Günün Fıkrası... (;

OP
be_reN

be_reN

Daimi Üye
Katılım
3 Aralık 2009
Mesajlar
1.574
Tepki
1.856
Puan
113
Konum
...
Önemli Biri

Papa çok önemli bir iş için Amerika`ya gider. Uçak rötar yapınca karşılamaya gelenlerin hepsi gitmek zorunda kalır. Papa indiğinde kimseyi bulamaz. Dışarı çıkar ve oradan geçen ilk taksiyi durdurur.

"Oglum beni tanımışsındır herhalde, benim acilen bir toplantıya yetişmem gerekiyor, beni götürür müsün?"

"Tabi seve seve..."

Yolda giderlerken papa adamın acemi olmasından ve taksiyi yavaş kullanmasından tedirgin olur. Taksiyi durdurur ve soförü arka koltuğa geçirip arabayı kendi kullanmaya başlar.

Tabi bu arada da toplantıya yetişmek için fazla hızlı gider. İleride bir trafik polisi arabayı durdurur. Bakar ki arabayı kullanan papa:

"Neden bu kadar hızlı gidiyorsunuz?"

"Çok acele bir toplantıya yetişmemiz gerekiyor evladım."

"Siz hiç merak etmeyin papa hazretleri, ben şimdi hallederim. Merkez!!! Merkez!!!!.."

"Alo, merkez dinlemede..."

"Buraya çok acil 50 kişilik bir eskort gönderin... tamam!!!!"

"Neden? tamam!!!"

"Şehrimizde çok önemli biri var... tamam!!!"

"Kimmiş bu önemli kişi... tamam!!!"

"Tanımıyorum... tamam!!"

"Tanımıyorsan nerden biliyorsun önemli kişi olduğunu? tamam!!.

"Şoförlügünü papa yaptığına göre mutlaka önemli biridir... Tamam!!..."

hohohohoy :gul::gul::gul:
 
OP
be_reN

be_reN

Daimi Üye
Katılım
3 Aralık 2009
Mesajlar
1.574
Tepki
1.856
Puan
113
Konum
...
Satış Yapmıyoruz

Genç ve güzel sarışın, alışveriş merkezinin beyaz eşya reyonuna girer ve satıcıya sorar:

"Şu küçük televizyonu almayı düşünüyorum, fiyatı nedir?"
"Kusura bakmayın hanımefendi sarışınlara satış yapmıyoruz!"

Genç kadın sinirlenir, evine gider, saçının rengini değiştirir ve ertesi gün mağazaya geri gelir, aynı satıcıya yaklaşır ve:

"Şu küçük televizyonu satın almak istiyorum," der.
"Kusura bakmayın hanımefendi sarışınlara satış yapmıyoruz!!!!"

Kadin iyice sinirlenmiştir, soluğu bir kuaforde alır, hatta makyajindan, göz rengine kadar bu defa köklü bir değişiklik yapar, o tam bir esmer bombadır artik. Aynı mağazaya gider, aynı satıcının yanıdadır ertesi gün:

"Şu küçük sevimli beyaz renkli televizyon ne kadar???"
"Kusura bakmayın hanımefendi, sarışınlara satış yapmıyoruz"
"İnanmıyorum, nasıl anladınız sarışın olduğumu, üç gündür kendimi esmere çevirmek için yapmadığım kalmadı!" "Hanımefendi 3 gündür satın almaya çalıştığınız şey mikrodalga fırın!"

:kop::kop::gul::gul:
 

Kristen Stewart

Daimi Üye
Katılım
3 Aralık 2009
Mesajlar
47.783
Tepki
49.270
Puan
113
Yaş
39
Konum
Çıkmaz Sokak
HANGİ LASTİK

Dört üniversite ögrencisi sabahleyin uyanamayarak matematik finalini kaçırırlar,
sınav ertesinde hocalarını yakalayıip, zarzor bindikleri arabanıin lastiği patladığı için sınavı kaçırdıklarına ikna ederler.
Kadın,
yalvarmalarına dayanamayarak, bu dört arkadaşa sınavı 3 gün sonra yapacağını söyler.
Sınav günü geldiğinde, matematik hocası bizim dörtlüyü sınıfın dört köşesine oturtur.
Finali geçmek için de en az
50 almak lazımdır,
sınavda da 5 soru vardır. Sayfanın önündeki 4 matematik sorusu basit sorulardır ve her biri 10 puanlıktır.
Kağıdın arkasındaki soru ise 60 puanlıktır ve de soru aynen şöyledir
" Hangi lastik patladı ? "
 
OP
be_reN

be_reN

Daimi Üye
Katılım
3 Aralık 2009
Mesajlar
1.574
Tepki
1.856
Puan
113
Konum
...
Kim Diyeyim?

Yıllar önce İngiltere'de erler şemsiye kullanmazmış. Şemsiye taşıma hakkı sadece subaylara tanınıyormuş. O yıllarda bir gün genç teğmenlerden biri, koltuğunun altında bir şemsiye ile hızlı hızlı yürüyen eri görünce, beyninden vurulmuşa dönmüş. Eri çağırarak:

"Bu ne küstahlık", demiş. Ve şemsiyeyi aldığı gibi dizinde iki parça etmiş. "Bu sana bir ders olsun, bir daha böyle küstahlıklar yapma!"

Neye uğradığını anlamayan er: "Başüstüne", diyerek selamı çakmış ve şöyle sormuş: "Teğmenim, beni az önce evine yollayan general şemsiyesini istediğinde kim kırdı diyeyim?"
-kop-kop :gul::gul:
 

Kristen Stewart

Daimi Üye
Katılım
3 Aralık 2009
Mesajlar
47.783
Tepki
49.270
Puan
113
Yaş
39
Konum
Çıkmaz Sokak
8.gif


Anahtar Deliği
Sarhoşun biri sabaha karşı zil-zurna evine dönmüş kapının önünde
gürültülü bir şekilde kapıyı açmaya çalışıyordu.
Gürültüye uyanan karısı camdan başını çıkartıp bağırdı:
-"Al hınzır herif! Al anahtarı atıyorum, gürültü etme de gir içeri kahrolası!"
- "Karıcığım"
dedi sarhoş:
-"Bende anahtar var mümkünse sen bana anahtar deliğini göster!"
 

güllerdiyari

Daimi Üye
Katılım
3 Aralık 2009
Mesajlar
2.132
Tepki
2.410
Puan
113
Yaş
51
Konum
isvicre
Yirmilik
Adamın biri arabasıyla şehirler arası yolda seyahat ederken trafik polisi durdur...ur.
"İyi Günler beyefendi, ehliyet ruhsat lütfen", der.
Adam: "Buyrun" der ve uzatır.
Trafik polisi bakar: "Yangın söndürücünüz var mı?"
......Adam: "Var" der, gösterir.
Polis: "İlkyardım çantası?"
Adam: "Var" der, yine gösterir.
Polis: "Zincir" diye sorar, adam gösterir.
"Takoz?"
"Var."
"Çekme halatı."
"Var."
Polis dayanamaz:
- Mezdekenin kaseti der var mı lan?" der.
Adam güler "O da var" der, kaseti gösterir.
Polis:
- Tak o zaman teybe.
Adam takar, polis oynamaya başlar. Adam gülerek: "Memur bey, napıyosunuz" der.
Polis adama döner:
- Eşşek diilsin, bi yirmilik takarsın artık!
 
