Meleğim'den seçme şiirler

[ilk_nur]

paylaşım için sağol

 

[meleğim]

Biri bilmez iken
Çokta gözün onlarda
Bilmez misin olmaz onlarda
Birin olmazsa

Seni bilmez iken
Senin gözün onlarda
Bilmez misin olmaz onlar da
Sen de ben, ben de biz olmazsa

Azı bilmez iken
Senin gözün çoklarda
Bilmez misin olmaz onlar da
Sende olmazsa

Suyu bilmez iken
Gözün yağmurda
Bilmez misin bulut olmaz
Bahar olmazsa

Rahmeti bilmez iken
Gözün hüsranda
Küllerinle bulut olda
Bilmez misin yağmur yağmaz
Külün olmazsa

Ey gönül kendine gel
Rahmet kapısı açık uyma onlara
Yağmur ol düş yerlere haddini bil de
Yağmaz isen
Kül olacak onlarda

Kimler geldi kimler geçti
Bu fani dünyadan
Kimler ağladı kimler güldü
El açtı aciz kullara
Hüsran oldu sonları,bak onlarında

Sinan Atik

:dertli::dertli::dertli:

 

[meleğim]

Çocuktum, miniciktim, çok eskidendi; alabildiğine fakirlik-fukaralık vardı,
Babam bağda, bahçede, tarlada çalışırken her zaman ayağına çarık giyerdi.
Çok becerikliydi benim babam; çarıklarını dana derisinden kendi yapardı,
Zaten hepi topu iki çift çarığı vardı, bazen birini, bazı gün diğerini giyerdi.

Bazen çamur olur ıslanırdı çarıkları, onları yıkar, temizler gözü gibi bakardı,
Bugün gibi hatırlıyorum dünleri; mevsim sonbahar günlerden de pazardı.
Hava kasvetliydi; bulutlar kapkara olmuş, oradan oraya koşuşuyorlardı,
Çok sıkılmış olmalı ki yürekleri, bir anda göz yaşları yağmur olup boşaldı.

Babam tarlada öylesine ıslanmıştı ama son derece mutluydu, umutluydu.
Ektiği ürünler yeşerip boy veriyordu, bazısı tomurcuk, bazısı çiçek doluydu.
Yıllar kendileri gibi eskitmişti onu da yorgun bedeni direndikçe direniyordu,
“Doğmak kadar, ölmekte mukadder“diyordu Ulu Çınar, ölümü umursamıyordu.

Sonbahar bitmiş mevsim artık kıştı, hak vacip oldu ona da ömrü tükendi,
'Bu dünyaya cıplak geldik, cıplak gideceğiz, ne var ne yok her şey kalacak' derdi.
Biricik çarıkları bile vefasızlık etti babama; seni terk etmeyiz dedikleri halde,
Zaten çarıksız gelmişti bu dünyaya, öte dünyaya da çırılçıplak gitmek isterdi.

Saadettin Güven:sok:sok:sok

 

[ilk_nur]

paylaşım için sağol

 

[ilk_nur]

paylaşım için sağol

 

[meleğim]

Bir daha sevmediğin birine,
Asla
Seni çok seviyorum
Deme!
Yapmacık gülüşünle,
Olmayan
Duygularınla, ne olursun
Sevmediğin
Halde, sever gibi görünme.
Çünkü;
Yalan aşk, yalan Sevgiler,
Bir anda
Hiç anlamadan, çok çabuk
Tükenirler.
Yerini
Kin ve nefrete bırakırlar.
Anlarsın
Sevmediğini, her şeyin rol
Olduğunu.
Artık oyunlar oynanmaya
Başlanmıştır.
Kısaldıkça, kısalır cümleler.
Sıralanır
Boğazına lokma gibi kelimeler.
Lanet olsun,
Aşka da sevgiye de dersin.
Dönersin
Eski günlerine, Sığınırsın yine
Kendi alemine.
Kendinle baş başa kalır,
Hesaplaşırsın.
Yana yıkıla taşlaşır kalbin,
Herkesi
Ayni sanırsın, bir daha mı sevmek
Dersin,
İstesen de bir daha kolayca,
Sevemezsin..
Saadettin Güven
:aglayan::aglayan::aglayan:

 

[meleğim]

Taşına yıllar önce eski yazıyla
Yazılmış.
Yıllar silmiş onu okunmaz
Olmuş.
Hangi hayırsever,kime
Yaptırmış.
Kim bilir, kim!
Seni bildim bileli hep aynısın, hiç
Değişmedin.
Yazları soğuk, kışları ılık akıyor
Suyun.
Çok şey değişti, sen değişmedin.
Yorulmadan,
Dinlenmeden şifa dağıtırcasına,
Akıyorsun.
Hiç mi yaşlanmaz senin mermer
Bedenin,
Melen Beyi zamanından kalma,
Künklerin.
Niceleri geldi geçti, suyun içti demir
Kurnandan.
Beş vakit camiye doluşan onca
İnsandan,
Kaçı inanarak aldı abdestin senin
Suyundan.
Köyümün, mahallemin simgesisin
Sen.
Beklentisiz tüm canlılara hayat
Veren.
Eskiden evlerde çeşme yoktu,
Su yoktu.
Suyumuzu destiyle senden alırdık.
Bağımızı,
Bahçemizi senin suyunla sulardık.
Yalağın
Tertemizdi, hayvanlarımız suyunu
Ordan içerdi.
O kadar çok anılarım var ki seninle
Cami Çeşmesi,
Sana çok şey borçluyum, vefasızlık
Edemem.
Doğduğumda suyunla yıkanmış
Minik bedenim.
Ölünce yine senin suyunla yıkansın
İsterim,
Yaşlı bedenim.

Saadettin Güven

:aglayan::aglayan::aglayan:

 

[meleğim]

Gözler,hiç bir şeyin özünü göremezler,
Görülürse ancak, yürek gözü ile görebilir.
Takvimlerden tek tek düşerken yapraklar,
Zaman tükendikçe, daha değerlenir hayatlar.

Hiçbir zaman hayata, zaman ekleyemeyiz,
Ama istersek; zamana, hayat ekleyebiliriz.
Gönül bahçesinde açan, gonca güllerden,
Arzu ettiğimiz birini, koklayıp derebiliriz.

Akrebin yelkovanı, durmadan kovaladığı gibi,
Gündüzler de yorulmadan kovalıyor geceleri.
Derilmeden, bahçenin nadide yediveren gülleri.
Dörtnala geçiyor, ömrümüzün günleri.


Kader, doğduğumuzda alnımıza yazılır,
Yaşam, çıkmazlarının gizli karanlıklarındadır.
Avını bekleyen örümceğin, sineği beklediği gibi,
Alçak felek, yolumuza ağlarını artık örmüştür.
Saadettin Güven
:aglayan::aglayan::aglayan:

 

[meleğim]

Sevmeyi bilmeyenden sevgi
Bekledim.
Seven de, üzülen de ben oldum
Anne.
Zindan gecelerin Issızlığında
Yürüdükçe,
Düşüp-kalmaktan yoruldum
Anne.
Her adımda sen geliyorsun
Aklıma.
Sen demez miydin,” bir insana
Kendini zorla
Sevdiremezsin,” haklıymışsın
Anne.
Herkes sen değil, beni koşulsuz
Sevsin.
Yanındaymışım gibi yüreğinde
Hissetsin.
Güvenmeden ne olabilir ki
Anne.
Güvenene güvenilir, sevenler
Sevilir.
Güvenmeyip sevmiyorsa eğer,
Senin deyiminle,
Ancak bir tek söz söylenebilir.
“Sen bilirsin.! ”
Sözünü unutmadım ve tuttum.
Sen bilirsin,
Dedim
Ve onu çoktan unuttum
Anne.. :aglayan::aglayan: Saadettin Güven

 

[Arina]

Teşekkürler canım

 

[Arina]

Teşekkürler canım

 

[Arina]

Teşekkürler canım

 

[Arina]

Teşekkürler canım

 

[Arina]

Teşekkürler canım

 

[Arina]

Teşekkürler canım

 

[Arina]

Teşekkürler canım

 

[meleğim]

Herkesin küçük ya da büyük sırları
Vardır.
İstiridyenin incisini sakladığı gibi,
Yüreğin en kuytu köşelerinde
Derinliklerinde
Saklanır.
Bazı sırlar oldukça masumanedir, bize
Aittir.
Yaşadıkça insana güç-kuvvet verir,
Mutluluktur.
Kalbimizde özenle sakladığımız, kimseyle
Paylaşmadıklarımız.
Bazı sırlar acıtır yüreğimizi, zihnimizin
Derinliklerindedir.
Hatırlanmak istenmezler,unutulmak
İstendikçe,
Yeni olmuş gibi taptaze
Karşımızdadır.
Öyle anlar olur ki daha fazla saklamaktan
Sıkılırız.
Onları taşımak ağır gelir yüreğimize bazen
Yoruluruz.
İçlerinden bazılarını birileriyle paylaşırsak
Neler olur.
Bunca zaman nasıl katlanmışsın, ben
Olsam katlanmazdım,
Diyenler olabileceği gibi, oh ne iyi olmuş
Diyenler de olur.
Her sır herkese söylenmez, bazı sırlar
Önemlidir.
Su gibi, sırrını güvenir verirsen buluta
Dolu olur,
Kar olur,Yağmur olur, döner dolaşır,
Sağnak sağnak tepemize
Boşalır.
Saadettin Güven:aglayan:

 

[meleğim]

Senden öncesini hatırlamak
İstemiyorum.
Tüm anılarım seninle olsun,
Senle dolsun.
Seni bir önceki günden çok
Seviyorum.
Yüreğimde sen varsın, sen
Olacaksın.
Gülüşün nasıl huzur veriyor
Bir bilebilsen.
Kim daha önce göçer bu fani
Dünyadan,
Onu bilemem, senin olmadığın
Yer,
Cennet bile olsa, asla gitmek
İstemem.

Saadettin Güven

:dertli::dertli::dertli:

 

[meleğim]

Sen geçmişi silemezsin, unutamazsın.
Unuttum desende,
Hep kendi kendini sorgulayacaksın.
Yaptıkların
Aklına geldikçe, vicdanın sızlayacak.
Sol yanında
Derinden bir sızı hissedeceksin.
Her anı,
Bir cam parçası olup yüreğine
Batacak.
Son pişmanlığın faydasız olduğu,
O zaman anlaşılacak.
İçin acıyacak, yüreğin kanayacak.
Benim
Vicdanım, sana göre alabildiğine
Rahat.
Sensiz daha güzel yaşamın her anı,
Her demi.
İstemiyorum artık, hiç kimse
Bundan böyle,
Seninle asla hatırlamasın beni.
Saadettin Güven
:aglayan::aglayan::aglayan:

 

[meleğim]

Beklenen hasret yanı başımızda
Geçmesini beklerken
Bir anlık kavuşma
Ne kadar sevgiyi doyurur ki
Bu kadar zaman geçerken
Hayat cimriyken
Daha ne kadar ayrılığı kaldırabiliriz

Sevgiye aşına olurken,
Bir kerelik yüz çevirmek
Neyi çözer
Zaman kırılgan
Mevsimlerin boynu eğik
İki ayrı şehirde
Sevmek
Ne kadar yeter

Adımların uzak
Nefesin uzak
Sen sen uzakken
Daha ne kadar bu can sabır eyler
Dualar dökülürken kalbe
Bilmem ki
Ne zaman kabul olur
Senli benli bir hayal
Aynı şehirde birleşip
Ne zaman gerçek olur

Ne kadar uzak olacaksın daha
Aynı havayı
Ayrı şehirlerde solurken
Kalplerimizin atışı ne kadar devem eder
Sevgimiz bu kadar büyükken
Hasret daha büyük olursa
Kim kimi yener
Kim kimi yutar
Dokunuşun olmadan
Bu can
Daha kaç gün yaşar

Engin Emre Çeken

:dertli::dertli::dertli::dertli: