Yazılanları okudum. Herhalde "çocuklar gibi isim vermeden ama bizzat kişinin anlayacağı cümlelerle kendince ayar veren" ben oluyorum
Aynen bu cümlede isim vermeden, bizzat benim anlayacağım tarzda ayar verildiği gibi
Saygı bekleyen, saygı duyacak. Hakaret duymak istemeyen, hakaret etmeyecek. Üsluptan muzdarip olanlar, bir dönüp üslubunu kontrol edecek. Suskunluğum asaletimden diyen kezban da ben oluyorsam eğer, ben susuyorsam karşıdaki de susacak,buraya bu tarz alaylı cümleler yazılmayacak.
Bir düşünülecek ben sana “kezban” desem acaba ne olurdu diye. Sanırım bunu diyen arkadaş beni ziyadesiyle paralardı
Bana hakaret edemezsin, düşünceme saygı duymak zorundasın derken, biriyle “kezban” denerek alay edilmesi hakkaten düşündürücü olmuş...
Ben böyle bitiriyorum. Büyük beylik laflar etmiyorum. Dünya küçük bir şekilde görüşülür. Beni bilen biliyor. Bilmeyen, beni boşluklarını doldurmak için kullanana, "çok seviyorum, canımdan ötesin" deyip benimle sadece canı sıkıldığında eğlenene zaten sözüm yok.
Benimle anlaşmazlık içine düştüğünü, beni incittiğini farkeden beni aradı. Bir şekilde bana ulaşıldı. Ben beni yanlış anladığını hissettiğime kendimi ifade etmeye çalıştım. Bizzat şahsa asla saldırıda bulunmadım. Fikir paylaşmak, ben de görüşümü iletmek istedim sadece. Ama bol bol konuşma hakkını kendinde görenler beni dinlemeye tamammül edemediler sanırım.
Görüyorum ki, bir "hep ben konuşacağım sen dinleyeceksin, hep ben doğruyum, ben söylerim olur." zihniyetine çarpıyorum.
Ben “seni arayacağım” dediğimi aradım, ararım, görüşürüm. Yapmayanlar düşünsün.
Benim arkadaşlık çizgilerimi siyasi görüşlerim çizmedi, çizmeyecek. Çizenlere de selametle diyorum.