Romanıma bir cümlelik katkı bekliyorum..

[bitter_im]

Diline son bir söz söylemek daha geldi ancak boğazı düğümleniyordu söylemelimiydi...

(nen roman nerelere gelmiş :kahkaha: )

 

[elif20]

Mısra hayatında hiç bu kadar zor bir durumda kaldığını hissetmemişti.Gaye tam yanından geçerken sessizce "Ne ilksin ne de son bunu unutma. Bu çocuğun yüzüne iyi bak birazcık vicdanın varsa o sana ne yapman gerektiğini zaten söyler" diyerek oradan ayrılır.Mısra göz yaşlarına hakim olmaya çalışarak yutkunurken...

(Yok bilerek değil ikiz ya ondan Ahmet'e niyet birşeyden haberi olmayan Mehmet'e kısmet gibilerinden bizim kızda durumu çakınca utancından yerin dibinde tabi :utandim: dur ya aklım yattı gönder Memo'yu :kahkaha: )

O sırada yukarıdan merdivenlerden gelen ayak seslerine baktığında Ahmet olduğunu gördü.. Fakat bu Ahmet değil ikizi Mehmetti :kahkaha: ''Merhabalar sanırım siz yeni komşusunuz'' diyerek gülümsedi ikiz Mehmet
Durumdan haberi olmayan ve Ahmet'e inanmamış olan Mısra ise gözlerini kısarak ...

 

[ayser]

:sevindirikasli:çok şükür Mehmet çıktı meydana:kahkaha:
Ahmetle mutlu son olamazdı yazık Mısra'yaheyo:
Bu mesajı atlayın:kahkaha::kahkaha::kahkaha:

 

[bitter_im]

:kahkaha::kahkaha::kahkaha:

 

[nk83]

Utanmadan alay eder gibi ne söylüyor bu diye düşünürken çilingir gelmiş kapıyı açmaya çalışıyordu. Mısra dayanamayıp karşısında sırıtan adama "Sen kendini ne sanıyorsun insanlarla oyun mu oynuyorsun.Gelip şirin şirin merhabalar deyince boynuna mı atlayacağım sandın.Çok yanıldın Ahmet efendi" diyerek bağırdı ve yüzüne doğru gayet sert bir şekilde tokatı yapıştırıp

çilingirin açtığı kapıdan içeri girip hızla kapıyı çarptı.Genç adam hiçbirşey anlamamış bir şekilde "Ben Ahmet değilim ki" diyerek eliyle yanağını tutarken çilingirde parasını alamadan eli boş bir şekilde öylece kaldı...

(Amanın ne uzun yazdım :1: )

 

[elif20]

Mehmet büyük bir nezaketle kapıdaki çilingire parasını ödedikten sonra Mısra'nın kapısını çaldı çünkü durumu izah etmek istiyordu

 

[nk83]

Mısra kapıya yaklaşıp "Seni dinlemek istemiyorum.Git buradan!" diye bağırınca ne olduğunu şaşıran Mehmet "Bir yanlış anlaşılma oldu ben Ahmet değil Mehmet'im" diye karşılık verdi.Mısra :ne: pencereye yaklaşmış aşağıda Ahmet'i çocuğuna sarılırken görünce "Ooops yine rezil oldum ys: " diyerek kapıya yöneldi ve yavaşça açıp...

 

[elif20]

''Siz ikizi misiniz yani'' diyerek utangaç bir tavır ile kapıyı tamamen açtı.

 

[nk83]

Mehmet eli ile yanağını tutarak "Ne yaptı bilmiyorum ama sanırım bu tokatın sahibi Ahmet'ti ve merak etmeyin sizin adınıza kendisine daha sert bir şekilde ileteceğim" dediğinde Mısra daha da utanmıştı ve özür dilediğinde "Bizi hep karıştırırlar ama itiraf etmem gerekirse bu seferki çok sert oldu" dedi...

 

[elif20]

''inanın ne diyeceğimi bilemiyorum gerçekten çok utandım, isterseniz özrümün bir simgesi olarak kahve ikram edebilirim. Eğer kabul ederseniz beni çok mutlu edeceksiniz'' diyerek önüne baktı Mısra..

(Eve ikisinden birini zorla alacaksın yani dediğini duyar gibiyim nk'm )

 

[nk83]

(Hadi girsin bakayım ne edeceksin görelim )

Mehmet bir an toplantıya yetişmesi gerektiğini düşünüp saatine baktı ve Mısra'yı kırmak istemediği için kabul ederek "Aslında toplantım var ama bir fincan kahve için zaman ayırabilirim sanırım." dedi gülümseyerek...

(O değilde bu Mısra Nuri Alço gibi oldu ısrarla kahve içirmeye çalışıyor millete hayırdır :icelim: )

 

[elif20]

''Teşekkür ederim'' diyerek içeriye davet etti Mehmet'i. Elinde iki kahve ile mutfaktan gelirken bir yandan da hala çok üzgün olduğunu ve utandığını söylüyordu..

(Bir şey yapmayacak ki kızcağız sen hayır dediğin için zorluyor milleti )

 

[nk83]

(Hee kahve bana inat yani Dur bi boğazına tıkayım ben o kahveyi bu cadının )

Yanına geldiğinde elinin titrediğini hisseden Mehmet "Durun size yardım edeyim" diyerek tepsiyi aldı ve kahveleri sehpaya koydu.Mehmet "siz buraya yeni mi taşındınız daha önce gördüğümü hatırlamıyorum" dedi.Mısra "Yeni sayılır" derken bir yandan da kahvesini yudumladı ve ani bir şekilde öksürmeye başladı...

 

[elif20]

( Pes diyorum Nk'm ne zorun var Mısra ve benimle :benmi: )

''İyi misiniz'' diyerek masada duran suyu Mısra'ya uzattı Mehmet..
''Aah evet çok pardon'' bir kaç kez daha öksürdükten sonra suyu yudumladı Mısra.

 

[nk83]

(Ohhh canıma değsin :kahkaha: İnsan sevdiği ile uğraşır Elif )

Mısra suyu içerken "Kahretsin...kim koydu şeker kavanozuna tuzu" diye söylendi.:benmi:. İçinden o kahveyi içmemeli ne yapsam acaba diye hızlıca geçirirken Mehmet kahvesini yudumladı...


:kahkaha::kahkaha::kahkaha:

 

[elif20]

( Devam et bacım devam et :kahkaha: )

''Lütfen içmeyin'' demesine kalmadan Mehmet kahveyi püskürdü
Öksürmeye başlarken bir yandan da üstünü siliyordu. Mısra utanç üstüne utanç yaşıyordu.

(al bacım kız yerin dibinde hatta birazdan atar kendini tam olur :sılakonda: )

 

[nk83]

:koyvergitsindiyennkelifsmilisi:

Bu seferde Mehmet Mısra'dan özür üstüne özür dilemeye başlamıştı.Üstünü silmesine yardım ederken Mısra'nın yarım kalan fincanıda Mehmet'in pantolonunu dökülüverdi.Mehmet üzerine bakıp "Sanırım toplantıya senin pantolonlarından birini giyerek gidemem değil mi?" deyince Mısra "Pantolonlarım sana olursa kendimi köprüden aşağı atarım" diye karşılık verdi.İkiside gülerken...
:kahkaha:

 

[elif20]

Birbirlerinin gözlerinin içine baktılar , tam birbirlerine yakınlaşmışlardı ki o sırada kapı çaldı. ''Pardon ben kapıya bakayım'' dedi Mısra, kapıyı açtığında ise karşısında Ahmet vardı :ayk:

 

[nk83]

Ahmet "Konuşmamız lazım..." derken Mehmet'i salonda oturmuş görünce gözlerine inanamadı "Ne işin var senin burada" diye sorduğunda Mehmet...

 

[elif20]

''Esas senin ne işin var desem'' diyerek yüzü değişmiş bir şekilde ayağa kalktı :sılakonda: