Günün Kitap Önerisi

bitter_im

Kılıç Arslan
Sitenin Hikaye Yazarı
Katılım
3 Aralık 2009
Mesajlar
65.261
Tepki
55.649
Puan
113
Yaş
33
Konum
kocaeli
COŞKUYLA ÖLMEK

Kitap_1856412.jpg


Bir önceki Şule Gürbüz kitabı -Zamanın Farkında- hakkında Mehmet S.Omay yazmış ve bu harika yazarımızı ve kitabını bize tanıtmıştı. Doğal olarak son kitabını da yine onun kaleminden tanıtıyoruz.

Henüz bir önceki kitabın, ‘Zamanın Farkında’nın dumanı tüterken yeni bir Şule Gürbüz kitabıyla karşılaşmak çok güzelmiş. ‘Zamanın Farkında’ bizi yokuş aşağı koşan öyküleriyle büyülemişti. ‘Coşkuyla Ölmek’ ise bir yanıyla yazarın ilk kitabı ‘Kambur’a çok daha yakın gibi duruyor. ‘Coşkuyla Ölmek’ kara mizahın, daha doğrusu karanlık mizahın acımsı bakışıyla dolu dolu bir kitap. Öyle bir kitap ki, bir yanıyla okuyanı tebessüm ettiren, giderek güldüren fakat hemen ardından hüzünle, yeisle, müthiş bir huzursuzluk duygusuyla doldurup, okuyanı tırmalayan, canını yakan bir yanı var. Böylece ‘Coşkuyla Ölmek’ aynı kederle, aynı içe dönük bakışla bir başka uçtan ‘Zamanın Farkında’ ile buluşuyor ve onu tamamlıyor.

Evvela kitabın kapağından söz etmek gerek. İletişim Yayınları, kitap kapağı konusunda sabıkalı bir yayınevi. Mazrufun önemine inanmış bir yayınevinin zarfa da birazcık özen göstermesini beklemeyi bırakalı çok olmuştu. Bu nedenle, İletişim’den böyle güzel kapaklı bir kitap görünce çok şaşırdım. Önce Hoca Ali Rıza’nın bilmediğim bir resmi keşfedilmiş galiba dedim. Aynı sıcak renkler, aynı ağaçlar, aynı evler. Ne güzel bir kapak olmuş diye merakla kitabın künye sayfasına baktım hemen. Orada ‘kapak fotoğrafı’ ibaresinin yanında Şule Gürbüz ismini görünce şaşkınlığım daha da arttı. Demek ki güzel kapaklı bir İletişim kitabı olabiliyormuş, demek ki yazar da yayınevinin kapak konusundaki yabancı duruşundan şikâyetçiymiş diye düşündüm.

‘Coşkuyla Ölmek, insanın doğası üzerine yazılmış dört öyküden mürekkep bir kitap. Teksesli ve huzursuz mimarisiyle bize bizi anlatan bir beste gibi. Coşkuyla Ölmek, içinde nice kederi, nice sevinci birlikte saklayan bir Boğaziçi yalısı gibi. Kitaptaki öykülerden üç ayrı roman çıkabilirmiş pekâlâ. Fakat Şule Gürbüz, şiirin o muazzam olanaklarını da kullanarak, hiç uzatmadan, lafını evirip çevirip yeniden satmadan, her defasında farklı bir insanlık dramına işaret ederek yazmış. Oysa uzatmaları, uzatılanları çok seven bir dünya var önümüzde. Dizi dizi, cilt cilt birbirini izleyen, tuğla tuğla romanların övgülerle karşılandığı, pamuklara sarılarak kutsandığı bir zamanda, ‘Coşkuyla Ölmek’ bir yeraltı suyudur, dağ başında ansızın karşılaştığımızda sevindiğimiz bir pınar gibidir.

‘RUHUNA FATİHA’

‘Coşkuyla Ölmek’ kitabının ilk öyküsü ‘Ruhuna Fatiha’ adını taşıyor. Kahramanımız, çok huzursuz, kendini ince ince hırpalamayı seven bir insan. Bir yandan da halini tavrını çok önemseyen (bizim gibi) bir ruh hali ile dış dünyaya karşı mücadele ediyor. Kendini haddinden fazla önemseyince, aldanmaya müsait, kırılgan bir hâle giriyor. Nitekim hem lokanta macerasında (sahnesi de diyebiliriz) hem de evdeki boyacılarla olan mücadelesinde hep kaybeden taraf oluyor. Aslında kahramanımız mütemadiyen kaybediyor, aldatılıyor, fakat bu kaybedişte, aldanmada bile bir huzur bulabiliyor. Büyük sözler söylüyor, insanın değişmeyen, acı doğası üzerine düşünüyor, hemen ardından küçük hesapları dahi göremiyor, aldanıyor. Kendi kendini yiyip bitirecek derken, şaşkınlıkla anlıyoruz ki yine düze çıkıyor. Bu öyküde hafızadan çıkmayacak cümleler var. Bence en çarpıcısı, en dokunanı şudur: “Aldatılmada insandan umudu kesmenin eşsiz huzuru vardı.”

‘AKILSIZ ADAM’

İkinci ve üçüncü öykü ise birbiriyle bağlantılı bir kurgu ile yazılmış. ‘Akılsız Adam’ ve ‘Akılsız Adamın Oğlu’ adını taşıyan öyküler bağlantılı ancak bağımsız bir yapıda. Dilleri de iç yapıları da farklı. Yine edebiyatımızda az görülen bir derdin, bir tasanın izini süren öyküler bunlar. ‘Akılsız Adam’, baba olmak, hayatını çocuğu üzerinden tarif etmek, çocuğunu bir proje olarak görmek üzerine, kendini hayatın çokların değil de azların bulunduğu bir başka köşesinde görmek üzerine düşünen, derinlere kök salan bir öykü. ‘Akılsız Adam’da bir yandan Refik İyisoy’un dervişane düşünceleriyle büyüleniyoruz, eski zaman insanlarını düşünüp hayallere dalıyoruz, ama bir yandan da kendine çizdiği bir çerçeve içinde kalıp durmasına, uzaklığına, başka bir zamandan aramıza düşmüş gibi olmasına bakıp ürküyoruz. Konuşan, hayallerini ve düşündüklerini paylaşan sadece Refik İyisoy değil, bir devrin, bir dönemin insanı. Bu nedenle Refik İyisoy’u kendine mahsus özellikleri olan bir insan olarak düşünmemek gerekir. ‘Akılsız Adam’ tıpkı kitaptaki diğer öyküler gibi simgesel okumalara açık kapılarla dolu.

‘AKILSIZ ADAM’IN OĞLU SADULLAH EFENDİ’

‘Akılsız Adamın Oğlu Sadullah Efendi’ öyküsünde ise bizi Refik İyisoy’un oğlu karşılıyor. Oğul, geçmişini anlamayan, anlamak istemeyen bir adam. Babasından, babasının temsil ettiği değerlerden, babasının içinde yaşadığı çevreden kaçıp yabancı bir memlekette nefes almayı deneyen biri Sadullah İyisoy. Önceleri bunu gayet iyi başarıyor da, bir yabancıyla evlenip, işinde başarılı, çalıştığı şirkete sadık biri olarak huzura ermek istiyor. Ama olmuyor, olamıyor bir türlü, içinde onun bilmediği bir tohum var. Mayasız hamur gibi tatsız, hayatı düz çizgilerden ibaret bir insan olan Sadullah Bey, kalbinin kırık oluşunu, delirmenin eşiğine gelince anlıyor. Biz onun düştüğü acınacak halleri okuyoruz. (Bu öykünün sonunu Refik İyisoy da okumalıydı.)

′RÜYA İMİŞ′

Son öykünün adı ‘Rüya İmiş’ bana Memduh Şevket Esendal, Hüseyin Rahmi Gürpınar, Reşat Nuri Güntekin, Refik Halit Karay çizgisinde bir öykü gibi geldi. Ancak ‘Rüya İmiş’ öyküsünde ilerledikçe, okuyanı hem paralayan kederli cümleleriyle, hem tebessüm ettiren olaylarıyla başka bir yerde duruyor sanki. Öykünün anlatıcısı Hikmet, arkadaşı Eyüp, karısı Cemile ve teyzesi (ama ne cevval bir teyze!) ile bir başka tadı var bu öykünün. Son öykü bittiğinde durup düşünmemek elde değil. ‘Rüya İmiş’, bize bizi anlatıyor, ‘benim senden, senin benden bir farkın yok’ diyor adeta. İsteklerimiz, hayallerimizin bir payandası yok, gelip geleceğimiz yer de belli. Kimi insanın gönlü başka bir yer, başka bir durum için çırpınsa da, bir aşağıdaki sokaktan ötesine gücü yetmiyor. Kişi bazen kendini başka bir yerden izliyor, rüyadaymış gibi müdahale edemiyor, müdahale etmeye korkuyor, tedirgin olup kendini akışa bırakıyor.

Öykülerin ortak noktalarından biri, okuyan insanı zamanda bir yolculuğa çıkarması elbette. Şule Gürbüz, edebiyatın bir saatçi dükkânı gibi olduğunu hissettiriyor. Zaman kelimelerle akıp duruyor, öyküsünü okuduklarımız yaşlanıyor. Öykülerin arasına incelikle serpiştirilmiş yazarlar, kitaplar ve keşfedilmeyi bekleyen diğer ayrıntılar var. ‘Coşkuyla Ölmek’ bir kez okumakla bitmeyecek nadir kitaplardan biri. Belki Şule Gürbüz okumanın en güzel yanı da bu: Okurken bir saatin içinden nice dünyaya bakıyor gibiyiz.
 
OP
nk83

nk83

࿐*⁀➷
Sitenin Hikaye Yazarı
Katılım
24 Ağustos 2010
Mesajlar
63.117
Tepki
83.535
Puan
113
Konum
İstanbul
read2.gif
Günün Kitap Önerisi

7b0d193a-6595-460c-ac35-9bd8bd273da5.jpg


Üzüntüsüz Yaşamak

Yazar : Vehbi Vakkasoğlu

Üzüntü nasıl yenilir?
Hayata nasıl bakacağız?
Olayları nasıl değerlendireceğiz?
İnsan olarak, bizim bu dünyadaki öncelikli görevlerimiz nelerdir?
Ve en önemlisi, hangi özellik ve alışkanlıklarla kendimizi sıradan ve basit bir yaratık olmaktan kurtarabiliriz?
Sayısız arzu ve isteklerle dolu bir iç dünyanız olacak... İmkanınız az, gücünüz sınırlı bulunacak... Ve siz üzüntüsüz yaşamayı başarabileceksiniz.
Bu mümkün mü?
Üzüntülere pabuç bırakmamak için elbette birçok etkili tedbir vardır. Önce bunları bilmeli, sonra da hemen uygulamaya koymalıdır.
Üzüntüler, kafamıza ve kalbimize üşüşen sinekler gibidir. Rahatsız ettikleri doğrudur, ancak onların küçücük bir hamleyle kovalanabilecekleri de unutulmamalıdır.
Ama Nasıl?
İşte bu kitapta bu "nasıl"ın cevabını vermeye çalıştık.
 
OP
nk83

nk83

࿐*⁀➷
Sitenin Hikaye Yazarı
Katılım
24 Ağustos 2010
Mesajlar
63.117
Tepki
83.535
Puan
113
Konum
İstanbul
read2.gif
Günün Kitap Önerisi

h6kzq.jpg




Arka Kapak

''...Bravo bana! Kaybettim
Şu dünyada kaybetmemem gereken tek şeyi kaybettim. Nişan yüzüğümü! Magnus'un üç nesillik aile yadigarı.
Ve şimdi, tam da annesiyle babasının döndüğü gün kaybettim.
Kaybetmek için o günü buldum. Derin derin nefes al, Poppy.
Olumlu düşün ''

Bir hayır yemeğinde kızlarla iki kadeh şampanya devirdikten sonra Poppy'nin hayatı bir anda tepetaklak oldu. Yalnızca nişan yüzüğünü kaybetmekle kalmadı, arkasından yaşanan panikte cep telefonundan da oldu. Titrek bacaklarla otelin lobisinde dört dönerken, bir çöp kutusunda terkedilmiş bir telefon buldu. E, mal bulanındır demişler! Artık otele bir numara bırakabilirdi. Kaderinde vardı demek ki!
Tek sorun şuydu ki, telefonun sahibi işadamı Sam Roxton, onunla aynı fikirde değildi. Cep telefonunu geri istiyordu ve Poppy'nin, tüm mesajlarını okumasından ve özel hayatına burnunu sokmasından hiç hoşlanmamıştı. Üstüne üstlük yüzüğü bulana kadar Poppy'nin tek elle idare etmesi gerekecekti (!) Düğün hazırlıkları, Sam'in geçici asistanlığı vazifesi ve başına bizzat açtığı türlü belalar yüzünden işler iyice karışacaktı...''
 

bitter_im

Kılıç Arslan
Sitenin Hikaye Yazarı
Katılım
3 Aralık 2009
Mesajlar
65.261
Tepki
55.649
Puan
113
Yaş
33
Konum
kocaeli
read2.gif
Günün Kitap Önerisi

h6kzq.jpg




Arka Kapak

''...Bravo bana! Kaybettim
Şu dünyada kaybetmemem gereken tek şeyi kaybettim. Nişan yüzüğümü! Magnus'un üç nesillik aile yadigarı.
Ve şimdi, tam da annesiyle babasının döndüğü gün kaybettim.
Kaybetmek için o günü buldum. Derin derin nefes al, Poppy.
Olumlu düşün ''

Bir hayır yemeğinde kızlarla iki kadeh şampanya devirdikten sonra Poppy'nin hayatı bir anda tepetaklak oldu. Yalnızca nişan yüzüğünü kaybetmekle kalmadı, arkasından yaşanan panikte cep telefonundan da oldu. Titrek bacaklarla otelin lobisinde dört dönerken, bir çöp kutusunda terkedilmiş bir telefon buldu. E, mal bulanındır demişler! Artık otele bir numara bırakabilirdi. Kaderinde vardı demek ki!
Tek sorun şuydu ki, telefonun sahibi işadamı Sam Roxton, onunla aynı fikirde değildi. Cep telefonunu geri istiyordu ve Poppy'nin, tüm mesajlarını okumasından ve özel hayatına burnunu sokmasından hiç hoşlanmamıştı. Üstüne üstlük yüzüğü bulana kadar Poppy'nin tek elle idare etmesi gerekecekti (!) Düğün hazırlıkları, Sam'in geçici asistanlığı vazifesi ve başına bizzat açtığı türlü belalar yüzünden işler iyice karışacaktı...''

Bunu merak ettim hee :teytey:
 
OP
nk83

nk83

࿐*⁀➷
Sitenin Hikaye Yazarı
Katılım
24 Ağustos 2010
Mesajlar
63.117
Tepki
83.535
Puan
113
Konum
İstanbul
O tarz çok kitap var eklerim arada sırada

read2.gif
Günün Kitap Önerisi

4bd1a17a-8791-48f8-83ec-04de3be6a095-1.jpg



Aşk Kaç Beden?

Yazar :Sarra Manning

Kuralları Yıkmanın Tam Zamanı!

Kitap kurdu olan tatlı Neve Slater oyunu hep kurallarına göre oynardı, ta ki Maxla tanışana kadar.

Neve Slater, arşivde çalışan kitap tutkunu yirmi beş yaşında genç bir kadındır, ama Nevein kendisiyle ilgili çok ciddi bir sorunu vardır: Beş yıldır ?şık olduğu ve üç yıldır görmediği platonik aşkı William, Londraya dönmeden önce otuz altı bedene inmek ve Williamı kendisine âşık etmek.

Neve bu süre zarfında çok ciddi bir diyet ve egzersiz programı uygular, yalnızca fiziksel olarak değil, her anlamda mükemmel olmalıdır. Daha önce hiç ilişkisi olmayan Neve ilişki yaşamanın da ne demek olduğunu deneyimlemek ister ve kendisini kız kardeşi Celianın çalıştığı dergide editörlük yapan çapkın ve seksi Maxla çıkarken bulur.

Acaba William döndüğünde her şey Nevein hayal ettiği gibi mi olacak? Ya da otuz altı beden olduğu zaman Nevein tüm sorunları çözülecek mi? Yoksa başka, bambaşka gerçeklerle mi yüzleşmek zorunda kalacak?
 
OP
nk83

nk83

࿐*⁀➷
Sitenin Hikaye Yazarı
Katılım
24 Ağustos 2010
Mesajlar
63.117
Tepki
83.535
Puan
113
Konum
İstanbul


read2.gif
Günün Kitap Önerisi


ec47e59d-1235-47f8-b05e-f14eaaab6e48.jpg


Allah Beni Böyle Yaratmış - Pucca Günlük 3. Kitap
Yazar : Pucca

Sanal âlemin en bilinen isimlerinden PuCCa, hikâyelerine kaldığı yerden devam ediyor. İlk kitabı "Küçük Aptalın Büyük Dünyası" ile bol bol güldüren, ikinci kitabı "Ve Geri Kalan Her Şey" ile yer yer hüzünlendiren PuCCa, serinin üçüncü kitabı "Allah Beni Böyle Yaratmış"ta "Ayaklarına kadar uzanan simsiyah montu ile Kenan İmirzalıoğlunun içerisine bisiklet pompasıyla hava basmışlar gibi duruyordu" diye tanımladığı, şimdiye kadar hiç yazmadığı Ankaralıyla ilişkisini ve üniversite hayatını anlatıyor...

"Yediğini, içtiğini, gezdiğini gördüğünü değil, bize başına neler geldiğini söyle" dedirten tek yazar olma özelliğini kimselere kaptırmayan PuCCa, bu kez de ilk paragraftan itibaren onu neden bu kadar sevip merak ettiğimizi bize yeniden kanıtlıyor.

Bu arada, bizden duymuş olmayın ama, yine çok güleceğiz!



 
OP
nk83

nk83

࿐*⁀➷
Sitenin Hikaye Yazarı
Katılım
24 Ağustos 2010
Mesajlar
63.117
Tepki
83.535
Puan
113
Konum
İstanbul
read2.gif
Günün Kitap Önerisi



GARİP BİR ŞEY OLDU...

Tanıdığı bütün adamların aksine, Gregory Bridgerton gerçek aşka inanmaktadır. Ve hayallerinin kadınını bulduğunda, onun doğru insan olduğunu bir anda anlayacağından emindir. Başına da tam olarak bu gelmiştir. Fakat... Bu kadın, doğru kişi değildir. Hatta, nefes kesici Bayan Hermione Watson başkasına âşıktır. Ama en iyi arkadaşı Leydi Lucinda Abernathy, Hermione’yi feci bir birliktelikten kurtarmaya karar verir, böylece Gr...egory’ye onun kalbini kazanması için yardım etmeyi teklif eder. Ama bu esnada Lucy âşık olur. Hem de Gregory’ye. Fakat... Lucy nişanlıdır. Ve amcası onun nişandan caymasına izin verecek gibi görünmez. Gregory kendine gelip, doğru kişinin keskin zekâsı ve insanın içini açan gülümsemesi ile kalbine şarkılar söyleten Lucy olduğunu anlayınca bile... Böylece, düğün yolunda, gelini öpme vakti geldiğinde, sunakta duran kişinin yalnızca kendisi olmasını sağlamak için Gregory’nin her şeyini riske atması gerekmektedir...

“Zekice ve komik.”
Times Dergisi
 
OP
nk83

nk83

࿐*⁀➷
Sitenin Hikaye Yazarı
Katılım
24 Ağustos 2010
Mesajlar
63.117
Tepki
83.535
Puan
113
Konum
İstanbul
read2.gif
Günün Kitap Önerisi

dyt68.jpg


Vefa Enver - Aşka Dönüş

"Ve sonsuza dek mutlu yaşadılar…"

Bildiğimiz tüm masallar bu cümleyle biter. Peki sonra neler olur hiç merak ettiniz mi?

Evlendiklerinde, sonsuza dek sürecek bir aşk masalının kahramanlarıydı onlar. Perim ve Hakan…

Perim genç, güzel ve başarılı bir avukat, Hakan ise onun hep beklediği beyaz atlı prensti… Tartışmalar, kırgınlıklar, aileler ve eski sevgililer, onları o çok uzun süreceğine inanılan rüyadan uyandırmak için sırada bekliyorlardı.

Tüm yaşananlara rağmen aşk hala affeden ve en kötü zamanlarda kendini hatırlatan bir his olmayı sürdürebilecek miydi?

Kadınlar hep kadın.
Erkekler hep erkek.
Peki ya aşk?

Aşk, her koşulda hep aşk mıdır?

Vefa Enver sizi ilişkilerin karmaşık dünyasına davet ederken, aşk hakkındaki düşüncelerinizi de sorguluyor…

Ve soruyor...

Aşk geride bıraktıktan sonra tekrar dönülebilecek bir yer midir?


 
OP
nk83

nk83

࿐*⁀➷
Sitenin Hikaye Yazarı
Katılım
24 Ağustos 2010
Mesajlar
63.117
Tepki
83.535
Puan
113
Konum
İstanbul
read2.gif
Günün Kitap Önerisi



Uzun zamandır çıkmadığı yollarda kaybolanların hikâyesi...

Ayşe Kulin yeni romanında aşkın değiştirdiği ve bir daha hiç aynı olmayacak hayatları anlatıyor...

Çağdaş edebiyatımızın en sevilen yazarlarından Ayşe Kulin, Gizli Anların Yolcusu ile bir kez daha okurlarını şaşırtıcı gerçeklerle yüzleşmeye zorluyor. Bu kitap yerleşik ve düzenli hayatlarımızın nasıl da pamuk ipliğine bağlı olduğunu, bir anda yıkılıp gidebileceğini gösteriyor bize... Acı bir kaza... Bir anda ağızdan kaçan bir söz... Ansızın yayınevine gelen bir dosya... Birbirine dolanmış eşarplar... Bütün bunlar, aykırı bir aşkın başını ve sonunu belirlemeye yeter mi?

Gizli Anların Yolcusu, pek çoğumuzun anlamakta zorlandığı, yargılamakta ısrar ettiği bir aşkın romanı. Ayşe Kulin her zamanki ustalığıyla yaklaşmaya korkulan bir konunun üstüne giderek tabuları yıkmayı deniyor.

Bu romanda sadece aşkı değil, toplumun zorladığı hayatları, harcanmış çocuklukları, kendi içindeki sırlarla en yakınlarını yaralayan ailelerin öykülerini soluk kesen bir tempoyla okuyacaksınız.

Alıntı
 
OP
nk83

nk83

࿐*⁀➷
Sitenin Hikaye Yazarı
Katılım
24 Ağustos 2010
Mesajlar
63.117
Tepki
83.535
Puan
113
Konum
İstanbul
read2.gif
Günün Kitap Önerisi


hep-ask-vardi20120406184648.jpg

Hep Aşk Vardı (Sandra Brown)

Çevirmen:Nilgün Birgül
Sayfa Sayısı: 320
Yayınevi: Martı Yayınları

Eşinin beklenmedik ölümüyle büyük sarsıntı yaşayan, hayata kızgın ve kırgın bir adam
Yıllarca aynı adamı sevmekten hiç vazgeçmemiş bir kadın
Ve bu iki insanın trajik bir kazayla yollarının kesişmesinin büyüleyici hikâyesi...

Marcie ile Chase mutluluğun artık kapılarını çalmayacağından emindir. Trafik kazasında eşi ile doğmamış çocuğunu kaybeden Chasein hayata umutla tutunabilmesi için hiçbir nedeni kalmamıştır. Kaza sırasında arabayı kullanan ve kendisini bu korkunç olayın sorumlusu olarak gören Marcie ise, çocukluğundan beri âşık olduğu ve hiçbir zaman karşılık alamadığı bu adamı trajedinin acı gölgesinden kurtarmak ve yeniden hayata döndürmek için her zorluğun üstesinden gelmeye hazırdır.

Çok satan yazarlar listesinin vazgeçilmez ismi Sandra Brownun bu kitabında, umutsuzluğun bir araya getirdiği iki insanın hayata yeniden sarılmalarına neden olan muhteşem aşklarına şahit olacaksınız.


"Sandra Brown, birinci sınıf bir yazar olduğunu bir kez daha kanıtlıyor."
Associated Press

"Sandra Brownun güçlü kaleminden harika bir kitap daha! Yazar, yarattığı karakterleri ölümsüzleştirmeye kararlı gibi görünüyor."
Publishers Weekly

"Sandra Brown yine mükemmel bir iş çıkararak, merak uyandıran karakterlerin aşk ve gerilim yüklü hayatlarını çarpıcı bir dille kaleme almayı başarmış."
Romantic Times

"En az önceki kitaplarındaki kadar mükemmel ve etkileyici bir roman. Brown sizi kesinlikle hayal kırıklığına uğratmayacak."
Booklist

 

bitter_im

Kılıç Arslan
Sitenin Hikaye Yazarı
Katılım
3 Aralık 2009
Mesajlar
65.261
Tepki
55.649
Puan
113
Yaş
33
Konum
kocaeli
read2.gif
Günün Kitap Önerisi

dyt68.jpg


Vefa Enver - Aşka Dönüş

"Ve sonsuza dek mutlu yaşadılar…"

Bildiğimiz tüm masallar bu cümleyle biter. Peki sonra neler olur hiç merak ettiniz mi?

Evlendiklerinde, sonsuza dek sürecek bir aşk masalının kahramanlarıydı onlar. Perim ve Hakan…

Perim genç, güzel ve başarılı bir avukat, Hakan ise onun hep beklediği beyaz atlı prensti… Tartışmalar, kırgınlıklar, aileler ve eski sevgililer, onları o çok uzun süreceğine inanılan rüyadan uyandırmak için sırada bekliyorlardı.

Tüm yaşananlara rağmen aşk hala affeden ve en kötü zamanlarda kendini hatırlatan bir his olmayı sürdürebilecek miydi?

Kadınlar hep kadın.
Erkekler hep erkek.
Peki ya aşk?

Aşk, her koşulda hep aşk mıdır?

Vefa Enver sizi ilişkilerin karmaşık dünyasına davet ederken, aşk hakkındaki düşüncelerinizi de sorguluyor…

Ve soruyor...

Aşk geride bıraktıktan sonra tekrar dönülebilecek bir yer midir?

Bu kitap dikkatimi çekti geçen gün :D ama başka kitap aldım içimde kaldı :hihi:
 
OP
nk83

nk83

࿐*⁀➷
Sitenin Hikaye Yazarı
Katılım
24 Ağustos 2010
Mesajlar
63.117
Tepki
83.535
Puan
113
Konum
İstanbul
read2.gif
Günün Kitap Önerisi

af069ee0-8e0e-4eac-adf2-5fdf6c937c34-1.jpg

Bir Gecelik Aşklar Nereye Gider
Yazar
Mehmet Altan

"Geçen akşam bir ateşböceği gördüm. O, ışıklarını çakarak eşini ararken onun kıvılcımlı ışığı benim geçmişimi aydınlattı. Ve çok şeyi farkına bile varmadan yitirdiğimizi düşündüm. Varlıklarına, var olduklarına özen göstermediğimiz birçok şey bizi terk edip gidiyor ama biz bazen terk edildiğimizi bile anlayamıyorduk. Sonra tek bir kıvılcım, eşini arayan bir ateşböceğinin parıltısı gibi bir işaret, kaybolanları bize hatırlatıyor ve içimizi hüzünlü bir özlemle yakıveriyordu. Tek bir ışık bile yetiyordu bazen buna."

Mehmet Altan, yavaş yavaş unutulmakta olan pek çok güzelliğin arasında gezdiriyor okurunu. Şiirlerle besliyor anlattıklarını. Çehovun, Balzacın satırlarında dolaştırıyor ya da Schumannın bestelerinde, New Orleans cazının buğulu notalarında. Az bildiğimiz konulara geniş pencereler açarken "Zaman nereye akar?" sorusu üzerine düşündürüyor.


 
OP
nk83

nk83

࿐*⁀➷
Sitenin Hikaye Yazarı
Katılım
24 Ağustos 2010
Mesajlar
63.117
Tepki
83.535
Puan
113
Konum
İstanbul
Onu bilemedim belki okudukça sarar

read2.gif
Günün Kitap Önerisi

bac0236e-2070-45d8-948f-3ad86274e8fa.jpg



Ruhunu Dinle Bedenini Doyur
YazarYasemin Soysal



"Tek Şişman Beyniniz" kitabının yazarından

Diyeti bırak, ruhunu hafiflet!

Yasemin Soysal Ruhunu Dinle, Bedenini Doyur kitabıyla diyet ve kilo meselesine yepyeni, ezber bozan bir yaklaşım getiriyor.
Bu kitabı okurken "farkındalıkla yeme sanatı"nı öğrenecek, bu arada kilolarınızın uçup gittiğinin farkına varamayacaksınız.
Şaşırmaya hazır olun!

Demek zayıflamak istiyorsun?

Denemediğin diyet reçetesi kalmadı belki de… Mucize formüllerin hepsini ezberledin. Peki, neden işe yaramadı dersin?
Diyetisyenlerden önce bedenine, ruhunun isteklerine kulak vermen gerektiğini
unuttuğun için olmasın sakın!Beden-kitle indeksini hesaplamadan önce karnındaki gurultuyu doğru okuyamadığın için olmasın!

Hadi bir yolculuğa çıkalım birlikte...
Her şeye en başından başlayalım...
Sanki kendinden öç alır gibi yemek yiyor, spor salonundan inadına kaçıyor, motive olmak yerine kendine sürekli acıyorsan, işte bu kitap tam sana göre!
Bu kitabı okurken ruhsallığın zayıflama süreciyle ne kadar alakalı olduğunu fark edeceksin. Sana ceza gibi görünen kiloların aslında bir ÖDÜL -evet, evet şaka değil, bir ödül- olduğunu göreceksin...

Yöntemler ne olursa olsun sorunu çözecek olan sadece sensin! Çünkü ruhunu dinlemezsen bedenini doyuramazsın!
 
OP
nk83

nk83

࿐*⁀➷
Sitenin Hikaye Yazarı
Katılım
24 Ağustos 2010
Mesajlar
63.117
Tepki
83.535
Puan
113
Konum
İstanbul
read2.gif
Günün Kitap Önerisi
09bda94a-2415-4cbf-b593-695e495764bf-1.jpg


Her şey Seninle Başlar!


Yazar
Mümin Sekman

Çaresizlik öğrenilmiştir.
Başarılı olmak da öğrenilebilir.
Sende sandığından fazlası var!
Gelebileceğin en iyi yerde değilsin.
Yeni bir hayat için gereken, yeni bir akıldır.
Doğru şeyi yapmak için yanlış zaman yoktur.
Rüzgârı suçlamayı bırak, yelkenleri kullanmayı öğren!
Seyirci koltuğundan sıkıldıysan, sahneye çık.
Zirvede her zaman bir kişiye daha yer var.
Her şey seninle başlar!
Başkaları yapabildiyse, sen de yaparsın.
Hayatta ya tozu dumana katarsın,
Ya da tozu dumanı yutarsın.
Seçim senin!




 

bitter_im

Kılıç Arslan
Sitenin Hikaye Yazarı
Katılım
3 Aralık 2009
Mesajlar
65.261
Tepki
55.649
Puan
113
Yaş
33
Konum
kocaeli
Sarmadı kız :D bıraktım yarım :kahkaha:
Şimdi bu var elimde cumartesi günü aldım :D 7.bölümdeyim cok komik :kahkaha:

174522-Iliski-Durumu--Karmasik.jpg
 
OP
nk83

nk83

࿐*⁀➷
Sitenin Hikaye Yazarı
Katılım
24 Ağustos 2010
Mesajlar
63.117
Tepki
83.535
Puan
113
Konum
İstanbul
Aaa ne şeker kapak bende mi alsam :kapağatavolankitaptanbihabernksmilisi: :sevindirikasli::sevindirikasli:
 

bitter_im

Kılıç Arslan
Sitenin Hikaye Yazarı
Katılım
3 Aralık 2009
Mesajlar
65.261
Tepki
55.649
Puan
113
Yaş
33
Konum
kocaeli
Yada dur aklıma süper bi fikir geldi :D
Benimkini okurken sayfalara notlar düşücem :D :hihi:
Elimdekini yollicam sana :D Hem okudukca beni hatırlar hemde daima saklarsın :sevindirikasli:
 

Şu anda bu konu'yu okuyan kullanıcılar

    Üst