Meleğim'den seçme şiirler

OP
meleğim

meleğim

Daimi Üye
Katılım
21 Ağustos 2010
Mesajlar
745
Tepki
457
Puan
63
Konum
istanbul
Diyelim yağmura tutuldun bir gün
Bardaktan boşanırcasına yağıyor mübarek
Öbür yanda güneş kendi keyfinde
Ne de olsa yaz yağmuru
Pırıl pırıl düşüyor damlalar
Eteklerin uça uça bir koşudur kopardın
Dar attın kendini karşı evin sundurmasına
İşte o evin kapısında bulacaksın beni
Diyelim için çekti bir sabah vakti
Erkenceden denize gireyim dedin
Kulaç attıkça sen
Patiska çarşaflar gibi yırtılıyor su ortadan
Ege denizi bu efendi deniz
Seslenmiyor
Derken bi de dibe dalayım diyorsun
İçine doğdu belki deİşte çil çil koşuşan balıklar
Lapinalar gümüşler var ya
Eylim eylim salınan yosunlar
Onların arasında bulacaksın beni
Diyelim sapına kadar şair bir herif çıkmış ortaya
Çakmak çakmak gözleri
Meydan ya Taksim ya Beyazıt meydanı
Herkes orda sen de ordasın
Herif bizden söz ediyor bu ülkenin çocuklarından
Yürüyelim arkadaşlar diyor yürüyelim
Özgürlüğe mutluluğa doğru
Her işin başında sevgi diyor
Gözlerin yağmurdan sonra yaprakların yeşili
Bi de başını çeviriyorsun ki
Yanında ben varım
 
OP
meleğim

meleğim

Daimi Üye
Katılım
21 Ağustos 2010
Mesajlar
745
Tepki
457
Puan
63
Konum
istanbul
söyleşir
evvelce biz bu tenhalarda
ziyade gülüşürdük
pır pır yaldızlanırdı kanatları kahkaha kuşlarının
ne meseller söylenirdi mercan koz nargileler
zamanlar değişti
ayrılık girdi araya
hicrana düştük bugün
ah nerde gençliğimiz
sahilde savruluşları başıboş dalgaların
yeri göğü çınlatan tumturaklı gazeller
elde var hüzün
o şehrayin fakat çıkar mı akıldan
çarkıfeleklerin renk renk geceye dağılması
sırılsıklam aşık incesaz
kadehlerin mehtaba kaldırılması
adeta düğün
hayat zamanda iz bırakmaz
bir boşluğa düşersin bir boşluktan
birikip yeniden sıçramak için
elde var hüzün
atilla ilhan
 
OP
meleğim

meleğim

Daimi Üye
Katılım
21 Ağustos 2010
Mesajlar
745
Tepki
457
Puan
63
Konum
istanbul
BİR DE BENDEN DİNLE...

Bir de benden dinle...
Yaz akşamları çimlere uzanıp
Akasyaların arkasındaki ay dedeyi izlerken
İster istemez buğulanan gözlerini...
Hatırla güneşin kavurduğu
Doğu topraklarının çatlaklarını dolduran
Çocukluğun düş denizini
Hatırla kurtardığımız ölüleri
Benzemek istemediğimiz insanları...
Evet kimseye benzemedik
Zor da olsa kendimiz olduk
Ama hiçbir şey değişmedi
Özgürlük bizim için
Bir seraptan öteye geçmedi
DİLENME

Hasret doğurmuş Hacer'di
Yüzümün çölünde.
Gidip geldi yanaklarımın
Safa ve Merve'sinde
Hicran İsmail'di
Boncuk boncuk zemzem aktı
Vurduğunda topuklarını göz bebeklerime
Nerdesin ey İbrahim?
Ey sofrasına yolcular buyur eden.
Bize bir lokma yok mudur
Akşamın dar vakti
Yoksullar elinde buğusu yükselen ekmeğinden?
Ey İbrahim!
Ey sefil yolculara kahkahasının balından içiren
Bize bir kırıntı yok mudur
Gülüşünün şekerinden?
:eek::eek::eek:
 
OP
meleğim

meleğim

Daimi Üye
Katılım
21 Ağustos 2010
Mesajlar
745
Tepki
457
Puan
63
Konum
istanbul
Koşu koşuver nar gözlüm
Yuvarlak biçimli ayakların
Küheylan kolanı gibi kuşağın
Gürbüz kalçalarının üzerinde
Koştur azaplardan kaçalım
Koruklar üzümlenmiş mi bakalım
Bir söze iki gülüş bir öpücük
İki bedeni birbirine katalım
Ruhsatlım sevdamsın beri gel
Kanın höpürtülü başın dik
O seven yuyan bakışınla
İçimi yu mermer döşegel
Dorukta yeni ay ince işaret
Geceye bir şey olmaz gayri
Ne kem gözler gizlenir karanlığa
Ne evin sevincinden korkan bulunur
Asmalarda güneş ve çocuklarımız
Çardakta ıslak ve ekşi uyur
Bacın bazlama yağlasın sahan
Mutluyuz tüm dünyaya duyur


Cahit Zarifoğlu:eek::eek:
 
OP
meleğim

meleğim

Daimi Üye
Katılım
21 Ağustos 2010
Mesajlar
745
Tepki
457
Puan
63
Konum
istanbul
Taşın toprağın altınmış meğer,
Hasretin ölümle inan eşdeğer,
Kısmet olur da geri dönersem eğer
Ecel beni sende bulsun İstanbul.