OP
be_reN

be_reN

Daimi Üye
Katılım
3 Aralık 2009
Mesajlar
1.574
Tepki
1.856
Puan
113
Konum
...
Çok Eşek Sattık

Amerikalı bir antikacının yolu Türkiye'ye düşmüş, hayvan pazarının birinde geziyormuş. Birden, önünde ihtiyarca bir adamın durduğu, zayıf mi zayıf, hasta bir eşek görmüş; ancak dikkatini çeken, bu zavallı eşeğin üzerinde gördüğü, oldukça eski ve son derece değerli semermiş. Antika kültürü olmayan bu zavallı ihtiyardan semeri son derece ucuza satın alabileceğini düşünerek pazarlığa başlamış. Sıkı bir pazarlıktan sonra, eşeği normal fiyatının 4-5 katına satın almak üzere anlaşmış. Milyonlarca dolar değerinde semeri, 4-5 eşek parasına aldığı için sevinmeye tam başlamışken, ihtiyar oradaki bir çocuğa seslenmiş:
"Oglum, kalk da ahırdan yeni bir semer getir beyefendi için, bu eski semerle göndermeyelim onu!"

Amerikalı tutuşmuş haliyle:
"Benim için sorun degil, zahmet etmeyin..." filan derken bayağı bir dil dökmüş.

En son bizim ihtiyar dayanamamış:
"Boşuna uğraşma beyim, biz o semerle çok eşekler sattık!"
 

kedijik

Daimi Üye
Katılım
9 Aralık 2009
Mesajlar
9.606
Tepki
11.923
Puan
113
Konum
Konya
Ülkenin genç prensi evlenecek yaşa gelmiş ancak tek şartı, evleneceği kızın tertemiz, cinsellik konusunda hiçbir bilgisi olmamasıymış. Bütün ülkeye haber salınmış ve genç kızlar sarayın önüne toplanmış.

Genç prens kızları tek tek odaya alıyor ve cinsel organını çıkarıp bu ne diye soruyormuş.Ancak bütün kızlar doğru cevabı bildiği için eleniyormuş.Adaylardan biri yine odaya girmiş ve prens organını yine çıkarmış bu ne diye sormuş genç kız yaklaşmış organı eline almış ve bebek bebek diye sevmeye başlamış.

Prens işte demiş "tertemiz, aradığım özelliklerde bir kız ,hemen düğün hazırlıkları başlasın" . Kırk gün kırk gece düğünden sonra gerdek odasına girmişler ve prens soyunmaya başlamış çıplak kalınca prenses yaklaşmış organı eline almış ve bebek bebek diye yine sevmeye başlamış.

Prens karısına"bak karıcım biz evlendik artık bazı şeyleri öğrenmen lazım o sevdiğin bebek değil benin cinsel organım ilişkiye girmeye yarar." Bunun üzerine prenses"ah kocacığım ben bu güne dek nelerini gördüm seninki daha bebeek bebeek"
 
OP
be_reN

be_reN

Daimi Üye
Katılım
3 Aralık 2009
Mesajlar
1.574
Tepki
1.856
Puan
113
Konum
...
Ülkenin genç prensi evlenecek yaşa gelmiş ancak tek şartı, evleneceği kızın tertemiz, cinsellik konusunda hiçbir bilgisi olmamasıymış. Bütün ülkeye haber salınmış ve genç kızlar sarayın önüne toplanmış.

Genç prens kızları tek tek odaya alıyor ve cinsel organını çıkarıp bu ne diye soruyormuş.Ancak bütün kızlar doğru cevabı bildiği için eleniyormuş.Adaylardan biri yine odaya girmiş ve prens organını yine çıkarmış bu ne diye sormuş genç kız yaklaşmış organı eline almış ve bebek bebek diye sevmeye başlamış.

Prens işte demiş "tertemiz, aradığım özelliklerde bir kız ,hemen düğün hazırlıkları başlasın" . Kırk gün kırk gece düğünden sonra gerdek odasına girmişler ve prens soyunmaya başlamış çıplak kalınca prenses yaklaşmış organı eline almış ve bebek bebek diye yine sevmeye başlamış.

Prens karısına"bak karıcım biz evlendik artık bazı şeyleri öğrenmen lazım o sevdiğin bebek değil benin cinsel organım ilişkiye girmeye yarar." Bunun üzerine prenses"ah kocacığım ben bu güne dek nelerini gördüm seninki daha bebeek bebeek"

hahahay koptum valla:kop::kop::kop::gul::gul:
 
OP
be_reN

be_reN

Daimi Üye
Katılım
3 Aralık 2009
Mesajlar
1.574
Tepki
1.856
Puan
113
Konum
...
Kovuldun

Büyük bir fabrikanın müdürü süpriz bir ziyaret yaparak personeli kontrol etmeye karar verir.

Fabrika içinde dolaşırken tembel tembel oturan genç bir eleman görür ve çok sinirlenir.

"Haftalık ücretin ne kadar?" diye sorar.

"300 dolar"

Müdür cüzdanını çıkarır ve gence 300 doları uzatır :

"İşte haftalığın, şimdi git ve bir daha da gelme."

Yöneticisine dönerek:

"Bu tembel adam ne kadar zamandır burada çalışıyordu?" diye sorar.

-"O burda çalışmıyor ki" der yönetici, "Yalnızca pizza siparişimizi getirmişti.."
 
OP
be_reN

be_reN

Daimi Üye
Katılım
3 Aralık 2009
Mesajlar
1.574
Tepki
1.856
Puan
113
Konum
...
Evli Gibi

Soğuk ve karlı bir gecede tipiden yolunu kaybeden bir işadamı ve sekreteri arabalarını terk etmek zorunda kalırlar ve uzun bir yüruyüşten sonra üşümüş ve ıslanmış durumdayken bir kulübe bulurlar. Kulübede bir yatak, bir uyku tulumu ve bir sürü battaniye bulunmaktadır.

Geceyi geçirmeye hazırlanırlar ve işadamı bir centilmen olarak, yatağısekreterine verir, "Ben yerde uyku tulumunda uyurum," der. Sekreter yatağına yatar, adam uyku tulumunun içine girerek fermuarı çeker. Bir süre sonra tam uyumak üzereyken, sekreterinin sesini duyar; "Efendim, ben çok üşüyorum."

Adam fermuarı açar, uyku tulumundan çıkar, bir battaniye alıp kadının üzerine örter, tekrar uyku tulumuna girer, tam uyumak üzereyken yine sekreterinin sesini duyar; "Efendim, ben hala çok üşüyorum."

Adam yine fermuarı indirir, tulumdan çıkar, bir battaniye daha alıp kadının üstüne örter, uyku tulumuna girerek
fermuarı çeker. Tam uykuya dalacağı sırada yine duyar; "Ben yine coooook üşüyorum". Adam yattığı yerden;
"Bir fikrim var," der, "Burası ıssız bir yer. Neler olduğunu kimse göremez, istersen evliymişiz gibi davranabiliriz."

Genc kadın kıkırdar; "Tamam, bana göre hava hoş."
Adam yattığı yerden avazı cıktığı kadar bağırır;
"ÖYLEYSE KALK VE KAHROLASI BATTANİYEYİ KENDİN AL!!!!!"
:gul::gul::gul:
 
OP
be_reN

be_reN

Daimi Üye
Katılım
3 Aralık 2009
Mesajlar
1.574
Tepki
1.856
Puan
113
Konum
...
Kaykay

Üç adam ölür ve cennete giderler. Sorgu meleği birincisine sorar, "Seni cennete yollamadan önce sana bir sorum var: Karına karşı sadık oldun mu?" Adam yanıtlar, "Evet, asla bir başka kadına bakmadım." Sorgu meleği, "Suradaki Rolls-Royce'u görüyor musun ? O senindir. Cennetteyken kullanabilirsin."

Sorgu meleği ikinci adama da aynı soruyu sorar ve şu cevabı alır, "Bir kez karımı aldattım ama bunu ona itiraf ettim. Beni bağışladı ve mutlu yuvamızı kurtardık." Bunun üzerine sorgu meleği, "Suradaki Mercedes'i görüyor musun ? Cennetteyken onu kullanacaksın." der

Ve üçüncü adama da sorar, "Karını hiç aldattın mı?" Adam yutkunur ve şöyle der, "İtiraf edeyim ki; bulduğum her kıza asıldım ve birçoğu ile beraber oldum. Üzgünüm." Sorgu meleği, "Ehh" der, "Ama temelde iyi bir adamsın. Şuradaki eski vosvos'u görüyor musun? cennette onu kullanacaksın." Bunun üzerine üç adam vedalaşır arabalarına atlar ve kendi yollarına giderler. Birkaç hafta sonra ikinci ve üçüncü adam birlikte gezerlerken barın önünde birinci adamın Rolls-Royce'unu görürler. Bara girdiklerinde adamın perisan bir halde, etrafındaki boş şişelerin arasında salya sümük oturduğunu görürler ve şaşırırlar.
-"Heyy! Ne oldu sana?" der ikinci adam,
-"Cennettesin, altında bir Rolls-Royce var, herşey mükemmel ama sen niye bu haldesin??"
-"Bugün karımı gördüm!" der birinci adam.
Diğerleri,
-"Aaaa! Ne kadar güzel! peki derdin nedir?" diye sorarlar. Adam içini çekerek konuşur:
-"Kaykay'la dolaşıyordu !"

:findik::findik::findik:
 
OP
be_reN

be_reN

Daimi Üye
Katılım
3 Aralık 2009
Mesajlar
1.574
Tepki
1.856
Puan
113
Konum
...
Tokyo'dan Arıyorum

Dallas'daki NASA uzay üssünde, üs komutanı, George ve Bob adındaki astronotları yanına çağırıp, ertesi gün çıkacakları Mars yolculuğu hakkında son talimatları verir ve bu zor yolculuğun öncesinde uyumak üzere evlerine gitmelerini söyler. Her iki astronot da, talimata uyup evlerine giderler. George tam uyumak üzereyken telefon gelir. Arayan Bob'dur.
"Alo, George. Ben Bob. Uyudun mu?"
"Henüz degil."
"Ben cok heyecanlıyım. Uyku tutmadı. Sana da uyarsa, benimle birlikte içmeye ne dersin? Uzun süre içki içemeyeceğiz..."
"Ok."
Bir saat sonra George ve Bob buluşurlar, bir bara girip içki söylerler. Barmen tam içkiyi verirken ikisine de dikkatlice bakar.
"Hey adamım. Sizi tanıdım. Yarın Marsa gidecek astronotlarsınız. Size içki verdiğim ortaya çıkarsa bir daha Dallas'ta ekmek yiyemem ben. Kusura bakmayın."
George ve Bob barmenle tartışmalarına rağmen o barda içki içemezler. Başka barlarda şanslarını denerler; ama TV programlarını sürekli izleyen barmenler onları her seferinde tanır ve içki vermeyi reddederler. Marketler de kapalıdır. Tam eve dönmeye karar verdiklerinde Bob'un aklına bir fikir gelir.
"Yahu George'cuğum. Bizim uzay roketine koydukları yakıtın kokusunu hatırlıyor musun? Aynı viski gibiydi. İstiyorsan ondan içelim."
Birlikte uzay üssüne girerler. Kontrol etmek bahanesiyle yakıt tankının yanına gelirler. Kimse şüphelenmez. Onlara güvenmeyip kime güveneceklerdir ki zaten. Ertesi sabah füzeye binecek olanlar onlardır.
George ve Bob yakıt tankından aldıkları yakıttan birer kadeh içerler; sonra da evlerine giderler. George tam uyumak üzereyken telefon çalar. Arayan yine Bob'dur.
"Alo George. Yine ben. Rahatsız ettim ama kusura bakma. Sana bir sey sormak istiyorum. Karnın ağrıyor mu?"
"Evet Bob. Hem de çok."
"Peki. O zaman sakın gaz çıkarayım deme. Ben seni TOKYO'dan arıyorum..."
 

Şu anda bu konu'yu okuyan kullanıcılar

    Üst