- Thread Starter
- #41
Armalar
Bazi sözler karanlikta söylenir
bazi sözler hiçbir zaman
karsi karsiya kaldigimiz armalardir
yüzümüzü parça parça aydinlatirken
uzaktaki ates
yalnizca onlardir konusan ve hatirlayan
simgelerde çökelir magmalasir tarih
armalanmis rüya ölü dil
bazi anlar için çözer kendini
sökülür tasinir çerçeve baska deneyimlere
yüzümüze degen alev
kadar içimizdeki çakim
belirler bizi ve kendi karanligina döner
simgelerin dilsizliginde
karsi karsiya dururken biz
armalardir her seyi kararlastiran
bazi sözler karanlikta söylenir
bazi sözler hiçbir zaman
Murathan Mungan
Ask Özeti
zaman zaman anlardin
ask özetini
zamanin içinde ask olmasaydi
böyle yanmazdin
böyle serzenmezdin
ask özetinde seni
seni
bulmazdim....
Murathan Mungan
Ask Yeniden
Ask yeniden
Akdenizin tuzu gibi
Ask yeniden
Rüzgârli bir aksam vakti
Ask yeniden
Karanlikta bir gül açarken
Ask yeniden
Ürperen sahiller gibi
Ask yeniden
Kumsallarin deliligi
Ask yeniden
Bsr masal gibi gülümserken
Gözlerim doluyor
Askimin siddetinden
Aglamak istiyorum
Yildizlar tutusurken
Gecelerin sehvetinden
Kendimden tasiyorum
Ask yeniden
Bitti artik bu son derken
Ask yeniden
Ayni sularda yüzerken
Ask yeniden
Rüya gibi bir yaz geçerken
Ask yeniden
Unutulmus yemin gibi
Ask yeniden
Hem tanidik, hem yepyeni
Ask yeniden
Kendini yaratti kendinden
Murathan Mungan
Askin Karanlik Metali
karanlikta duruyorum ask vurmasin yüzüme
dokunmasin bana kimse
kimse ulasmasin artik
tenimin incinen yerlerine
uyanmasin bir daha etimdeki yarali hayvan
zamanin siyah deltasinda cürümek istiyorum
biliyorum artik kimse yok kimsesizligime
biliyorum aska kimse yok
askin karanlik metali
soguyor yüregimin derinliklerinde
asklarim, arkadaslarim, dostlarim
dagilip gitti herkes
icimi sizlatacak kimse kalmadi icimde
Murathan Mungan
Avara
animsiyor musun?
bir çetemiz vardi: Vahsi Siyah Atlar
ismarlama serserilikler yasardik
kimseden bir sey demeden kaçip gitmeler gibi
sokaklarda sabahlamak, parklarda yatmak
yabancilari mahalleye sokmamak gibi
Ve bir gün gidecegimiz bir Amerika vardi
herkesin bir Amerika'si vardi o zamanlar
herkes gece istasyonlarinda
kendi Amerika'sini aradi
kisik isikli arkadas odalari
plagin bir yüzünü kaplayan uzun parçalar esliginde
kendi rüyalarimiza dalar, dagilirdik
okyanuslar, gemi yolculuklari, kanayan isliklar
ve dünyanin bütün limanlari
önümüzdeki sessizce uzardi
BITERDI PLAK, DISK BOSA DÖNERDI.
DÜSLERIMIZ ÇARPIP GERI DÖNEN SULARDI SIMDI
BÖYLE ZAMANLARDA ILK SÖZÜ SÖYLEMEKTEN
KAÇINIRDI HERKES
SONRA BIRI USULCA KALKAR, HERKESE ÇAY KOYARDI
ANIMSIYOR MUSUN?
vahsi siyah atlardik
kentin isikli çöllerinde kendi izini arayan
deri ceketlerimize sigdiramadigimiz düslerimiz kadar
asik ve düsmandik
dünya acitirdi bizi. her sey kanatir, her sey yaralardi
sevismek çekip çikarmazdi bizi derinligimizden
öfkemizi dindirmezdi hiçbir sey
geceleri uyuyamayan çocuklardik,
otobüs garlarinda uzun macerlara umar
apansiz yolculuklara çikardik
uykulu kentlere girerdik gece yarilari
issiz agaçlar olurdu yol kenarlarinda
gökyüzünde parlak yildizlar, her yere ayni uzaklikta
sarhos bindigimiz otobüsün penceresinden
sanki bambaska bir dünyaya bakardik
sonra saklayarak yüzümüzü birbirimizden
yumruklarimizi sikar sessizce aglardik
isigi açik kalmis pencerelere, kepengi örtülü dükkanlara,
yaz bahçelerinden tasan çiçeklere,
adini bile bilmedigimiz bu kente
neye oldugunu bile bilmedigimiz bir hasretle
uzun uzun bakardik
animsiyor musun?
ahh o gece yolculuklari
bir baska kentte, bir baska insan olmanin umutlari
kaç yol arkadasi kaldi simdi geriye
gençligin ilk acilarini birlikte kesfettigimiz
kaç yol arkadasi?
sürüyerek götürdügümüz dargin beraberlikleri saymazsak
ne kaliyor elimizde?
ölenler,
terk edenler,
bir de telefonlari, adresleri, kendileri degisenler
vahsi, siyah atlardik; yilkiya birakildik
içimizden kimse gidemedi Amerika'ya
kendi Amerika'si da olmadi hiçbirimizin
yagmur aldi
rüzgar aldi
zaman aldi
o vahsi siyah atlari
hersey o eski rüyada kaldi
çarpip geri dönen düslerimizin üstünde
çürümüs cesetleri yüzüyor simdi vahsi siyah atlarin
öldükleri sahilleri kendileri de bilmiyorlar
peki sen animsiyor musun?
Murathan Mungan
Bazi sözler karanlikta söylenir
bazi sözler hiçbir zaman
karsi karsiya kaldigimiz armalardir
yüzümüzü parça parça aydinlatirken
uzaktaki ates
yalnizca onlardir konusan ve hatirlayan
simgelerde çökelir magmalasir tarih
armalanmis rüya ölü dil
bazi anlar için çözer kendini
sökülür tasinir çerçeve baska deneyimlere
yüzümüze degen alev
kadar içimizdeki çakim
belirler bizi ve kendi karanligina döner
simgelerin dilsizliginde
karsi karsiya dururken biz
armalardir her seyi kararlastiran
bazi sözler karanlikta söylenir
bazi sözler hiçbir zaman
Murathan Mungan
Ask Özeti
zaman zaman anlardin
ask özetini
zamanin içinde ask olmasaydi
böyle yanmazdin
böyle serzenmezdin
ask özetinde seni
seni
bulmazdim....
Murathan Mungan
Ask Yeniden
Ask yeniden
Akdenizin tuzu gibi
Ask yeniden
Rüzgârli bir aksam vakti
Ask yeniden
Karanlikta bir gül açarken
Ask yeniden
Ürperen sahiller gibi
Ask yeniden
Kumsallarin deliligi
Ask yeniden
Bsr masal gibi gülümserken
Gözlerim doluyor
Askimin siddetinden
Aglamak istiyorum
Yildizlar tutusurken
Gecelerin sehvetinden
Kendimden tasiyorum
Ask yeniden
Bitti artik bu son derken
Ask yeniden
Ayni sularda yüzerken
Ask yeniden
Rüya gibi bir yaz geçerken
Ask yeniden
Unutulmus yemin gibi
Ask yeniden
Hem tanidik, hem yepyeni
Ask yeniden
Kendini yaratti kendinden
Murathan Mungan
Askin Karanlik Metali
karanlikta duruyorum ask vurmasin yüzüme
dokunmasin bana kimse
kimse ulasmasin artik
tenimin incinen yerlerine
uyanmasin bir daha etimdeki yarali hayvan
zamanin siyah deltasinda cürümek istiyorum
biliyorum artik kimse yok kimsesizligime
biliyorum aska kimse yok
askin karanlik metali
soguyor yüregimin derinliklerinde
asklarim, arkadaslarim, dostlarim
dagilip gitti herkes
icimi sizlatacak kimse kalmadi icimde
Murathan Mungan
Avara
animsiyor musun?
bir çetemiz vardi: Vahsi Siyah Atlar
ismarlama serserilikler yasardik
kimseden bir sey demeden kaçip gitmeler gibi
sokaklarda sabahlamak, parklarda yatmak
yabancilari mahalleye sokmamak gibi
Ve bir gün gidecegimiz bir Amerika vardi
herkesin bir Amerika'si vardi o zamanlar
herkes gece istasyonlarinda
kendi Amerika'sini aradi
kisik isikli arkadas odalari
plagin bir yüzünü kaplayan uzun parçalar esliginde
kendi rüyalarimiza dalar, dagilirdik
okyanuslar, gemi yolculuklari, kanayan isliklar
ve dünyanin bütün limanlari
önümüzdeki sessizce uzardi
BITERDI PLAK, DISK BOSA DÖNERDI.
DÜSLERIMIZ ÇARPIP GERI DÖNEN SULARDI SIMDI
BÖYLE ZAMANLARDA ILK SÖZÜ SÖYLEMEKTEN
KAÇINIRDI HERKES
SONRA BIRI USULCA KALKAR, HERKESE ÇAY KOYARDI
ANIMSIYOR MUSUN?
vahsi siyah atlardik
kentin isikli çöllerinde kendi izini arayan
deri ceketlerimize sigdiramadigimiz düslerimiz kadar
asik ve düsmandik
dünya acitirdi bizi. her sey kanatir, her sey yaralardi
sevismek çekip çikarmazdi bizi derinligimizden
öfkemizi dindirmezdi hiçbir sey
geceleri uyuyamayan çocuklardik,
otobüs garlarinda uzun macerlara umar
apansiz yolculuklara çikardik
uykulu kentlere girerdik gece yarilari
issiz agaçlar olurdu yol kenarlarinda
gökyüzünde parlak yildizlar, her yere ayni uzaklikta
sarhos bindigimiz otobüsün penceresinden
sanki bambaska bir dünyaya bakardik
sonra saklayarak yüzümüzü birbirimizden
yumruklarimizi sikar sessizce aglardik
isigi açik kalmis pencerelere, kepengi örtülü dükkanlara,
yaz bahçelerinden tasan çiçeklere,
adini bile bilmedigimiz bu kente
neye oldugunu bile bilmedigimiz bir hasretle
uzun uzun bakardik
animsiyor musun?
ahh o gece yolculuklari
bir baska kentte, bir baska insan olmanin umutlari
kaç yol arkadasi kaldi simdi geriye
gençligin ilk acilarini birlikte kesfettigimiz
kaç yol arkadasi?
sürüyerek götürdügümüz dargin beraberlikleri saymazsak
ne kaliyor elimizde?
ölenler,
terk edenler,
bir de telefonlari, adresleri, kendileri degisenler
vahsi, siyah atlardik; yilkiya birakildik
içimizden kimse gidemedi Amerika'ya
kendi Amerika'si da olmadi hiçbirimizin
yagmur aldi
rüzgar aldi
zaman aldi
o vahsi siyah atlari
hersey o eski rüyada kaldi
çarpip geri dönen düslerimizin üstünde
çürümüs cesetleri yüzüyor simdi vahsi siyah atlarin
öldükleri sahilleri kendileri de bilmiyorlar
peki sen animsiyor musun?
Murathan Mungan