordu. Ertesi gün başlayan fena hava saldırıyı 25 Şubat'a kadar geciktirdi.
Bombardımana Devam Edilmesi (25 Şubat)
25 Şubat'a dış bataryalar üzerine yarıda kalmış olan saldırıya tekrar başladı. Bu kez saldırıya 12 Şubat gemisi katıldı. Bataryalar top menzillerini elverişsizliği alanına giren gemilere güçlü bir karşılık verdiler. İkisine önemli isabetler kaydetmeye muvaffak oldular. Ne var ki, bu yüzer kaleleri yürüyüşlerinden alıkoyacak olanaklara sahip bulunmuyorlardı. 25 Şubat'tan beri artık susmak zorunda bırakılmışlardı. Düşman savaşın sonuçlarını anlamak için tabyalara deniz erleri çıkarmış ve henüz kullanabilecek gibi görünen bir iki topu tahrip ettirmişlerdi. Dış bataryaların susturulması işi bu suretle sona ermiş bulunuyordu.
26 Şubat'ı izleyen günlerde ve havanın elverişliliği ölçüsünde saldırı planının ikinci ve üçüncü bölümlerine yani iç bataryaların tahrip edilmesine girişilmişti. Amaç Dardonos ve Erenköy tabyaların savaş dışı etmek için Boğazın içine girmekti. Savaş gemileri ateş ederken mayın tarama gemileri de kendilerine yol açacaktı. Planı bu bölümünün eylemini sağlamada hesapta olmayan engellerle karşılaşıldı. Kıyılarda yerleştirilmiş gizli ve hareketli sahra bataryalarıyla Dardonos tabyasının topçuları yapılacak işi güçleştiriyorlardı. Devamlı olarak yer değiştiren mayın tarama gemilerine nefes aldırmıyorlardı. Zırhlılara isabetler oluyordu. Kaydedilen başarılar umulanlara yaklaşık olmadığı halde Amiral Gorden, 2 mart'ta Churchill'e çektiği bir telgrafta Mart ortalarında İstanbul'a ulaşacağı ümidinde olduğunu bildiriyordu. 11 Mart'ta Churchill, Gorden'le bu konumdaki düşüncesini bir kez daha sordu. Gelen cevap filonun Marmara'ya girmesi üzerine, geri güvenliğin korunması için kara kuvvetlerine ve bulunmadığı gibi Gelibolu'ya sır çıkartmakta planı da hazırlamıştı. Hemen kara kuvvetlerinin tedarike girişildi. Bu kuvvet general Hamilton komuta atandı ve Çanakkale'ye gönderildi. Amiral Gorden'in ordusuz bir komutana ihtiyacı yoktu. Edindiği bilgilere göre Türk'lere Almanya'dan mühimmat gönderilmesi ihtimali de vardı. Bu arada da Almanya'dan ve Avusturya ve Avusturya denizatlıları işe karışabilirdi. Buna zaman yoktu. Kaldı ki planın iç bataryaların susturulması ile mayınların toplanmasından ibaret olan ikinci kısmın tamamlanmış olduğuna dair de kanıtı vardı. 15 Mart'ta saldırı için kararını verdi ,. Saldırı 17 ve 18 Mart'ta yapılacak yani Boğaz gerilecekti. Ne var ki, vermiş olduğu karardan bir gün sonra Gorden yorgunluktan, sinirden ve uykusuzluktan güçsüz düşmüştü. Doktorunun tavsiyesi İstanbul'dan vazgeçerek Londra'ya dönmesi merkezin deydi. Bu suretle Amiral hazırlanmış olduğu planın trajedi ile sonuçlanacak son perdesini görmekten kurtulacaktı. 17 Mart'ta yerine Harmay başkanlığı yapmakta da Vis Amiral de Robeck atandı.

İSTANBUL'U SAVUNMA TEDBİRLERİ
Üçlü uzlaşma devletleri savaş gemilerinin Çanakkale Boğazı'nın geçilme girişiminin Osmanlı Genelkurmayı'nın kuşkuya düşmesi normaldi. Kaldı ki bu girişime paralel olarak Ruslarında Karadeniz Boğazı'na bir saldırıda Bulunmaları olasılığı da büsbütün ortadan kalkmış değildi. Bu durum göz önünde tutularak Boğazların ve İstanbul'un savunulması için şu Askersel tedbirlerin alınması gerekli görülmüştü; Çanakkale Boğazı ile İstanbul doğrultusunu savunmak görevi Liman Von Sanders komutasında bulunan I. Orduya verilmişti.
Bu ordudan I. Kolordu Gelibolu Yarımadasına, 15. Kolordu Çanakkale'nin Anadolu kıyılarına 6. Kolordu da Yeşilköy bölgesine yerleştirilmişti. Karadeniz Boğazı'nın savunması ile Vehip Paşa'nın komutasında bulunan 2. Orduya verilmiş bulunuyordu. Boğazların savunması ile görevli kuvvetlerin tümü , 200,000 kadardı.
18 MART SALDIRSI ÖNCESİNDEKİ HAZIRLIKLAR
Saldırının yüksek komutası da Robeck'e verilmişti. De Robeck bir gün önce görevinde çekilmiş olan Gorden'in planını uygulayacaktı. Plan sade idi.
Amaç Boğazın iki kıyısındaki bataryaların susturulması, torpillerin ayıklanması, bu suretle açılacak yoldan filonun Boğazı girilmesine olanak sağlanmasında ibaretti. De Robeck bu planı başarıyla gerçekleştirmek için savaş gemilerini üç kümede savaş düzenine getirmiş bulunuyordu. Birinci kümede Queen Elizabeth, Agamemnon, Lord Nelson ve İnflexible bulunuyordu. Bunlar güneye doğru sardırmışlardı. Bu üç savaş gemisinin sahra bataryalarına karşı güvenlikleri kuzey kanatta Lrince George ve güney kanatta Triumph tarafından sağlanacaktı.
İkinci kümede Amiral Guepratte komutasında şu dört Fransız zırhlısından kurulmuştu; Buffren, Bouvet, Goulois ve Charlemagne. İlk ikisini boğazın Anadolu kıyılarını, diğer ikisi de Rumeli kıyılarını döveceklerdi.
Üçüncü küme, İrresistable, Albian , Vengeance, Swiftsare ve Magestic yedekte bırakılmışlardı. Üçüncü küme gemileri sırası gelince ikinci kümenin yerine alacaklardı. Son olarak Cornwallis, Conapus, Dorthmouth ve Dublin kruvazörleri geliyordu. Bunlardan ilk ikisinin görevi mayın taramak, doğu ilgisinin de aşırma ateş yapmak suretiyle sahra bataryalarını arkadan varmaktı.
Dünya topraklarında güneşin batmadığı iki büyük imparatorluğun meydana getirdiği bu kudretli ve haşmetli savaş gücüne insan gücü ile karşı gelinemeyeceği konusuna İngiliz ve Fransız denizcilerinde genel bir kaç doğmuştu. 18 Mart saat 10:58'de yukarıda işaret edilen savaş düzeni almış olan aramada da ilk bombardıman için suretle görev bölümü yapılmıştı:
Queen Elizabeth, Anadolu yakasında bulunan Hamidye I ve Çimenlik tabyalarını, Agamemnon, Lord Nelson ve İnfletible ise boğazın Rumeli yakasındaki Yıldız, Mescidiye, Hamidiye II ve Namazgah tabyalarını ateş edeceklerdi. Düşman ordusu büyük saldırışa geçeceği sırada Türk bölgesi savunma karargahında durum şöyleydi;
Karargah komutası Albay Cevat , 18 Mart'tan önce Bozcaada'da düşman savaş gemilerinin toplanmakta olduğunu haber almıştı. 18 Mart sabahı da bir araştırıcı uçağımız Bozcaada'da büyük bir kaynaşma olduğunun haberini getirmişti.
Ne var ki, komutanlık bu haberleri büyük bir saldıranın ilk işaretleri olarak kabul etmedi. O kadar etmedi ki komutan Albay Cevat, 18 Mart sabahı karargahta ayrılıp Kirte'deki birlikleri teftişe gitmiş ve ancak 16:30'da karargaha dönebilmişti. Bu nedenle savaşı Kurmay Binbaşı Selahattin Adil(paşa) yönetmişti. Savaş sırasında yanında bulunmuş olan yardımcıları Kurmay Kolağası Osman Zati ile Yüzbaşı Hamdi'dir. Bu kısa açıklama da göstermektedir ki, 18 Mart saldırısı bir baskın biçiminde başlamıştır.

SALDIRININ BAŞLAMASI:
Birinci küme ile kendilerine hedef olarak gösterilmiş plan tabyaları arasında düello saat 11:15'te başlıyor. Queen Elizabeth, ağır toplarıyla uzak mesafeden ilkin Çimenlik'e sonra Çanakkale şehrine daha sonra da Hamidiye tabyasına ateş ediyor. Çimenlik'e iki isabet oluyor. Çanakkale'de yangın çıkıyor. Hamidiye'de yıkıntı meydana geliyor.
Saat 11:35'te Lord Nelson, Rumeli yakasındaki Hamidiye II tabyasına; George ve Triumph, Mecidiye, Yıldız ve Dardonos tabyalarına açıyorlar. Fakat zırhlıların büyük şikayeti bu tabyalardan olmaktan çok, görünmeyen ve göründüğü anda hızla yer değiştiren sahar bataryalarındandı.
12:30'da Amiral de Robeck Fransız gemilerinden kurulmuş olan ikinci küme gemilerine kıyılara yaklaşarak, yakın mesafeden bombardımanı sürdürmesi emrini veriyor.
Bunlar Erenköy bizansında duran İngiliz gemileri arasından geçerek kıyıya 400 metre kadar yaklaşıyorlar. Bütün ağır toplarıyla Rumeli yakasında Kilitsihar ile Mesudiye tabyaları, Anadolu yakasında da Dardonos ile Beyaztepe mevkileri ateşe tutuyorlar. Büyük Aramada boğaz en dar olan Kilitsahir ile Çanakkale arasına yönelmişti. Buraya gelmeden önce birkaç gemi feda edileceği de hesaba katılmıştı. Bu kayıpları karşılıksız olmayacaktı. Boğaz geçilip İstanbul alınmakla, Osmanlı ile müttefiklerin bağlantısı kesilecekti, çember içine alınan Avusturya ile Almanya da pes demek zorunda kalacaklardı. Sözün kısası savaşın muhteşem armadanın birkaç kilometre daha ilerlemesine bağlı kalmıştı. Tarihsel Fransız cesareti ile İngiliz soğukkanlılığı Türk'ün alçak gönüllü kahramanlığı karşısına bu alınacak yerde bir sınav verecekti.
Deniz savaşının en bunalımlı anı iki taraf içinde gelip çatmıştı. Dünya bu olaya kadar Türk'lerin fetihler savaşlarında tanımıştı. Yurt savunmasında ise güçlerinin neye yettiğini ilk kez hecelemeye başlayacaklardı.
Hava şartları Türk'lerin lehineydi. Gemi bacalarından ve toplardan çıkan dumanlar sayesinde Türk bataryaları görünmüyordu. Türk savunma komutanlığı düşman zırhlılarının merkez bataryalarına 14 kilometre kadar yaklaşması üzerine bu bataryalar tarafından da ateş emri verildi. Türk'lerin ağır toplarıyla ötüşlerinin ateşi düşman üzerine şaşırtıcı bir etki yapmaktaydı. Kaptan köprüsünden isabet alan İnflexible'den geriye dön emri verildi. Bouvet'de de almış olduğu isabetten dolayı yangın başlamıştı. Geminin toplarının yarısı kullanılmaz hale gelmişti. Bir çeyrek saatte 14 isabet alan Suffren hemen hemen savaş dışı edilmişti. Ne var ki, bu arada da Çanakkale'de başlamış olan yangın genişlemiş, Dardonos, Namazgah ve Hamidiye bataryaları, Fransız gemilerinin ateşi karşısında susmuştu. Deniz ile kara arasındaki büyük düello taraflar ağır yaralar almışlardı.
Fransız gemilerinin yıprandığını gören de Robeck geri dönmelerini ve üçüncü küme gemileri ile yedeklere onların yerine almalarını emrini veriyor. Saat 13:34 ne var ki, Boğazdan çıkmak girmek kadar kolay değildi. Donanmalara taranmış sandıkları karanlık limanın güney kısmına, Erenköy açıklarından Doğuya doğru da Nusrat adındaki mayın gemisi geceleyin, Ruslarca Karadeniz kıyılarımıza dökülüp tarafımızdan toplanmış olan mayınlardan 26 tane döker. İşte bu mayınlardan birine çarpan Bovvet bir buçuk dakikada 640-700 kadar mevcudu ile sulara gömülüyor. 5 subayla 51 er ancak kurtarılıyor. Bu kurtarma işine karışmış olan Gaulios zırhlısına da iki ağır top mermisi ile yaralanıp su almaya başlayınca diğer iki Fransız gemisini yardımı ile savaş yerini terk ediyor. Fransız, tümden yok olmamak için savaş yerinden çekilmek zorundadır. Ve şimdi Türklerle İngilizler karşı karşıya geliyorlar.
Bovvet'in batış anını anlatan Yarbay Worsley Gibson'un sözleri; Bovvet'in sancak tarafına yattığına dikkat ettim ve bunu McB'ye söyledim. Daha sözümü bitirmeden gemi daha fazla yatmaya başladı. Ağır yara aldığı belliydi. Çokta hızlı ileri gitmekteydi ve az sonra direkleri suya girdi, büyük bir duman ve buhar sütünü yükseldi ama herhangi bir patlama olmadı ve birkaç saniye sonra sulara gömüldü.
Bovvet'in batması Golois'in yaralanması ve tüm Fransız gemilerinin geri çekilmesi Türklerin moralini yükseltiyor. Saat 14:00'ten sonra savaş 6 İngiliz zırhlısı ile bataryalar arasında tekrar başlıyor.
15:15'te Irrsistable zırhlısı Beyaz tepe hizasında torpidoya çarparak yan yatmaya başlıyor. Makineleri su ile doluyor. Hareket edemiyor. Ocean zırhlısı imdada koşuyor. Onu geriye çekmek istiyor fakat akıntı iki gemiyi Anadolu kıyısına doğru sürüklüyor. Ocean'da Bovvet'in batmakta olduğu yerde bir mayına çarpıyor. İki yaralı gemi Türk Topçusunun ateşi altında gemiler boşaltılarak kendi hallerine bırakılıyor. Bu gemiler Çanakkale Savaşının son kılavuzları oluyor. Amiral de Robeck saat 17'de muhteşem aramadan geri kalan zırhlılara dönüş emrini veriyor. Çanakkale direnişinin ilk bölümü; İngiliz ve Fransız armadasının yenilgisi ve Türklerin zaferi ile son buluyor.

İKİ TARAFIN KAYBI
18 Mart'ta Boğazı geçmek için 12 büyük zırhlı savaşa katılmıştı. Diğer gemilerden her biride az çok isabet almışlardı. Osmanlı kaybına gelince; Bataryalardan hepsi isabet almıştı. Boğazın girişindekiler susturulmuştu. İç bataryalardan da çok veya az yaralananlar olmuştu. 176 Kaptan 8'i kullanılmayacak duruma gelmişti. İnsan kaybı 40 ölü ve 74 yaralıdan ibaretti. Yaralılarınsa 18'i Almandı.
İki tarafında sahip bulundukları savaş güçlerine göre kayıplar önemli sayılamaz. İngiliz ve Fransız imparatorları engin servet kaynaklarına sahiptiler. Batan ve yaralanan gemilerini yerlerine kolaylıkla başkalarını koyabilirlerdi. Ne var ki, iki devletin normal kayıpları hiçbir suretle giderilemeyecek kadar ağırdı.
Türklerin uğradığı nesnel kayıplara karşılık moral kazançları yüksekti. Aylardan beri İstanbul'da kuşku içinde yaşayan Türkler için Çanakkale deniz zaferi, kurtuluş anlarını taşıyordu. Türklerin İngiliz donanması için kökleşmiş bir hayranlığı vardı.bu donanmayı, yüz gemisi dönmeye zorlamanın büyük heyecanını duymaları doğaldı. 18 Mart akşamı İstanbul ve zafer haberinin ulaştığı bütün Türk şehirlerinde, kasabalarında ve köylerinde evler bayraklarla süslenmiş, aydınlatılmış ve şenlik yapılmıştı. Çanakkale deniz zaferinin dünyada bulunan diğer Müslüman ülkelerinde de etkisi görüldü. Sömürge yaşamı süren Müslüman ve hatta Müslüman olmayan halklarda, Emperyalizme karşı bu üstün direnişi kendi kurtuluşları için değerli bir örnek gibi kabul eder oldular
Çanakkale deniz yenilgisi altında kalmak istemeyen ve olumsuz etkisini her ne pahasına olursa olsun silmek isteyen uzlaşma devletleri talihlerini bu kez de İstanbul'u almak için kara yolundan giderek denemeye karar verdiler. Bu yolun Gelibolu yarımadasından geçtiğini düşündüler ve kara ordularını oraya çıkartmakla ilgili işe giriştiler.
18 Mart yenilgisi İngiliz ileri gelenleri arasında bir takım tartışmalara yol açmıştı. Amiral de Rocek ile Ian Hamilton arasında ortaya çıkan sorun; donanmanın Boğazı geçmek için yapacağı ikinci bir denemesinin ordu tarafından desteklenmesine karşılık, ordunun Gelibolu Yarımadasına yapacağı bir çıkartma hareketinin donanma tarafından desteklenmesinin daha uygun olup olmadığı nedeniyle ortaya çıkmıştır. İngiliz ileri gelenleri başvekil, savaş komitesi, deniz bakanlığı amirallik, savaş komisyonu da savaşa devam düşüncesindeydiler. Hatta Fransız deniz bakanı da aynı düşüncede olduğunu belirtmiştir.
ilk başta amiral Robeck tekrardan boğazı zorlayarak İstanbul'u almayı düşünmüşse de bu kararında vazgeçerek ordunun Gelibolu Yarımadası'na yapacağı bir çıkartma hareketinin donanma tarafından desteklenmesi planına uymuştur. Bu nedenledir ki, 18 Mart saldırısı bir daha tekrarlanmayarak tarihte tek er bir olay olarak kalacaktır.
Böylelikle 18 Mart yenilgisinin intikamını almak isteyen uzlaşma devletleri 15 Nisan da Gelibolu'ya ilk birlikleriyle çıkartma yaparlar.KAYNAKÇA
Çanakkale Valiliği

BAYUR, Yusuf Hikmet, Türk İnkılabı Tarihi cilt 3/2. Kısım TTK Ankara 1991
KARAL, Enver Ziya , Osmanlı Tarihi 9. Cilt TTK Ankara 1996
Nigel Steel ve Peter Hart , Gelibolu Yenilginin Destanı Çev. Mehmet Harmancı Medya Basım
Volkan VAROL


























1915 - The Turkish naval victory at the Dardanelles.
Allied fleet fails to force the Dardanlles.
Vice Admiral de Robeck launches final Allied naval attack at the Dardanelles.
The English and French attempt to break through the Turkish Straits with a large fleet, but are repulsed, suffering great losses. This was the second allied attempt to force a naval break through of the Turkish defences in the Dardanelles.
Mustafa Kemal distinguishes himself in battles leading to allied withdrawal.
Mustafa Kemal demonstrates outstanding skills as a soldier and commander throughout the battle at Canakkale. As a result, Turkey defeats the final attempt by the British and French fleet to force the Turkish Straits. Three battleships are sunk by mines. Three battleships and the battlecruiser HMS Inflexible are badly damaged.
1915 -




|
 

Lilav

Daimi Üye
Katılım
28 Haziran 2010
Mesajlar
22.427
Tepki
21.987
Puan
113
Yaş
41
Konum
Almanya
19 MART - MARCH 19
Tarihte Bugün - Today in History

CanakkaleSavasi1.jpg

CanakkaleSavasi2.jpg

Çanakkale Savaşı

1936 - Atatürk'ün, günü Çankaya'da çalışmakla geçirmesi.
1934 - Atatürk'ün, Çankaya'da Vali başkanlığındaki Edirne Heyeti'ni kabulü ve kendisine, Edirneliler adına hediye edilen Sarayiçi Çiftliği tapu senedinin takdimi.
1933 - Atatürk'ün, orduya hitaben Fahrettin (Altay) Paşa'ya –onun ağzından- bir söylev dikte etmesi: "...Silâhlarımızı büyük Türk ulusunu ezmek isteyenlerin gözlerine doğrultalım. Bunda amaç, düşman olsun. Bu amaca giden kurşun, Türk'ün ülkü kurşunudur!"
1932 - Atatürk'ün, akşamüzeri Ruşen Eşref (Ünaydın) Bey'in evine uğrayışı, bir süre dinlendikten sonra Çankaya'ya dönüşü.
1927 - Atatürk'ün, Türkocağı Ankara şubesinin yıllık toplantısı nedeniyle kendisine gönderilen saygı telgrafına teşekkür mektubu.
1923 - Atatürk'ün, Lâtife Hanım'la beraber Tarsus'tan Konya'ya hareketi.
1920 - Mustafa Kemal tarafından Ankara'da üstün yetkiyi taşıyan bir Millet Meclisi toplanması hakkında illere duyuruda bulunuldu.
Mustafa Kemal, Ankara'da toplanacak Meclis için seçim yapılmasını bir yazı ile illere ve komutanlıklara bildirdi.
Ankara'da fevkalade selahiyeti haiz bir Millet meclisi'nin toplanması hakkında Vilayetlere tebliğ.
Mustafa Kemal Paşa'nın vilayetlere, livada ve kolordu komutanlarına genelgesi: "Ankara'da toplanacak fevkalade selahiyete haiz bir meclis için acele seçim yapılması."
Atatürk'ün, Ankara'da bir meclis toplanması amacıyla acele seçim yapılması için vilâyetlere, mutasarrıflıklara ve kolordu komutanlarına bildirisi: "Ankara'da olağanüstü yetkiye sahip bir meclis, millet işlerini yönetmek ve denetlemek üzere toplanacaktır!" [Kocatürk]
Harbiye Nazırı Fevzi Paşa (Çakmak), yayınladığı bir bildiride işgalin antlaşmalara uygun olduğunu söyleyerek Anadolu'daki birliklerin Yusuf İzzet Paşa'ya bağlı olduğunu, ancak ondan emir alabileceğini dile getirdi.
İsmet Bey (İnönü) Ankara'ya geçmek için hareket etti.
1917 - 19 Mart 1917 Tarihinde muharebat-ı vakıadaki hidemat-ı hasanesinden dolayı tebdilen İkinci Rütbeden Osmani Nişanı ita kılınmıştır.
Kaynak:
1917 - Petrograd'da genel grev.
İngilizler'in Bağdat'ı alması.
Çin ile Almanya arasındaki diplomatik ilişkinin kesilmesi.
Rus Çarı'nın tahtını bırakması.
Çar'ın tutuklanması.
Birinci Gazze savaşı.
1916 - Atatürk'ün, beraberindekilerle sabah saat 9.30'de otomobille Mamure'den İslâhiye'ye hareketi, saat 11.30'da İslâhiye'ye gelişi, İslâhiye'den saat 13.10'de trenle hareketi, akşam saat 21.30'da Halep'e gelişi ve Halep Valisi Abdülhalik (Renda) Bey tarafından karşılanışı.
1916 - Sir John Maxwell withdrawn from Egypt, leaving Sir Archibald Murray in command.
Murray ultimately led Allied forces, including the Australian Light Horse, in the war against Turkey in the Sinai and Palestine.
1915 - Atatürk'ün sabah, Maydos (Ecebat)'tan 19. Tümen birliklerine emri: "...Türlü kaynaklardan gelen bilgilerde, düşmanın çıkarma için hazırlıklarda bulunduğu anlaşılmaktadır. ...Birlikler, kendi bölgelerinin savunma tertibatını bir an önce bitirmelidir."
1915 (18-19) - Fransız ve İngilizler'in Çanakkale'ye yaptıkları deniz saldırısının başarısızlığı.
 

Lilav

Daimi Üye
Katılım
28 Haziran 2010
Mesajlar
22.427
Tepki
21.987
Puan
113
Yaş
41
Konum
Almanya

20 MART - MARCH 20
Tarihte Bugün - Today in History

017_03.jpg

1915
Çanakkale’nin cehennemi andıran savaşlarında her zaman askerleri ile beraber
siperlerde olan Mustafa Kemal
1932 - Atatürk'ün, Çankaya'da, Habeşistan Elçisi Babjeranda Zellake Ajoudou'nun güven mektubunu kabulü ve Elçi'nin söylevine cevap konuşması.
1930 - Yeni çıkan Belediye Kanunu ile kadınlar ilk defa belediye seçimlerine katıldı.
1926 - Başbakan İsmet Paşa'nın, İzmir'den Atatürk'e telgrafı: "Güney sahillerinde pek istifadeli bir seyahatten sonra İzmir'e geldim. ..Her yerde halkımızın Cumhuriyete bağlılık ve Cumhurbaşkanlarına sevgi ve saygı hislerinin taşkın ve pek derin derecede bulunduğunu sonsuz sevinç ve iftiharla arz ederim."
Atatürk'ün, ismet Paşa'nın 20 Mart 1926 tarihli telgrafına cevabı: "Seyahatiniz esnasında, vatandaşlarımızın Cumhuriyet ve naçiz şahsım hakkındaki tezahürlerinden pek duygulandım."
1925 - Atatürk'ün, Anadolu seyahatine çıkmak üzere bir "Halkı Aydınlatma Heyeti" oluşturan İstanbul Darülfünunu Öğrenci Birliği'nin telgrafına cevabı: "...Memleketin aydın gençliğinin, taassup ve gericiliğe karşı mücadelesindeki yüksek vazifesini idrak ile girişim sahasına geçmesi takdire değerdir!"
1923 - Atatürk'ün, Lâtife Hanım'la beraber Konya'ya gelişi, Hükümet Konağı'ndan halka söylevi: "...Egemenliğine doğrudan doğruya sahip olmanın değerini pek iyi anlayan millet, bu kutsal egemenliğine karşı baş gösterecek her tehlikeyi boğacaktır!"
Atatürk'ün, Konya Hükümet Binası'nda esnaf ve tüccarlar tarafından şerefine tertiplenen ziyafette konuşması: "...Bugün için düşündüğüm yegâne şey kapitülâsyonlardır. Maddeten, gerçekten, kanla kaldırılmış olan kapitülâsyonların bir daha dirilmemek üzere yokluğa gömülmesini temin etmektir. Ticaretimizin de, sanayiimizin de, iktisadiyatımızın da gelişme ve yükselmesi ancak buna bağlıdır."
Atatürk'ün, Konya Türkocağı'ndagençlere seslenişi: "...Bilirsiniz ki, milliyet teorisini, milliyet ülküsünü çözüp dağıtmaya çalışan teorilerin dünya üzerinde uygulanma kabiliyeti bulunamamıştır. Çünkü tarih, olaylar, hâdiseler ve gözlemler insanlar ve milletler arasında hep milliyetin hâkim olduğunu göstermiştir ve milliyet ilkesi aleyhindeki büyük ölçüde eylemsel tecrübelere rağmen yine milliyet hissinin öldürülemediği ve yine kuvvetle yaşadığı görülmektedir." [Kocatürk]
1922 - Vahdettin ile görüşen Ankara hükümetinin hariciye vekili Yusuf Kemal Bey (Tengirşenk), padişahtan Ankara'daki millet meclisini tanımasını istedi.
Akşehir'de, Müdafaa-i Hukuk Heyeti, Ali İhsan (Sabis) ve Fahrettin (Altay) Paşaların Atatürk'ü ziyareti.
Fransız Mareşali Lyautey'in, Atatürk'ün 23 Aralık 1921 tarihli mektubuna cevabı.
1920 - İstanbul'un İtilaf Devletleri tarafından ele geçirilmesi, Mustafa Kemal'in protestosu, Ankara'da yeni bir Millet Meclisi toplama girişimi.
1920 (19-20) - Atatürk'ün, Bandırma'da 14. Kolordu Komutanı Yusuf İzzet Paşa'ya telgrafı: "...Mümkünse İngilizlerden birkaç rehin subay almamız lâzımdır." [Kocatürk]
1920 - Ottoman parliament is dissolved.
1918 - Türk Kadını Dershanesi açıldı. Dershanede yabancı dil, Türkçe ve müzik dersleri ile konferanslar verildi.
1916 - Atatürk'ün, beraberindekilerle yeni Halep çarşısında birazdolaşması.
1916 - ANZAC Corps land in France.
With Gallipoli behind them the bulk of Australia's forces were now sent to France where the terrible fighting on the Western Front awaited.
 

Lilav

Daimi Üye
Katılım
28 Haziran 2010
Mesajlar
22.427
Tepki
21.987
Puan
113
Yaş
41
Konum
Almanya
21 MART - MARCH 21
Tarihte Bugün - Today in History

CanakkaleSavasi1.jpg

CanakkaleSavasi2.jpg

Çanakkale Savaşı

1937 - TBMM'de 1935'te kabul edilen Tunceli Kanunu'ndan sonra bölgede özellikle karakol, yol ve köprü inşaatlarına karşı çıkan aşiretler Nevroz gecesi ayaklanma başlattı. Ordu birlikleri isyanı bastırmak üzere bölgede harekâta başladı.
1934 - Atatürk'ün akşamüzeri Genelkurmay Başkanlığı'nı ziyareti ve Mareşal Fevzi Çakmakla görüşmesi.
1933 - Atatürk'ün, gece Ankara Halkevi'nde, Gazi Orman Çiftliği öğrencilerinin verdiği temsili izlemesi.
1932 - Atatürk'ün, saat 22.00'de Sağlık Bakanı Refik (Saydam) Bey'in evine uğrayışı, geç saatlerde Çankaya'ya dönüşü.
1927 - Atatürk'ün, Çankaya'da Mısır Elçisi Abdülâzam Raşit Paşa'nın güven mektubunu kabulü.
1923 - Atatürk'ün, Konya Hilâliahmer (Kızılay) Kadınlar Şubesi'nin tertiplediği çayda Konya kadınlarına hitabı: "...Daha emin, daha dürüst olarak yürüyeceğimiz yol vardır. Büyük Türk kadınını çalışmamızda ortak yapmak, hayatımızı onunla birlikte yürütmek, Türk kadınını ilmî, ahlâkî, sosyal, ekonomik hayatta erkeğin ortağı, arkadaşı, yardımcısı ve koruyucusu yapmak yoludur."
Atatürk'ün, Konya Sultanisi'nde tertiplenen çayda öğretmen ve öğrencilere hitabı: "...Gerçek kurtuluşu istiyorsak her şeyden evvel, bütün kuvvetimiz, bütün hızımızla bilgisizliği ortadan kaldırmaya mecburuz."
1923 (20-21) - Atatürk'ün, Konya Türkocağı'nın şeref defterine yazdıkları: "Konya, muhtelif Türk Devletleri yaşamış öz Türk vatanıdır. Konya, asırlardan beri tüten büyük bir Türk ocağıdır. Türk kültürünün esaslı kaynaklarından biridir. Konya Türkocağı, Konya Türklüğünün hakikî bir timsali olmalıdır. Bu Ocak'tan milletin hissini, ülküsünü daima ısıtacak, nurlandıracak parlak alevler semalara yükselmelidir; çok yükselmelidir!" [Kocatürk]
1921 - Atatürk'ün, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin gizli oturumunda konuşması: "...Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti, bugünkü şartlara göre Misak-ı Millî'ye aykırı bir barışa imza koyamaz. Bunda mahzurlar vardır."
1920 - Yunus Nadi, Cami Bey (Baykurt) ve İzmit mebusu Sırrı Bey Anadolu'ya geçti.
Mart sonu 1919 - Atatürk'ün, İstanbul'da, İtalya Yüksek Komiseri Kont Sforza ile görüşmesi. (Kont Sforza'nın isteği ile gerçekleşen bu görüşmenin tarihi belli değildir. Olayların seyrine göre, muhtemelen Mart sonu veya Nisan başı 1919'da gerçekleşmiştir. "Atatürk'ün yaveri Cevat Abbas (Gürer), hatıralarında, bu görüşme için şunları söylemektedir: "Atatürk, İstanbul'da bulunduğu ayların sonlarına doğru İtalya Mümessili Kont Sforza ve Papaz Mister Frew ile de ayrı ayrı ve fasılalı tarihlerde görüşmüştü. Aldığı kanaat acı idi; ağırdı."
Mart sonu 1919 - Atatürk'ün, İstanbul'da, Rahip Frew ile görüşmesi. (Rahip Frew'un isteği ile gerçekleşen bu görüşmenin tarihi belli değildir. Olayların seyrine gore, muhtemelen Mart sonu veya Nisan başı 1919'da gerçekleşmiştir).
 

Lilav

Daimi Üye
Katılım
28 Haziran 2010
Mesajlar
22.427
Tepki
21.987
Puan
113
Yaş
41
Konum
Almanya
22 MART - MARCH 22
Tarihte Bugün - Today in History

SabihaGokcenIlkTurkKadinPilot.jpg

Sabiha Gökçen
Dünyanın ilk kadın savaş pilotu ve ilk Türk kadın pilot.
Mustafa Kemal Atatürk’ün sekiz manevi evladından biridir.
d. 22 Mart 1913 – ö. 22 Mart 2001
22Mart1923.jpg

22 Mart 1923
TBMM Başkanı Gazi Mustafa Kemal'in, Konya Kız Öğretmen Okulunda karşılanışı
22Mart1921.jpg

22 Mart 1923
TBMM Başkanı Mustafa Kemal, Dersim (Tunceli) milletvekili Diyap Ağa ile birlikte

22 Mart 1923
Konya'da Mevlevi Dergahı Postnişini Abdulhalim Çelebi ve Mevlevilerle
1938 - Atatürk'ün, Çankaya'da Başbakan Celâl Bayar ve İçişleri Bakanı Şükrü Kaya'yı kabulü.
1933 - Atatürk'ün, Çankaya'da Sovyet Büyükelçisi Suriç ve beraberindeki Sovyet dilbilimcisi iki profesörü kabul edişi.
Atatürk'ün, gece Çankaya'da yapılan kabine toplantısında bulunuşu.
1926 - Memurların çalışmalarını ve özlük haklarını düzenleyen Memurin Kanunu TBMM'de kabul edildi.
İspirto ve alkollü içkiler üzerindeki devlet tekelini düzenleyen kanunla, maarif teşkilatı hakkındaki kanun kabul edildi.
Atatürk'ün, Zonguldak Heyeti'ni kabulü.
1925 - Atatürk'ün, öğleden sonra kabine toplantısına başkanlık edişi.
1923 - Atatürk'ün, Konya'da Mevlâna Türbesi ve Dergâhı'nı ziyareti ve Dergâh'ta düzenlenen mevlevî semamı izlemesi.
1922 - Paris'te toplanan İtilaf Devletleri Dışişleri bakanlarının İstanbul - Ankara ve Yunan hükümetlerine mütareke önerisi.
Paris'te toplanan İtilaf devletlerinin temsilcileri Yunanistan, İstanbul ve Ankara hükümetlerine üç ay süreli ateşkes önerisi yaptı.
Yusuf Kemal Bey Londra'dan Paris'e geldi. Burada kendisine yapılan İzzet Paşa ile görüşme önerisin reddetti.
Atatürk'ün, Akşehir'de medreseyi ve mektepleri dolaşması, Kazak köyüne gidişi, tekrar Akşehir'e dönüşü.
1921 - Atatürk'ün, Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti merkezlerine seçilecek kişilerde aranacak nitelikler hakkında Kâzım Karabekir'e telgrafı: "Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti merkezlerinin vatansever ve gayretli, namuslu ve halkın hürmet ve itimadını kazanmış kişilerden seçilmeleri ve bu merkez aracılığıyla halkı düzenli bir şekilde uyarmak gerekli görüldü. Bölgenizdeki örgütün siyasî emellere ve kişisel çıkarlara âlet olmaması ve zararlı akımlara mâni olacak faziletli kişilerden oluşturulması için gereken aracılığın esirgenmemesini rica ederim."
1920 - Atatürk'ün, yabancı devlet temsilciliklerine, Ermenilerin doğu bölgesinde halka yaptıkları zulüm ve işkenceleri protesto eden telgrafı: "...Bu hareketleri şiddetle protesto ettiğimizin ve bu tecavüzlerin önü alınmazsa cihanın pek büyük facialar doğmasına tanık olacağının bağlı olduğunuz hükümetlere süratle ulaştırılmasını rica ederiz."[Kocatürk]
1916 - Atatürk'ün, beraberindekilerle sabah, trenle Halep'ten Resülayn (Ceylanpınar)'a hareketi, Halep Valisi Abdülhalik (Renda) Bey ve şehir ileri gelenlerinin kendisini istasyonda uğurlaması.
1915 - Queen Elizabeth savaş gemisinde İngiliz amiral ve generallerinin toplantısı ve Amiral J.de Robeck'in görüşü: "Kara kuvvetlerinin yardımı olmaksızın Birleşik Filo'nun, Çanakkale Boğazı'ndan geçemeyeceği."
Atatürk'ün komuta ettiği 19. Tümen'in Kurmay Başkanlığı'na atanan Binbaşı İzzettin (Çalışlar) Bey'in, Maydos (Eceabat)'a gelerek göreve başlaması.
1915 - At a conference between Hamilton and de Robeck aboard HMS Queen Elizabeth, it is decided to make an amphibious landing on the Gallipoli peninsula.
1913 - Sabiha Gökçen (d. 22 Mart 1913, Bursa – ö. 22 Mart 2001, Ankara) dünyanın ilk kadın savaş pilotu ve ilk Türk kadın pilot. Mustafa Kemal Atatürk’ün sekiz manevi evladından biridir.
Sabiha Gökçen 2001 yılında, tam doğum gününde (22 Mart) Gülhane Askerî Tıp Akademisi’nde öldü.
Gökçen'in, uçuş eğitimde gösterdiği başarılardan dolayı, Atatürk kendisine şunları söyledi:
“Beni çok mutlu ettin… Şimdi artık senin için planladığım şeyi açıklayabilirim… Belki de dünyada ilk askerî kadın pilot olacaksın… Bir Türk kızının dünyadaki ilk askerî kadın pilot olması ne iftihar edici bir olaydır, tahmin edersin değil mi? Şimdi derhal harekete geçerek seni Eskişehir’deki Tayyare Mektebi’ne göndereceğim. Orada özel bir eğitim göreceksin ”
 

Lilav

Daimi Üye
Katılım
28 Haziran 2010
Mesajlar
22.427
Tepki
21.987
Puan
113
Yaş
41
Konum
Almanya
23 MART - MARCH 23
Tarihte Bugün - Today in History

r62.jpg

Latife Hanım ile Afyon’daki Vilayet Binasına gelişinde (23 Mart 1923)

Arriving at the municipality building in Afyon with his wife Latife (March 23 1923)

23 Mart 1923 Afyon Belediyesi'nin önünde Afyonlulara hitap ederken
1936 - Atatürk'ün, Çankaya'da Başbakan İsmet İnönü ve Adalet Bakanı Şükrü Saraçoğlu'nu kabulü.
1935 - Atatürk'ün, suikasttan kurtulan Suudi Arabistan Kralı Abdülaziz İbn-i Suut'a geçmiş olsun telgrafı.
1934 - Atatürk'ün, akşamüzeri Nuri (Conker) Bey'in evine uğrayışı, bir süre dinlendikten sonra Marmara Köşkü'ne gidişi, akşam Çankaya'ya dönüşü.
1932 - Atatürk'ün, öğleden sonra Ankara Orduevi'ni ziyareti, daha sonra Marmara Köşkü'ne gidişi, saat 19.00'da Anadolu Kulübü'ne gelişi.
1931 - TBMM'de ilköğretimin Türk okullarında yapılmasını zorunlu hale getiren yasa kabul edildi.
1925 - Doğu illerinin bir bölümünde ilan edilen sıkıyönetim 1 ay daha uzatıldı.
Atatürk'ün, vatandaşlara bayram mesajı: "...Bugünlerde Cumhuriyet, şanlı ordusunun kahramanlığı ve bütün vatan evlâtlarının koruma ve yardımı ile büyük bir gericilik tehlikesini bastırmak ve isyan ve ihanetin başlarını Cumhuriyet mahkemelerinin adaletinin pençesine teslim etmiş olmakla bir defa daha parlak bir zafer kazanmıştır."
Atatürk'ün, orduya bayram mesajı: "...Memleketi büyük bir gericilik ve gerileme tehlikesine karşı savunma yolunda yeniden büyük zafer kazanan komutanlarımızı, subaylarımızı ve askerlerimizi bu vesile ile selâmlarım." [Kocatürk]
1923 - Atatürk'ün, Lâtife Hanım'la beraber sabah Konya'dan Afyon'a hareketi.
Atatürk'ün Lâtife Hanım'la beraber Afyon'a gelişi ve Belediye binası önünde halka söylevi: "...Felâketlerden ancak millî benliğinize hâkim olduğunuz için kurtuldunuz!"
Atatürk'ün, Afyon Türkocağı'nda gençlere seslenişi: "...Milletin her vesile ile her vasıta ile böyle güven ve itimadını gördükçe kuvvetim artıyor!"
Atatürk'ün, Afyon Türkocağı şeref defterine yazdıkları: "...Afyon halkının, gençliğinin, aydınlarının kıymetli duygularını, millî egemenliğin korunmasındaki kesin kararlılıklarını kendi heyecanlı dillerinden işitmek benim için pek çok gönül ferahlığı ve güvene sebep olmuştur. Afyon halkı cidden memleketlerine, millî ülküye sahiptirler."
Atatürk'ün, Afyon Belediyesi tarafından şerefine verilen ziyafette konuşması: "...Milletimiz, son bulmuş Osmanlı Devleti yerine yeni Türkiye Devleti halinde varlığını göstermişse, bu milletimizin kendi hukukuna, kendi egemenliğine, kendi benliğine sahip olmasından ve millî menfaatleri dışında emellerden uzaklaşarak yürümesinden meydana gelmiştir.
Atatürk'ün, Lâtife Hanım'la beraber gece Afyon'dan Kütahya'ya hareketi. [Kocatürk]
1921 - İkinci İnönü Zaferi ()
Yeni Yunan taarruzları.
Yunan kuvvetleri Bursa ve Uşak yönlerinde, iki ayrı koldan ileri bir saldırıya başladı.
1920 - Atatürk'ün, vilâyetlere, bağımsız livalara ve kolordulara düşman lehine çalışanlar hakkında telgrafı: "Düşman lehinde propaganda yapanlar, herhangi şekilde düşmanla haberleşenler ve millî uygulama ve kararlara karşı koyarak düşmanların amaçların gerçekleşmesine yardım ve herhangi şekilde casusluk yapanlar derhal tutuklanarak o husustaki kanun maddelerine dayanarak süratle cezalandırılacaklardır."
Atatürk'ün, kolordulara telgrafı: "...Millî emeller aleyhinde propaganda yapan Peyam-ı Sabah, Serbesti, Alemdar, Bosfor,Entanet gazeteleriyleaynı nitelikte olan bütün Rumca ve Ermenice gazetelerin Anadolu'ya sokulmaması uygun görülmüştür. Postanelerde sansür vazifesiyle görevlendirilenler tarafından bu hususun temin ettirilmesini arz ederiz."
Atatürk'ün, İstanbul hükümeti ile ilişkiyi sürdürmenin ülke için yararlı olacağını bildiren 14. Kolordu Komutanı Yusuf İzzet Paşa'nın telgrafına cevabı: "...İstanbul'daki Nezaretlerle bu koşullar altında haberleşmek, İngilizlerle haberleşmekten başka bir şey değildir!"[Kocatürk]
1916 - Atatürk'ün, Halep'ten trenle Resülayn (Ceylanpınar)'a gelişi.
1915 - Gelibolu/Çanakkale'de 5. Ordu'nun kurulması.
Gelibolu'da 5. Ordu'nun kurulması kararı ve komutanlığına Alman Generali Liman von Sanders'in atanması. (26 Mart 1915 günü Gelibolu'ya gelmiştir)
Çanakkale Müstahkem Mevki Komutanlığı'nın emriyle Maydos Bölgesi Komutanlığı'nın genişletilerek "Müstahkem Mevki Rumeli Bölgesi Komutanlığı" adını alması ve komutanlığına -9. Tümen Komutanı- Albay Halil Sami Bey'in getirilişi (Bu düzenlemede Atatürk'ün komuta ettiği 19. Tümen, ordu yedeğine alınarak 3. Kolordu Komutanlığı'nın emrinde olmak üzere yine Maydos'ta bırakılmıştır.
Atatürk'e, Bulgar Hükümeti tarafından Sen Aleksandır Nişanı'nın Komandör rütbesi verilmesi.
 

Lilav

Daimi Üye
Katılım
28 Haziran 2010
Mesajlar
22.427
Tepki
21.987
Puan
113
Yaş
41
Konum
Almanya
24 MART - MARCH 24
Tarihte Bugün - Today in History
TimeMagazine.jpg

Atatürk Time Dergisinin kapak sayfasında (24 Mart 1923)

Atatürk selected for the cover of Time Magazine (March 24, 1923)
1938 - Devlet tarafından Cumhurbaşkanı için satın alınan Savarona yatına, İngiltere'nin Southampton limanında bayrak çekme merasimi. Törende Londra Büyükelçimiz Fethi Okyar da hazır bulunmuş, yat teslim alınışını takiben Hamburg'da inşa edildiği fabrikada bakımdan geçirilip bazı değişiklikler yapıldıktan sonra 22.5.1938 günü buradan hareketle 1.6.1938'de İstanbul'a gelmiştir.[Kocatürk]
Atatürk'ün, Çankaya'da Başbakan Celâl Bayar'ı kabulü.
1934 - Atatürk'ün, Çankaya'da Danimarka Elçisi Axel Noergaard'ın güven mektubunu kabulü.
Atatürk'ün, akşamüzeri Dışişleri Bakanı Tevfik Rüştü (Araş) ve Bolu Milletvekili İsmail Hakkı (Uzmay) Beylerin evlerine uğrayışı, akşam Çankaya'ya dönüşü.
1933 - Atatürk'ün, gece Çankaya'da film izlemesi.
1931 - Mustafa Kemal Paşa Türk Ocakları’nı CHP ile birleştirme kararı hakkında demeç verdi.
Atatürk'ün, Türkocakları'nı Cumhuriyet Halk Partisi ile birleştirme kararı hakkında demeci: "...Kurtuluş tarihinden beri ilmî sahada halkçılık ve milliyetçilik ilkelerini yaymaya sadakatle ve imanla çalışan ve bu yolda memnuniyeti gerektiren hizmetleri geçmiş olan Türkocaklarının, aynı esasları siyasî ve pratik sahada gerçekleştiren partimle bütün manasıyla tek vücut olarak çalışmalarını münasip gördüm. Bu kararım ise, millî kuruluş hakkında duyduğum itimat ve güvenin ifadesidir!"
1930 - Atatürk'ün, Ankara'ya gelen Macar Dışişleri Bakanı Walko'yu kabulü
1927 - Eski Erzurum Belediye Başkanı ve Manisa milletvekili Nafiz (Dumlu) Bey tarafından, Erzurumluların saygı ve bağlılıklarını sunmak üzere Atatürk şerefine bir balo verilmesi.
1926 - Atatürk'ün, yeni Polonya Elçisi Bader'in güven mektubunu kabulü ve Elçi'nin söylevine cevap konuşması.
1923 - Atatürk 24 Mart 1923 (ve 21 Şubat 1927)'de Time Dergisi'ne kapak oldu.
Atatürk'ün, Lâtife Hanım'la beraber Kütahya'ya gelişi ve Kütahya Lisesi'nde şerefine verilen çayda öğretmenlere seslenişi: "...Memleketimizi, toplumumuzu gerçek hedefine, saadet hedefine ulaştırmak için iki orduya ihtiyaç vardır. Biri vatanın hayatını kurtaran asker ordusu, diğeri milletin geleceğini yoğuran kültür ordusu!" [Kocatürk]
Atatürk'ün, Lâtife Hanımla beraber gece Kütahya'dan Ankara'ya hareketi.
1923 - Mustafa Kemal Pasha is selected for the cover of Time Magazine's March 24, 1923 issue
(he is selected once again for the cover of Time Magazine and appears on the February 21, 1927 issue).
1922 - Akşehir'de bulunan Mustafa Kemal, ateşkes önerilerini olumlu buldu. Ancak buna karşı sunulacak tezlerin ve önerilerin güçlü olmasını istedi.
İtilaf Devletlerinin Paris'teki toplantılarında ateşkes sorunu görüşüldü. Lord Curzon ile Fransız Poincare arasında görüş ayrılıkları ortaya çıktı.
Mustafa Kemal Paşa'nın cepheden vekiller heyeti başkanlığına direktifi: "Mütareke teklifini iyi telakki etmek lazımdır. Biz, yalnız onların teklif ettiği şartları kabul edemeyeceğimizden, mukabik şartları öne süreceğiz."
Dışişleri Bakan Vekili Celâl (Bayar) Bey'in, İtilâf Devletleri'nin mütareke teklifi notasını Akşehir'de bulunan Atatürk'e bildirmesi. [Kocatürk]
Atatürk'ün, cepheden, Vekiller Heyeti Başkanlığı'na direktifi: "Mütareke teklifini iyi karşılamak lâzımdır. Biz yalnız, onların teklif ettiği şartları kabul edemeyeceğimizden karşı şartları öne süreceğiz."
Cemal Paşa'nın, Paris'ten Atatürk'e mektubu: "Sizi temin ederim ki, Enver gerek Anadolu'nun zararını ve gerek Rusya ile Anadolu arasındaki ilişkilerin bozulmasını gerektirecek hareketlerde bulunmak istedikçe ona şiddetle karşı koyarak onunla katiyen işbirliği yapmayacağım. Bütün kudret ve kuvvetimle onun hareketlerine mâni olacağım! Son söz: Bütün ruhumla ve varlığımla sizinle beraber çalışmaktan başka bir fikrim yok!" [Kocatürk]
1921 - İkinci İnönü Zaferi ()
1920 - Atatürk'ün, İstanbul'un işgali üzerine Anadolu'ya kaçan milletvekillerini İngilizlerin izlemesi üzerine Bandırma'da 14. Kolordu Komutanı Yusuf İzzet Paşa'ya telgrafı: "İngilizler, milletvekillerinin İzmit üzerinden Anadolu'ya kaçmakta olduklarını haber almışlardır. Verilen bilgiye nazaran bun­dan sonra İzmit üzerinden kaçış imkânsız gösterilmektedir. ...Önlemlere girişilmiştir." [Kocatürk]
1919 - İngilizlerin Urfa'yı işgali.
1918 - Ruşen Eşref (Ünaydın) Bey'in, Atatürk'le Anafartalar savaşları üzerine uzun mülakatına başlaması (Atatürk'ün, o zaman annesi ve kız kardeşi ile oturmakta olduğu Akaretler'deki evinde gerçekleşen bu görüşme, 24 Mart 1918 günü başlamış, iki günlük bir aradan sonra 27 ve 28 Mart günleri de devam etmiştir. Bu görüşme, aynı yıl Yeni Mecmua'nın Çanakkale Zaferi için hazırlanan fevkalâde sayısında "Anafartalar Kumandanı Mustafa Kemal ile Mülakat" başlığı altında yayımlanmıştır. [Kocatürk]
1916 - Atatürk'ün Resülayn (Ceylanpınar)'dan otomobille saat 15.00'de Mardin'e gelişi.
1915 - Çanakkale cephesinin önem kazanması üzerine, Genelkurmay Başkanlığı'nca Gelibolu'da 5. Ordu'nun kurulması kararı ve komutanlığına Mareşal Liman von Sanders'in atanması.
Alman General Liman Von Sanders 5. Ordu Komutanligi'na getirildi (Alman ordusunda general olarak görev yapan Liman von Sanders'e Osmanlı ordusunda mareşal rütbesi verilmiştir). Bu ordunun ihtiyatini olusturacak 19. Tümen’in komutanligina ise Kurmay Yarbay Mustafa Kemal getirildi.
Liman von Sanders 24 Mart 1915’te görev alır, 31 Mart’ta görev bölgesine gider. Yanında Kolordu Komutanı Esat Paşa, 9. Tümen Komutanı Albay Halil Sami ve 19. Tümen Komutanı Yarbay Mustafa Kemal olmak üzere Kabatepe ve Alçıtepe’den muharebe sahasını görür.
Atatürk'ün, 25 Şubat 1915 tarihinden beri üstlendiği Maydos Bölgesi Komutanlığfnı Albay Halil Sami Bey'e devrederek 19. Tümen Komutanlığı'na dönüşü.
1915 - Liman von Sanders is appointed to command Turkish Fifth Army on Gallipoli.
1913 - Edirne falls to the Bulgarians.
 

