Günün Duası (Hep Birlikte Birbirimize Dua Edelim)

bitter_im

Kılıç Arslan
Sitenin Hikaye Yazarı
Katılım
3 Aralık 2009
Mesajlar
66.054
Tepki
58.634
Puan
113
Yaş
33
Konum
kocaeli
Ey Hayy u Kayyum olan Rabbim! Rahmetine tevessül ediyorum ve benim her hâlimi ıslâh etmeni istiyorum. Göz açıp yumuncaya kadar da olsa beni kendime (nefsime) bırakma."

Amin Amin Amin inşaAllah..
 

bitter_im

Kılıç Arslan
Sitenin Hikaye Yazarı
Katılım
3 Aralık 2009
Mesajlar
66.054
Tepki
58.634
Puan
113
Yaş
33
Konum
kocaeli
yarabbi11bi.jpg
 

burgazkartal

Aktif Üye
Katılım
26 Ekim 2010
Mesajlar
256
Tepki
208
Puan
43
Yaş
64
Konum
istanbul
Ey Rabbimiz! Bizim ve çocuklarımızın kalplerimize İslam nurunu, Kuran hidayetini bahşeyle. Bütün soyumuzu İslam’a ve Kur’ana bağlı insanlar eyle. Hepimizi müslüman olarak yaşat. Bizi dünya ve ahiret mutluluğuna nail eyle .
 

bitter_im

Kılıç Arslan
Sitenin Hikaye Yazarı
Katılım
3 Aralık 2009
Mesajlar
66.054
Tepki
58.634
Puan
113
Yaş
33
Konum
kocaeli
Ey Rabbim bütün varlı ımı sana teslîm ettim, işimin tasarrufunu sana havale ettim, yönelişim sanadır, korkum da ancak sendendir, senin azâbından kaçıp sı ınılacak ancak yine senin rahmetindir. İndirdi in kitabına ve gönderdi in resulüne îmân etdim ey Rabbim! (AMİN)
 

Şahmaran.

Admin
Admin
Katılım
9 Temmuz 2008
Mesajlar
38.082
Tepki
50.396
Puan
113
Allahım beni af eyle, her derdimi def eyle, rızkımızı bol eyle, kabrimizi nur eyle, sual meleklerinin cevabını muktedir eyle.

Evvelim Allah, ahirim Allah, kalbimde beytullah, lailâhe illallah Muhammedün Resullullah.

Eşhedü enla ilahe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abduhu ve Resuluhu.

Allahım şeytanın şerrinden , kabirdeki yılanlardan, çiyanlardan, ölümün dehşetinden, kabrin azabından, sıratın zulmetinden muhavaza eyle Allahım.

Ölümün hayırlısını , 3 ayların birisini, yasinin yarısını , okurken ölmeyi nasip eyle yarabbi. Amin
 

Aslı Oktay

Daimi Üye
Katılım
30 Haziran 2011
Mesajlar
12.828
Tepki
19.322
Puan
113
Yaş
35
Konum
İstanbul
Allahım!
Beni, beni benim önüme engel olmaktan,
Beni, benim hayatımın kemirgeni olmaktan,
Beni, bana yalan söylemekten muhafaza eyle, Ya Rabbi!
 

sıladayım

Daimi Üye
Katılım
3 Aralık 2009
Mesajlar
15.208
Tepki
27.374
Puan
113
Konum
trabzon
Allahım!
Bana dilimle değil, halimle vazetmeyi nasip eyle, Ya Rabbi!


Allahım!
Bana bir insanın elinden tutmadan önce, kalbinden tutmanın sırlarını öğret,
Ya Rabbi!


Allahım!
Okuma, öğrenme, öğrendiklerimizi uygulama aşkımızı, salgın ve saygın bir
hastalığa dönüştür, Ya Rabbi!


Allahım!
Bizleri dünlerde kaybolmaktan muhafaza eyle, yarına kalabilenlerden eyle, Ya
Rabbi!


Allahım!
Dinimizi dünyanın mehri yapmaktan, acıkınca da inançlarımızı yemekten
cümlemizi muhafaza eyle, Ya Rabbi!


Allahım!
Beni, beni benim önüme engel olmaktan,
Beni, benim hayatımın kemirgeni olmaktan,
Beni, bana yalan söylemekten muhafaza eyle, Ya Rabbi!


Allahım!
Bakışımızı ibret,

Sukutumuzu hikmet,
Konuşmamızı sanat ve marifete dönüştür, Ya Rabbi!


Allahım!
Boşa bakanlardan,
Boşa susanlardan,
Boşa konuşanlardan eyleme, Ya Rabbi!


Allahım!
Zenginlerimizi hamiyetsiz,
Fakirlerimizi gayretsiz,
Alimlerimizi amelsiz,
İdarecilerimizi adaletsiz bırakma, Ya Rabbi!


Allahım!
Kandillerimizi hakiki kandil,
Düğünlerimizi hakiki düğün,
Bayramlarımızı hakiki bayram eyle Ya Rabbi!


Cümlemize, rızana uygun bir hayat yaşamayı ve son nefeste imanla ölmeyi
nasip eyle Ya Rabbi!*

Amin
 

Şahmaran.

Admin
Admin
Katılım
9 Temmuz 2008
Mesajlar
38.082
Tepki
50.396
Puan
113
Ey Rab! Sen’in dualara icabet etme mecburiyetin yoktur; ama bizim ona ihtiyacımız hissettiklerimizden de çoktur. Bütün dileklerimizi kabul buyur ve bunları kabulünü vicdanlarımıza duyur; aç ve yalnızlıkla tir tir titreyen kalblerimizi iman ve itminanla doyur. Ciddî bir yol almış sayılmasak da yıllar var hep yollardayız. Ufkumuz gam ve kederle tülleniyor. Önümüzdeki engebeler beşer takatini aşkın görünüyor. Ümmet-i Muhammed (aleyhissalâtü ve’t-teslîmât) perişan, derbeder ve ızdırap içinde.. Müslümanlık gelenek ve göreneklerin darlığına mahkum.. ibadet ü tâat kültür televvünlü.. duygular, düşünceler fantezilere emanet.. mücadelelerin esası da çıkarlar, menfaatler, ırkî mülâhazalara dayalı. Ölenler bir hiç uğruna ölüyor, öldürenler işledikleri cinayetleri mücahede sayıyor.

Ey Rab! Elimizden tut, dostlarının yüzüne baktığın gibi bize de rahmetinle teveccühte bulun.. iç dünyamızı varlığının ziyasıyla nurlandır ve bizi Sensizliğin zulmetlerinden, zindanlarından halâs eyle; halâs eyle ve eşiğine baş koymuş kapının şu sadık kullarını yalnız bırakma. Sen’den kalblerimize ışık, iradelerimize güç, düşüncelerimize istikamet, niyetlerimize de hulûs istiyoruz. Bizleri iç dünyamızla yeniden inşa ederek ruhlarımıza ahsen-i takvîm sırrını duyur. “N’olur ya Rabbî, n’olur ya Rabbî, neyin noksan olur ya Rabbî.” (M. Lütfî) Rahmet Sen’in sıfatın, inayet âdetin, af şanın; bizler de o rahmet, o inayet ve o mağfirete muhtaç kullarınız. “Kerem kıl, kesme Sultanım keremin bînevâlerden / Keremkâne yakışır mı kerem kesmek gedâlerden.” (M. Lütfî) Sen’in kapının genişliği başımızı sokacak başka kapı aramaya ihtiyaç bırakmamıştır. Başımızı o kapıdan içeriye sokabildiğimiz kadar sokuyor, sesimizi edep ve temkinle kalibre ediyor ve Sen’den arızasız ibadet ü tâat adına bir güç, masiyetler karşısında sarsılmayacak sağlam bir irade ve musibetleri iyi değerlendirebilecek bir idrak ve bir basiret istiyoruz. İstediklerimizi ver ve bizi kendi darlığımıza mahkum etme.

Biz her şeyimizle Sen’iniz; Sana hamd ü senâda bulunuyorsak, Sen’in lütfettiğin uzuvlarla bunu yapıyoruz; kulluğuna koşuyorsak, boynumuzdaki acz ü fakr tasmasının gereğini yerine getiriyoruz. Bunlar Sana göre değil, bizim tutarsızlığımız çerçevesinde çırpınışlar.. evet, nerede Sen’in ululuk ve azametin, nerede bizdeki kulluk? Nerede o altından kalkılmaz lütuf ve ihsanlar, nerede bizdeki o kırık kol ve kanatlar?..

Ya Rab! Önümüzdeki şu upuzun hayat yolculuğunda, bizi kendi idrak ve ihsaslarımızın darlığıyla baş başa bırakma; akıllarımızı inhiraf ve sürçmelerden, nefislerimizi cismânîliğin baskılarından, gönüllerimizi de hevâ ve heveslerin öldürücü oklarından sıyanet eyle. Kapının kullarını; ilimde kibr u gururdan, ibadette riya ve gafletten ve duygularına renk attıran ülfetten koru. Sen’in yolunda yürüyor gibi görünüp Sen’den uzaklaşmak, kurbet atmosferinde iç içe firkat yaşamak, hep rızadan söz edip gazap arkasından koşmak ne acıdır! Sen bizi kazanç yolu sanılan bu tür haybet vadilerinde ömür tüketmekten muhafaza buyur.

Rabbimiz! Sen’in bize sahip çıkıp sıyanet etmen, düştüğümüzde tutup kaldırman, kirlenen mâhiyet-i insaniyemizi sık sık yıkayıp, arındırıp nezdindeki gözü sürmeliler arasında kabul buyurman, Zât’ın için bir nakîse sayılmaması yanında bizim için çok şey ifade etmektedir. Gerçi cürüm cürümdür ve ceza ister. Biz de öyle bir cürmün prangalı mahkumları sayılabiliriz. Ne var ki Sen, azap edecek pek çok kimse bulabilirsin; fakat biz, affedecek birini asla bulamayız. Ey affı tecziyesinin önünde rahmet tahtının Sultanı! Bizi bir bilinmez ve bulunmaza bırakarak tazib etme. Eğer bir zaman Sen’den kaçıp -aslında kaçınılmazdan kaçmışız- akla-hayale gelmedik levsiyâta girdi, mâhiyet deformasyonları yaşadı, haddimizi bilmezlik edip Sana baş kaldırdı, hevâ u nefislerimize uyup kirlendi ve kendimize kıydı isek -ki bu ahsen-i takvîm dilrubâları için bir intihardır- şimdi bin bir çaresizlik içinde, ama ihtiyaçlarımızın şuurunda olarak, boynumuzda hâkimiyetinin tasmaları, ayaklarımızda ıztırar prangaları, ellerimiz göğüslerimizde günahlarımızı itiraf ediyor; bir kez daha kapının kulları olduğumuzu mırıldanıyor, “merhamet” deyip inliyor ve ululuğuna yakışır bir muamele bekliyoruz.

Bizleri bağışla, öyle bir dünyada hayata gözlerimizi açtık ve öyle bir âlemde yaşıyoruz ki, önümüzde tuzak, arkamızda tuzak; uğrayıp geçtiğimiz her yerde nefis, şeytan ve aynı takımdan binlerce ifrit ağını germiş av bekliyor; yol boyu yüzlerce fitne ocağı ve isi-dumanı gelip sinelerimize oturuyor. İnayetine ihtiyacımız açık, çaresizliğimiz her hâlimizden belli; bizleri yara-bere almadan hedefe ancak Sen ulaştırabilir ve bugüne kadar elli defa çatlamış, kırılmış ruh dünyamızı da ancak Sen tamir edebilirsin. İçimizi Sana döküyor, kusurlarımızı Sana açıyor ve bize yeniden insan olma yollarını göstermeni diliyoruz.

Yeni bir azim ve ümitle bir kere daha Sana yöneldik. Başımızı ayaklarımızla buluşturduk ve bir sürü beklentiye koyulduk. Arzu ve isteklerimizde bize inkisar yaşatma! Bize sevginden kâse kâse şerbetler sun ve gönüllerimizi iştiyakınla coştur! Sinelerimize öyle bir aşk u şevk koru saç ki, kalmasın kararımız; başımız kapının mübarek eşiğinde, nabızlarımızda Sen’i duymanın heyecanı, gönüllerimizde aşk u vuslat hafakanı, gözlerimiz çağlayıp gitsin ve âh u efganlarımız gökleri titretsin.

Bundan sonra olsun, artık oturup kalkıp hep Sen’i düşünelim.. her şeyi Sana bağlayıp öyle sevelim.. vuslat hülyalarıyla yaşayıp Sana karşı iştiyakla köpürüp duralım. Sen’in için kıyam edip, Sen’in için oturalım.. her şeyin çehresinde Sen’i okuyalım; her nesneden Sana ulaştıran yollar bulmaya çalışalım.

Bugüne kadar başka hülyalar peşinde koşa koşa yorulduk. Sensizlik canımıza tak etti.. meğer, mülâhazalarda Sen olmayınca en geniş yollar ne kadar da daralıyormuş, şehrahlar nasıl da sevimsiz patikalara dönüyormuş...

Sen artık, bize bir kere daha gurbet yaşatma; bizi Sensiz ve ışıksız bırakma! Sen’in yolunda gibiyiz; ama ciddî bir azığımız yok; ömür sermayemiz yabancı hülyalar, yalancı rüyalar arkasında hebâ olup gitti. Huzurundayız; fakat elimiz boş, gönlümüz boş, hasenât defterimiz bomboş; ama bütün bu boşluklara yetecek sihirli bir iksirimiz var; hakkındaki hüsnüzannımız.. evet, cürmümüz dağlar cesâmetinde; ümitlerimiz ise, ufkun onların üzerine oturduğu her şeyin üstünde.

Yürüyeceğimiz yollarda yüzlerce firavun, yüzlerce nemrut, yüzlerce Ebû Cehil pusu kurmuş bize diş biliyor; varsın bilesin, hepsinin hakkından gelecek Sen varsın ya.! Aczimiz mutlak, fakrımız açık, ihtiyaçlarımız sınırsız; ama hiçbir endişemiz yok. Zira, istemeden verdiklerine, ettiklerine bakıyor, isteklerimizin verileceğine, ihtiyaçlarımızın da giderileceğine gönülden inanıyoruz.

Sen’i bilenlerce Sen, bugüne kadar -tabiî ki hikmetinin çerçevesinde- her isteyene istediğini verdin ve Sana bel bağlayanları hiçbir zaman hayal kırıklığına uğratmadın. Sana doğru bir adım atanı on katı yakınlığınla şereflendirdin. Sana gelirken yolda sürçüp düşenleri, yolunun delisi sadık bendelerin gibi arındırıp mükâfatlandırdın. Şimdiye kadar Sana misafir olmuş da ziyafet görmemiş, kapının tokmağına dokunmuş da cevap almamış kimse yoktur.

Muhtaçlar ve muztarlar olarak şimdiye kadar bir hayli yol teptik, bir hayli kapı çaldık ve nihayet gelip Sen’in inayet arsana çadır kurduk. Sen, ihtiyaç nedir bilmediğimiz, ıztırardan anlamadığımız bir âlemde bize vücut verdin, can verdin, şuur verdin, vicdan verdin. Şimdi giderilmiş olan bu ihtiyaçlarımızın farkındayız ve Sen’den bir kere daha günahlarımıza değil, yüzümüze bakıp “Haydi siz de seçkin kullarım arasına girin ve lütuflarımı paylaşın.” diyeceğiniz eşref saatleri bekliyoruz.

Rahmetinin vesâyetine sığınırken, lütfundan sürpriz ihsanlar beklerken, kirlettiğimiz üstümüze-başımıza, gönlümüze-ruhumuza bakmıyor; Sen’in her nasılsa, uzun zaman takılıp yollarda kaldıktan, ya da yolda bulunmanın erkânına saygısızlık ettikten sonra, toparlanıp Sana gelen birine gösterdiğin/göstereceğin mukaddes memnuniyet ve münezzeh sevince dayanarak aynı muameleyi bekleme cür’etinde bulunuyoruz.

Bir süre ayrı düştükten sonra dönüp Sana gelenleri kovmayacağını vadediyorsun -aslında kovduğunu da hiç duymadık ya-. Sana yönelenlere hep “gelin, gelin” diyorsun. Ey Rab! Böyle emekleye emekleye sürünmeyi de gelme kabul edeceksen, müsaade buyur “Biz de geldik” diyelim. Geldik ve Sana, yolların amansızlığını, nefis, şeytan ve hevânın imansızlığını, bizim de dermansızlığımızı şikayet ediyoruz. Bilhassa, her zaman hatalara açık duran, mâsiyetlere meyyal bulunan ve ululuğuna karşı hep saygısız davranan serkeş nefsimizi Sana şikayet ediyoruz. Yığınlar, onun zehirli hançeriyle yaralı ve bitkin, hep onun dümen suyundalar; işleri eğlence ve oyun, hâlleri gaflet ve dalâlet, arkasından koşup durdukları şan-şöhret, zevk u safa ve rahat, hedefleri de çıkar ve menfaat. Her birini birer öldüren virüs kabul ettiğimiz bu mikroplar şimdiye kadar nice “serv-i revân canları, nice gül yüzlü sultanları”, nice hanları ve hakanları yere serdi ve saltanatlarıyla beraber yerle bir etti.

Sen elimizden tutmazsan, bu mekkâr, bu gaddar hasımlar karşısında kendi kendimize ayakta duramayız. Aksine maiyyetinde olursak, o zaman da hiçbir şeyden korkmayız. Bizleri şeytanın bu kabil ağlarına takılıp helâk olmaktan, kalbimizi şeytana kaptırmaktan, şeytana kalb kaptıranlarla beraber bulunmaktan muhafaza buyur. Bize yeni bir “ba’sü ba’de’l-mevt” lütfeyle; başlarımız önümüzde, boynumuz buruk, gönüllerimiz kırık, Sen’den ayrı düşmenin hacâletiyle iki büklüm ama fevkalâde ümitli ve Sen’den eminiz. Bizi bir daha yalnız bırakmamanı diliyoruz. Nedametlerimizi gönül heyecanlarımız ve gözyaşlarımıza emanet ederek bize ruhta, gönülde, sırda diriliş bahşetmeni diliyoruz. Kabul edersen bu Sen’in şanındandır. Reddedersen bu da bizim için apaçık bir hüsrandır. Şanına düşeni yapman ne hoş.! İstihkakımıza göre muamelen ne acı..!



SIZINTI DERGiSi
 

Aslı Oktay

Daimi Üye
Katılım
30 Haziran 2011
Mesajlar
12.828
Tepki
19.322
Puan
113
Yaş
35
Konum
İstanbul
https://fbcdn-sphotos-e-a.akamaihd.net/hphotos-ak-prn1/s480x480/68369_10151280954755071_1855799014_n.jpg
 

ferah

Daimi Üye
Katılım
2 Ocak 2010
Mesajlar
6.141
Tepki
9.342
Puan
113
Konum
izmir
Allahım!
Bana dilimle değil, halimle vazetmeyi nasip eyle, Ya Rabbi!


Allahım!
Bana bir insanın elinden tutmadan önce, kalbinden tutmanın sırlarını öğret,
Ya Rabbi!


Allahım!
Okuma, öğrenme, öğrendiklerimizi uygulama aşkımızı, salgın ve saygın bir
hastalığa dönüştür, Ya Rabbi!


Allahım!
Bizleri dünlerde kaybolmaktan muhafaza eyle, yarına kalabilenlerden eyle, Ya
Rabbi!


Allahım!
Dinimizi dünyanın mehri yapmaktan, acıkınca da inançlarımızı yemekten
cümlemizi muhafaza eyle, Ya Rabbi!


Allahım!
Beni, beni benim önüme engel olmaktan,
Beni, benim hayatımın kemirgeni olmaktan,
Beni, bana yalan söylemekten muhafaza eyle, Ya Rabbi!


Allahım!
Bakışımızı ibret,
Sukutumuzu hikmet,
Konuşmamızı sanat ve marifete dönüştür, Ya Rabbi!


Allahım!
Boşa bakanlardan,
Boşa susanlardan,
Boşa konuşanlardan eyleme, Ya Rabbi!


Allahım!
Zenginlerimizi hamiyetsiz,
Fakirlerimizi gayretsiz,
Alimlerimizi amelsiz,
İdarecilerimizi adaletsiz bırakma, Ya Rabbi!


Allahım!
Kandillerimizi hakiki kandil,
Düğünlerimizi hakiki düğün,
Bayramlarımızı hakiki bayram eyle Ya Rabbi!


Cümlemize, rızana uygun bir hayat yaşamayı ve son nefeste imanla ölmeyi
nasip eyle Ya Rabbi!*

Amin
 

Aslı Oktay

Daimi Üye
Katılım
30 Haziran 2011
Mesajlar
12.828
Tepki
19.322
Puan
113
Yaş
35
Konum
İstanbul
Allah'ın İsm-i celîli sayesinde ne semâda, ne de yeryüzünde hiç bir şey zarar veremez. O her şeyi işiten, her şeyi hakkıyle bilendir. Yalnız O'na sığınır yalnız O'ndan yardım dileriz.

'Allah’ım, Muhammed ve âline salat eyle ve beni günahlardan koru; itaatine muvaffak kıl; (sana doğru) güzel bir dönüşü bana nasip eyle; tövbeyle beni temizle; özel korumanla beni destekle; sağlıkla işlerimi düzene koy; mağfiretinin tadını bana tattır; beni affının özgürü, rahmetinin azatlısı kıl;

amin
 

Aslı Oktay

Daimi Üye
Katılım
30 Haziran 2011
Mesajlar
12.828
Tepki
19.322
Puan
113
Yaş
35
Konum
İstanbul
Bizi marifet denizinin derinliklerine daldır; daldır ki, kalplerimiz saffet bulsun, yolumuzun sonu da vuslat olsun! Bizi nurunla rızıklandır.. şek ve şüphenin karanlık vadilerinden uzaklaştır.. zahirimizi ve batınımızı İlahî inayetinle te'yîd buyur ve bizi cismaniyetinin altında kalıp da ezilenlerin elîm akıbetine maruz bırakma!...

Ya Rab! Eksik-gedik de olsa, ne olur, şu teveccühümüzü karşılıksız bırakma!
 

Aslı Oktay

Daimi Üye
Katılım
30 Haziran 2011
Mesajlar
12.828
Tepki
19.322
Puan
113
Yaş
35
Konum
İstanbul
'Ey Allah! Kalbime senden ümitli olma hissini at, senden gayri her şeyden gayri her şeyden umudumu keski, senin dışında kimseden bir şey beklemeyeyim.

Ey allah! Öncekilerden ve sonrakilerden her kime imandan neler verdiysen de benim ona gücüm ulaşmıyorsa, amelim eksik kalıyorsa, isteğim kavuşmuyorsa, duam yetişmiyorsa, öyle bir şey istemek dilime gelmiyorsa, sen okuvvetli iman ile beni seçkin kıl. Ey acıyanların en merhametlisi kabul et!'
 

Şu anda bu konu'yu okuyan kullanıcılar

    Üst