Yaban elin güzelliği olsa da cennet,
Senden başkasına gönül vermiyor kıymet,
Şu gurbeti aşıp sana erersem şayet,
Ecel beni sende bulsun İstanbul.

Geceleri rüyamda, gündüz düşümde,
Hasretin yakıyor kor ateşinde,
Üsküdar, Salacak Bağlarbaşı'nda
Ecel beni sende bulsun İstanbul.

Sıra dağlar önümüze çekse de perde,
Bu hasret bitecek mutlak bir yerde,
İster sokaklarında ister evimde,
Ecel beni sende bulsun İstanbul.

Baharı kışı yazı güzüyle,
Son bir defa görsem dünya gözüyle,
Hasretimi anlattım ben bu yazıyla,
Ecel beni sende bulsun İstanbul.

Savaş der; Kader bizi ayrı kılsa da,
Kavuşmadan sana miad dolsa da,
Ecel beni gurbet elde bulsa da,
Toprak beni sende sarsın İstanbul.
Fahrettin Savaş Coşkun:aglayan::aglayan::aglayan:
 
OP
meleğim

meleğim

Daimi Üye
Katılım
21 Ağustos 2010
Mesajlar
745
Tepki
457
Puan
63
Konum
istanbul
Bir tanem, aşkım, sevgilim
Sana olanları anlatayım istedim
Birkaç gün önce Mecnun beni arada
Biraz üzgün, kızgın, sesi ağlamaklıydı
Dertleşmek, sabaha kadar içmek istedi
Anladım, Leyla ile araları limoniydi.
Sordum ‘ne oldu taze damat
Aranıza kara kedi mi girdi?’
Sinirlendi bana, ağzına geleni söyledi
‘Ne olacak kıskandı bizimki sizi
Aşkımız sizinki gibi olsun istedi’
Bundan önce de markette gördüm Şirin’i
Yan gözle baktı, süzdü beni
‘Ben çok iyi yemek yaparım’ dedi
Belli ki benle tanışmak niyetindeydi
Dedim ‘hanımefendi sizi bilmeyen mi var
Ferhat’la aşkınızı duyan ağlar’
Nasıl Ferhat’ın ismini duydu, asıldı surat
Dedi ‘aman onu bir kenara at’
Dün de Tahir’i gördüm otoparkta
Arabadan indi, kayboldu bir anda
Daha hangi birini anlatayım sana
Aşkımız, sevgimiz efsane olmuş anla
Bir de okkalı bir şair bulduk mu
Duymayan kalmaz bizi zamanla
Hem belli olmaz, belki ilerde
Koyarlar müfredata bizi de
Ölümsüz efsane aşk adı altında
Kavuşmalarına rağmen halâ aşık ve sevgili
Yazarlar büyük harflerle isimlerimizi
Neslihan Gökçen
:eek::eek:
 
OP
meleğim

meleğim

Daimi Üye
Katılım
21 Ağustos 2010
Mesajlar
745
Tepki
457
Puan
63
Konum
istanbul
Eğer dost ırmağın gözün ararsan,
Serçeşme'den gelir suyun durusu.
Ali Muhammet'tir Muhammet Ali,
İkisi de bir elmanın yarısı.

Ali'm engür ezdi kırklar da içti,
Kırkı da mest oldu kendinden geçti.
Muhabbetin kapısını kim açtı,
Cümlesi de bir ikrarın çerisi.

Ali'm yola gider menzili keser,
Sofi nerde olsa yalanı basar.
Bir kale yaptırmış on iki hisar,
Sor nedendir duvarının örüsü.

Dört kapısı vardır kırk da dükkanı,
Üç yüz altmış altı gevher madeni,
On yedi kişidir alıp satanı,
Cümlesinin sarrafıdır birisi.

O kalenin bedenine kuş konar,
Kanadı üstünde kandiller yanar.
Pir Sultan Abdal'ım secdeye iner,
Aşık oldum gitmez benzim sarısı Pir Sultan Abdal:panter::panter:
 
OP
meleğim

meleğim

Daimi Üye
Katılım
21 Ağustos 2010
Mesajlar
745
Tepki
457
Puan
63
Konum
istanbul
eğer tanrı varsa laledir
rüzgârla incelir yüzü
kırmızıyla alevlenir
gümüş açılır yorgun gönüllere gök,

eğer adı varsa laledir

benim kanayan göğsümde sakladığım aşk
narin bir laledir
hüzün saatlerine açılan

eğer tanrı varsa laledir

eza değil laledir
iyiliğin ipek yüzü salınır rüzgârda
gökyüzü alevlenir
çiğdemlere alevlenir

eğer kanıyorsa rengi, laledir

bir çocuk ve bir fahişe
ezan ve haçla birlikte
erl ele yürürler
-umut laledir-
böyle lalelenir yeryüzü
alevlenir ışık
ay lalelenir

-yepyeni bir doğuş kanar şairin gözlerinde Ahmet Özbek :panter::panter:
 

Şu anda bu konu'yu okuyan kullanıcılar

    Üst