ebrulii
Daimi Üye
ben gittiğim her yerde güler yüz ararım bu sadece misfirliğe gittiğim yerde değil bi mağazaya gittiğimdede aynı şey gecerli suratı asık olursa kesinlikle çok rahatsız olurum ve çok kalmam :zonk::zonk:
Sanırım ortaokula gidiyordum. İlk defa kek yaptım ve dayımın eşine götürdüm. Ailede en büyüklerdendir o yüzden büyük yenge deriz. O zaman haber verme bu kadar yaygın değil. Bir de aile büyüğü olunca zaten ziyaretçisi çok olur. Haber vermeden gittik. Keki de ilk yapmanın verdiği bir heyecanla kapıyı açar açmaz yenge sana kek yaptım bak ben yaptım diye girdim içeri. Bana soğuk bir hoşgeldin aferin deyip keki elimden aldı. İçeri girdik ama çok kırıldım. Garipsedim. Meğer kızının müstakbel sözlüsü (henüz söz olmamıştı) yemeğe gelmiş biz de gelince morali bozulmuş. Azcık zaman geçince normale döndü yengem ama ben hala kırgınım. :uzgun: Sanırım misafir misafiri istemez ev sahibi hiç birini istemez buna benzer bişi :iyyyy:
anlatmak istediğim tam olarak bu güler yüz çok önemli ve ben ölsem unutmam işte böyle şeyleri :sinifsinif:
eğer soğuk davranılırsa yüzü gülmüyosa kısaca istemediğini gayette belli ediyosa o eve bida gitmem asla:sinifsinif:
bize gel bebeğim sen :1::1:
size gelsem bida hiç çıkmam kuşum yaa:sila::sila:
bazen büyükler çocuklara bir yetişkin gibi yaklaşıp kırıp üzebiliyorlar.Ben de unutamıyorum maalesef. Çok da güzel birşey değil bu. Sırf böyle bir olaydan babamın bir akrabasıyla yüzyüze gelmiyorum hiç. Yine ortaokul zamanlarımda babamın köyüne gitmiştik. Bu akrabada kalmıştık. Bahçesindeki bir çiçeği çok beğenmiş çocukça bana versene demiştim. Çok değerli bir çiçek olduğunu yılda bir çiçek açtığını veremeyeceğini söylemişti. Ertesi gün kendi oğlu tahtayı kılıç gibi sallarken çiçeğe çarptı ve kırıldı çiçek. Ben de alıp suya koydum. Günah keçisi oldum kimse bana inanmadı. Çocuk suçunu kabul etmedi. Hala her fırsatta anneme derim sen de kızmıştın bana diye. O akrabanın olduğu yere gitmem, bize gelirse evde bulunmam. Kin güzel birşey değil biliyorum ama yüzyüze gelsek ben huzursuz oluyorum. En iyisi hiç görüşmemek..
bazen büyükler çocuklara bir yetişkin gibi yaklaşıp kırıp üzebiliyorlar.
o masumiyeti tamamıyla anlamayan insanlar.
bende küçükken komşumuzun kızı hadi ablama gidelim demişti tamam dedim
tabi komşumuzun kızı benden büyük ablasından bişi almak için gittik ablası evli
neyse gittik ben kapıda bekliyorum kız girdi içeri gelmek blmiyor ben ordan duyuyorum sen bu kızı niye getirdin diyor neyse soğuk nevale ablası sen git dedi
komşunun kızıda hiç umursamadı gel sende otur demedi.bende eve geldim
bende ogün bugündür o kadını sevmem hatta nefret ederim.
işte kin değil ama küçük dünyamın ne kadar geniş olduğunun farkında değildi ozaman büyüğüm.
ne zaman dörümcemlere gitsem kızlar mutfaktan gelemiyo benide yanına çağırmıyo öyle garip bi insan işte eşim olmasa hiç gitmemde bide çocuklarınada kendisinede anasınada babasınada ayrı gıcık oluyorum
Titizligi tutarsa, cok rahatsiz olurum.
Eltim hep öyle yapiyor, ne zaman gitsek ya kendisi ya esi mutlaka ya yerleri süpürürler veya mutlaka yapicak baska is bulurlar. buda benim gözümde misafire büyük bir saygisizlik! Insan biraz sohbet eder! Misafirinle ilgilenir. Hem sanki biz geldik diye evi kirlenmis gibi hissetdiriyor insana kendini! Ve her firsat da da, biz cok cok titiziz derler!Sanki ben degilmisim gibi! sen benim gibi günün oniki saati ise kostur da ben senin titizligini göreyim!!!