Lilav

Daimi Üye
Katılım
28 Haziran 2010
Mesajlar
22.427
Tepki
21.987
Puan
113
Yaş
41
Konum
Almanya
25 MART - MARCH 25
Tarihte Bugün - Today in History

DurYolcuCanakkale.bmp


1915HepsiSehitOlmus.jpg

1915 Çanakkale
1925 - Şeyh Sait’e bağlı kuvvetler Silvan’ı ele geçirdi.
1923 - Atatürk'ün, Lâtife Hanım'la beraber Ankara'ya dönüşü.
1922 - Franklin Bouillon'un, Paristen -Yusuf Kemal Bey aracılığıyla- Atatürk'e mektubu.
1921 - İkinci İnönü Zaferi ()
Yunan kuvvetleri Bozöyük, Bilecik, Dumlupınar ve Sapanca'yı ele geçirdi.
Mart sonu 1919 - Atatürk'ün, İstanbul'da, İtalya Yüksek Komiseri Kont Sforza ile görüşmesi. (Kont Sforza'nın isteği ile gerçekleşen bu görüşmenin tarihi belli değildir. Olayların seyrine göre, muhtemelen Mart sonu veya Nisan başı 1919'da gerçekleşmiştir. Atatürk'ün yaveri Cevat Abbas (Gürer), hatıralarında, bu görüşme için şunları söylemektedir: "Atatürk, İstanbul'da bulunduğu ayların sonlarına doğru İtalya Mümessili Kont Sforza ve Papaz Mister Frew ile de ayrı ayrı ve fasılalı tarihlerde görüşmüştü. Aldığı kanaat acı idi; ağırdı."
Mart sonu 1919 - Atatürk'ün, İstanbul'da, Rahip Frew ile görüşmesi. (Rahip Frew'un isteği ile gerçekleşen bu görüşmenin tarihi belli değildir. Olayların seyrine gore, muhtemelen Mart sonu veya Nisan başı 1919'da gerçekleşmiştir).
1916 - Atatürk'ün, günü Mardin'de geçirişi.
1915 (24-26) - Alman General Liman von Sanders Çanakkale’de V. Ordu komutanı oldu.
Sanders'in Gelibolu'ya gelmesi, yeni savunma planı yapması, Atatürk'ün komutanı olduğu 19. Tümeni ordu ihtiyat kuvveti olarak kendine bağlaması.
1912 - Türk Ocağı, resmen 25 Mart 1912'de İstanbul'da kuruldu.
Türk Ocağı 1912'de kurulup birkaç defa kapanıp açılmasından sonra günümüze kadar gelen dernek.
Türk Ocağı'nın kuruluş çalışmaları 1911 yılında Askeri Tıbbiye öğrencileri arasında "190 Tıbbıye'li Türk Evladı" adına kaleme alınan beyanneme ile başlamıştır. Önce ve hemen ardından başlayan sonrası ortaya çıkan hava içerisinde kurulmuştur. Türk Ocağı dönem itibariyle güncel siyasetle ilgilenmekten ziyade "millilik" üst fikrinde birleşmiştir. İlk tüzüğünde de "Ocak zinhar siyasetle iştigal etmez" şeklinde kesin bir ilke yer almış ve "Ocak maksadını tahsile çalışırken sırf milli ve içtimai bir vaziyete kalacak, asla siyasetle uğraşmayacak ve hiçbir vakit siyasi fırkalara hadim olmayacaktır" denilmek suretiyle siyasi duruş açıkça ifade edilmiştir.
Türk Ocağı, beyannamenin yayınlanmasından sonra, öğrenci temsilcileri dönemin önde gelen milliyetçi aydınlarıyla görüşmeler yaparlar ve bir milli teşkilatın kurulmasını teklif ederler. Ön görüşmeleri takiben 20 Haziran 1911 tarihinde'nun evinde yapılan toplantıda bu amaçla bir derneğin kurulması uygun görülür ve Dr.'ın teklifiyle adının "Türk Ocağı" olması kararlaştırılır.
Ocak, resmen 25 Mart 1912'de İstanbul'da kuruldu. İlk başkanlığı, başkan yardımcılığını ise üstlendi. 1913'de başkanlığına getirildi. Derneğin önde gelenleri arasında,,,, gibi isimler vardı.
1919 yılına kadar bir çizgide devam eden dernek "" ülküsüne kısa sürede ulaşılamayacağını anlayarak'ye yöneldi. sonra işgallere karşı İstanbul'da ünlü "" gibi eylemler düzenledi. İstanbul'da direniş eylemlerinin örgütlenmesinde önemli rol oynadı. İşgal altındaki İstanbul'da baskılar artınca üyelerinin çoğu Anadolu'ya geçerek içerisinde aktif görevler aldı. ve dergilerini çıkaran Türk Ocağı kısa sürede 100'den fazla şube açtı.
1925'de Hamdullah Suphi Tanrıöver başkanlığa getirilirken ve da fahri başkanlığa seçildi. 1931'de yerine kuruldu. 1949'da merkezi Ankara'da olmak üzere yeniden açıldı. 12 Eylül 1980'de her dernek gibi kapatıldı. 1986'da yeniden faaliyete geçti.
Kaynak: "Türk Ocağı," Vikipedi
* * *
Türk Ocağı'nın kuruluş çalışmaları 1911 yılında Askeri Tıbbiye öğrencileri arasında başlamıştır. Osmanlı Devleti bünyesindeki çeşitli milliyet mensuplarının varlıklarını korumak, geliştirmek ve kabil olursa bağımsızlıklarını elde etmek amacıyla yaptıkları faaliyetleri müşahede eden ve Türk varlığını bu gelişmeler karşısında tehlikede gören Tıbbıye'li öğrencilerin, aralarında yaptıkları faaliyetleri müşahede eden ve Türk varlığının bu gelişmelere karşısında tehlikede gören Tıbbıye'li öğrencilerin, aralarında yaptıkları toplantılardan sonra hazırladıkları beyanname, Türk Ocağı'nın kuruluş dayanağı oluşturmuştur. "190 Tıbbıye'li Türk Evladı" adına kaleme alınan bu beyannamede "Türk kavminin hayatı inkıraz yaşadığı" belirtilir ve buna "selefleri gibi lakayt kalamayacakları" ifade edilir.

Beyannamenin yayınlanmasından sonra öğrenci temsilcileri dönemin önde gelen milliyetçi aydınlarıyla görüşmeler yaparlar ve bir milli teşkilatın kurulmasını teklif ederler. Ön görüşmeleri takiben 20 Haziran 1911 tarihinde Ahmet Ağaoğlu'nun evinde yapılan toplantıda bu amaçla bir derneğin kurulması uygun görülür ve Dr. Fuat Sabit Ağacık'ın teklifiyle adının "Türk Ocağı" olması kararlaştırılır.
Aralarından seçilen geçici idare heyetinde, Mehmet Emin Yurdakul (Başkan), Dr. Fuat Sabit Ağacık (Veznedar) olarak görev alırlar.
Fiili kuruluştan yaklaşık dokuz ay sonra, 25 Mart 1912 tarihinde gerekli hazırlıklar tamamlanarak resmi kuruluş gerçekleştirilir.
* * *
Mehmet Emin Yurdakul (Türk Ocağı Kurucusu)
Mehmet Emin Yurdakul, Cumhuriyet dönemi Türk şairlerdendir. Türk Milli Edebiyat akımının öncü şairleri arasında yer almıştır.

Türk milletinin yüceliğini şiirlerinde haykıran ve "Millî şair" sıfatını alan Mehmet Emin Yurdakul, 1869'da İstanbul'da doğmuştur.
Temiz ve doğru olarak kullandığı Türk dili ile yazdığı şiirleri, Türk milletine, özellikle savaş dönemlerinde destek olmuştur. M..Emin Yurdakul ülkü sahibi insan vasfında olduğu için memuriyet döneminde sık sık yeri değiştirilmiştir. "Türk Yurdu" dergisinde kuruculuk yapmış, ancak Erzurum'a gitmesiyle dergiyi Yusuf Akçura'ya bırakmıştır. Birinci Dünya Savaşı sonunda hüznünü "Türk Hukuku" adlı düz yazıdan oluşan eseriyle dikkatleri çekmiştir. M. Emin Yurdakul, Türkçülük boyutundaki eserleriyle "Ben bir Türküm, dinim, cinsim uludur" diyerek fikirlerini ifade etmiştir. Savaş sırasında kahramanlık ve millî şuura dayanan şiirleriyle halka cesaret vermiştir. M. Emin Yurdakul'un şiirlerinin günümüzde de okunmasının ve sevilmesinin nedeni kullandığı saf Türkçedir.
Kaynak:
 

Lilav

Daimi Üye
Katılım
28 Haziran 2010
Mesajlar
22.427
Tepki
21.987
Puan
113
Yaş
41
Konum
Almanya

26 MART - MARCH 26
Tarihte Bugün - Today in History

2.JPG

1915
Mustafa Kemal Çanakkale'de

1915 Gallipoli (Dardanelles)
Ataturk’s outstanding leadership qualities were first recognized during the
1915 Battle of Gallipoli
(also known as the Gallipoli Campaign, Dardanelles Campaign, and "Çanakkale Savasları")
3uncuKolordu.bmp

Mustafa Kemal 3. Ordu Erkanı ile
KurmayAlbayMustafaKemal.jpg

1915
Kurmay Albay Mustafa Kemal, Çanakkale’de
1937 - Atatürk'ün, Bursalı gençlerin Ankara Halkevi'nde tertipledikleri geceyi şereflendirmesi ve gençlere hitabı: "...Gençler, benim gelecekteki emellerimi gerçekleştirmeyi üstlenen gençler! Bir gün bu memleketi sizin gibi beni anlamış bir gençliğe bırakacağımdan dolayı çok memnun ve mesudum. Buna cidden sevinmekteyim. Fakat, beraber yaşadığımız müddetçe benim hedefime yürümenizi hepinizden istemek, yasal bir hakkım olarak tanınmalıdır." [Kocatürk]
1933 - Atatürk'ün, Çankaya'da Başbakan İsmet Paşa ve Dışişleri Bakanı Tevfik Rüştü (Araş) Bey'i kabulü.
Atatürk'ün, gece Mısır Elçiliği'ndeki suareyi şereflendirmesi.
1931 - Ölçüler Kanunu TBMM’de kabul edildi.
Meclis'te kabul edilen Ölçüler Kanunu ile uluslararası standartlara uyum sağlandı. Bu kanunla beraber okka, endaze gibi ölçülerin yerine kilo, metre, gram gibi Batı ölçüleri kabul edildi. Türkiye Beynelmilel Ölçüler Bürosu'na katıldı.
1926 - International weights and measures are adopted.
1925 - Atatürk'ün, Genelkurmay Başkanlığı'nı ziyareti ve -Başbakan İsmet Paşa, Millî Savunma Bakanı Recep (Peker) Bey'le beraber- Şeyh Sait isyanı bölgesinden gelen raporları incelemesi.
1924 - İstanbul'da Darülfünun Hukuk Fakültesi öğrencileri boykota gitti.
1922 - Paris'te toplanan İtilaf Devletleri Dışişleri bakanlarının, İstanbul - Ankara ve Atina hükümetlerine mütareke koşullarını içeren ikinci notası.
İtilaf Devletlerinin barış önerisine göre; Anadolu Yunanlılar tarafından boşaltılacak, İstanbul Türklerin elinde kalacak ama silahsızlandırılacak, Doğu'da bir Ermeni Devleti kurulacak, kapitülasyonlarda belirli bir yumuşama gerçekleştirilecek, Türkler İtilaf devletlerine tazminat ödeyecek ve belirli sayıda asker besleyebilecektir.
Atatürk'ün, saat 16.00'da Akşehir'den hareketle saat 20.00'de Sivrihisar'a gelişi, Heyet-i Vekile, halkveaskertarafından karşılanışı.
1921 - İkinci İnönü Zaferi ()
1921 - Adapazarı'nın İşgali
Yunanlılar tarafından Adapazarı'nın işgal edilmesi. Buişgal 21 Haziran 1921 tarihine kadar 3 ay sürmüştür.
1920 - Amerika Birleşik Devletleri Cumhurbaşkanı Wilson, Büyük Ermenistan kurulması hakkında nota verdi.
1917 - First Battle of Gaza begins.
This was the first Allied attempt to capture this major Turkish centre lying 32 kilometres inside the border of Palestine. The Allied strength included two Australian Light Horse Brigades and the ANZAC Mounted Division under Major General Harry Chauvel.
1916 - Atatürk'ün Diyarbakır'a gelerek 16. Kolordunun komutasını üzerine alması.
Atatürk'ün, Mardin'den sabah saat 7.30'da otomobille Diyarbakır'a hareketi.
1915 - 5. Ordu Komutanlığı'na atanan Mareşal Liman von Sanders'in, komutayı ele almak üzere Gelibolu'ya gelişi.
1915 (24-26) - Alman General Liman von Sanders Çanakkale’de V. Ordu komutanı oldu.
Sanders'in Gelibolu'ya gelmesi, yeni savunma planı yapması, Atatürk'ün komutanı olduğu 19. Tümeni ordu ihtiyat kuvveti olarak kendine bağlaması.
1915 - Otto Liman von Sanders takes command of Turkish forces at Gallipoli.
1913 - Edirne'nin Bulgar kuvvetlerine teslim olması.
Edirne'nin, Bulgarların eline geçişi.
 

Lilav

Daimi Üye
Katılım
28 Haziran 2010
Mesajlar
22.427
Tepki
21.987
Puan
113
Yaş
41
Konum
Almanya
27 MART - MARCH 27
Tarihte Bugün - Today in History

CanakkaleSavasi1.jpg

CanakkaleSavasi2.jpg

Çanakkale Savaşı

1936 - Atatürk'ün, akşamüzeri C.H.P. Genel Sekreteri Recep Peker'in evine gidişi, dönüşte Kılıç Ali'nin evine uğrayarak Çankaya'ya dönüşü.
Atatürk'ün, gece Falih Rıfkı Atay'ın evine gidişi, geç saatlerde Çankaya'ya dönüşü.
1935 - Atatürk'ün, Çankaya'da Fransa'nın Suriye Fevkalâde Komiseri Kont de Martel ile Fransa Büyükelçisi Kammerer'i kabulü.
Atatürk'ün, Çankaya'da Bulgaristan Elçisi Pavlof'un güven mektubunu kabulü.
1934 - Atatürk'ün, akşam Kılıç Ali Bey'in evine gidişi, geç saatlerde Çankaya'ya dönüşü.
1933 - Atatürk'ün, dil çalışmalarına gösterdikleri yakın ilgi nedeniyle Millî Türk Talebe Birliği'ne telgrafı: "Millî ülküye ulaştıran öz dil yolunda durmadan, şaşmaz büyük adımlarla yürümeye verdiğiniz değerden dolayı sizi överim. Yürekten sevgiler çocuklarım!"
1925 - Atatürk'ün, Türkocakları üyelerine söyledikleri: "Bu gibi sosyal ocaklar hep batı memleketlerinde yoğunlaşmıştır. Şimdi doğu, bu boşluğun cezasını çekmektedir. Türk Cumhuriyeti'nin inkılâbı, ocaklara dayanmaktadır."
1923 - Mecliste yapmış olduğu sert eleştirileriyle tanınan Trabzon mebusu Ali Şükrü Bey öldürüldü.
Atatürk'e, Afgan Kralı Amanullah Han tarafından "Âliyülâlâ Nişanı" verilişi.
27 Mart 1923 tarihinde Afganistan Emiri (Kralı) tarafından Aliyülâlâ Nişanı irsal kılınmıştır.
Kaynak:
Atatürk'ün, Çankaya'da, İcra Vekilleri Heyeti Başkanı Rauf (Orbay) Bey'le Dışişleri Vekili İsmet (İnönü) Paşa'yı kabulü ve görüşmesi.
1922 - Atatürk'ün, Sivrihisar'da Vekiller Heyeti ile, İtilâf Devletleri temsilcilerine verilecek cevabî notayı tespit etmesi.
1921 - İkinci İnönü Savaşı. ()
Yunanlıların İnönü mevzilerine taarruza başlaması. Afyonkarahisar'ın Yunanlılar tarafından işgali. Afyon cephesindeki göğüs göğüse çarpışmalardan sonra Türk birlikleri geri çekildi.
1920 - Mustafa Kemal, Anadolu'ya geçmekte olan Celalettin Arife, bulunduğu Düzce'ye telgraf çekerek, Ankara'da toplanacak yeni meclis konusunda destek istedi.
Atatürk'ün, İstanbul'dan Ankara'ya gelmekte olup o esnada Düzce'de bulunan son Osmanlı Meclis-i Mebusan Başkanı Celâlettin Arif Bey'e telgrafı: "...19 Mart 1919 tarihli bildiriyi inceledikten sonra yer alan esasları destekleme ve seçimlerin hızlandırılmasıyla toplantının bir an evvel temini için bu görüşümüzün sizin tarafınızdan da kısa bir bildiri şeklinde kamuoyuna şimdiden bildirilmesi ve ilânını faydalı görüyoruz."
Atatürk'ün, 14. Kolordu Komutan Vekili Albay Bekir Sami (Günsav) Bey'e telgrafı: "Yusuf İzzet Paşa Hazretlerinin dahi İstanbul'la haberleşmesine müsaade edilmemesi, vatan menfaatlerinin gereğidir. Paşa'ya, vaziyetin önemini tekrar izaha çalıştık. Ümit ederiz ki, kendileri de bu noktanın nezaket ve önemini takdir edeceklerdir."
Celâlettin Arif Bey'in, Atatürk'ün 27 Mart 1920 tarihli telgrafına cevabı: "Yazınızda bildirilen 19 Mart 1920 tarihli bildiriyi görmedim. Bir olağanüstü meclisin toplanması ne kadar isabetli ise de böyle bir meclisin elden geldiği kadar kanuna uygun olması lâzımdır. ...Ankara'ya varışımda danıştıktan sonra bir bildiri yazmak görüşündeyim(!)" [Kocatürk]
Mart sonu 1919 - Atatürk'ün, İstanbul'da, İtalya Yüksek Komiseri Kont Sforza ile görüşmesi. (Kont Sforza'nın isteği ile gerçekleşen bu görüşmenin tarihi belli değildir. Olayların seyrine göre, muhtemelen Mart sonu veya Nisan başı 1919'da gerçekleşmiştir. Atatürk'ün yaveri Cevat Abbas (Gürer), hatıralarında, bu görüşme için şunları söylemektedir: "Atatürk, İstanbul'da bulunduğu ayların sonlarına doğru İtalya Mümessili Kont Sforza ve Papaz Mister Frew ile de ayrı ayrı ve fasılalı tarihlerde görüşmüştü. Aldığı kanaat acı idi; ağırdı."
Mart sonu 1919 - Atatürk'ün, İstanbul'da, Rahip Frew ile görüşmesi. (Rahip Frew'un isteği ile gerçekleşen bu görüşmenin tarihi belli değildir. Olayların seyrine gore, muhtemelen Mart sonu veya Nisan başı 1919'da gerçekleşmiştir).
1916 - Atatürk'ün, saat 16.00 sıralarında Diyarbakır'a gelerek göreve başlaması.
1914 - Atatürk'ün, Sofya'dan Harbiye Nezareti'ne yazısı: "Bir ataşemiliterin memuriyet şerefine uygun bir yer tutabilmek ve demirbaş eşya alabilmek için Nezaret'çe para gönderilmesi."(Bu yazı üzerine Harbiye Nezareti tarafından, kiralanacak evin eşya alımında kullanılmak üzere 219 Osmanlı lirası gönderilmiştir).[Kocatürk]
 

Lilav

Daimi Üye
Katılım
28 Haziran 2010
Mesajlar
22.427
Tepki
21.987
Puan
113
Yaş
41
Konum
Almanya

28 MART - MARCH 28
Tarihte Bugün - Today in History

IkinciInonu%20Zaferi2.jpg

1921 İkinci İnönü Zaferi ()

1915 Çanakkale
1938 - Paris'ten davet edilen Prof. Dr. Fiessinger'in Ankara'ya gelişi ve Çankaya'da Atatürk'ü muayenesi.
1935 - Atatürk'ün, saat 19.30'da Cumhuriyet Halk Partisi Ankara İl Balosu'nu şereflendirmesi.
1933 - Atatürk'ün, gece Çankaya'da film izlemesi.
1931 - Atatürk'ün, Çankaya'da Afgan Elçisi Sultan Ahmet Han ve İran Elçisi Mirza Sadık Han'ın güven mektuplarını kabulü ve Elçilerin konuşmalarına cevap konuşmaları.[Kocatürk]
1926 - Atatürk'ün, Giresun Heyeti'ni kabulü.
1923 - Atatürk'ün, Çankaya'da Antep ve Kilis heyetlerini kabulü ve bilgi alışı.
1922 - Atatürk'ün, Sivrihisar'dan Akşehir'e hareketi.
T.B.M.M. Başkanlığı Özel Kalem Müdürü Hayati Bey'in, cephede bulunan Atatürk'e -Fikriye Hanımın sağlığı ile ilgili- telgrafı: "Fikriye Hanımefendi, yataktan kalkmıştır." [Kocatürk]
1921 - İkinci İnönü Zaferi ()
Batı Cephesinde Kanlısırt ve Metristepe mevzilerinin Yunanlıların eline geçmesi.
Doğu Cephesi kuvvetlerinin Moskova Anlaşması gereğince Batum, Ahıska ve Ahılkelek'i boşaltması (TBMM Hükümeti ile Sovyetler Birliği arasında "Moskava Anlaşması": 16 Mart 1921).
Afyon'un İşgali:
Yunanlılar tarafından Kurtuluş Savaşında Afyonkarahisar'ın işgal edilmesi. 28.3.1921 -7.4.1921 ile 13.7.1921 - 27.8.1922 tarihleri arasında iki kez Yunan işgalinde kalmıştır. Yunanlılar kaçarken kenti yakıp yıkmışlardır. Başkomutanlık Savaşı ile Türklerin eline geçmesi nedeniyle şimdi 26-30 Ağustos günleri arasında 5 gün süren tören ve eğlencelerle Zafer Haftası kutlanmaktadır.
1920 - Antep'te Fransızlara karşı direnişiyle ünlenen Şahin Bey şehit oldu.
Fransız kuvvetlerinin Kilis, Antep yolunu kapatan Teğmen Şahin komutasındaki milli kuvvetlerle çarpışması ve Şahin Bey'in şehit oluşu.
İngilizlerin elinde bulunan Geyve Boğazı'nın milli müfrezeler tarafından işgali.
Atatürk'ün, yabancı millet temsilciliklerine doğu vilâyetlerindeki Ermeni zulümlerini protesto eden telgrafı.
Atatürk'ün, İstanbul ile haberleşmenin kesilmesini gerektirecek bir vaziyetin doğmadığı görüşünü ifade eden Yusuf İzzet Paşa ve Albay Fahrettin (Altay) Bey hakkında, Kâzım Karabekir'e telgrafı: "...Yusuf İzzet Paşa ile Fahrettin Bey'in vaziyetlerini millî esaslarımız açısından hoş göremediğimizi arz eyleriz."[Kocatürk]
1917 - Atatürk'ün, akşam üzeri, Kurmay Başkanı İzzettin (Çalışlar) Bey'le beraber Dağkapısı dışındaki Süvari Bölüğü'nü denetlemesi.
1916 - Atatürk'ün, Kurmay Başkanı İzzettin (Çalışlar) ve Kolordu Baştabibi'yle beraber Diyarbakır Hükümet Konağı'na giderek Vali Vekili Bedri Bey'le, erzak ve taşıma araçları hakkında görüşmesi.
1915 - Tengerdere–Domuzdere Arasında Boğaz'ın Ortasına Doğru 19 Mayından Oluşan Son Mayın Hattının Kurulması.
 

Lilav

Daimi Üye
Katılım
28 Haziran 2010
Mesajlar
22.427
Tepki
21.987
Puan
113
Yaş
41
Konum
Almanya
29 MART - MARCH 29
Tarihte Bugün - Today in History

017_03.jpg

1915
Çanakkale’nin cehennemi andıran savaşlarında her zaman askerleri ile beraber
siperlerde olan Mustafa Kemal
1938 - Atatürk'ü muayene eden Prof. Dr. Fiessinger'in, hazırladığı raporu Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği'ne sunması.
1933 - Atatürk'ün, Çankaya'da Amerika Büyükelçisi Sherrill'in veda ziyaretini kabulü.
1928 - Atatürk'ün, Çankaya'da Yunan Elçisi Jean Papas ile Danimarka Elçisi Otto Cari Mohr'un güven mektuplarını kabulü ve Elçilerin söylevlerine cevap konuşmaları.
1922 - Atatürk'ün, İkinci İnönü Zaferi'nin yıldönümü nedeniyle ordulara genelgesi: "...Zalim dünyaya karşı milletimizi baştan başa boğazlayabileceğini ilân ve üstlenen istilâcı ve mağrur bir düşman, geçen senenin 30 Mart günü yerlere serilerek hakkın galibiyetine boyun eğmişti. Tarihimizin en şerefli kahramanları arasına giren İkinci İnönü şehitlerine fatihalar, gazilerine minnet ve teşekkürler sunmaya, bütün cephedeki arkadaşlarımı davet ediyorum."
1921 - İkinci İnönü Zaferi ()
Yunanlılar Metristepe'den tekrar saldırıya geçerek, Söğüt'ü ele geçirdi. Ancak büyük kayıplar vermelerine rağmen geri çekilmeyen Yunanlılar, Çeşme, Sakız ve Nazilli'de Rumları silah altına aldı.
Fevzi Paşa (Çakmak) bütün harekâtın İsmet Paşa (İnönü) tarafından yönetilmesini emretti.
1920 - Yarbay Rahmi Bey, Anzavur'a bağlı askerler tarafından öldürüldü.
Atatürk'ün, Kâzım Karabekir'in Kafkasya'da Bolşevik ordularına karşı hazır olunması teklifine cevabı: "15. Kolordu'nun, Bolşevik orduları karşısında Kafkaslarda hakim bir vaziyette varlığını göstermesi ve bunun için hareket imkânı oluşunca faaliyete geçmesi hakkındaki görüşünüze tamamen iştirak ediyorum." [Kocatürk]
Mart sonu 1919 - Atatürk'ün, İstanbul'da, İtalya Yüksek Komiseri Kont Sforza ile görüşmesi. (Kont Sforza'nın isteği ile gerçekleşen bu görüşmenin tarihi belli değildir. Olayların seyrine göre, muhtemelen Mart sonu veya Nisan başı 1919'da gerçekleşmiştir. Atatürk'ün yaveri Cevat Abbas (Gürer), hatıralarında, bu görüşme için şunları söylemektedir: "Atatürk, İstanbul'da bulunduğu ayların sonlarına doğru İtalya Mümessili Kont Sforza ve Papaz Mister Frew ile de ayrı ayrı ve fasılalı tarihlerde görüşmüştü. Aldığı kanaat acı idi; ağırdı."
Mart sonu 1919 - Atatürk'ün, İstanbul'da, Rahip Frew ile görüşmesi. (Rahip Frew'un isteği ile gerçekleşen bu görüşmenin tarihi belli değildir. Olayların seyrine gore, muhtemelen Mart sonu veya Nisan başı 1919'da gerçekleşmiştir).
 

Şu anda bu konu'yu okuyan kullanıcılar

    Üst